Danıştay Kararı 10. Daire 2015/5360 E. 2020/3296 K. 28.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/5360 E.  ,  2020/3296 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/5360
Karar No : 2020/3296

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Genel Müdürlüğü / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av.

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesinde 19-20 Ağustos 2014 tarihinde meydana gelen sel sonrasında dere yatağının taşması sonucu tapunun … ada … ve … parsel numarasında kayıtlı bulunan ve davacıya ait taşınmazlarda davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle meydana geldiği öne sürülen 364.670,99 TL zarar ile bu zararın tespiti amacıyla … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yapılan 1.010,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 365.681,49 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın 19-20 Ağustos 2014 tarihinde … İli Yahşihan İlçesinde bulunan … Çayı’nın taşması neticesinde zarar gördüğü, söz konusu zararın parasal değer ve kusur yönünden tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/31 D.İş sayılı dosyasında keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı, keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere … Çayında meydana gelen taşkının davalı idarenin gerekli tedbirleri almamasından kaynaklandığı ve davacının bu sel nedeniyle 364.670,99 TL zararının oluştuğu görüldüğünden, davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan 364.670,99 TL zarar ile bu zararın tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/31 D. iş sayılı dosyasında davacı tarafından ödenen 1.010,50 TL yargılama giderinin davalı idare tarafından yasal faizi ile birlikte tazmini gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan tesisin gelen debiyi geçirecek yeterlilikte olduğu, tesis üzerine kurumlarının görüşü olmadan yol ve köprü yapıldığı, düzenlemelerin zamanında yapıldığı, kusurları bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Dava, … ili, … ilçesinde 19-20 Ağustos 2014 tarihinde meydana gelen sel sonrasında dere yatağının taşması sonucu tapunun … ada … ve … parsel numarasında kayıtlı bulunan ve davacıya ait taşınmazlarda davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle meydana geldiği öne sürülen 364.670,99 TL zarar ile bu zararın tespiti amacıyla … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yapılan 1.010,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 365.681,49 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan haliyle 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (a) fıkrasında da taşkın sular ve sellere karşıkoruyucu tesisler meydana getirmek görevi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne verilmiştir.
İdarenin üstlendiği kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmekle zorunlu olduğu, hizmetin işleyiş ve ifası sırasında çeşitli sebeplerle gerçek veya tüzel kişilere verilen zararların hukuken geçerli bilgi ve belgelerle ispatlanması şartıyla idarece tazmininin gerekeceği idare ve sorumluluk hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Prensip olarak, idarenin bir eylem ya da işleminden dolayı tazminatla yükümlü kılınabilmesi için o olayda hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun bulunması zorunludur. İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek içinse, bir zararın mevcut olması ve bu zararın idari bir işlem veya eylemden kaynaklanması, diğer bir ifadeyle, oluşan zararla idari işlem ve eylem arasında illiyet bağının kurulabilmesi gerekmektedir.
İdarenin hukuki sorumluluğunun varlığı ve kapsamı yukarıda aktarılan unsurlar dahilinde oluşmakla birlikte; zararın varlığı ve niceliğinin ortaya konulmasında; maddi olayın tüm unsurlarıyla incelenmesi ve tazmin sorumluluğu açısından bir tespitin yapılması da yargının görevidir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 19-20 Ağustos 2014 tarihinde meydana gelen dere taşması neticesinde zarar gördüğü iddia edilerek söz konusu zararın idarenin kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … İş sayılı dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 29/09/2014 tarihli kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporunda; sel afetinin … Çayının aşırı yağış alması nedeniyle taşması sonucu meydana geldiği, … Çayı’nın 45-50 km² lik bir alandan beslendiği, drenaj sahasının dik yamaçlardan oluşması nedeniyle bu bölgede büyük sel taşkını oluşması ihtimalinin çok yüksek olduğu, beslenme havzasında boşluklu kayaçların olmadığı için yağmur sularının yer altına süzülemediği ve bu nedenle yağmur sularının ani akışa geçtiği, dere üzerine yapılan köprü ve menfezler ile dere kaynağı arasındaki yükseklik farkının yer yer 350-450 metreye yaklaşmasının yağmurların ani sel baskınına dönüşmesine sebep olduğu, … Çayı üzerinde bir adet demiryolu köprüsü ve üç adet menfez bulunduğu, söz konusu köprünün dört, menfezlerin ise iki açıklı olduğu, köprü ve menfezlerin bu haliyle sel sularını karşılamaya yeterli olmadığı, bu köprü ve menfezlerin devamında sel sularını tahliye edebilecek olan kanal ve dere yatağının yeterince korunmadığı, dava konusu sel baskınında da dere içi malzemelerin dere üzerinde bulunan köprü ve menfezleri tıkadığı, bu nedenle yaşanan dere taşkınının dere etrafında bulunan ev ve arazilerin zarar görmesine sebep olduğu, ancak menfezlerin açık hale getirilmesi ve en az on yılda bir dere ıslahı yapılması gibi gerekli tedbirlerin alınmasıyla böyle bir afetten korunmanın mümkün olacağı yönünde görüş ve kanaatinin belirtildiği görülmektedir.

Öte yandan; söz konusu dere taşkınının davacının taşınmazlarında meydana getirdiği zararın parasal değerinin tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin anılan dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 16/10/2014 tarihli hesap bilirkişisine ait raporda, sel neticesinde dava konusu taşınmazda oluşan zararın davacının hissesine ait kısmının 364.670,99 TL olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, tabii afet olarak değerlendirilebilecek aşırı yağış olup olmadığının Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınacak geçmiş yıllar boyunca ve olay tarihinde bölgede meydana gelen yağış miktarını gösteren bilgi ve belgelerin temin edilmesi, davacılar tarafından dere yatağının temizlenmesi için davalı idareye başvuruda bulunulup bulunulmadığının araştırılması ayrıca, Sulh Hukuk Mahkemesince hazırlanan raporda taşkının oluşmasına demiryolu köprüsünün de sebebiyet verdiği tespitinde bulunulmasına rağmen, köprüyü yapan idarenin kusuru araştırılmayarak tüm kusurun davalı … Genel Müdürlüğü’ne yüklendiği görüldüğüden, mahkemece, yukarıda belirtilen inceleme ve araştırmalar yapılmadan hüküm kurulmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan, dava dosyasında yer alan, 16/10/2014 tarihli zarar tespitine ilişkin hesap bilirkişi raporunda zarar hesabı yapılırken, eski hale getirme amacıyla yapılacak masraflar ve zarar gören ürün bedeli konusunda yapılan hesaplamalarda resmi verilerin kullanılmadığı, hesaplamaların neye dayandığı somut bir şekilde ortaya konulmadığı görülmektedir. Bu nedenle, anılan raporun, hesaplama yöntemi bakımından denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı sonucuna varılmakta olup; İdare Mahkemesince kusur oranları tespit edildikten sonra, zarar miktarının tespiti amacıyla yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.