Danıştay Kararı 10. Daire 2015/4476 E. 2020/5151 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/4476 E.  ,  2020/5151 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/4476
Karar No : 2020/5151

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Nijerya vatandaşı olan davacının, Türk vatandaşı ile olan evliliğininden dolayı tarafına ikamet izni verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun, evliliğinin formalite evlilik olduğundan bahisle reddedilerek en kısa sürede ülkeden çıkış yapması gerektiğine ilişkin 09/06/2014 tarihinde tebliğ edilen davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesinin ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğu, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarece, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yapılarak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, bu sebeple, davacının, kurmuş olduğu aile birliğinin korunmasının anayasal bir zorunluluk olduğu, evlendiği tarihten sonra Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça ikamet tezkeresi iptal edilerek sınır dışı edilmesine karar verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 37. maddesi uyarınca davacının yapmış olduğu evliliğin sırf aile ikamet izni alabilmek amacıyla yapılıp yapılmadığının tespiti için yapılan tahkikat sonucunda, davacının evliliğinin formalite evlilik olduğu kanaatine varıldığı, burada evliliğin geçersizliğine hükmetme ya da evliliği sonlandırma gibi bir durumun söz konusu olmadığı, işlemin, eşlerin sırf aile ikamet izni alabilmek amacıyla evlilik yaptıklarının tespitine yönelik olduğu belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Nijerya vatandaşı olan davacı 27/01/2012 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenmiş, bu evliliği dolayısıyla kendisine Türk vatandaşı eşi yanında 26/06/2012-25/06/2013 tarihleri arasında 12 ay süreli ikamet izni, daha sonra yine aynı sebebe bağlı olarak 25/06/2013-08/04/2014 tarihleri arasında 10 ay süreli ikamet izni verilmiştir.
Davacı tarafından 02/05/2014 tarihinde Türk vatandaşı eşe refakat amacıyla ikamet izin talebinde bulunulmuş, söz konusu başvuru üzerine yapılan tahkikat sonucu davacının evliliğinin formalite evlilik olduğundan bahisle başvurusu reddedilmiş ve 09/06/2014 tarihinde davacıya en kısa sürede ülkeden çıkış yapması gerektiğine ilişkin davalı idare işlemi tebliğ edilmiş, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun ”Aile İkamet izninin şartları” başlıklı 35. maddesinin 3. fıkrasında ” Türkiye’de, destekleyicinin yanında kalmak üzere aile ikamet izni talebinde bulunacak yabancılarda aşağıdaki şartlar aranır:
a) 34 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında olduğunu gösteren bilgi ve belgeleri ibraz etmek
b) 34 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen kişilerle birlikte yaşadığını veya yaşama niyeti taşıdığını ortaya koymak
c) Evliliği aile ikamet izni alabilmek amacıyla yapmamış olmak
ç) Eşlerden her biri için on sekiz yaşını doldurmuş olmak
d) 7 nci madde kapsamına girmemek ” hükmü; “Aile ikamet izni talebinin reddi, iptali veya uzatılmaması” başlıklı 36. maddesinde,”(1) Aşağıdaki hâllerde aile ikamet izni verilmez, verilmişse iptal edilir, süresi bitenler uzatılmaz:
a) 35 inci maddenin birinci ve üçüncü fıkralarında aranan şartların karşılanmaması veya ortadan kalkması

ç) Aile ikamet izninin, veriliş amacı dışında kullanıldığının belirlenmesi…” hükmü; “Anlaşmalı evlilik yoluyla talep edilen aile ikamet izni” başlıklı 37. maddesinde, “(1) Aile ikamet izni verilmeden veya uzatılmadan önce makul şüphe varsa, evliliğin sırf ikamet izni alabilme amacıyla yapılıp yapılmadığı valiliklerce araştırılır. Araştırma sonucunda, evliliğin bu amaçla yapıldığı tespit edilirse aile ikamet izni verilmez, verilmişse iptal edilir.
(2) Aile ikamet izni verildikten sonra da evliliğin anlaşmalı olup olmadığı konusunda valiliklerce denetim yapılabilir.
(3) Anlaşmalı evlilik yoluyla alınan ve sonradan iptal edilen ikamet izinleri, bu Kanunda öngörülen ikamet izin sürelerinin toplanmasında hesaba katılmaz.” hükmü; “Yürürlük” başlıklı 125. maddesinde,”(1) Bu Kanunun; a) 122 nci maddesi, 123 üncü maddesinin birinci, ikinci, beşinci ve yedinci fıkraları ile 124 üncü maddesi hariç olmak üzere Beşinci Kısmı yayımı tarihinde, b) Diğer hükümleri yayımı tarihinden bir yıl sonra, yürürlüğe girer. ” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
11/04/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6458 sayılı Kanun’un yürürlük maddesi incelendiğinde; Kanun’un 122. maddesi, 123. maddesinin birinci, ikinci, beşinci ve yedinci fıkraları ile 124. maddesi hariç olmak üzere Beşinci Kısmının yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği, diğer hükümlerinin ise yayımı tarihinden bir yıl sonra (11/04/2014) yürürlüğe gireceğinin düzenlendiği, uyuşmazlık konusu ikamet izinlerine yönelik düzenlemelerin ise Kanun’un 2. Kısmında yer aldığı, dolayısıyla ikamet iznine ilişkin düzenlemelerin 11/04/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında; uyuşmazlık konusu olayda davacı tarafından Türk vatandaşı eşe refakat amacıyla 02/05/2014 tarihinde ikamet izin talebinde bulunulduğu, söz konusu başvuruya yönelik yapılan inceleme üzerine 09/06/2014 tarihinde davacıya tebliğ edilen işlem ile başvurunun reddedildiği görüldüğünden, başvuru ve işlem tarihi itibariyle 6458 sayılı Kanun yürürlükte olduğundan uyuşmazlığın çözümünde anılan Kanun’un ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
6458 sayılı Kanun’un 35., 36. ve 37. maddelerinin yukarıda yer verilen hükümleri birlikte değerlendiriliğinde; sırf aile ikamet izni almak amacıyla anlaşmalı evlilik yaptığı anlaşılan yabancılara aile ikamet izni verilmeyeceği ve verilmişse de iptal edileceği düzenlemesine yer verildiği, dolayısıyla idarece anlaşmalı evlilik yaptığı tespit edilen yabancılar hakkında bu sebeple işlem tesis edilmesine hukuki bir engel bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Türk vatandaşı eşe refakat amacıyla ikamet izni başvurusunda bulunduğu veya bu sebeple ikamet izin aldığı halde evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşılan davacıların ikamet izin başvurularının reddi veya ikamet izinlerinin iptalleri yönünde mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun uyarınca tesis edilen işlemlere karşı açılan davalarda da; Dairemiz tarafından ikamet izinlerinin veriliş amacına aykırı olarak evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşılan davacılar hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemeler uyarınca işlem tesis edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı yönünde karar verilmiştir. (Danıştay Onuncu Dairesinin 12/10/2020 tarih ve E:2015/1026, K:2020/3664 sayılı kararı)
Uyuşmazlıkta; davacının Türk vatandaşı eşi ile yapmış olduğu evliliğe yönelik tahkikat sonucu düzenlenen 02/06/2014 tarihli tutanak incelendiğinde; davacının beyan etmiş olduğu adreste kapıyı açan kimsenin olmaması üzerine komşular ile görüşüldüğü, bu kişiler tarafından davacıyı tanıdıkları, bekar olarak bildikleri, davacının söz konusu adreste yabancı uyruklu 2-3 erkek şahıs ile yaşadığı, ikamete giren çıkan şahısların belli olmadığı, farklı farklı şahsıların girip çıktığı, Türk vatandaşı eşi ise daha önce hiç görmediklerinin beyan edildiği, ayrıca davacı ve Türk vatandaşı eş ile ayrı ayrı yapılan mülakatlarda benzer sorulara tutarsız ve çelişkili cevaplar verdikleri, davacının, bahse konu yerde eşi ile ikamet ettiğini şifahi olarak beyan etmesine rağmen aynı soruya Türk vatandaşı şahsın kendinin davacı ile düzenli olarak kalmadığı, ikamet etmediği, kendisinin farklı bir adreste yaşadığını beyan ettiği hususlarının tespit edildiği görülmektedir.
Bu haliyle, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca Türk vatandaşı eşi ile evlilik birlikteliği içinde yaşamadığı sabit olan davacının aile ikamet izni almak amacıyla anlaşmalı evlilik yaptığı sonucuna varıldığından, 6458 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 37. maddesi hükmüne uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan Kanun’un ilgili hükmü göz ardı edilerek işlem tarihinde yürürlükte olmayan mevzuat uygulanmak suretiyle verilen dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.