Danıştay Kararı 10. Daire 2015/610 E. 2020/3459 K. 05.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/610 E.  ,  2020/3459 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/610
Karar No : 2020/3459

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Moldova uyruklu ve Türk vatandaşı ile evli olan davacının uzun süreli ikamet izni verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun çıkışına teminen 02/04/2014 tarihine kadar geçerli olacak şekilde verilmesi suretiyle reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararıyla; davacının Türk vatandaşı ile evli olduğu ve bu evliliğinden Türk vatandaşı bir çocuğunun bulunduğu, bu iki hususun ikamet izni alması için elverişli olup aksi durumun ispatının idareye ait bir yükümlülük olduğu, ayrıca davacının 23/12/2012-29/12/2012 tarihlerinde bir otelde konakladığına dair kayıtların, başlı başına fuhuş için orada bir başka şahısla kaldığını her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir şekilde ortaya koyacak mahiyette olmadığı, öte yandan dosyadaki belgelere göre davacının geçmişine ait tespitlere ilişkin olarak o dönemde müeyyide gördüğü, dolayısıyla hakkında tesis edilecek işlemlerin sebep unsuruna karine teşkil etmediği belirtilerek, yasal unsurlarının yokluğunda davacının başvurusunu dolaylı biçimde reddeden davalı idare işleminde sebep ve amaç yönleriyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan tespitler uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Moldova uyruklu olan davacıya ilk olarak 07/08/2005-05/11/2005 tarihleri arasında geçerli turistik amaçlı ikamet izni verildikten sonra 02/10/2005 tarihinde fuhuş suçlamasıyla hakkında işlem yapılarak 14/10/2005 tarihinde sınır dışı edilmiş ve süreli yurda giriş yasağı uygulanmıştır.
Sonrasında, davacı yurda giriş yasağı süresi dolmadan 29/07/2006 tarihinde Türkiye’ye gelmiş ve 11/12/2009 tarihinde Türk vatandaşı … isimli kişi ile evlenmiş, bu evliliği dolayısıyla davacıya 29/07/2010-24/04/2011 tarihleri arasında Türk vatandaşı eşi yanında ikamet izni verilmiştir.
Davalı idarece söz konusu evliliğe yönelik yapılan tahkikatta; davacının evli olduğu dönemde farklı erkeklerle otel kayıtlarının olduğu, davacı ve Türk vatandaşı eşin birbirleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve birbirlerini tanımadıklarından bahisle anılan evliliğin menfaate dayalı anlaşmalı bir evlilik olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davacının ikamet izni uzatılmaksızın çıkışına teminen 15 gün süreli ikamet izni verilmiş, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de Seyahat ve İkametleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde; 17/01/2014 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü yazısında; 29/05/2012 tarihinde yapılan operasyonda davacının Türk vatandaşı eşi ile birlikte 20 şüpheli hakkında, fuhuşa teşvik ve aracılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve örgüte üye olmak suçundan işlem yapıldığı, yine 20/06/2013 tarihinde de davacının eşi ile birlikte 16 şüpheli hakkında fuhuşa teşvik ve aracılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve örgüte üye olmak suçlarından işlem yapıldığının belirtildiği; 13/02/2014 tarihli Tutanakta; davacının beyan etmiş olduğu ikamet adresi çevresinde yapılan tahkikatta, davacı ve eşinin genel ahlak açısından olumsuz durumlarının olduğu ve bu olumsuzluğun halen devam ettiği, ikisinin de herhangi bir işte çalışmadığı, geçimlerini gayrımeşru yollardan sağladıkları, davacının özel müşterilere çıktığı, evliliğin aynı çatı altında devam ettiği ancak menfaate dayalı bir evlilik olduğunun belirtildiği; 18/02/2014 tarihli Tutanakta ise; davacının evlendiği tarihten sonra eşi … dışında farklı kişiler ile otel kaydının bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bu haliyle; Türk vatandaşı eş ve davacı hakkında yer alan tespitler birlikte değerlendirildiğinde; Türk Kanun veya örf ve adetlerine ve idari icaplara aykırı durumu sebebiyle 5683 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendi ile 19. maddesi uyarınca davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından anılan işlemin iptali yolunda verilen temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.