Danıştay Kararı 10. Daire 2016/1082 E. 2020/4221 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/1082 E.  ,  2020/4221 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/1082
Karar No : 2020/4221

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret A.Ş.

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi, … sokak, No:… adresinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait … ve … parti numaralı … Pulled” ürünlerinden … ve … tarihlerinde alınan numunelerin İzmir Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’nde yapılan analizi sonucunda ”Hidrojen Peroksit (H2O2)” içerdiğinin tespit edildiği ve ürünlerin Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği’ne aykırı olduğundan bahisle iki parti halindeki … Pulled” ürünlerinin yediemine alınmasına ilişkin kararların ve davacı şirket adına 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 40. maddesinin (d) bendi uyarınca verilen para cezalarının iptalleri ile ödenen 19.956.00 TL’nin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; görülmekte olan davanın tarafları, konusu ve sebebinin … Sulh Ceza Hakimliği’nin … ve … Değişik İş Numaralı dosyalarında görülen davaların tarafları, konusu ve sebebi ile aynı olduğu anlaşıldığından, sonradan açılan iş bu davanın derdestlik nedeniyle incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirket tarafından, Sulh Ceza Hakimliğinde açılan davanın para cezasına itiraz niteliğinde olduğu, iş bu davanın konusunun yedieminlik kararının kaldırılmasına ilişkin olduğundan Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY :
İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:… adresinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait … ve … parti numaralı … Pulled” ürünlerinden … ve … tarihlerinde alınan numunelerin İzmir Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’nde yapılan analizi sonucunda ”Hidrojen Peroksit (H2O2)” içerdiğinin tespit edildiği ve ürünlerin Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği’ne aykırı olduğundan bahisle iki parti halindeki … Pulled” ürünlerinin yediemine alınmasına ilişkin kararların ve davacı şirket adına 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 40. maddesinin (d) bendi uyarınca verilen para cezalarının iptalleri ile ödenen 19.956.00 TL’nin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun idari dava türlerinin belirlendiği 2. maddesinde; idari dava türleri a) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak belirlenmiş, dolayısıyla idari yargının görev alanı; idare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümüyle sınırlandırılmış bulunmaktadır.
Aynı Kanun’un 14. maddesinin 3. Fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden ilk incelemeye tabi tutulacağı, 6. fıkrasında yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise; 14. maddenin 3/a bendine göre adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükümlerine yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Genel Kanun Niteliği” başlıklı 3. maddesinde; bu Kanun’un idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin ise idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı, “Yaptırım Türleri” başlıklı 16. maddesinde; kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğu, idari tedbirlerin ise mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu, “Saklı Tutulan Hükümler” başlıklı 19. maddesinde; diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi, işyerinin kapatılması, ruhsat veya ehliyetin geri alınması, kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması gibi yaptırımlara ilişkin hükümlerin, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı olduğu, “Başvuru Yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında; idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği, 8. fıkrasında ise; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde, idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptal talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği hükümleri bulunmaktadır.
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda Ve Yem Kanunu’nun 21. maddesinin 5. fıkrasında “Gıda kodeksine aykırı gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzeme üretilemez, işleme tâbi tutulamaz ve piyasaya arz edilemez.” hükmüne 40. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde; “21 inci maddenin beşinci fıkrasına aykırı hareket edenlere onbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ürünlerin, insan sağlığı için risk oluşturması durumunda ürünler masrafları sorumlusuna ait olmak üzere piyasadan toplatılır ve mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Aykırılık sadece etiket bilgilerinden kaynaklanıyor ise idarî para cezası beşbin Türk Lirası olarak uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5326 sayılı Kanun’un 3. maddesinde, bu Kanun’un idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde uygulanacağı belirtilmiş; 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği hükme bağlanmıştır. Her ne kadar, bu fıkrada, sulh ceza mahkemesine başvurulması bakımından diğer idari tedbirlerin anılmadığı görülse de Kanun’un 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımların, idari para cezası ve idari tedbirler olduğu; idari tedbirlerin de mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olarak ifade edildiği dikkate alındığında, kanun yoluna ilişkin 27. maddenin 1. fıkrasının tüm idari tedbirleri kapsadığı sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, 5996 sayılı Kanun’da, bu Kanun uyarınca verilen idari yaptırım kararlarına karşı itiraz ve dava yolu gösterilmemiştir. Bu nedenle, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun genel hükümleri gereğince, 5996 sayılı Kanun kapsamında verilen idari yaptırımlara karşı sulh ceza mahkemesine başvurulması gerekmektedir.
Temyize konu dava dosyasının incelenmesinden ;İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:… adresinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait işyerinden;
1- … parti numaralı … Pulled” ürününden 05/11/2014 tarihinde alınan numunelerin İzmir Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’nde yapılan analizi sonucunda ”Hidrojen Peroksit (H2O2)” içerdiğinin tespiti üzerine 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 40. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca 13.304,00 TL tutarında idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem tesis edilmiş ve söz konusu ürünlerin yediemine alınmasına karar verilmiş olup davacı şirket tarafından; … tarihli tespit sonucu hakkında tesis edilen … tarih ve … sayılı işlem ile verilen para cezasının iptali ile yedieminlik kararının kaldırılması istemiyle … Sulh Ceza Hakimliği’nin … Değişik İş Numaralı dosyasında itiraz edilmiştir.
2- … parti numaralı “… Pulled” ürününden 17/11/2014 tarihinde alınan numunelerin İzmir Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’nde yapılan analizi sonucunda ”Hidrojen Peroksit (H2O2)” içerdiğinin tespiti üzerine 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 40. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca 13.304,00 TL tutarında idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem tesis edilmiş ve söz konusu ürünlerin yediemine alınmasına karar verilmiş olup, davacı şirket tarafından 17/11/2014 tarihli tespit sonucu hakkında tesis edilen … tarih ve … sayılı işlem ile verilen 13.304,00 TL tutarındaki para cezasının iptali ile yedieminlik kararının kaldırılması istemiyle … Sulh Ceza Hakimliği’nin … Değişik İş Numaralı dosyasında itiraz edilmiştir.
İncelenen uyuşmazlıkta, 5996 sayılı Kanun uyarınca davacı şirket hakkında uygulanan işlemlerin 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde sözü edilen ilgili kanunlarda yer alan tedbirler kapsamında olduğu; 5326 sayılı Kanun’un 19. maddesi ve 27. maddesinin 8. fıkrası kapsamına giren idari işlemlerden de olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, 5996 sayılı Kanun’da kanun yolu gösterilmediği dikkate alındığında; idari tedbir niteliğindeki işleme 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun genel hükümlerinin uygulanması ve bu yaptırıma karşı açılan davanın sulh ceza mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, İdare Mahkemesince idari yargının görev alanına girmeyen iş bu davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının görev yönünden BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.