Danıştay Kararı 10. Daire 2015/485 E. 2020/5160 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/485 E.  ,  2020/5160 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/485
Karar No : 2020/5160

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Suriye uyruklu olan davacı tarafından, babasının Türk vatandaşı olması nedeniyle babasına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanmak için yaptığı başvurunun reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan … isimli kişi tarafından, davacının öz çocuğu olduğu belirtilerek nüfus kütüğüne yazılmasının istenildiği, ayrıca davacının … ve … adlı iki kardeşinin de Türk vatandaşı olarak T.C. Nüfus Kütüğüne kaydının yapıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının başvurusunun, babası olduğunu iddia ettiği …’in, babası ve Türk vatandaşı olup olmadığı araştırılarak bunun sonucuna göre değerlendirilmesi gerekirken, yalnızca ana/babanın kimlik bilgileri tutmadığı gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının babası olarak bildirdiği Türk vatandaşı … isimli kişinin kimlik bilgileri ile Suriye’de kayıtlı bulunan … isimli kişinin kimlik bilgilerinin birbirini tutmadığı, dolayısıyla babasına bağlı Türk vatandaşlığını kazanmasının mümkün olmadığı, öte yandan Türk vatandaşlığına alınıp alınmama hususunun Devletin hükümranlık hakkının bir sonucu olduğu belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Anne adı …, baba adı … olan 01/10/1989 doğumlu davacı …’in, babası olarak belirttiği …’e bağlı olarak Türk vatandaşlığı kazanmak için 05/11/2012 tarihinde Mardin Valiliği’ne yaptığı başvurunun, ana/babanın kimlik bilgileri tutmadığı gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Işleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 1.maddesinde; Türkiye içinde veya dışında Türk babadan olan ya da Türk anadan doğan çocukların doğumlarından başlayarak Türk vatandaşı olduğu hükme bağlanmış, 38.maddesinde ise; Türk vatandaşlığının ispatının herhangi bir şekle tabi olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti nüfus sicili kayıtları, nüfus hüviyet cüzdanları, pasaport ve pasaport yerine geçen belgeler ile Türk konsolosluklarınca verilen vatandaşlık il mühaberelerinin aksi sabit oluncaya kadar ilgilinin Türk vatandaşı olduğuna karine teşkil ettiği hükmüne yer verilmiştir.
12/06/2009 tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve davacının başvuru tarihi ile işlem tarihinde yürürlükte olan 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 7. maddesinde, “Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır.
Türk vatandaşı ana ve yabancı babadan evlilik birliği dışında doğan çocuk Türk vatandaşıdır.
Türk vatandaşı baba ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocuk ise soy bağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanır.” hükümleri; “Türk vatandaşlığının ispatı” başlıklı 36. maddesinde,”1) Türk vatandaşlığının ispatı herhangi bir şekle tabi değildir.
(2) Aşağıdaki resmi kayıt ve belgeler, aksi sabit oluncaya kadar ilgilinin Türk vatandaşı olduğuna karine teşkil eder.
a) Nüfus kayıtları.
b) Nüfus cüzdanları.
c) Pasaport veya pasaport yerine geçen belgeler.
(3) Bir kişinin Türk vatandaşı olup olmadığı konusunda herhangi bir tereddüde düşüldüğü takdirde bu husus Bakanlıktan sorulur.” hükmü yer almaktadır.
06/04/2010 tarih ve 27544 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Soy bağı esasına göre kazanılan vatandaşlık” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, ” Soy bağı esasına göre kazanılan Türk vatandaşlığı, Türk vatandaşı ana veya baba ile soy bağının kurulmasıyla kendiliğinden kazanılan vatandaşlıktır. Yapılan bildirim üzerine doğumdan itibaren Türk vatandaşlığı kazanılır.” hükmü; “Vatandaşlık ihtilafları” başlıklı 63. maddesinin 2. fıkrasında, ” Ana veya babadan dolayı Türk vatandaşı olduğu iddiasında bulunan kişi iddiasını kanıtlayacak her türlü bilgi ve belge ibraz edebilir. Kişi tıbbi raporlara dayanılarak mahkemece verilmiş olan tespit kararı da ibraz edebilir. Herhangi bir belge ibraz edilememesi veya ibraz edilen belgelerle iddia edilen ana ya da baba arasında bağ kurulamaması durumunda talep reddedilir.” hükmü bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirmede; Türk vatandaşlığına başvuruda bulunacak kişilerden bir takım evraklar istenildiği ve bu kişilere başvurularını ispata yarayacak bilgi ve belgeleri sunma yükümlülüğü getirildiği anlaşılmaktadır.
Dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacının babası olduğunu ileri sürdüğü … isimli kişinin Türkiye Cumhuriyeti nüfus kaydında baba adının …, anne adının … olduğu ve 01/01/1959 tarihinde Harapşeref’de doğduğu, Suriye kayıtlarında ise … isimli kişinin baba adının …, anne adının … ve 1959 Bıstan doğumlu olduğu görülmektedir.
Uyuşmazlıkta; soybağı esasına göre Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle başvuruda bulunan davacının, babası olduğunu ileri sürdüğü kişinin Türkiye ve Suriye nüfus kayıtlarında farklılıklar olduğu açık olup gerekirse babalık tespit davası açarak her türlü belge ve bilgi (Türk Vatandaşı akrabaları ile kan testi yapılması, şahit dinletilmesi vb. her türlü delil ile) ile Türk vatandaşı babadan doğduğu hususunu ispatlaması gerekmektedir.
Bu durumda, davacının vatandaşlığa alınma başvurusunda ileri sürdüğü iddiasını ispatlayamadığı ve bu duruma yönelik ispat yükünün davalı idareye yüklenemeyeceği anlaşıldığından, davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Uyuşmazlıkta; soybağı esasına göre Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle 05/11/2012 tarihinde Mardin Valiliği’ne başvuruda bulunan davacının, bu başvurusunun ana/babanın kimlik bilgileri tutmadığı gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Işleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemiyle reddedildiği görülmekle birlikte; babasına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanma isteminde bulunan davacının söz konusu başvurusunun incelenmesi aşamasında davalı idare tarafından, davacıya anılan iddiasına yönelik başka surette de ispat imkanı verilmesi gerekirken sadece kayıtlardaki anne ve babanın kimlik bilgilerinin tutmaması gerekçesiyle başvurunun doğrudan reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığından dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.