Danıştay Kararı 10. Daire 2015/489 E. 2020/4527 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/489 E.  ,  2020/4527 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/489
Karar No : 2020/4527

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. … / Aynı yerde

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bulgaristan vatandaşı olan davacı tarafından, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının Türk Vatandaşlığını kazanmak için yaptığı başvurunun reddine gerekçe olarak gösterilen “kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan” dolayı yapılan yargılama sonucunda; … Sulh Ceza Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla davacının beraatine karar verildiği ve anılan durum dışında davacının başvurusunun reddedilmesine ya da takdir yetkisinin objektif kullanıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; takdir yetkisinin objektif kullanılmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptal edilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında açılan ceza davası sonucunda; ele geçen uyuşturucunun sanıklara ait olduğu veya hangi sanığa ait olduğu yapılan yargılamada tespit edilemediğinden ayrı ayrı beraatlaerine karar verildiği, bunun üzerine davacının başvurusunun 5901 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca reddedildiği belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, Türk soylu olduğu, 4 yaşından bu yana Türkiye’de yaşadığı, kardeşlerinin de Türk vatandaşı olduğu, ayrıca üzerine atılı suçtan beraat ettiği belirtilerek dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuran bir yabancının, 5901 sayılı Kanun’da belirlenen şartların varlığı halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığına alınabileceği anlaşılmakla birlikte; vatandaşlığın bir bireye verilmesi egemenlik hakkıyla doğrudan ilgili olduğundan, aranan şartları taşımış olmanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak kazandırmayacağı açıktır.
Bu durumda, vatandaşlık vermek Devletin hükümranlık hakkı olduğundan, Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle başvuruda bulunan bir yabancı hakkında Kanun’da belirtilen şartları taşısa dahi Devlet tarafından hükümranlık hakkı kullanılarak vatandaşlık verilmeyebilir.
Bu haliyle hükümranlık yetkisi dahilinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.