Danıştay Kararı 10. Daire 2016/1374 E. 2020/5031 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/1374 E.  ,  2020/5031 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/1374
Karar No : 2020/5031

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, nüfus kütüğüne usulsüz tescil edildiğinden bahisle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık kaydının silinmesine ilişkin Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; mülga Türk Vatandaşlığı Kanunu’na göre Türk Vatandaşlığı’na alınmada ilgili tarafından yalan beyan verildiği veya önemli hususların gizlendiği sonradan anlaşılmış olsa bile vatandaşlığın kazanımından itibaren 5 yıl geçmiş ise artık kazanılan vatandaşlığın iptal edilemediği, olayda her ne kadar davacının, annesi … Türk vatandaşlığını kazanma tarihinden önce dünyaya gelmiş olmasına ve Türk vatandaşlığına alınmak için mülga 403 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinde aranan şartları taşımamasına rağmen idarenin hatasından mı yoksa ilgilinin hile veya önemli bilgileri gizlemesinden kaynaklı olarak mı davacının nüfusa kayıt edildiğine dair idarece herhangi bir bilgi veya belgenin dosyaya sunulmadığı ve açıklama yapılmadığı, ilgilinin yalan beyan verdiğinin veya önemli hususları gizlediğinin sonradan anlaşılması üzerine iptal edilmesi mümkün ise de, davacının Türk Vatandaşı olduğu 08/01/1992 tarihinden itibaren geçen 5 yıllık sürenin bitimi olan 08/01/1997 tarihinden itibaren artık vatandaşlığın iptaline karar verilemeyeceğinin açık olduğu, ayrıca davacının vatandaşlığı kazanımından itibaren geçen 5 yıllık sürenin dolduğu 08/01/1997 tarihinde de Mülga 403 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu ve bu Kanunun ilgili maddeleri muvacehesinde vatandaşlığı kazanımının değerlendirilmesi gerektiğinden olayda 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’ nun uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, tesis edilen işlemin vatandaşlığın iptali olmayıp usulsüz tescil edildiği anlaşılan kaydın silinmesi işlemi olduğu, dolayısıyla 5 yıllık süre sonunda vatandaşlığın iptal edilememesi durumunun mevcut olayda söz konusu olmadığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.