Danıştay Kararı 10. Daire 2015/4524 E. 2020/3930 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/4524 E.  ,  2020/3930 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/4524
Karar No : 2020/3930

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü

VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … ili, … ilçesi, … Mahallesi … ada … nolu parsel ile … ada … nolu parselde bulunan yoncalık ve meyve ağaçlarının, davalı idare tarafından Gevaş sulama hattı çalışmasının başlatılması nedeniyle eski sulama kanalının bozularak su akışı sağlanmadığından bahisle zarar görmesi nedeniyle oluşan toplam 55.409,00 TL zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının esas zararının dikkate alınması ve bu zararın oluşumunda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerektiği, dava dosyasına ibraz edilen ve olaya ilişkin olarak … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde; inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; … ada … nolu parsel ve … ada … nolu parsellerde yer alan taşınmazlar üzerinde yapılan incelemede taşınmazların üst kısmından geçen betondan yapılmış bir sulama kanalı olduğu ancak su kanalından herhangi bir su geçişinin olmadığı, taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının bazılarının kuruduğunun tespit edildiği, davalı idare tarafından da eski su kanalının kapatıldığı ifade edilmiş olup, eski su kanalından su verilmediği görülmekle birlikte, davalı idare tarafından motopomplarla su verildiği ifade edilmiş ise de; davacının motopomplarla su aldığına ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediği gibi, uyuşmazlığa konu olan taşınmazlardaki ağaçların ve yoncanın susuzluktan dolayı zarar gördüğüne ilişkin dava dosyasında yer alan rapor da göz önüne alındığında, davalı idarenin bu iddiasına itibar edilmediği, dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporları ve ara karar cevapları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazlardaki ağaçların ve yoncanın kurumasında/zarar görmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmakta olup tüm zararların toplamının ise; 55.409,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, zarar ziyan tespitinin yokluğunda tek taraflı yapıldığı, yine bu tespit dosyasında yer alan bilirkişi raporunda, ağaçların kurumasına yol açan nedenin idare kaynaklı olup olmadığı, idare kaynaklı ise neden olduğu yönünde herhangi bir bilgiye yer verilmediği, kurumaya yol açan neden her ne ise onu ortadan kaldıracak veya etkisini azaltacak önlemleri davacının alıp almadığına ilişkin herhangi bir araştırma ve tespit yapılmadığı, idareye atfedilecek bir kusurun ve kusur ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı, bu nedenle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile eksik incelemeye dayalı İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … nolu parsel ile … ada … nolu parselde bulunan yoncalık ve meyve ağaçlarının, davalı idare tarafından … sulama hattı çalışmasının başlatılması nedeniyle eski sulama kanalının bozularak su akışı sağlanmadığından bahisle zarar görmesi nedeniyle oluşan toplam 55.409,00 TL zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edilebilmesi için ortada bir zararın bulunması ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması; başka bir deyişle zararla idari faaliyet arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Bu koşullardan birisinin yokluğu halinde idarenin tazmin sorumluluğu ortadan kalkacaktır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle tam yargı davası açılabilmesi için, zarara sebep olan eylemin ve maddi olayın idariliğinin ve yol açtığı zararın kesin olarak ortaya çıkması zorunludur.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan, 6200 Sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Vazife ve Salahiyetler” başlıklı 2. maddesinde; “Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğünün vazife ve salahiyetleri şunlardır: a) Taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesisler meydana getirmek, b) Sulama tesislerini kurmak, sulama sahalarında mevcut parsellerin tamamını veya aksamını gösterir harita ve planları yapmak veya yaptırmak ve icabı halinde kadastrosunu yaptırmak…g) Yukardaki fıkralarda yazılı tesislerin (Çalıştırma, bakım ve onarım dahil) işletmelerini sağlamak…” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden, bakılan davada İdare Mahkemesince, dava konusu taşınmazda … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası kapsamında inşaat, ziraat mühendisi ve fen bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda; … ada … nolu parsel ve … ada … nolu parsellerde yer alan taşınmazlar üzerinde yapılan incelemede taşınmazların üst kısmından geçen betondan yapılmış bir sulama kanalı olduğu ancak su kanalından herhangi bir su geçişinin olmadığı, taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının bazılarının kuruduğunun tespit edildiği, tüm zararların toplamının ise 55.409,00 TL olduğu belirtilmiş, Mahkemece bu rapor hükme esas alınarak davanın kabulü ile 55.409,00-TL maddi tazminatın idareye yapılan başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri uyarınca, sulama tesislerini kurmak ve işletmelerini sağlamanın davalı idarenin görevinde olduğu açık ise de, sulama kanalındaki su akışının kesilmesi sonucunda davacının meyve ağaçlarının ve ürünlerinin kuruyarak zarar gördüğü, davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiası karşısında Mahkemece … Sulh Hukuk Mahkemesinin meydana gelen zarar tutarının ve taşınmaz durumunun tespitine ilişkin sunulan bilirkişi raporuyla yetinilmeyerek uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için, davacının taşınmazının, akışı kesilen sulama kanalından istifade edip etmediği, davacı ile ilgili kurum arasında mezkur sulama kanalından istifade etme hususunda sözleşme yapılıp yapılmadığı, sulama kanalında su akışının kesilmesinden sonra sulama talebi ile davalı idareye başvuru yapıp yapmadığı, başvuruda bulunulmuş ise davalı idarece cevap verilip verilmediği, diğer bir ifadeyle gelişen sorunun yetkililere resmi olarak iletilmesi ve çözüm istenmesinin en doğal yol olacağı, bu noktadan hareketle davacının, bu sorunu yetkililere resmi kanallardan zamanında ileterek çözüm bulunmasını ve tedbir alınmasını talep edip etmediği, zararın meydana gelmesinde veya zararın artmasında davacının ihmal ve kusurunun bulunup bulunmadığı, aynı sulama kanalından istifade eden emsal taşınmazlarda, sulama kanalındaki su akışının kesilmesinden sonra motorpomplar vb. yöntemler uygulanarak sulama yapılıp yapılmadığı, davacının taşınmazının bu yöntemler uygulanarak sulama imkanının bulunup bulunmadığı, su akışının hangi tarihte kesildiği ve davacının taşınmazındaki ürün ve ağaçların hangi tarihten itibaren kurumaya başladığı, kuruyan ağaçların odun olarak ekonomik değerinin hesap edilerek toplam zarardan düşülüp düşülemeyeceği hususlarının araştırılarak tazminat istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.