Danıştay Kararı 10. Daire 2016/14153 E. 2020/4119 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/14153 E.  ,  2020/4119 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/14153
Karar No : 2020/4119

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- Kendi Adına Asaleten Kızı …’a Velayeten …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_ÖZETİ : Danıştay Onuncu Dairesince verilen 17/05/2016 tarih ve E:2013/3924, K:2016/2732 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN_ÖZETİ : Davacılar tarafından, karar düzeltme isteminin hukuki dayanağının bulunmadığı ileri sürülerek reddi gerektiği savunulmaktadır

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile bozma kararı kaldırılarak, davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, davalı idarenin, kararın düzeltilmesi isteminin reddine, 22/10/2020 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, davacıların yakını olan ve … Müze Müdürlüğü bünyesinde araştırmacı olarak görev yapan …’ın işyerinde vurularak öldürülmesi nedeniyle toplam 110.000,00-TL maddi, 60.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdare Hukuku öğretisine göre, tazminat davalarında idarelerin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için ortada bir zararın bulunması ve bunun idarelere yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması bir başka deyişle zararla idari faaliyet arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunmaması, zararın idari faaliyetten doğmadığını gösterir. Zararın oluşmasında zarara uğrayanın ya da üçüncü kişinin kusurunun bulunması halinde ise idarenin tazmin sorumluluğunun ortadan kalkacağı ya da kusur ölçüsünde azalacağı açıktır.
Zarar ile idarenin eylemi arasındaki illiyet bağını ortadan kaldıran veya azaltan sebepler öğretide mücbir sebep, beklenmeyen durum, zarara uğrayanın kusuru ve üçüncü kişinin kusuru olarak sayılmıştır. Üçüncü kişinin fiilleri zarar ile idari eylem arasındaki ilişkiyi kesecek nitelikte ise başka bir deyişle zarar, üçüncü kişinin davranışları sebebiyle doğmuşsa idarenin hem kusura dayanan sorumluluğu hem de kusursuz sorumluluğu ortadan kalkar.
Dosyadaki mevcut tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacıların yakını …’ın … Müze Müdürlüğü bünyesinde araştırmacı olarak görev yaptığı ve 27/07/2010 tarihinde müze bahçesinde sabah işe geldiği sırada daha önceden müzede işçi statüsünde görev yapmış ve işine son verilmiş olan … isimli şahsın müdüre beslediği husumet nedeniyle bahçe giriş kapısının dışından av tüfeğiyle rastgele ateş etmesi sonucu vurularak ölmesi olayında, idarenin hizmet kusurunun söz konusu olmadığı, ayrıca ölüm olayının dava dışı bir şahsın eylemi sonucu oluştuğu, bu eylemin davalı idare ile zarar arasında nedensellik bağını kestiği, dolayısıyla kusursuz sorumluluk ilkesine de gidilemeyeceği açıktır.
Bu durumda, idareye atfı kabil bir hizmet kusuru ve zararı doğuran eylemin idarenin yürüttüğü hizmete bağlanabilirliğinin söz konusu olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 17/05/2016 tarih ve E:2013/2307, K:2016/2731 sayılı kararının kaldırılarak, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz. .