Danıştay Kararı 10. Daire 2016/14944 E. 2020/6396 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/14944 E.  ,  2020/6396 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/14944
Karar No : 2020/6396

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İran vatandaşı olan davacının; babası ve annesinin Türk vatandaşlığına geçtiğinden dolayı Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 1. maddesine istinaden anne ve babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığına alınma talebinin reddine ilişkin İstanbul Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’nün … tarih (Mahkeme kararında sehven … olarak yazılmıştır.) ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının, Mülga 403 sayılı Kanun’un 1. maddesi ve 5901 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesinde belirtilen “(1) Soy bağı esasına göre kazanılan Türk vatandaşlığı, Türk vatandaşı ana veya baba ile soy bağının kurulmasıyla kendiliğinden kazanılan vatandaşlıktır.” şartlarını taşımadığı anlaşıldığından davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 11. maddesi ile anılan Kanun’un Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin 71. maddesinde belirtilen şartları taşıması halinde Türk vatandaşlığını kazanabileceğinin mümkün olduğu gerekçeleriyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkilinin anne ve babasının Türk vatandaşı olduğu ve Türk vatandaşı anne ve babanın çocuğunun vatandaşlığı resen kazanacağı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI :Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
İran vatandaşı olan davacı tarafından Mülga 403 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca anne ve babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığına alınma talebinde bulunulmuştur. Anılan talep davacının Mülga 403 sayılı Kanun’un 1. maddesinde yer alan şartı sağlamadığı, ancak 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 11. maddesi ile anılan Kanun’un Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 71. maddesinde belirtilen şartları taşıması halinde talebinin değerlendirilebileceği gerekçesiyle İstanbul Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmiş, bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 1. maddesinde, “Türkiye içinde veya dışında Türk babadan olan ya da Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşıdırlar.” hükmü; 7. maddesinde, “Aşağıdaki hallerde 6. maddenin (b) ve (c) bentlerindeki şartlar aranmaksızın yabancılar, istekleri üzerine, İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyle Türk vatandaşlığına alınabilirler.
a) Türk vatandaşlığını herhangi bir şekilde kaybetmiş olanların sonradan doğmuş reşit çocukları,
b) Bir Türk vatandaşı ile evli olanlarla, bunların reşit çocukları,
c) Türk soyundan olanlarla, eşleri ve reşit çocukları,
ç) Bir Türk vatandaşı ile evlenme kararıyla Türkiye’de yerleşmiş olanlar,
d) Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren sosyal, ekonomik alanlarda veya bilim, teknik veyahut sanat alanlarında olağanüstü hizmeti geçmiş veya hizmeti geçeceği düşünülen kimseler,
e) Vatandaşlığa alınması Bakanlar Kurulunca zaruri görülenler.” hükmü yer almaktadır.
12/06/2009 tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 47. maddesinin birinci fıkrası ile 403 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Tanımlar” Başlıklı 3’üncü maddesinin 1/a bendinde Bakanlığın İçişleri Bakanlığı’nı ifade ettiği, “Soy bağı” başlıklı 7. maddesinde, “Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır.” hükmü; “Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasında usul ve esaslar” başlıklı 19. maddesinde; “(1) Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılardan başvuru için gerekli şartları taşıyanların adına vatandaşlık dosyası düzenlenir ve karar verilmek üzere Bakanlığa gönderilir. Bakanlıkça yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda durumu uygun bulunanlar Bakanlık kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilirler, uygun görülmeyenlerin talepleri ise Bakanlıkça reddedilir. …” hükmü; işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle “Yönetmelik” başlıklı 46. maddesinde ise, “(1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
06/04/2010 tarih ve 27544 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde, “(1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında; … b) Bakanlık: İçişleri Bakanlığını, … ifade eder” hükmüne; “Onsekiz yaşını tamamladıktan sonra doğuma ilişkin yurt dışından yapılan bildirimlerde başvuru ve yapılacak işlemler” başlıklı 9. maddesinde, “(1) Türk vatandaşı ana veya babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazandığını iddia ederek başvuruda bulunan kişi adına müracaat makamlarınca aşağıda belirtilen belgelerden oluşan dosya düzenlenir ve karar alınmak üzere Bakanlığa gönderilir: a) İsteği belirten form dilekçe. b) Müracaat makamlarınca sistemden alınan, Türk vatandaşı ana veya babaya ait nüfus kayıt örneği. c) Türk vatandaşı ana veya babadan birinin ya da her ikisinin aynı zamanda yabancı bir devlet vatandaşı olması halinde kimliğini ispata yarayacak belge. ç) Talepte bulunan kişinin aynı zamanda yabancı bir devlet vatandaşı olması halinde kimliğini ispata yarayacak belge. d) Medenî hal belgesi ve evli ise evlenme belgesi, boşanmış ise boşanmayı kanıtlayan belge, dul ise eşine ait ölüm belgesi. e) Kişinin ana ve babasından, bunlardan birisinin ya da her ikisinin ölmüş olması halinde ise varsa kardeşlerinden, kardeşleri yoksa üçüncü derece yakınlarından, müracaat makamlarınca alınacak ve yakınlık derecelerini belirten ifade tutanağı. f) Doğum belgesi. g) Doğum belgesine dayanılarak düzenlenen doğum tutanağı. (2) Bakanlıkça gerekli görülen hallerde, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen belgelerle birlikte, ilgilinin vatandaşlığının ispatına esas olabilecek başka belgelerin de ibraz edilmesi istenebilir.” hükmüne, “Onsekiz yaşını tamamladıktan sonra doğuma ilişkin yurt dışından yapılan bildirimlere ait karar” başlıklı 10. maddesinde de; “(1) Bakanlıkça yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda Türk vatandaşı anadan doğduğu veya babadan olduğu tespit edilen kişinin, doğumundan itibaren Türk vatandaşı olduğu aile kütüğüne tescil edilir. (2) Türk vatandaşı anadan doğduğu veya babadan olduğunu ispata yarayacak yeterli bilgi ve belge bulunmaması halinde, ilgili kişinin bu yöndeki talebi Bakanlıkça reddedilir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari makamların yetki ve görevleri yasalarla belirlenir. Bu husus kamu hizmetinin düzenli ve devamlı bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacına yönelik olduğu kadar görev ve yetkinin kamu düzeniyle ilgili olmasından da kaynaklanmaktadır.
Yetki kurallarının idari işlemlerin en önemli unsurları arasında yer aldığı, yetki unsurundaki sakatlığın idari işlemi de sakatlayacağı, bu sakatlıkların sonradan verilecek onay ya da izinle giderilemeyeceği, dolayısıyla idarenin yetki kurallarına sıkı bir şekilde uymak zorunda bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Uyuşmazlıkta; anne ve babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanma isteminde bulunan davacının gerek başvuru yaptığı 24/10/2015 tarihinde, gerekse de dava konusu işlemin tesis edildiği 24/12/2015 tarihinde 5901 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dikkate alındığında; 5901 sayılı Kanun’da öngörülen şartlar yönünden yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucu başvuruya ilişkin işlem tesis edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, 5901 sayılı Kanun’un 19. maddesine göre, 18 yaşını tamamladıktan sonra soy bağı esasına göre Türk Vatandaşlığını doğum yoluyla kazandıklarını iddia eden davacının bu yöndeki başvurularını değerlendirme ve neticelendirme yetkisinin İçişleri Bakanlığı’nda olduğu açıktır.
Bu durumda, soy bağı esasına göre Türk vatandaşlığını doğum yoluyla kazandığını iddia eden davacının başvurusunun yukarıda anılan mevzuat gereği, gerekli belgelerden oluşan dosya ile birlikte karar alınmak üzere İçişleri Bakanlığı’na gönderilmesi gerekirken, başvurunun davalı idarece reddi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde yetki unsuru yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönündeki temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.