Danıştay Kararı 10. Daire 2015/651 E. 2020/5153 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/651 E.  ,  2020/5153 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/651
Karar No : 2020/5153

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

DAVACI YANINDA MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Azerbaycan uyruklu davacının, Türk vatandaşı ile yapmış olduğu evliliğinin formalite olduğundan bahisle 28/01/2014 tarihli tebligat ile bildirilen ikamet tezkeresinin iptal edilmesine ilişkin davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesinin ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğu, bu sebeple idarenin, evliliğin muvazaalı olduğu konusunda bir değerlendirme yaparak işlem tesisine olanak bulunmadığı, öte yandan davacının, 5682 sayılı Pasaport Kanun’un 8. ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi kapsamında Türkiye’de ikamet etmesine engel bir halinin bulunduğu yönünde davalı idarece dosyaya sunulan bir belge olmadığı da dikkate alındığında; dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Türk vatandaşı ile evliliği dolayısıyla ikamet izni verilen davacının, söz konusu evliliğine yönelik yapılan araştırma sonucunda, anılan evliliğin aile birliği kurma amacı dışında ikamet tezkeresi alarak ülkede daha fazla kalma amacıyla yapılmış formalite bir evlilik olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından Emniyet Genel Müdürlüğünün 23/01/2007 tarih ve 5007 sayılı Genelgesi doğrultusunda davacı hakkında formalite evlilik anlamına gelen V-70 tahdit veri girişi yapılarak ikamet tezkeresinin iptal edildiği belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Türk vatandaşı ile 23/01/2012 tarihinde evlenen Azerbaycan vatandaşı davacıya bu evliliği dolayısıyla verilen ikamet izni verilmiştir. Söz konusu evliliğe yönelik olarak davalı idarece yapılan araştırma neticesinde davacının evliliğinin aile birliği içinde olmadığı, Türkiye’de uzun süre kalabilmek için yapılmış formalite evlilik olduğu tespit edildiğinden bahisle 28/01/2014 tarihli tebligat ile ikamet tezkeresinin iptal edildiği davacıya tebliğ edilmiş, bunun üzerine anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, idarenin Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edebileceği açıktır.
Uyuşmazlık konusu işlem evliliğin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince, evliliğin geçersizliğine idarece karar verilemeyeceği ve davacının, Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nitelikte idarece yapılmış somut bir tespit bulunmadığı gerekçeleriyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmadığından, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Öte yandan dosya içerisinde yer alan davacının evliliğine yönelik olarak yapılan tahkikat sonucu düzenlenen 29/05/2013 tarihli tutanakta; davacının beyan etmiş olduğu adreste kapıyı açan kimsenin olmaması üzerine komşular ile görüşüldüğü, H.T. isimli kişi ve oğlu ile yapılan görüşmede, bu kişiler tarafından, 11 yıldır bu apartmanda ikamet ettikleri ve fotoğrafları gösterilen davacıyı ve eşini tanımadıklarının beyan edildiği; aynı apartmanda farklı dairelerde ikamet eden iki şahıs ile daha görüşüldüğü, bu kişiler tarafından da davacı ve eşini tanımadıklarının beyan edildiği; 13/10/2013 tarihli tutanakta; davacının beyan etmiş olduğu adreste kapıyı açan kimsenin olmaması üzerine komşular ile görüşüldüğü, apartmandan ve çevreden yapılan araştırmalarda davacı ve eşinin apartmanda tanınmadıklarının tespit edildiği; 15/01/2014 tarihli tutanakta; davacının beyan etmiş olduğu adreste kapıyı açan kimsenin olmaması üzerine çevrede ve apartmanda yapılan araştırmada ismini vermek istemeyen bir şahsın, davacıyı bir iki defa gördüğünü, davacının, apartman merdivenlerinde konuşurken eşinin … Belediyesinde çalıştığını söylediğini duyduğunu beyan etmesi üzerine, … Belediyesi telefon ile arandığı, söz konusu Belediyede çalışan M.A. isimli kişi tarafından, davacının eşi B.A. isimli kişinin Belediyede çalıştığı, bekar olarak bildiği ve …’ta babası ve annesiyle beraber yaşadığının beyan edildiği; 15/01/2014 tarihli başka bir tutanakta; 29/05/2013 tarihinde ifadesine başvurulan H.T. isimli kişi ile görüşüldüğü, bu kişi tarafından, davacıyı bir iki defa apartmanda gördüğü, Türk vatandaşı eşi ise hiç görmediğinin beyan edildiği, çevreden yapılan araştırmada da davacı ve eşini tanıyan veya görene rastlanmadığının tespit edildiği; Türk vatandaşı eşin babasının Mernis adresinde yapılan tahkikat sonucu düzenlenen 16/01/2014 tarihli tutanakta; mahallenin girişinde yer alan bakkal dükkanı sahibiyle görüşüldüğü, bu kişi tarafından, B.A. isimli Türk vatandaşı eşin anne ve babasıyla birlikte yaşadığı ve bekar olduğu, fotoğrafı gösterilen davacıyı ise tanımadığı, B.A. isimli kişinin yanında hiç görmediğinin beyan edildiği; söz konusu adres çevresinde yer alan komşular tarafından da B.A. isimli kişinin bekar olarak bilindiği hususlarının tespit edildiği dikkate alındığında; ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak Türk vatandaşı eşi ile evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı sabit olan davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.