Danıştay Kararı 10. Daire 2015/807 E. 2020/5150 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/807 E.  ,  2020/5150 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/807
Karar No : 2020/5150

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Gürcistan uyruklu olan ve 21/11/2012 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen davacı tarafından, kendisine verilen ikamet izninin, söz konusu evliliğin Türkiye’de kalabilmek amacıyla yapılmış formalite bir evlilik olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle kısaltılarak 15 gün içinde ülkeden çıkış yapması gerektiğine ilişkin 03/03/2014 tarihinde tebliğ edilen davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesinin ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğu, bu sebeple yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarenin, evliliğin muvazaalı olduğu konusunda bir değerlendirme yaparak işlem tesisine olanak bulunmadığı, öte yandan davacının, 5682 sayılı Pasaport Kanun’un 8. ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi kapsamında Türkiye’de ikamet etmesine engel bir halinin bulunduğu yönünde davalı idarece dosyaya sunulan bir belge olmadığı dikkate alındığında; dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Türk vatandaşı ile evliliği dolayısıyla ikamet izni verilen davacının, söz konusu evliliğine yönelik olarak çeşitli tarihlerde yapılan araştırmalar sonucunda, anılan evliliğin aile birliği kurma amacı dışında ikamet tezkeresi alarak ülkede daha fazla kalma amacıyla yapılmış formalite bir evlilik olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından Emniyet Genel Müdürlüğünün 23/01/2007 tarih ve 5007 sayılı Genelgesi doğrultusunda davacı hakkında formalite evlilik anlamına gelen V-70 tahdit veri girişi yapılarak ikamet tezkeresinin iptal edildiği belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Türk vatandaşı ile 21/11/2012 tarihinde evlenen Gürcistan vatandaşı davacıya bu evliliği dolayısıyla verilen ikamet izni verilmiştir. Söz konusu evliliğe yönelik olarak davalı idarece yapılan araştırma neticesinde davacının evliliğinin formalite bir evlilik olduğu tespit edildiğinden bahisle ikamet tezkeresi kısaltılmış ve 15 gün süreli çıkış belgesi verilerek bu süre içinde çıkış yapması gerektiği davacıya tebliğ edilmiş, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
Uyuşmazlık konusu işlem evliliğin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de evliliğin geçersizliğine idarece karar verilemeyeceği ve davacının, Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nitelikte idarece yapılmış somut bir tespit bulunmadığı gerekçeleriyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmadığından, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Öte yandan dosya içerisinde yer alan davacının evliliğine yönelik olarak yapılan tahkikat sonucu düzenlenen 07/12/2012 tarihli tutanakta; söz konusu adreste kapıyı … isimli Türk vatandaşı eşin annesi ve aynı adreste yaşayan gelinleri A.C. isimli kişinin açtığı, bu kişiler tarafından davacıyı tanımadıklarının beyan edildiği, Türk vatandaşı eşin annesi tarafından, oğlunun yapmış olduğu evliliğe dair bilgisinin olmadığı, oğlunun kendileriyle birlikte aynı ikamette kaldığı, davacıyı ise hiç görmediğinin beyan edildiği; Türk vatandaşı eşe ait 11/12/2012 tarihli ifade tutanağında; bu kişi tarafından, eşini 2 yıldır tanıdığı ve ailesinden gizli olarak evlendiği, eşine ikamet tezkeresi almak amacıyla ailesinin yaşadığı adresi gösterdiği, anne ve babasının evliliğini öğrendiklerinde kabul etmedikleri ve bu sebeple farklı bir adrese taşındığı, daha sonra da evliliğinin ailesi tarafından onaylandığı, evliliğinin menfaat karşılığı olmadığı, aile birliği içerisinde devam ettiğinin beyan edildiği; sonrasında yeni adreste evliliğe yönelik yapılan tahkikat sonucu düzenlenen 24/12/2012 tarihli tutanakta; adrese gidildiğinde kapıyı davacının açtığı, ilk başta evliliklerinden eşinin ailesinin haberinin olmadığı, öğrenmelerinin ardından ise hiçbir sorunlarının kalmadığı, eşiyle birlikte yaşadıkları, evde yapılan gözlemde yerleşik düzenin yerinde olduğu ve evliliğin anlaşmalı olmadığı kanaati oluştuğunun belirtildiği; 14/01/2014 tarihli tutanakta; davacının ikamet ettiği adresin kapısını açan olmadığı, apartman yöneticisi ile görüşüldüğü, bu kişi tarafından, fotoğrafları gösterilen şahısların söz konusu apartmanda oturdukları ancak 5-6 ay önce taşındıklarının beyan edildiği; davacının ikamet ettiği apartman dairesinin sahibinin oğlu olan ve aynı binada bulunan kişi tarafından ise 6-7 ay önce şahıslar hakkında apartmandan gelen şikayetler üzerine bu şahısların evden çıkarıldıklarının beyan edildiği; çevreden yapılan ararştırmada ise, bahse konu şahısların önceden bu apartmanda kaldıkları, sonrasında Türk vatandaşı eşin askere gittiği, Türk vatandaşı eş askere gitmeden önce eve gelip giden ismini bilmedikleri erkek şahsın Türk vatandaşı eş askerdeyken de ikamete gelip gittiği, tahminen 5-6 ay önce davacının adresten bu şahısla beraber taşındığı bilgisine ulaşıldığının belirtildiği; Türk vatandaşı eşin ailesinin yaşadığı adreste yapılan tahkikatta ise, annesi tarafından, oğlu …’ın askerde olduğu, izne geldiğinde de sürekli olarak bu ikamette yanlarında kaldığı, başka bir yere çıkmadığı, oğlunun, yapmış olduğu evilikten çok pişman olduğunu kendilerine söylediği, ayrıca davacının, akrabaları olan … isimli kişi ile beraber olduğu, oğluna bu evliliği de …’ın yaptırdığının beyan edildiği; 19/02/2014 tarihli tutanakta; Türk vatandaşı eşin ailesinin ikamet ettiği adreste yapılan tahkikatta; Türk vatandaşı eşin annesi tarafından 14/01/2014 tarihli tutanakta yer alan ifadelerine benzer beyanlarda bulunulduğunun tespit edildiği görülmektedir.
Bu haliyle Türk vatandaşı ile evliliği dolayısıyla tarafına ikamet izni verilen davacının ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak evli olduğu Türk vatandaşı ile yaşamadığı sabit olduğundan, davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.