Danıştay Kararı 10. Daire 2016/11951 E. 2020/5394 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/11951 E.  ,  2020/5394 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/11951
Karar No : 2020/5394

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- … 4- … 5- …
VEKİLİ : Av. …

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin davanın kısmen kabulü kısmen reddi yolundaki … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının manevi tazminata ilişkin kısmının onanmasına, maddi tazminata ilişkin kısmının ise bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 14/09/2015 tarih ve E:2015/245 K:2015/3736 sayılı kararının; taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar yakını …’ın Erzurum İli, … İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken, 03/01/2012 tarihinde müdahale için gidilen asayiş olayında, bir şahsın bıçaklı saldırısı sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zarar karşılığı olarak vefat edenin eşi … için miktar arttırımı sonucu 275.000,00 TL, annesi … için 26.000,00 TL olmak üzere toplam 301.000,00 TL maddi ve eş için 100.000,00 TL, anne için 20.000,00 TL, diğer davacı kardeşler için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek kanuni faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idarenin ortaya çıkan zararda hizmet kusurunun bulunduğu, davacıların uğradığı maddi manevi zararların Anayasa’nın 125. maddesi gereğince idarece tazmini gerektiği, davacılara hisseleri oranında 2012 yılında ödenen 62.878,00 TL nakdi tazminat tutarının 2014 yılı itibariyle güncellenmiş tutarının 73.148,00 TL olduğu, ayrıca davacı …’a ve …’a 2012 ve 2013 yılları için ayrı ayrı 2.955,18 TL tütün ikramiyesi ödendiği, davacı …’ın hissesine göre ödenen güncellenmiş nakdi tazminat tutarının (73.148,00 TL./12×6) 36.574,00 TL olduğu ve bu tutara 2.955,18 TL tütün ikramiyesinin de eklenmesi durumunda toplam zararından çıkarılacak maddi yararının 39.529,18 TL olduğu, davacı …’a hissesine göre ödenen güncellenmiş nakdi tazminat tutarının (73.148,00 TL./12×3) 18.287,00 TL olduğu ve bu tutara 2.955,18 TL tütün ikramiyesinin de eklenmesi durumunda toplam zararından çıkarılacak maddi yararının 21.242,18 TL olduğu, bu tutarların bilirkişi raporuyla birlikte değerlendirilmesi sonucunda ise; davacı …’ın 525.320,67 TL bürüt zararından, vazife malullüğü ile adi malulluk arasındaki 97.709,72 TL fark tutarı ve evlenme ihtimaline ilişkin hesaplanan 89.304,51 TL ve yukarıda değinilen 39.529,18 TL güncellenmiş nakdi tazminat ve tütün ikramiyesi tutarının indirilmesi durumunda geriye kalan 298.777,26 TL’nın gerçek maddi zararını oluşturduğu ve bu tutardan davacının talebine bağlı olarak 275.000,00 TL’nın davalı idarece yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği, davacı …’ın 83.943,14 TL bürüt zararından, vazife malullüğü ile adi malulluk arasındaki 57.771,86 TL fark tutarı ve yukarıda değinilen 21.242,18 TL güncellenmiş nakdi tazminat ve tütün ikramiyesi tutarının indirilmesi durumunda geriye kalan 4.929,10 TL’nın bu davacının gerçek maddi zararını oluşturduğu ve bu tutarın davalı idarece yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği, gerekçesiyle davacılardan …’ın 275.000,00 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminat talebi ve …’ın 4.929,10 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminat talebi ile diğer davacılar …, …, …’ın her biri için ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere 15.000,00 TL manevi tazminat tutarının tazmini açısından (toplam tutar 334.929,10 TL.) davanın kısmen kabulüne ve bu tutarın idareye yapılan başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, bu tutarların dışında kalan maddi ve manevi tazminat talebinin (116.070,90 TL) reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, temyize konu kararın manevi tazminata ilişkin kısmının ONANMASINA, maddi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, manevi tazminata ilişkin kısmı temyiz etmedikleri, maddi tazminata ilişkin bozma kararının gerekçelerine katılmadıkları, yeniden yapılacak hesaplama ile tazminat bedelinin daha da artacağı, ileri sürülerek, Davalı idare tarafından, temyiz aşamasında ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmediği, 2330 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda maddi ve manevi zararların karşılığı olarak tazminat ödendiği, SGK tarafından I. derece vazife malullüğü aylığı bağlandığı, şehit yardımı yapıldığı, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yol açmaması gerektiği ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın aleyhlerine olan kısımlarının düzeltilmesi istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının ileri sürdüğü nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davalı… Bakanlığının Manevi Tazminata İlişkin Karar Düzeltme İsteminin İncelenmesi
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir.
Davalı idarenin kararın düzeltilmesi dilekçesinde manevi tazminata ilişkin olarak öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, davalı İçişleri Bakanlığının, Danıştay Onuncu Dairesinin 14/09/2015 tarih ve E:2015/245 K:2015/3736 sayılı kararının manevi tazminatın onanmasına ilişkin kısmına yönelik kararın düzeltilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Tarafların Maddi Tazminata İlişkin Karar Düzeltme İsteminin İncelenmesi
Kararın düzeltilmesi dilekçelerinde maddi tazminata ilişkin olarak ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davacıların karar düzeltme isteminin kabulü, davalı idarenin karar düzeltme isteminin ise kısmen kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 14/09/2015 tarih ve E:2015/245 K:2015/3736 sayılı kararının bozmaya ilişkin kısmı kaldırılarak; davalı idarenin temyiz istemi bu kısım yönünden yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacılar yakını …’ın Erzurum İli, … İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken, 03/01/2012 tarihinde müdahale için gidilen asayiş olayında bir şahsın bıçaklı saldırısı sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zarar karşılığı olarak vefat edenin eşi … için miktar arttırımı sonucu 275.000,00 TL, annesi … için 26.000,00 TL olmak üzere toplam 301.000,00 TL maddi ve eş için 100.00,00 TL, anne için 20.000,00 TL, diğer davacı kardeşler için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek kanuni faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Davacıların, kamu görevlisi olan yakınlarının 03/01/2012 tarihinde müdahale için gidilen asayiş olayında bir şahsın bıçaklı saldırısı üzerine vefatı sonucu oluşan zararın, idarenin yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen özel ve olağandışı bir zarar olduğu, bu zararın kusursuz sorumluluk ilkesine göre tazmin edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Sosyal güvenlik, bireylerin istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerin, kendilerinin ve geçindirmekle yükümlü oldukları kişilerin üzerlerindeki gelir azaltıcı ve harcama artırıcı etkilerini en aza indirmek, ayrıca sağlıklı ve asgari hayat standardını güvence altına alınmasını ifade eder. Bu güvencenin gerçekleştirilebilmesi için sosyal güvenlik kuruluşları oluşturularak, kişilerin yaşlılık, hastalık, malûllük, kaza ve ölüm gibi sosyal risklere karşı asgari yaşam düzeylerinin korunması amaçlanmaktadır.
Kamu görevlilerine, vazife malûllüğüne sebep olan olaydan dolayı prim ödemek suretiyle kapsamında bulunulan sosyal güvenlik sisteminin doğal sonucu olarak bağlanan vazife malüllüğü aylığının, adi malüllük aylığını aşan, bir başka ifade ile adi malüllük aylığına yapılan zamma ilişkin kısmını, vazife malüllüğüne sebep olan olay nedeniyle sağlanan yarar olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır. Bu zam, kamu görevlileri/hak sahipleri yönünden ifa amacını taşıyan bir ödeme niteliğinde olup, yarar kabul edilip hesaplanan zarardan indirim yapılacak bir kalem değildir. Aksine bir yaklaşım, vazife malûllüğüne sebep olan olaydan dolayı kamu görevlilerine/hak sahiplerine bağlanan vazife malüllüğü aylığının idarenin bir lütfu, kamu görevlileri/hak sahipleri yönünden ise gerçekleşmesi istenilen ve beklenilen bir olay olduğu sonucunu ortaya çıkarır. Bu sonucun hayatın olağan akışına uygun olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden, dava dışı üçüncü kişi …’ın, psikolojik rahatsızlığı olduğu belirtilen eşi …’ın hastaneye yatması gerektiği hakkındaki şikayeti üzerine, olay yerine sağlık ekipleriyle birlikte intikal eden polis memurlarından …’in … tarafından sırtından hayati tehlike arzetmeyecek şekilde bıçaklanarak yaralandığı, daha sonra olay yerine takviye olarak gelen ikinci ekipte bulunan davacılar yakını polis memuru …’ın da aynı şahıs tarafından kalbinden bıçaklanması sonucunda kaldırıldığı … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde vefat ettiği, açılan dava sonucu İdare mahkemesince, davacılardan …’ın 275.000,00 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminat talebi ve …’ın 4.929,10 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminat talebi ile diğer davacılar …, …, …’ın her biri için ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere 15.000,00 TL manevi tazminat tutarının tazmini açısından (toplam tutar 334.929,10 TL.) davanın kısmen kabulüne ve bu tutarların dışında kalan maddi ve manevi tazminat talebinin (116.070,90 TL) reddine karar verildiği; söz konusu kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi sonucu Dairemizin 14/09/2015 tarih ve E:2015/245 K:2015/3736 sayılı kararıyla manevi tazminatın kabulüne ilişkin kısmının onandığı, maddi tazminata ilişkin kısmının bozulduğu anlaşılmıştır.
İdare Mahkemesi kararının, maddi tazminata ilişkin kısmının incelenmesi;
İdare Mahkemesi kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda;
1-Aktif dönem işleyecek zarar ve pasif dönem için yapılan hesaplamada, murisin alacağı görev aylıkları ile emekli aylıklarının esas alınması gerekirken, asgari ücretin belirli bir katsayısı dikkate alınarak hesaplama yapıldığı,
2- Davacılar murisinin yaşasaydı yasal emeklilik yaşında alabileceği emekli maaşına ilişkin herhangi bir araştırma yapılmaksızın, murisin eşi ve annesine 15/01/2012 başlangıç tarihi itibarıyla ödenen vazife malullüğü aylığı (1.652,64 TL) murisin yasal emeklilik yaşında alabileceği emekli maaşı olduğu varsayılarak bu miktar üzerinden hesaplanan tutarın tamamının pasif dönemdeki zarara dahil edildiği,
3-Bunun yanında işlemiş ve işleyecek dönemde vazife malüllüğü kapsamında yapılan ödemelerin emsal görev aylıkları toplamından düşülmeksizin, yalnızca vazife malüllüğü ile adi malüllük aylığı farkının görev aylığından indirildiği, desteğin ve davacıların muhtemel ömürlerinin ülkemize özgü olan ve güncel verilere göre hazırlanan TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna göre belirlenmesi gerekirken muhtemel ömür sürelerinin PMF 1931 hayat tablosuna göre hesaplama yapıldığı,
4-Öte yandan davacı eşin evlenme olasılığının nihai olarak saptanan net zarar üzerinden hesaplanması gerekirken brüt zarar üzerinden hesaplandığı görülmüştür.
Bu itibarla, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hesaplama yöntemi bakımından hükme esas alınacak nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacıların yakınlarının hayatını kaybetmesi nedeniyle uğradıklarını iddia ettikleri maddi zararları aşağıda belirtilen şekilde bilirkişi tarafından yeniden hesaplanmalıdır.
Aktif dönemde işlemiş dönem zararı, desteğin ölüm tarihinden bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, desteğin emsali polis memurunun aylar itibariyle aldığı görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenen vazife malullüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden davacı eş ve anneye ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından bu davacılara bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin hesaplanmayacağı da dikkate alınmalıdır.
Aktif dönemde işleyecek dönem zararı, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihten desteğin yasal emeklilik yaşını dolduracağı tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde de, desteğin emsali polis memurunun aylar itibariyle alabileceği görev aylıkları ile SGK tarafından davacı eş ve anneye bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malulüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden eş ve anneye ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından söz konusu davacılara bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destekten yoksun kalma zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) hesaplanması gerekmektedir.
Pasif dönemdeki zararı, desteğin yasal emeklilik yaşını tamamladığı tarih ile muhtemel ömrünün sonuna kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, yasal emeklilik yaşını tamamladığı tarih itibarıyla ve yasal emekli olma koşullarına sahip olduğu farzedilen desteğin alacağı emekli aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malullüğü aylıkları dikkate alanarak, desteğin emekli aylığı üzerinden eşine ve annesine ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından bu davacılara bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerlerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontaya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, yapılacak hesaplamada, davacıya davalı idarece ödenen nakdi tazminat tutarı ile 5434 sayılı Kanun’un Ek 79. maddesi uyarınca yapılan ek ödemenin yarar olarak kabul edilip, yeniden düzenlenecek rapor tarihindeki yasal faize göre güncel değerinin bulunarak hesaplanan maddi zarar tutarından indirilmesi gerekmektedir.
Buna göre İdare Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenecek rapora göre maddi tazminat istemi hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararın maddi tazminata ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin manevi tazminat yönünden reddine, maddi tazminat yönünden kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının manevi tazminata ilişkin kısmının ONANMASINA, maddi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 23/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.