Danıştay Kararı 10. Daire 2016/14172 E. 2020/4749 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/14172 E.  ,  2020/4749 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/14172
Karar No : 2020/4749

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : I. Huk. Müş. Yrd. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rusya Federasyonu uyruklu olan ve 23/11/2009 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurusunun reddedilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının 2009 tarihinde Türk vatandaşı ile evlendiği ve başvuru tarihi itibariyle evliliğinin dört yıl süreyle devam ettiği, aile birliği içerisinde yaşadıklarının yapılan araştırma sonucunda anlaşıldığı, davacının evlendiği tarihten sonraki süreçte evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunduğu yönünde herhangi bir tespit yapılmadığı, evlilik tarihinden öncesine ait bir adli işlem gerekçe gösterilerek Türk vatandaşlığına alınma başvurusunun reddedilemeyeceği, öte yandan, davacı hakkında 05/03/2014 tarihinde kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçundan işlem yapıldığından bahsedilmiş ise de, davacının ifadesinde 04/10/2005 tarihinde hakkında işlem yapılırken kullanmış olduğu soyadının eski eşine ait olduğunun ve kimlik bilgileri hakkında yalan beyanda bulunmadığının beyan edildiği ve davacının anılan suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı değerlendirildiğinde belirtilen hususun da Türk vatandaşlığına alınma başvurusunun reddi için gerekçe teşkil edemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesinde aranan şartları taşımadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesinde, bir Türk vatandaşı ile evlenmenin doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacağı, ancak bir Türk vatandaşı ile en az 3 yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancıların Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecekleri, başvuru sahiplerinde; aile birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama şartlarının aranacağı, 10. maddesinde ise Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancının, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabileceği ancak anılan şartları taşımanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamayacağı kurala bağlanmıştır.
Bu kapsamda, vatandaşlık verme hususunda devletin hükümranlık hakkı ve takdir yetkisi bulunduğu açık olup; davacının Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvurunun, ailevi durumu ile bazı faaliyet ve eylemleri dikkate alınmak suretiyle reddi yönünde tesis olunan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği görüşüyle Dairemizin onama kararına katılmıyorum.