Danıştay Kararı 10. Daire 2015/445 E. 2020/4518 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/445 E.  ,  2020/4518 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/445
Karar No : 2020/4518

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ….
2- ….
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tutuklu … ile vekili olan Av. ….’nun hukuka uygun görüşüp haberleşmelerine yasak ve kısıtlılık getirildiğinden bahisle davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek meydana gelen zarara karşılık tutuklu … için 20.000,00 TL, Av. … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın 14/06/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Antalya L Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan davacıya, savunma evrakları ile yargılamaya ilişkin diğer evrakların mevzuata aykırı olarak, adil yargılanma hakkını kısıtlayacak şekilde belirli bir gecikmeye sebebiyet verilerek ve içeriği incelenmemesi gerekirken mektup okuma birimi tarafından incelenerek verildiği, böylece davacı …’nun adil yargılanma hakkının kısıtlandığının kabulü ile bu durumun tutuklu bulunan davacının içinde bulunduğu tutukluluk ortamı da gözetilmek kaydıyla iç huzurunun bozulmasına, yaşama güç ve sevincinin azalarak, üzüntü duymasına sebebiyet verdiği sonucuna ulaşıldığından, çektiği elem ve üzüntüye karşılık olarak davacı …’ya takdiren 15.000,00 TL manevi tazminat ödenmesinin uygun olacağı, diğer taraftan, davacının kardeşi ve aynı zamanda avukatı olan davacı …’nun da yaşanılan bu sürecin bir tarafı olarak, avukatlık mesleğinin icrası ile kardeşinin savunmasını hazırlama sürecinde yaşadığı sıkıntı dikkate alındığında çektiği elem ve üzüntüye karşılık olarak davacı …’ya takdiren 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesinin uygun olacağı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından; hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz kaldığı, bu nedenle İdare Mahkemesi kararının, davanın kısmen reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Davalı idare tarafından; ceza infaz kurumunda bulunan tutuklunun, vekili ile hemen her gün ya da iki günde bir olmak üzere görüştüğü, ayrıca savunmaya ilişkin belgelerin ceza infaz kurumu görevlilerince içerik denetimine tabi tutulmadığı, görevliler hakkında yapılan idari soruşturma neticesinde disiplin soruşturması açılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, adli yönden ise soruşturmanın halen derdest olduğu, bu nedenle idarenin tazmin sorumluluğu bulunmadığından İdare Mahkemesi kararının, davanın kısmen kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından; dava konusunun, sadece fiziki görüşmeye dair olmadığı, birbirleri ile savunma belgelerinin alınıp verilmesine dair kısıtlamaya ilişkin olduğu, bu belgelerin cezaevi görevlilerince içerik denetimine tabi tutulduğu, bu nedenle davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare tarafından; davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, manevi tazminatın koşullarının oluştuğu açık ise de, manevi tazminatın belirtilen amaç ve niteliği esas alındığında davacılar için takdir edilen manevi tazminat miktarı yüksek bulunduğundan, yukarıda aktarılan ölçütlere göre, olayın oluş şekli ve niteliği de dikkate alınmak suretiyle manevi tazminat miktarının yeniden belirlenmesi gerektiği, bu durumda, Mahkeme kararının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının bozulması, kısmen reddine ilişkin kısmının onanması gerektiği gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı …, …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve Sorgu No:…, … Başsavcılığı Soruşturma No:… sayılı tutuklama müzekkeresi ile tutuklanarak Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu … nolu koğuşa alınmıştır.
Davacının avukatı aynı zamanda kardeşi olan … ile arasındaki savunmaya dair belgelerin, mektup okuma birimine gönderilmek suretiyle içerik denetimine tabi tutulduğu, ceza infaz kurumu görevlilerince okunduğu, haberleşmelerinin engellendiği ve geciktirildiğinden bahisle uğradıkları zararın tazmini için davalı idareye başvuruda bulundukları, bu başvurunun reddi üzerine … için 20.000,00 TL, Av. … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın 14/06/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında; “idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu” hükme bağlanmıştır.
İdarelerin hizmet kusuru nedeniyle sorumlu tutulabilmeleri için öncelikle ortada bir zararın bulunması, bu zararın kesin, güncel ve meşru bir zarar olması ve zarar ile idarenin eylem ve işlemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. İdarelerin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak da tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda; hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan doğruya ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Manevi zarar, kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmekte olup, fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de, tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, manevi tatmin sağlayacak bir miktarda olması gerekmektedir.

Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, manevi tazminat istemlerinin kısmen reddine ilişkin kısmının incelenmesi;
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu olayda; davacı … …Sulh Ceza Mahkemesinin … tarih ve Sorgu No:…, Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma No… sayılı tutuklama müzekkeresi ile tutuklanarak Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu B-11 nolu koğuşa yerleştirilmiş olup, daha sonra davacının avukatı, aynı zamanda kardeşi olan diğer davacı … ile arasındaki savunmaya dair belgelerin, mektup okuma birimine gönderilmek suretiyle içerik denetimine tabi tutulduğu, ceza infaz kurumu görevlilerince okunduğu, haberleşmelerinin engellendiği ve geciktirildiği ileri sürülerek, manevi zararlarının faiziyle birlikte tazmini talep edilmiştir.
Mahkemece, davacı Av. …’nun davacı ….’ya getirdiği savunmasına ilişkin evraklar ile vb. evrakların, 22/08/2012 tarihinde Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na verildiği, görevliler tarafından ilgili kurumun mektup okuma birimine 31/08/2012 tarihinde teslim edildiği, mektup okuma birimi tarafından davacı ….’ya ne zaman teslim edildiğinin belli olmadığı görülmüş olup, davalı idare tarafından, davacının savunmasına ilişkin bilgi ve belgelerin davacının adil yargılanma hakkını kısıtlayacak şekilde belirli bir gecikmeye sebebiyet verilerek ve içeriğinin incelenmemesi gerekirken içeriği mektup okuma birimi tarafından incelenerek davacıya verildiği, bu durumun mevzuat hükümlerine açıkça aykırılık teşkil ettiği, ayrıca AİHM kararında belirtildiği gibi AİHS’nin Adil Yargılanma Hakkı Başlıklı 6/3-b maddesinde, “Her sanık ezcümle: Müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olmak, haklarına sahiptir.” düzenlemesine de aykırılık teşkil ettiği anlaşılmakta olup Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan davacı …’ ya mevzuata aykırı olarak yapılan uygulama neticesinde adil yargılanma hakkının kısıtlandığının kabulü ile bu durumun tutuklu bulunan davacının içinde bulunduğu tutukluluk ortamı da gözetilmek kaydıyla iç huzurunun bozulmasına, yaşama güç ve sevincinin azalarak, üzüntü duymasına sebebiyet verdiği sonucuna ulaşıldığından, çektiği elem ve üzüntüye karşılık olarak davacı …’ya takdiren 15.000,00-TL, davacının kardeşi ve aynı zamanda avukatı olan davacı …’nun da yaşanılan bu sürecin bir tarafı olarak, avukatlık mesleğinin icrası ile kardeşinin savunmasını hazırlama sürecinde yaşadığı sıkıntı dikkate alındığında çektiği elem ve üzüntüye karşılık olarak davacı …’ya takdiren 10.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 16/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmiştir.
Manevi tazminata hükmedilebilmesi için idarenin işlemi ya da eylemi sonucunda ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması veya şeref ve haysiyetinin rencide edilmiş bulunması gerekmekte olup, davacılara manevi tazminat ödenmesini gerektirecek koşulların uyuşmazlık konusu olayda gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, dava dosyasında bulunan ceza infaz kurumu ziyaret raporunun incelenmesinden, tutuklu bulunan … ile vekili Av. …’nun 14/06/2012-21/08/2012 tarihleri arasında her gün veya iki günde bir olmak üzere görüşme yaptıkları sabit olduğundan, davacıların haberleşmelerine yasak ve kısıtlılık getirildiğinden bahisle tazminat ödenmesi talebinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, manevi tazminat ödenmesini gerektiren bir hak ihlalinin olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından davacıların manevi tazminat istemlerinin bu gerekçe ile tamamının reddine karar verilmesi gerekmekte olup, İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile manevi tazminat istemlerinin kısmen reddine ilişkin kısmında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmının incelenmesi;
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda da izah edildiği üzere manevi tazminata hükmedilebilmesi için idarenin işlemi ya da eylemi sonucunda ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması veya şeref ve haysiyetinin rencide edilmiş bulunması gerekmekte olup, davacılara manevi tazminat ödenmesini gerektirecek koşulların uyuşmazlık konusu olayda gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Bu durumda, manevi tazminat ödenmesini gerektiren bir hak ihlalinin olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
3. Temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davanın kısmen kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA, kısmen reddine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
4. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2020 tarihinde esasta oy birliği, gerekçede oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Manevi zarar, kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, duyulan acı ve ıztırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmekte, fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik olmayıp, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Bu niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, …. Sulh Ceza Mahkemesinin … tarih ve … Sr…. soruşturma sayılı tutuklama müzekkeresi ile tutuklanarak Antalya L Tipi Ceza İnfaz Kurumu B-11 nolu koğuşa yerleştirilen davacı …’nun avukatı, aynı zamanda kardeşi olan diğer davacı …’nun davacı …’ya getirdiği savunmaya dair belgelerin, mektup okuma birimine gönderilmek suretiyle içerik denetimine tabi tutulduğu, ceza infaz kurumu görevlilerince okunduğu, haberleşmelerinin engellendiği ve geciktirildiği, böylece adil yargılanma ve savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle elem ve ızdırap duydukları ileri sürülerek meydana gelen manevi zarara karşılık olmak üzere davacı … için 20.000,00 TL, vekili olan diğer davacı Av. … için 30.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, …’ya takdiren 15.000,00-TL, davacının kardeşi ve aynı zamanda avukatı olan davacı …’ya da yaşanılan bu sürecin bir tarafı olarak, avukatlık mesleğinin icrası ile kardeşinin savunmasını hazırlama sürecinde yaşadığı sıkıntı dikkate alındığında çektiği elem ve üzüntüye karşılık olarak takdiren 10.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 16/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Olayda, manevi tazminatın koşullarının oluştuğu açık ise de, manevi tazminatın belirtilen amaç ve niteliği esas alındığında davacılar için takdir edilen manevi tazminat miktarı yüksek bulunduğundan, yukarıda aktarılan ölçütlere göre, olayın oluş şekli ve niteliği de dikkate alınmak suretiyle manevi tazminat miktarının yeniden belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; kararın manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla gerekçe yönünden Daire kararının bu kısmına katılmıyoruz.