Danıştay Kararı 10. Daire 2016/11743 E. 2020/6833 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/11743 E.  ,  2020/6833 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/11743
Karar No : 2020/6833

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının sahibi olduğu, Kastamonu ili, İnebolu ilçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … sayılı parsellerde tapuya kayıtlı bulunan … Pide ve Kebap Salonunun ‘izinsiz uygulamaları mevzuata uygun hale getirilinceye kadar kapatılarak ticari faaliyetten men edilmesine’ ilişkin İnebolu Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine idarenin haksız uygulaması nedeniyle işyerinin kapalı kalması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 60.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı tarafından, işyerinin kapalı kaldığı süre içinde daha önce almış olduğu gıda maddelerinin kullanılamaz hale geldiğine ilişkin bir tespitin yaptırılmadığı gibi, bu yönde dava dosyasına sunulan bir bilgi veya belgeye rastlanmadığı, davacı tarafından ticari kazanç kaybı olarak istenilen 20.000,00 TL nin nasıl tespit edildiği, buna ilişkin işyerinin kapatılmadan önceki günden başlayarak geriye doğru bir aylık sürede elde edilen kazancı gösterir fiş, fatura ve diğer belgeler ile kapatılma olayının gerçekleştiği dönem ve bu dönemin öncesindeki ve sonrasındaki dönem kazancını gösteren vergi beyannamesine ilişkin vergi levhasının bir örneğinin istenilmesi yolundaki Mahkememizin 29/04/2014 günlü ara kararına verilen cevabi yazı ve eklerinden davacının 2012 yılında beyanda bulunulan vergi matrahının 10.332,11 TL olduğu, yine 2012 yılı 3. dönem geçici vergi beyannamesinde geçici vergi matrahının ise 5.898,47 TL olduğu, bilindiği üzere gelir vergisi mükellefleri için geçici vergi beyannamesinin bir yılda 4 döneme ayrıldığı ve Temmuz, Ağustos, Eylül aylarına ilişkin geçici vergi beyannamesinin 3. dönem olarak adlandırıldığı, her ne kadar davacı tarafından değişik dönemlerde almış olduğu gıda ürünlerine ilişkin faturalar dava dilekçesine eklenmiş olsa da; davacıya ait işyerinin kapalı kaldığı 24.08.2012 – 07.09.2012 tarihleri arasında gıda ürünlerinin bozulduğuna ilişkin her hangi bir tespit yapılmadığı ve bu yönde dava dosyasına her hangi bir veri sunulmadığından davacının bu talebinin yerinde olmadığı, davalı idare tarafından davacıya ait işyerinin hukuka aykırı olarak mühürlendiğinin, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile açıkça ortaya konulduğu ve davacıya ait işyerinin bu hukuka aykırı işlem nedeniyle kapatılma süresi kadar ticari kayba uğrayacağından, kapatılan döneme ait geçici vergi beyannamesi de dikkate alınarak; davacıya ait işyerinin kapalı kaldığı 15 günlük ticari kaybının 1.179,69 TL olarak tespit edildiği, bu miktarın davacıya ödenmesi gerektiği, talep edilen diğer kısımların ise yersiz olduğu sonucuna ulaşıldığı, hukuka aykırılığı yargı kararı ile tespit edilen hukuka aykırı işlem nedeniyle davacıya ait işyerinin 15 gün süre ile kapalı kalmasının, davacının bulunduğu çevredeki ticari itibarını açıkça zedeleyeceği görüldüğünden, itibarı zedelenen davacıya manevi zararının bir nebze olsun giderilmesi amacıyla takdiren 20.000,00 TL tazminatın davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, iki ayrı bağımsız bölüm arasındaki duvarın yıkılarak imara aykırı uygulama yapılması nedeniyle işyerinin kapatıldığı, olayda manevi tazminat ödenmesi için gerekli olan koşulların oluşmadığı, davacı tarafından ise, işyerinin kapalı kaldığı dönemde bozulan gıdalara ilişkin faturaların sunulmasına rağmen bu talebin reddedildiği, manevi tazminatın düşük takdir edildiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddi, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, davacının sahibi olduğu, Kastamonu ili, İnebolu ilçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … sayılı parsellerde tapuya kayıtlı bulunan … Pide ve Kebap Salonunun ‘izinsiz uygulamaları mevzuata uygun hale getirilinceye kadar kapatılarak ticari faaliyetten men edilmesine’ ilişkin İnebolu Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine idarenin haksız uygulaması nedeniyle işyerinin kapalı kalması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 60.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Aktarılan bu hükümden de anlaşılacağı üzere idareler kamu hizmetlerini yürütürken kişi veya kişilere bir zarar vermeleri halinde bu zararı hizmet kusuru kapsamında bazen de kusursuz sorumluluk ilkelerine göre gidermek zorundadırlar. Uğranılan bu zararın giderilmesi de tazminat yoluyla mümkündür.
İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarelerin hizmet kusuru nedeniyle sorumlu tutulabilmeleri için öncelikle ortada bir zararın bulunması, bu zararın kesin, güncel ve meşru bir zarar olması ve zarar ile idarenin eylem ve işlemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. İdarelerin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak da tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karekteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan doğruya ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Başka bir deyişle, idarelerin kusurlu sayılabilmesi için hizmetin hiç veya iyi işlememesi, gerekli ve yeterli personel istihdam edilmemesi, ya da hizmet yürütülürken gerekli tedbirlerin yerinde ve zamanında alınmaması nedeniyle ortaya bir zararın çıkmış olması gerekir. Eğer bu şekilde hizmetin iyi işlememesi nedeniyle maddi ya da manevi bir zarar doğarsa idareler bu zararı gidermekle yükümlüdür. Aksi halde ise idarelerin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği açıktır.
İdarenin hukuki sorumluluğu, kamusal faaliyetler sonucunda, idare ile yönetilenler arasında yönetilenler zararına bozulan ekonomik dengenin yeniden kurulmasını, idari etkinliklerden dolayı bireylerin uğradığı zararın idarece tazmin edilmesini sağlayan bir hukuksal kurumdur. Bu kurum, kamusal faaliyetler nedeniyle yönetilenlerin malvarlığında ortaya çıkan eksilmelerin ya da artış olanağından yoksunluğun giderilebilmesi, karşılanabilmesi için aranılan koşulları, uygulanması gereken kural ve ilkeleri içine almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A) İdare Mahkemesi Kararının, Maddi ve Manevi Tazminat İstemlerinin Kısmen Reddine İlişkin Kısımlarının İncelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen reddine ilişkin kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) İdare Mahkemesi Kararının, Maddi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne İlişkin Kısımının İncelenmesi:
Dosyanın incelenmesinden; İnebolu Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile davacının sahibi olduğu, Kastamonu İli, İnebolu İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … sayılı parsellerde tapuya kayıtlı bulunan … Pide ve Kebap Salonunun ‘izinsiz uygulamaları mevzuata uygun hale getirilinceye kadar kapatılarak ticari faaliyetten men edilmesine’ karar verildiği, anılan kararın … İdare Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edildiği, iptal kararı üzerine iş yerininin kapalı olduğu 24/08/2012 – 07/09/2012 tarihleri arasında kullanılamayan ve bozulan gıdalar için 40.000,00 TL, kazanç kaybı için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL maddi, ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı, … İdare Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararının Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesinin 14/06/2016 tarih ve E:2015/7656, 2016/4604 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.
Olayda, yargı kararı ile hukuka aykırı olduğu tespit edilen işlem nedeniyle davacının uğradığı maddi zararların tazmin edilmesi gerektiği açıktır.
Davacının kazanç kaybının belirlenmesi için geçici vergi beyannamelerinin dikkate alınması gerekmekte olup; geçici vergi dönemleri üçer aylık olmakla birlikte, beyan edilecek kazancın hesaplanmasında 3, 6, 9 ve 12 aylık mali tablolar esas alınmaktadır. Yani 1. vergi döneminde ilk 3 ayın, 2. vergi döneminde ilk 6 ayın, 3. vergi döneminde ilk 9 ayın, 4. vergi döneminde de 12 ayın kazancı dikkate alınmaktadır.
İdare Mahkemesince, davacının 3. dönem geçici vergi matrahı olan 5.898,47 TL dikkate alınarak işyerinin kapalı kaldığı 15 günlük süre için 1.179,69 TL kazanç kaybı hesaplanmış ise de; davaya konu işyerinin kapalı kaldığı sürenin denk geldiği 3. vergi dönemi olan temmuz, ağustos ve eylül aylarındaki kazancın bulunabilmesi için 3. vergi döneminde beyan edilen matrahtan 2. vergi döneminde (ilk 6 ay için) beyan edilen matrahın düşülmesi gerekmektedir. Buna göre davacının 3. vergi dönemi kazancı 2.282,53 TL (5.898,47 TL – 3.615,94 TL = 2.282,53 TL) olmaktadır. Bu kazanç, 3 aylık süreden davaya konu işyerinin kapalı kaldığı 15 günlük süre düşüldükten sonra işyerinin açık olduğu 2,5 aylık dönemde elde edilen kazanç olup, işyerinin kapalı kaldığı 15 günlük süredeki kazanç kaybının 456,51 TL (2.282,53 TL / 5 = 456,51 TL) olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının kazanç kaybı olan 456,51 TL maddi zararın tazminine karar verilmesi gerekirken 1.179,69 TL maddi tazminata hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
C) İdare Mahkemesi Kararının, Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne İlişkin Kısımının İncelenmesi:
Doktrinde kabul edildiği üzere manevi tazminat, patrimuanda (malvarlığında) meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır. Başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu hale getirmektedir. Olayın gelişimi ve sonucu, ilgilinin durumu itibarıyla uğradığı zarara karşılık takdir edilecek manevi tazminatın, manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda, fakat idarenin olaydaki kusurunun niteliğini ve ağırlığını ifade edecek ölçüde saptanması zorunlu bulunmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacının işyerinin kapatılmasına ilişkin işlem mahkeme kararı ile hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiş ise de, olayda manevi tazminat ödenmesi için gerekli olan şartların oluşmadığı sonucuna varıldığından İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.