Danıştay Kararı 10. Daire 2015/91 E. 2020/5395 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/91 E.  ,  2020/5395 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/91
Karar No : 2020/5395

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rusya uyruklu olan davacı tarafından, Türk vatandaşı ile evli olduğundan bahisle yapmış olduğu ikamet tezkeresi uzatma başvurusunun reddine ilişkin Antalya Valiliği’nin … tarihli işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesi ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğundan, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarenin, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yaparak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan, davacının Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadan ikamet izninin uzatılmamasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan tahkikatlar ve ifadeler doğrultusunda elde edilen somut delillere istinaden dava konusu işlemin tesis edildiği, ayrıca işlemin amacının evliliğin hukuken geçerli olup olmamasına yönelik olmayıp evliliğin aile birliği kurmak amacı dışında Türkiye’de kalmak amacıyla yapılıp yapılmamasına ilişkin olduğu belirtilerek işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Rusya vatandaşı olan ve 10/09/2009 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen davacıya bu evliliği dolayısıyla ikamet izni verilmiştir. Sonrasında davacı tarafından ikamet tezkeresi süresinin uzatılması istemiyle yapılan başvuru üzerine söz konusu evliliğe yönelik tahkikatlar yapılmış ve bu tahkikatlar sonucunda, anılan evliliğin ikamet tezkeresi almaya yönelik formalite bir evlilik olduğu tespit edildiğinden bahisle davacının başvurusu reddedilmiştir. Ayrıca davacı hakkında V-68 ile V-70 tahdit kaydı uygulanarak davacıya …-25/07/2013 tarihleri arasında geçerli, çıkışını teminen ikamet tezkeresi düzenlenmiştir. Bunun üzerine ikamet tezkeresinin süresinin uzatılması talebinin reddi işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilmez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise, İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
Dava konusu işlem evliliğin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verileceğine işaret edilerek bu gerekçeyle ve aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan davacının Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça davacının ikamet izninin uzatılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Uyuşmazlıkta; davacının Türk vatandaşı ile evliliğine ilişkin yapılan tahkikat sonucu düzenlenen 01/04/2013 tarihli tutanakta; davacının beyan etmiş olduğu adrese gidildiğinde davacının evde bulunamadığı, bunun üzerine site görevlisi G.A. isimli kişi ile görüşüldüğü, bu kişinin, davacı ve Türk vatandaşı eşini tanıdığını, davacının bu adreste çocuğu ile birlikte yaşadığını, Türk vatandaşı eşi ise nadiren bu evde gördüğünü, bazen gelip bir gece kaldıktan sonra gittiğini, Manavgat’ta çalıştığını bildiğini, davacıyı, ismini İsmail olarak bildiği bir emlakçıyla birlikte gördüğünü, bu şahsın sıklıkla gelip bu adreste kaldığını, evliliğin anlaşmalı bir evlilik olabileceğini, davacı ile görüşmesinde davacının kendisine eşinden ayrılmayı düşündüğünü söylediğini beyan ettiği; 03/07/2013 tarihli tutanakta; yine site görevlisi G.A. isimli kişi ile görüşüldüğü, bu kişinin Türk vatandaşı eşin 2 aydır eve gelmediği, emlakçılık yapan İsmail isimli şahsın eve sıklıkla geldiği ve kaldığı, davacının değişik arabalarla dışarı çıktığı, geç saatlerde alkollü olarak döndüğünün belirtildiği, ayrıca aynı binada oturan 2 kişi ile daha görüşüldüğü ve bu kişilerin site görevlisinin beyanlarını doğruladığı; … tarihli tutanakta ise davacı ve Türk vatandaşı eşi ile yapılan mülakatlarda sorulan sorulara çelişkili cevaplar verdikleri hususlarının tespit edildiği görülmektedir.
Bu haliyle, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşılan davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.