Danıştay Kararı 10. Daire 2015/475 E. 2016/930 K. 22.02.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/475 E.  ,  2016/930 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/475
Karar No : 2016/930

Temyiz Eden (Davalı) : / ANKARA
Vekilleri : – Hukuk Müşaviri
I. Hukuk Müşaviri
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili : Av.

İstemin_Özeti : …7. İdare Mahkemesin …tarihli ve … sayılı Kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulüyle, dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek, işin esası incelenip gereği görüşüldü:
Dava; davacı Vakıf tarafından, müteveffa …tarafından Vakıflarına vasiyet edilen …İli, …İlçesi, …Mahallesi, …ada, …parsel sayılı …m² yüzölçümlü taşınmaza tevhit edilen …ada (eski …ada), … parsel sayılı … m² yüzölçümlü taşınmazın 1/2 hissesinin rayiç bedelinin, 5737 sayılı Vakıflar Kanununun geçici 11. maddesi ve uygulama Yönetmeliğinin 9. maddesi uyarınca ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 29.11.2012 tarihli ve 23134 sayılı işlem ile Vakıflar Meclisinin 7.6.2012 tarihli ve 368/300 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
…7. İdare Mahkemesince; 5737 sayılı Vakıflar Kanununun geçici 11. maddesi hükmünün amacı, mal edinememe gerekçesiyle mağdur edilen vakıfların bu mağduriyetlerinin giderilmesi olduğuna göre, mal edinememe gerekçesiyle davacı Vakıf adına tescil edilmediği sabit olan ve miras yoluyla Hazineye intikal edip onun mülkiyetine geçen, halen de üçüncü bir kişi konumundaki …Üniversitesinin mülkiyetinde bulunan taşınmazın, mirasbırakan hissesine isabet eden kısmının rayiç bedelinin anılan Kanun hükümlerinde öngörülen koşulları taşıyan davacı Vakfa ödenmesi gerektiğinden, aksi yolda tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
5737 Sayılı Vakıflar Kanununun geçici 11. maddesinde;
“Cemaat vakıflarının;
a) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup malik hanesi açık olan taşınmazları,
b) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup kamulaştırma, satış ve trampa dışındaki nedenlerle Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediye ve il özel idaresi adına kayıtlı taşınmazları,
c) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup kamu kurumları adına tescilli olan mezarlıkları ve çeşmeleri,
tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren oniki ay içinde müracaat edilmesi hâlinde, Meclisin olumlu kararından sonra, ilgili tapu sicil müdürlüklerince cemaat vakıfları adına tescil edilir.
Cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı hâlde, mal edinememe gerekçesiyle Hazine veya Genel Müdürlük adına tapuda kayıt edilen taşınmazlardan üçüncü şahıslar adına kayıtlı olanların Maliye Bakanlığınca tespit edilen rayiç değeri Hazine veya Genel Müdürlük tarafından ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu maddeye dayanılarak 1.10.2011 tarihli ve 28071 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan, 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun Geçici 11. maddesinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Bedeli ödenecek taşınmazlar” başlıklı 9. maddesinde; “Cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde, mal edinememe gerekçesiyle Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tapuda kaydedilen taşınmazlardan üçüncü şahıslar adına kayıtlı olanlardır.” hükmü, 11. maddesinde ise; “Başvurular, vakıflar bölge müdürlüğünce incelenerek Vakıflar Genel Müdürlüğüne gönderilir. Vakıflar Meclisi tarafından yapılacak inceleme sonucunda verilecek karar vakıflar bölge müdürlüğünce cemaat vakfına tebliğ edilir.” hükmü yer almaktadır.
2762 sayılı mülga Vakıflar Kanununun 29. maddesinde; “On yıl içinde bu Kanun hükümlerine göre taviz vermek yolu ile icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş olan gayrimenkullerin mülkiyeti on yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıflarına geçer ve vakfın hakkı da ivaza dönerek gayrimenkulün tamamı bu ivaz karşılığında birinci derece ve birinci sırada ipotek sayılır. Genel Müdürlük o yıl tahakkuk ettirilen icare veya mukataa üzerinden hesaplanabilecek olan bu tavizlerle vaktinde ödenmeyen taksitleri mutasarrıfın başka mallarına müracaat yolu ile ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanuna göre tahsile dahi yetkilidir.
Bu madde gereğince mülkiyeti mutasarrıflarına geçmiş olan gayrimenkullerde maliklerin Hazineden başka varis bırakmadan ölümleri halinde, mülkiyet mahlulen vakfına rücu eder. Bu Kanunun yayımı tarihine kadar maliklerinin ölümleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazineye İntikal edip de bu husus tapu kaydına işlenmemiş bulunan gayrimenkullerde yukarıdaki fıkra hükmüne tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; müteveffa …tarafından, …İli, …İlçesi, …Mahallesi, …Sokak, …ada (eski …ada), 7 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 hissesinin 12.11.1954 tarihli ve 17583 sayılı vasiyetname ile davacı Vakfa vasiyet edildiği, vasiyet edenin vefatından sonra vasiyetnamenin tenfizi davası açıldığı, …13. Sulh Hukuk Mahkemesinin …tarihli ve …sayılı Kararı ile davacı Vakfa miracılık belgesi verilmesine hükmedildiği, davacı vakfın 18.9.1968 tarihinde …Tapu Sicil Müdürlüğüne müracaat ederek söz konusu taşınmazın adlarına tescilini talep ettiği, bu talebe olumlu bir cevap verilmediği, daha sonra 26.12.1969 tarihinde Maliye Hazinesi tarafından açılan vasiyetnamenin iptali davasında …12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …tarihli ve …sayılı Kararıyla vasiyetnamenin iptaline karar verildiği, mirasbırakan …’nun mirasçısız ölmesi nedeniyle taşınmaz payı hükmen Maliye Hazinesi adına tescil edilecek iken, sonradan tapu tedavül kayıtlarında …Vakfından icareli olduğu görüldüğünden Kanun gereği vakfına geri döndüğü, ardından bu taşınmazın Tütün ve Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığı ve …4. Asliye Hukuk Mahkemesinin …tarihli ve …sayılı Kararıyla anılan idare adına tesciline karar verildiği, kamulaştırma bedelinin davalı Vakıflar Genel Müdürlüğünce 21.4.1988 tarihinde tahsil edildiği, daha sonra bu taşınmazın idari bir kararla …Üniversitesi adına tescil edildiği ve halen de bu Üniversitenin mülkiyetinde olduğu; davacı Vakıf tarafından 5737 sayılı Vakıflar Kanununun geçici 11. maddesi ve uygulama Yönetmeliğinin 9. maddesi uyarınca söz konusu taşınmazın rayiç bedelinin Vakıflarına ödenmesinin talep edildiği, 11.6.2012 tarihinde bu konuya ilişkin olarak ek bir dilekçe daha verdiği, davalı idarenin 14.6.2012 tarihli ve 12527 sayılı işlemiyle davacıdan ek bilgi-belge istediği, bu belgelerin 26.6.2012 tarihli dilekçe ekinde davalı idareye sunulduğu, devam eden çeşitli yazışmalardan sonra nihayet dava konusu 29.11.2012 tarihli ve 23134 sayılı işlemle, davacının rayiç bedel ödenmesi yolundaki talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; davalı idare tarafından, …İli, …İlçesi, …Mahallesi, …Sokak, …ada (eski …ada), … parsel sayılı taşınmazın 1948 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında nev-i …Vakfından icareli olarak müteveffa …adına tescil edildiğinden, …’nun dava konusu taşınmazın maliki değil, mutasarrıfı olduğu, buna göre davacı Vakfa vasiyet edilen taşınmazın, 5737 sayılı Vakıflar Kanununun geçici 11. maddesi kapsamında rayiç bedeli ödenecek taşınmazlardan olmadığı; davacı tarafından ise, …’nun vasiyetnamesine konu taşınmazın üzerindeki …Vakfından mukataalı olduğuna ilişkin kaydın gayr-i sahih olduğu, bu nedenle taşınmazın mahlulen vakfına rücu ettiği gerekçesinin hukuki bir dayanağı olmadığı ileri sürülmektedir.
Bu kapsamda; davacı tarafından, 15.1.1988 tarihli ve 17 sayılı Mahlul Kararının iptaline karar verilmesi istemiyle, davalı idare aleyhine …2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açıldığı, bu davanın halen derdest olduğu görülmektedir.
İdare Mahkemesince, dava konusu taşınmazın müteveffa …tarafından davacı Vakfa vasiyet edildiği, taşınmazın mal edinememe gerekçesiyle davacı Vakıf adına tescil edilmediği, vasiyetnamenin de bu sebeple iptal edildiği, vasiyetnamenin iptali sonucunda başka bir mirasçısı bulunmayan …’nun mirasının Medeni Kanun gereği miras yoluyla Hazineye kaldığı, daha sonraki kamulaştırma ve tahsis süreçlerinin akabinde, taşınmazın …Üniversitesi adına tescil edildiği ve halen bu Üniversitenin mülkiyetinde olduğu hususları birlikte değerlendirilerek, davacı Vakfın 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun geçici 11. maddesindeki şartları sağladığı sonucuna varılmış ise de;
söz konusu taşınmazın hükmen Maliye Hazinesi adına tescil edilecek iken sonradan tapu tedavül kayıtlarında …Vakfından mukataalı olduğu görüldüğünden 15.1.1988 tarihli Mahlul Kararı ile mülga 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 29. maddesi gereği vakfına geri döndüğü, bu nedenle kamulaştırma bedelinin de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 21.4.1988 tarihinde tahsil edildiği dikkate alındığında, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için dava konusu taşınmazın mülkiyetinin esasında kime (…’ya mı, …Vakfına mı) ait olduğunun kesin bir şekilde ortaya konulması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, 15.1.1988 tarihli ve 17 sayılı Mahlul Kararının iptaline karar verilmesi istemiyle …2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan davanın sonucu da beklenilerek, davacı Vakıf tarafından rayiç bedelinin ödenmesi istenilen taşınmazın mukataalı olup olmadığı, tapu kaydındaki …Vakfından mukataalı kaydının sahih olup olmadığı, vasiyet eden …’nun taşınmazın maliki mi, yoksa sadece mutasarrıfı mı olduğu hususlarının kesin bir şekilde ortaya konulduktan sonra, taşınmazın mülkiyetine ilişkin bu durumun açıklığa kavuşturulması suretiyle uyuşmazlığın karara bağlanması gerekirken, belirtilen şekilde bir inceleme yapılmadan verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, …7. İdare Mahkemesinin …tarihli ve … sayılı Kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, … TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davalı idareye iadesine, 22.2.20…tarihinde oybirliğiyle karar verildi.