Danıştay Kararı 10. Daire 2015/4529 E. 2016/720 K. 11.02.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/4529 E.  ,  2016/720 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/4529
Karar No : 2016/720

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin_Özeti : … 17. İdare Mahkemesi’nin ..tarih ve …sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17/2. maddesi uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeyerek, işin esası incelenip gereği görüşüldü:
Dava; 1996 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen ve 1998 tarihinde TC Kimlik Numarası verilerek eşinin nüfus kütüğüne kaydı yapılan Türkmenistan asıllı davacının, eşinin düşünceler hanesine evliliği işleneceği halde, Türk vatandaşlığını kazanmadan vatandaş gibi tescili yapıldığından bahisle nüfus kaydının silinmesine ilişkin 1.3.2000 tarih ve 41 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… 17. İdare Mahkemesi’nce; işlem tarihinde yürürlükte bulunan 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu hükümlerine göre evlenme yolu ile Türk vatandaşlığının kazanılabilmesi için belirli koşullar düzenlendiği, bu koşulların varlığı halinde ilgilice yapılacak başvuru üzerine idarece bu durumun tespiti halinde vatandaşlığın kazanılabileceği, uyuşmazlıkta davacının böyle bir başvurusu bulunmaksızın ve idarece tespit yapılmaksızın idarenin yapmış olduğu hata üzerine davacının eşinin düşünceler hanesine evliliği işleneceği halde Türk vatandaşlığını kazanmadan eşinin yanına tescilinin yapıldığının tespit edildiği, sehven yapılan bu tescilin idarece düzeltilmesi amacıyla nüfus kaydının silinmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Türk Vatandaşlığının Kazanılması” başlıklı 1. bölümünde; I-Kanun yolu ile kazanmanın, nesep ile, doğum yeri ile, evlenme ile olabileceği; II- Yetkili Makam kararı ile kazanmanın ise, genel olarak vatandaşlığa alınma, istisnai vatandaşlığa alınma ve yeniden vatandaşlığa alınma yolu ile olabileceği belirtilerek yetkili makam kararı ile vatandaşlığa alınmanın Bakanlar Kurulu Kararı ile olacağı; “Türk Vatandaşlığının Kaybı” başlıklı 2. bölümünde de; I-Kanun yolu ile kaybın evlenme ile olabileceği; II- Yetkili makam kararı ile kaybın ise, 1- Vatandaşlıktan çıkma ve başka bir devlet vatandaşlığını kazanma izni ile, 2- Vatandaşlığa alınmanın iptali ile, 3- Vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemler sonucunda, a) Vatandaşlığın kaybettirilmesi b) Vatandaşlıktan çıkarma ile olabileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 5. maddesinde ise, bir Türkle evlenen yabancı kadının Türk vatandaşlığına geçmek istediğini 42. maddede gösterilen şekilde bildirdiği veya vatansız bulunduğu veyahut evlenmekle eski vatandaşlığını kaybettiği takdirde Türk vatandaşlığını kendiliğinden kazanacağı; evlenme ile vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin usul ve esasların Bakanlar Kurulunca çıkartılacak yönetmelikle belirleneceği belirtilmekte; 42. maddesinde; evlenme, evlendirmeye yetkili Türk makamları önünde yapıldığı takdirde evlenme sırasında o makama, yabancı makamlar önünde yapılmışsa akit tarihinden itibaren bir aylık süre içinde evlenmeyi tescil ile görevli Türk makamlarına yazılı olarak Türk vatandaşlığına geçmek istediğine dair yazılı beyanda bulunduğu takdirde ilgilinin Türk vatandaşlığını kazanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının Türkmenistan vatandaşıyken 1996 tarihinde Türk vatandaşı M.S. ile … Belediye Evlendirme Memurluğunda evlendiği, evlenme akdi sırasında Türk vatandaşlığına geçmek istediğini beyan ettiği, 1998 tarihinde TC Kimlik Numarası verilerek eşinin nüfus kütüğüne kaydı yapıldığı; , Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından, davacının 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 42. maddesinde gösterildiği şekilde süresi içinde beyanda bulunmadığı, Türk vatandaşını evlenmekle kazanmadığı, eşinin düşünceler hanesine evliliği işleneceği halde, Türk vatandaşlığını kazanmadan vatandaş gibi tescili yapıldığından bahisle nüfus kaydının silindiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; bir kişinin nesep, doğum veya evlenme dışında yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanması için Bakanlar Kurulu Kararı gerekmekte; aynı şekilde Türk vatandaşlığına alınmanın iptali ile vatandaşlığın kaybettirilmesi veya vatandaşlıktan çıkarılma da Bakanlar Kurulu kararı sonucunda mümkün olabilmektedir. Diğer bir anlatımla, davalı idarenin, Türk vatandaşlığını kazanan bir kişinin, vatandaşlığın kaybını doğuran nüfus kaydını silinmesi hususunda yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, davalı idarenin, kişilerin vatandaşlığının kaybı sonucunu doğuracak biçimde işlem tesis etme yetkisi yoktur.
Bu itibarla, Türk vatandaşı ile evlenen ve 403 sayılı Kanuna göre usulüne uygun şekilde evlenme sırasında beyanda bulunarak Türk vatandaşlığını kazandığı dosyadan anlaşılan davacının, nüfus kaydının silinmesine ilişkin dava konusu işlemde, idari işlemin yetki unsuru yönüyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, … 17. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kullanılmayan … TL temyiz yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine …2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.