Danıştay Kararı 10. Daire 2015/4429 E. 2020/6413 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/4429 E.  ,  2020/6413 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/4429
Karar No : 2020/6413

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 3. kişiden olan alacağı nedeniyle … İcra Müdürlüğü’nün E:… sayılı dosyasında başlatılan icra takibi kapsamında, anılan İcra Müdürlüğünce … Tapu Müdürlüğü’ne yazılan “borçluya ait ve/veya anne veya babasından veraseten intikal etmiş veya edecek taşınmazlara haciz konulmasına” ilişkin müzekkerenin gereğinin, gerekli dikkat ve özen gösterilmeyerek yerine getirilmediğinden bahisle alacağına ulaşamaması nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlığa konu olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu, davacıya göre önceliği olan başka bir kayıt bulunmadığından ve borçluya veraseten intikal eden taşınmazın elbirliği mülkiyetinden 1/3 oranında üç hissedarla birlikte 100.000 TL bedel ile satışı yapıldığından, borçlunun hissesine düşen miktarda 33.333 TL zararın oluştuğu ve taleple bağlı kalınarak 30.000 TL maddi zararın tazmininin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın görüm ve çözümünün adli yargının görevinde olduğu ve Adalet Bakanlığı husumetinde görülmesi gerektiği, borçlunun borcu ödeyemeyecek durumda olduğunun kesinleştirilmediği, kendilerine atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Dava, davacı tarafından, 3. kişiden olan alacağı nedeniyle … İcra Müdürlüğü’nün E:… sayılı dosyasında başlatılan icra takibi kapsamında, anılan İcra Müdürlüğünce … Tapu Müdürlüğü’ne yazılan “borçluya ait ve/veya anne veya babasından veraseten intikal etmiş veya edecek taşınmazlara haciz konulmasına” ilişkin müzekkerenin gereğinin, gerekli dikkat ve özen gösterilmeyerek yerine getirilmediğinden bahisle alacağına ulaşamaması nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasında, dava dilekçelerinin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı yönlerinden sırasıyla inceleneceği; anılan Kanun’un 15. maddesinin 1/a fıkrasında da 14. maddenin 3/a bendine göre adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanununun “Sorumluluk” başlıklı 5. maddesinde, “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” hükmü yer almaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun “Tapu İdareleri” kısmının “Kuruluş” başlıklı 1006. maddesinde, “Tapu idarelerinin kuruluş, işleyiş ve hizmetlerinin yürütülmesi, özel kanun hükümlerine tâbidir”, aynı Kanunun “Sorumluluk” başlıklı 1007. maddesinde, “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür” hükümlerine yer verilmişti.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığın, davacının 3. kişiden olan alacağı nedeniyle … İcra Müdürlüğü’nün E:… sayılı dosyasında başlatılan icra takibi kapsamında, anılan İcra Müdürlüğünce … Tapu Müdürlüğü’ne yazılan “borçluya ait ve/veya anne veya babasından veraseten intikal etmiş veya edecek taşınmazlara haciz konulmasına” ilişkin müzekkere üzerine, davalı idarece yapılan araştırmada borçu …’ın anne soyadının ve anne TC kimlik numarasının bulunmaması nedeniyle kayıtlara ulaşılamadığı ve bu nedenle haciz talebinin red edildiği belirtilmekte ise de, varsa bilgi eksikliği nedeniyle taşınmaz araştırması yapılamadığının İcra Müdürlüğü’ne bildirilmesi gerekirken, taşınmaz kaydına rastlanılmadığından haciz talebinin reddedildiği şeklinde bildirim yapıldığı, halbuki, davacı tarafından icra takibi yapılan borçlu …’a veraseten intikal eden taşınmazı bulunduğu, anılan icra takibi sırasında yazılan müzekkere üzerine, söz konusu taşınmazın tapu kaydına haciz şerhi konulmaması ve bunun sonucunda da taşınmazın haciz şerhi bulunmaksızın satılması nedeniyle ortaya çıkan zararın davalı idarece tazmininin istenilmesinden kaynaklı olduğu görülmektedir.
Dosya kapsamı ve yukarıda yer verilen mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, her ne kadar davacı tarafından davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklı olarak zarara uğradığı ileri sürülmekteyse de, Devletin sorumluluğuna ilişkin yukarıda yer verilen özel düzenlemeler dikkate alındığında davanın görüm ve çözümümde adli yargının görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davanın görev yönünden reddi gerekmekteyken, uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle davanın kabulü yönünde verilen idare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.