Danıştay Kararı 10. Daire 2015/948 E. 2020/4793 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/948 E.  ,  2020/4793 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/948
Karar No : 2020/4793

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Eğitim Kurumları Basın Yayın Paz. A.Ş.

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sivas ili, … Mahallesi, … pafta, … ada ve … parsel sayılı 16.570 metrekare alanlı mülkiyeti Hazineye ait taşınmazlar üzerinde 125 kişiye en az 5 yıl boyunca istihdam sağlayacak yatırım teşvik belgesinde belirtilen genel ortaeğitim – eğitim tesisi kurmak üzere verilen ön iznin idarece iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … İl Milli Eğitim Müdürlüğünün dava konusu arazilere ihtiyacı bulunmadığı yolundaki açık beyanının üzerinden makul kabul edilebilecek bir zaman geçmeden anılan taşınmaza ihtiyacı olduğunu bildirmesinin, yatırım teşvik belgesine konu bir yatırımın hayata geçirilmesine dönük davacı lehine tesis edilen ön izin hakkının iptaline haklı bir sebep olmasının mümkün olmadığı, bu nedenle dava konusu işlemde mevzuata uyarlılık bulunmadığı, öte yandan, davaya konu taşınmazların Hazine mülkiyetinde olması nedeniyle ilgisi bulunan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 75. maddesinde 11/09/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikle eklenen 3. fıkrada “idarece taşınmaza ihtiyaç duyulan veya taşınmazın ekonomik açıdan farklı şekilde değerlendirilmesi uygun görülen hallerde ön izin süresinin uzatılamayacağı, devam eden ön izinlerin ise varsa kalan süreye ilişkin bedelin geri ödenmesi kaydıyla iptal edileceği, bu durumda ön izin sahibi tarafından idareden hiçbir hak ve tazminat talebinde bulunamayacağı” hükmüne yer verilmişse de, idari yargı denetiminin dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarih itibariyle yapılacağı ilkesi uyarınca 06/06/2014 tarihinde tesis edilen dava konusu idari işlem yönünden, bu tarih itibariyle bahsedilen yönde bir düzenlemenin bulunmaması dolayısıyla da işleme esas alınmadığı gerçeği karşısında işleme hukuki dayanak teşkil edebilecek nitelikte olmadığı, ancak sonradan yürürlüğe giren bu düzenleme uyarınca idare tarafından şartların varlığı halinde yeni bir değerlendirme ve işlem tesis edilmesine engel bir durum olmadığı gibi bu yoldaki işleme de yargı yolunun açık olduğu tabii olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Dava, Sivas ili, …Mahallesi, … pafta, … ada ve … parsel sayılı 16.570 metrekare alanlı mülkiyeti hazineye ait taşınmazlar üzerinde 125 kişiye en az 5 yıl boyunca istihdam sağlayacak yatırım teşvik belgesinde belirtilen genel ortaeğitim – eğitim tesisi kurmak üzere verilen ön iznin idarece iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 121. maddesi ile 25/10/1983 tarih ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 4. maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 22/07/2016 tarihinde kararlaştırılan ve 23/07/2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesi uyarınca Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen çeşitli kurumlar kapatılmış olup; anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin değiştirilerek kabul edilmesine dair 6749 sayılı Kanun 29/10/2016 tarih ve 29872 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve yukarıda anılan hüküm değiştirilmeden kabul edilmiştir.
Yine 17/08/2016 tarih ve 29804 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edileceği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin 670 sayılı KHK hükümleri gereği kapatılan kurum işleticisi şirketlerden olduğu, 17/08/2016 tarih ve 29804 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacı şirketin ticaret sicil kaydının resen terkin edildiği, söz konusu terkin kararının 06/10/2016 tarih ve 9170 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Tarafların Kişilik veya Niteliğinde Değişiklik” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında “Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.” hükmüne yer verilmiştir.
Tüzel kişilerin davacı oldukları bir dava devam ederken çeşitli sebeplerle (kapatılma, dağılma, birleşme, tür değiştirme, devir gibi) tüzel kişilikleri sona erebilmektedir. Dolayısıyla artık medeni haklardan yararlanma ehliyeti sona eren tüzel kişinin taraf ehliyeti de son bulmaktadır. Bu durumda İdare Mahkemesince; 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. 2577 Sayılı Kanunun 26. maddesinin uygulanmasını teminen dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinde, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar, gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar, dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği, yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçelerin iptal edileceği, dosyanın işlemden kaldırılmasına dair kararların diğer tarafa tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının mahkeme kararının temyizen incelenmesi aşamasında, 27/09/2016 tarihinde ticaret sicil kaydının 670 sayılı KHK hükümlerine göre re’sen silindiği anlaşıldığından, yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca varsa davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılması gerektiği kuşkusuz ise de, temyize konu kararın taraflara tebliğinden sonra davacı tarafından verilen temyiz dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilerek dosyanın tekemmülü sağlandıktan, dolayısıyla dosyanın temyiz incelemesi yapılabilecek hale geldikten sonra davacının tüzel kişiliğinin sona erdiği, diğer yandan dosya işlemden kaldırıldıktan sonra varsa davayı takip hakları kendisine geçenin dosyanın işleme konulması talebiyle başvurması halinde yargılama safahatının geriye götürülmeyip kaldığı yerden devamının sağlanması, yargılama süresinin gereksiz uzatılmaması ve usul ekonomisi yönlerinden adil yargılanma hakkına daha uygun düşeceğinden Dairemizce bu aşamada temyiz incelemesi yapılarak gerekli olan kararın verilmesi ve davacı yönünden de 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesi hükümlerinin temyiz kararından sonraki safahata yönelik olarak uygulanmak üzere dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği oyuyla temyize konu Mahkeme Kararının salt davacı şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiği gerekçesiyle bozulması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.