Danıştay Kararı 10. Daire 2015/5167 E. 2016/2898 K. 25.05.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/5167 E.  ,  2016/2898 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/5167
Karar No : 2016/2898

Davacı :
Davalı :
Vekili :
İstemin Özeti : Davalı …Üretim A.Ş. personeli aleyhine görevinden kaynaklanan nedenlerle açılacak olan davalarda personeli savunmak amacıyla yerinden bir avukatla vekalet sözleşmesi yapılmasına ilişkin 3/8/2006 tarih ve 2006/42 sayılı Genelgenin; aralarında davacının da bulunduğu bazı kurum personelinin naklen atanmalarına ilişkin işlemlere karşı açılan davalarda verilen iptal kararları üzerine, bu kararları uygulamayan ve nakil işlemlerini tesis etmek suretiyle ilgili personeli mağdur eden kurum yetkilileri aleyhine adli yargıda tazminat ve ceza davaları açıldığı, bu davalarda, dava konusu Genelge hükümleri uyarınca, kurum yetkililerinin kurum tarafından tutulan ve masrafları ödenen avukatlar aracılığıyla savunulduğu, bu uygulama ile kurumun zarar uğratıldığı ve uygulamanın kamu yararına aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Dava konusu işlemin iptal davasına konu olabilecek işlemlerden olmadığı, iptali istenilen Genelge ile davacının subjektif hukukunu ilgilendiren bir düzenleme yapılmadığı, menfaatini etkilemediği, davacının gerçekleşmiş bir zararı da bulunmadığı, bu nedenle dava açma ehliyeti olmadığı, Genelgenin, Yönetim Kurulunun 28/7/2006 tarih ve 38-262 sayılı kararı uyarınca hazırlandığı, kâr amacı güden Kamu İktisadi Kuruluşu olan kurumun personelinin, görevlerinden dolayı sürekli dava tehdidi altında olması nedeniyle personelin mağdur olmaması ve hizmetin aksamaması için personel aleyhine görevinden kaynaklanan nedenlerle açılacak olan davalarda personeli savunmak amacıyla yerinden bir avukatla vekalet sözleşmesi yapılmasına karar verildiği, söz konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, davalı idare personeli aleyhine görevlerinden kaynaklanan nedenlerle açılacak olan davalarda personeli savunmak amacıyla yerinden bir avukatla vekalet sözleşmesi yapılmasına ilişkin 3.8.2006 günlü, 2006/42 sayılı Genelge’nin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Bir iptal davasının açılabilmesi ve idari yargı mercilerinin bu davayı ön koşullar yönünden kabul edebilmesi için 2577 sayılı Yasa’nın 14. maddesi uyarınca dava dilekçeleri “ehliyet” yönünden de incelenmektedir. Danıştay’ın istikrar bulan kararlarına göre, davacının subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü için idari kararın davacının meşru, şahsi ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, dava konusu Genelge ile kurumun zarara uğratıldığı ve uygulamanın kamu yararına aykırı olduğu belirtilerek, yürürlükten kaldırılması istemiyle davalı idareye başvurduğu, başvurusunun reddi üzerine bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere, davacı, uyuşmazlık konusu Genelge ile getirilen uygulamanın görev yaptığı kurumun zarara uğramasına yol açtığını ve kamu yararına aykırı olduğunu öne sürerek, bakılan davayı açmış, parasal veya özlük haklarını, mevcut çalışma şartlarını ya da özel yararını etkilediği yolunda bir iddia da öne sürmemiştir.
Bu durumda, dava konusu Genelgenin, müşavir olarak görev yapan davacının parasal veya özlük haklarını, mevcut çalışma şartlarını ya da özel yararını etkileyen nitelikte kurallar içermemesi nedeniyle, bu davayı açmakta bir menfaatinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 15/1-b maddesi uyarınca davanın reddi yolunda karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen …. tarih ve E:… sayılı kararın bozulmasına ilişkin İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 17/6/2015 tarih ve E:2013/4611, K:2015/2824 sayılı kararı uyarınca dava dosyası incelendi, gereği görüşüldü:
Davalı idare personelinin, dava konusu Genelgeye dayanılarak sözleşme imzalanan avukatlar tarafından savunulduğu gözönüne alındığında, dava konusu edilen Genelgenin, iptal davasına konu olabilecek kesin ve yürütülebilir bir işlem olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca, davacı tarafından, uygulaması devam eden dava konusu Genelgenin hukuka aykırı olduğundan bahisle yürürlükten kaldırılması istemiyle 23/6/2008 tarihinde davalı idareye yapılan başvuru, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında yapılan bir başvuru niteliğinde olduğundan, başvurunun reddi üzerine açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır.
Bu sebeplerle davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Dava, davalı …. A.Ş. personeli aleyhine görevinden kaynaklanan nedenlerle açılacak olan davalarda personeli savunmak amacıyla yerinden bir avukatla vekalet sözleşmesi yapılmasına ilişkin 3/8/2006 tarih ve 2006/42 sayılı Genelgenin iptali istemiyle açılmıştır.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ‘Başka iş ve hizmet yasağı’ başlıklı 15. maddesinin birinci fıkrasında, teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel müdür, müessese müdürleri ile yönetim kurulu ve yönetim komitesi üyeleri ve her çeşit personelinin bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen haller dışında başka bir işle meşgul olamayacakları belirtilmiş; aynı maddenin (c) bendinde, kişiler, kurum ve kuruluşlarca, görevleri dolayısıyla teşebbüs ve bağlı ortaklık personeli aleyhine açılan davalarda, teşebbüs genel müdürünün uygun görmesi şartıyla görevlendirilecek avukatlarca savunma yapılması, birinci fıkrada düzenlenen iş ve hizmet yasağının kapsamı dışında kabul edilmiştir.
Davalı idare Hukuk Müşavirliği tarafından, Yönetim Kurulunun 28/7/2006 tarih ve 38-262 sayılı kararı uyarınca hazırlanan dava konusu Genelge ile, Teşekkül personeli aleyhine görevinden kaynaklanan bir nedenle açılan davalarda, personeli savunmak üzere personelin bağlı olduğu İşletme Müdürlüğü veya Daire Başkanlığı tarafından sözleşme tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenecek ücretin iki katını geçmemek üzere davanın görüldüğü yerden bir avukat tespit edilmesi, ilgili Daire Başkanlığınca vekalet akdi yapılacak avukatın ismini ve ödenecek vekalet ücretini de içerecek şekilde Genel Müdürlük olurunun alınması, davanın sonuçlanıp kesinleşmesinden sonra ilgili Daire Başkanlığı tarafından Teşekkül tarafından ödenen avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin personele rücu edilip edilmeyeceğine karar verilmek üzere dava dosyasının bir örneğinin Rücu Komisyonuna gönderilmesi gerektiği kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davalı idarede müşavir olarak görev yapan davacı tarafından, kurum yetkililerinin haksız ve hukuka aykırı atamaları nedeniyle mağdur edilen ve kendisinin de aralarında bulunduğu personel tarafından, kurum yetkilileri aleyhine açılmış ve açılacak olan davalarda, kurum tarafından tutulacak ve masrafları ödenecek avukat aracılığıyla davaların takip edilmesi amacıyla dava konusu Genelgenin yayımlandığı, bu durumun kamu yararına aykırı olduğu belirtilerek yürürlükten kaldırılması istemiyle davalı idare İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığına başvurulduğu, Daire Başkanlığınca 2/7/2008 tarih ve 4808 sayılı işlemle başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 15. maddesinde, teşebbüs ve bağlı ortaklık personelinin başka iş ve hizmetle uğraşması yasaklanmış, daha sonra bu yasağın istisnaları belirtilmiştir. Maddenin (c) bendinde, teşebbüs ve bağlı ortaklık personeli aleyhine görevinden kaynaklanan bir nedenle açılacak davalarda genel müdürün uygun görmesi şartıyla görevlendirilecek avukatlarca savunma yapılabileceği belirtilmiş olup, maddede geçen avukat ibaresinden, teşebbüs ve bağlı ortaklığın kadrolu avukatlarının anlaşılması gerekmektedir.
Elektrik enerjisi üretimi ve satışı amacıyla kurulan ve özel hukuk hükümlerine tabi olarak faaliyette bulunan tüzelkişiliğe sahip bir iktisadi Devlet teşekkülü olan davalı idare tarafından, kurum tüzelkişiliği aleyhine açılan davalarda serbest olarak çalışan avukatlardan hizmet satın alınması mümkün ise de, kurum personeli aleyhine görevinden kaynaklanan bir nedenle açılacak olan davalarda personeli savunmak amacıyla serbest avukat tutulabilmesi için 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede buna imkan veren bir hüküm bulunması gerekmektedir.
Bu durumda, yasal dayanağı olmaksızın, personel aleyhine görevinden kaynaklanan bir nedenle açılacak olan davaların, kurum tarafından tutulacak serbest avukat aracılığıyla takip edilmesine ve davanın kaybedilmesi halinde personele rücu edilmek üzere vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin kurum tarafından ödenmesine yönelik dava konusu Genelgede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu … tarih ve …. sayılı Genelgenin İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan ….-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine, yürütmenin durdurulması kararına itiraz aşamasında davalı idarece yapılan …TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, artan posta giderlerinin istemi halinde ilgilisine iadesine, bu kararın tebliğini izleyen otuz gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyizen başvurulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 25/5/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.