Danıştay Kararı 10. Daire 2015/4053 E. 2020/5159 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/4053 E.  ,  2020/5159 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/4053
Karar No : 2020/5159

DAVACI : … Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

DAVALILAR : 1. … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2. … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
3. … Bakanlığı / …
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. …

DAVANIN_KONUSU :
05/08/2015 tarih ve 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişiklik yapılan, 08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 2. Maddesinin 1. fıkrasının (e), (g) ve (j) bentlerinin; 3. maddesinin; 9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (f), (g), (h), (i) ve (j) bentlerinin; 16. maddesinin; 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin ve 25. maddesinin iptali istenilmektedir

DAVACININ İDDİALARI :
08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin;
2. maddesinin 1. fıkrasının (e), (g) ve (j) bentleri yönünden; dava konusu yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin (e) ve (g) bentleri yönünden; eski yönetmeliğin (e) bendinde yer alan Askeri Birlik ifadesi kaldırılarak yerine illerde valinin, ilçelerde kaymakamların yetkili kılınarak mülki amirlere genel kolluk kuvveti gibi hareket etme yetkisi tanındığı, askeri birliğin saf dışı bırakıldığı, siyasi otoritenin müdahalesinin yasallaştırıldığı, (j) bendi yönünden ise; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda irtibat kurulunun düzenlenmediği, üst norma aykırı düzenleme ihdas edilemeyeceği,
3. maddesi yönünden; Anayasal hakkın kullanımının mülki amirlere bırakıldığı, kısıtlamaların yanlızca kanunla getirilebileceği,
9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (f), (g), (h), (i) ve (j) bentleri yönünden; Bu madde kapsamında düzenleme kuruluna silahlı kolluk kuvveti görevi verildiği,
16. maddesi yönünden; Kolluk kuvvetlerince görüntü ve ses kaydının alınmasının kişiler üzerinde psikolojik baskı oluşturularak protesto hakkının kullanılmasını sınırlandırdığı, Anayasanın 20. maddesine aykırılık teşkil ettiği,
23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresi yönünden; Anayasal hak olan toplantı veya gösteri yürüşü hakkının yerel idareler eli ile kısıtlanması anlamı taşıdığı ve Anayasaya aykırılık teşkil ettiği,
25. maddesi yönünden; Kamu görevlilerine kanuna aykırı olarak vali emrini yerine getirme zorunluluğu yüklendiği, Kanunda düzenleme bulunmaksızın Yönetmelikte bu hususun düzenlenmesinin hukuka uygun olmadığı, valilere kanuna aykırı bir şekilde emir verme yetkisi verildiği, ileri sürülmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI :
Davalı … Bakanlığının Savunması:
Yönetmeliğin 2. maddesinin 1. fıkrasının (e), (g) ve (j) bentleri yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 13. maddesinde düzenlenen Hükümet Komiseri müessesesinin kaldırıldığı, irtibat kurulunun yönetmeliğe eklendiği, bu kurulun mülki amir ile yetkili kolluk amiri ve düzenleme kurulu başkanı arasındaki irtibatı sağladığı,
3. maddesi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinde yapılan değişiklikler çerçevesinde yapıldığı, yönetmelikte de aynı şekilde yer aldığı,
9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (f), (g), (h), (i) ve (j) bentleri yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 33. maddesinin (a) bendinde yapılan değişiklikler çerçevesinde Yönetmeliğin 9. maddesinin (e) bendinin yeniden düzenlendiği, “havai fişek, molotof, demir bilye ve sapan” ibarelerinin Kanuna uygun olarak eklendiği, (b) bendinde yapılan değişiklikler çerçevesinde Yönetmeliğin 9. maddesinin (f) bendinin yeniden düzenlendiği,
Yönetmeliğin 9. maddesinde yapılan değişikliklerde Kanunda yapılan değişikliklerin dikkate alındığı, amacın toplum düzeninin sağlanması olduğu,
16. maddesi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 11. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklik çerçevesinde Yönetmeliğe eklendiği,
23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. maddesinde yapılan değişiklik çerçevesinde düzenlendiği, savunulmaktadır.
Davalı … Bakanlığının Savunması:
Dava konusu yapılan yönetmelik değişikliğinin kanunu detaylandırmak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla düzenlendiği, üst normlara aykırılık teşkil etmediği, savunulmaktadır.
Davalı … Bakanlığının Savunması:
Yönetmeliğin 2. maddesinin 1. fıkrasının (e), (g) ve (j) bentleri yönünden; İrtibat kurulunun, düzenleme kurulu içerisinde yer alan bir birim olduğu, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 37. maddesi çerçevesinde yönetmelik çıkarma yetkisi dahilinde düzenleme kurulunun görev ve yetkilerinin belirlendiği bir hüküm olduğu ve düzenlemenin kanuna uygun olduğu,
3. maddesi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinin tekrarı niteliğinde olduğu,
9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (f), (g), (h), (i) ve (j) bentleri yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 12. maddesiyle düzenleme kuruluna yükümlülük yüklenilmesi ve kurula gerekli önemleri alma ve güvenlik kuvvetlerinden yardım isteme, bu önlemler alınmadığı ve toplantının amacı dışına çıkıldığı takdirde dağılma kararı alma yetkisinin verilmesi nedeniyle Kanun’un 37. maddesinde belirtilen kurulun görev, yetki ve sorumluluklarının uygulanış biçimini düzenleyen söz konusu yönetmelik hükümlerinin Kanuna uygun olduğu,
16. maddesi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 23. maddesinde sayılan kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünün tespiti, suç delillerinin toplanması kapsamında güvenlik kuvveti tarafından yerine getirilen görüntüye alma işleminin Kanun’un suç işleyenlerin yakalanmasını düzenleyen 25. maddesine uygun olduğu,
23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. maddelerine dayanılarak yapıldığı, Kanunla uyumlu olduğu,
25. maddesi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 23. ve 24. maddelerine dayanılarak yapıldığı ve Kanunla uyumlu olduğu, savunulmaktadır.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Yönetmeliğin, 2. maddesinin 1. Fıkrasının (e), (g) ve (j) bendinin; 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan “vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibareleri dışında kalan kısımlarının, 9. maddesinin 1. Fıkrasının, (e), (f), (g) ve (j) bentlerinin, 16. maddesinin ve 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin ve 25. maddesinin iptali istemi yönünden davanın reddine, 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan “vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibarelerinin iptaline, dava konusu yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (h) ve (i) bentlerinin iptali istemi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine, karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY_SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 05/08/2015 tarih ve 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişiklik yapılan, 08/08/1985 tarih ve, 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinin (e), (g) ve (j) bentlerinin; 3. maddesinin; 9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (f), (g), (h), (i) ve (j) bentlerinin; 16. maddesinin; 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin ve 25. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 26. maddesinde, herkesin, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğu; bu hürriyetin resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsayacağı; bu fıkra hükmünün, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel olmadığı; bu hürriyetlerin kullanılmasının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulûnce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabileceği kurala bağlanmıştır.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 10. maddesinde ”Toplantı yapılabilmesi için, düzenleme kurulu üyelerinin tamamının imzalayacakları bir bildirim, toplantının yapılmasından en az kırksekiz saat önce ve çalışma saatleri içinde, toplantının yapılacağı yerin bağlı bulunduğu valilik veya kaymakamlığa verilir.
Bu bildirimde;
a) Toplantının amacı,
b) Toplantının yapılacağı yer, gün, başlayış ve bitiş saatleri,
c) Düzenleme kurulunun başkan ile üyelerinin açık kimlikleri, meslekleri ikametgahları ve varsa çalışma yerleri,
Belirtilir ve bildirime yönetmelikte gösterilecek belgeler eklenir.
Bu bildirim karşılığında gün ve saati gösteren alındı belgesi verilmesi zorunludur.
Bu bildirim, valilik veya kaymakamlıkça kabul edilmez veya karşılığında alındı belgesi verilmez ise keyfiyet bir tutanakla tespit edilir. Bu halde noter vasıtasıyla ihbar yapılır. İhbar saati bildirimin verilme saati sayılır.
Aynı yerde, aynı gün toplantı yapmak üzere ayrı ayrı düzenleme kurullarınca bildirim verilmişse ilk verilen bildirim geçerlidir. Diğerlerine durum hemen yazılı olarak bildirilir.”hükmü, 18. maddesinde ”Bölge valisi, Vali veya kaymakamlarca ertelenen veya yasaklanan veya İçişleri Bakanlığı tarafından ertelenen toplantılara ilişkin gerekçeli erteleme veya yasaklama kararı toplantının başlama saatinden enaz yirmidört saat önce bir yazı ile düzenleme kurulu başkanına veya bulunamadığı takdirde üyelerden birine tebliğ edilir. Vali veya kaymakamlarca ertelenen veya yasaklanan toplantılar hakkında bölge valiliğine ve İçişleri Bakanlığına, bölge valilerince ertelenen veya yasaklanan toplantılar için de İçişleri Bakanlığına bilgi verilir.
17 nci maddede belirtilen durumlarda; toplantının en az yirmidört saat önce tebliğ şartı aranmaksızın bölge valiliği, valilik veya kaymakamlıklarca ertelenebileceği veya yasaklanabileceği haller yönetmelikte gösterilir.
Toplantının ertelenen günden sonraki bir günde yapılabilmesi, düzenleme kurulunun 10 uncu maddeye göre yeni bildirimde bulunmasına bağlıdır.” hükmü, 37. maddesinde ise ”Düzenleme kurulunun, güvenlik kuvvetlerinin ve görevli askeri birliklerin görev, yetki ve sorumluluklarının uygulanış biçimi ile bu Kanunun 10 ve 18 inci maddelerinde belirtilen hususlar ve Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Adalet, Milli Savunma ve İçişleri bakanlıklarınca bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde çıkarılacak ve Resmi Gazetede yayımlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almıştır.
Anılan Yasa’nın 6. maddesinde ”Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, tüm il ve ilçe sınırları içerisinde aşağıdaki hükümlere uyulmak şartıyla her yerde yapılabilir.
İl ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde ve 22 nci maddenin birinci fıkrasında sayılan sınırlamalara uyulması kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın geçeceği ilçe ve il belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin görüşleri alınarak mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. İl ve ilçenin büyüklüğü, gelişmişliği ve yerleşim özellikleri dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı belirlenebilir.
Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulur.
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yer ve güzergâhı hakkında sonradan yapılacak değişiklikler de aynı yöntemle yapılır. Bu değişiklikler duyurudan on beş gün sonra geçerli olur.
Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlendiği il ve ilçelerde düzenleme kurulu, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih edebilir.” hükmüne, 9.maddesinde, ”Bu Kanuna göre yapılacak toplantılar, fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan bir düzenleme kurulu tarafından düzenlenir. Bu kurul, kendi aralarından birini başkan seçer. Diplomatik dokunulmazlıkları bulunan kişiler, düzenleme kurulu başkan veya üyesi olamazlar.
Tüzel kişilerin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri, yetkili organlarının kararına bağlıdır.” hükmüne, 17. maddesinde de ”Bölge valisi, vali veya kaymakam, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde yasaklayabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 13.3.2014 gün ve 28940 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 16. maddesinin c bendiyle, 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 13. ve 36. maddeleri ile 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “hükümet komiserine veya yardımcılarına veya hükümet komiseri tarafından” ibaresi ve 37. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “ hükümet komiseri ve yardımcılarının” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 1. maddesinde, “Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.” hükmü; 2. maddesinde, “Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır. A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak, B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak.” hükmü yer almış, 2911 sayılı Yasa’nın 12. maddesinde de düzenleme kurulunun, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumlu olduğu, kurulun, bunun için gereken önlemleri alacağı ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını isteyeceği, toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurulun veya toplanamadığı takdirde kurul başkanının dağılma kararı alacağı ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildireceği, düzenleme kurulunun sorumluluğunun, topluluk toplantı yerinden tamamen dağılıncaya kadar süreceği hükme bağlanmış, dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde ise ”Ateşli silahlar veya havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dahil patlayıcı maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve lastik çubuklar, boğma teli veya zinciri, demir bilye ve sapan gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeleri toplantı yerine sokmak isteyen kişileri önlemek, bu gibilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etmek, yakalanmalarına yardımcı olmak” Düzenleme kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ifade özgürlüğünün bir unsuru olduğuna ve demokratik toplumunun en temel değerleri arasında yer aldığına kuşku bulunmamakla birlikte; bu hakların kullanımı, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulûnce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. Ancak, bu konuda yapılacak tüm düzenlemelerin demokratik toplum gereklerine uygun ve ölçülü olması şarttır.
Bu durumda, düzenleme kurulunun, toplantı ve gösteri yürüyüşünün amacı dışında hareket eden kişileri suçun işlenmesinin önlenmesi amacıyla güvenlik kuvvetlerine bildirme ve gerektiğinde dağılma kararı alma sorumluluğu bulunduğu tartışmasız ise de 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na göre suç işlenmesinin önlenmesi ve işlenmiş bir suç ile ilgili olarak yasal gereklerin yapılması hususunda polisin görevli ve yetkili olduğu, düzenleme kuruluna suçun önlenmesi sorumluluğunun yüklenmesinin 2559 sayılı Yasa ile 2911 sayılı Yasa hükümlerine aykırı olacağı sonucuna varılmıştır.
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi dışındaki dava konusu düzenlemelerde ise üst normlara ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin iptali, diğer düzenlemeler yönünden ise davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
05/08/2015 tarih ve 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişiklik yapılan, 08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinin 1. fıkrasının (e), (g) ve (j) bentlerinin; 3. maddesinin; 9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (f), (g), (h), (i) ve (j) bentlerinin; 16. maddesinin; 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin ve 25. maddesinin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
Anayasa’nın 26. maddesinde, herkesin, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğu; bu hürriyetin resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsayacağı; bu fıkra hükmünün, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel olmadığı; bu hürriyetlerin kullanılmasının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulûnce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabileceği hüküm altına alınmıştır.

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 37. maddesinde; ”Düzenleme kurulunun, güvenlik kuvvetlerinin ve görevli askeri birliklerin görev, yetki ve sorumluluklarının uygulanış biçimi ile bu Kanunun 10 ve 18 inci maddelerinde belirtilen hususlar ve Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Adalet, Milli Savunma ve İçişleri bakanlıklarınca bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde çıkarılacak ve Resmi Gazetede yayımlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanun 10. maddesinde; ”Toplantı yapılabilmesi için, düzenleme kurulu üyelerinin tamamının imzalayacakları bir bildirim, toplantının yapılmasından en az kırksekiz saat önce ve çalışma saatleri içinde, toplantının yapılacağı yerin bağlı bulunduğu valilik veya kaymakamlığa verilir.
Bu bildirimde;
a) Toplantının amacı,
b) Toplantının yapılacağı yer, gün, başlayış ve bitiş saatleri,
c) Düzenleme kurulunun başkan ile üyelerinin açık kimlikleri, meslekleri ikametgahları ve varsa çalışma yerleri,
Belirtilir ve bildirime yönetmelikte gösterilecek belgeler eklenir.
Bu bildirim karşılığında gün ve saati gösteren alındı belgesi verilmesi zorunludur.
Bu bildirim, valilik veya kaymakamlıkça kabul edilmez veya karşılığında alındı belgesi verilmez ise keyfiyet bir tutanakla tespit edilir. Bu halde noter vasıtasıyla ihbar yapılır. İhbar saati bildirimin verilme saati sayılır.
Aynı yerde, aynı gün toplantı yapmak üzere ayrı ayrı düzenleme kurullarınca bildirim verilmişse ilk verilen bildirim geçerlidir. Diğerlerine durum hemen yazılı olarak bildirilir.” hükmü, 18. maddesinde; ”Bölge valisi, Vali veya kaymakamlarca ertelenen veya yasaklanan veya İçişleri Bakanlığı tarafından ertelenen toplantılara ilişkin gerekçeli erteleme veya yasaklama kararı toplantının başlama saatinden enaz yirmidört saat önce bir yazı ile düzenleme kurulu başkanına veya bulunamadığı takdirde üyelerden birine tebliğ edilir. Vali veya kaymakamlarca ertelenen veya yasaklanan toplantılar hakkında bölge valiliğine ve İçişleri Bakanlığına, bölge valilerince ertelenen veya yasaklanan toplantılar için de İçişleri Bakanlığına bilgi verilir.
17 nci maddede belirtilen durumlarda; toplantının en az yirmidört saat önce tebliğ şartı aranmaksızın bölge valiliği, valilik veya kaymakamlıklarca ertelenebileceği veya yasaklanabileceği haller yönetmelikte gösterilir.
Toplantının ertelenen günden sonraki bir günde yapılabilmesi, düzenleme kurulunun 10 uncu maddeye göre yeni bildirimde bulunmasına bağlıdır.” hükmü,
Dava konusu Yönetmelik değişikliğinin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 6. maddesinde; ”Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, tüm il ve ilçe sınırları içerisinde aşağıdaki hükümlere uyulmak şartıyla her yerde yapılabilir.
İl ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde ve 22 nci maddenin birinci fıkrasında sayılan sınırlamalara uyulması kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın geçeceği ilçe ve il belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin görüşleri alınarak mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. İl ve ilçenin büyüklüğü, gelişmişliği ve yerleşim özellikleri dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı belirlenebilir.
Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulur.
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yer ve güzergâhı hakkında sonradan yapılacak değişiklikler de aynı yöntemle yapılır. Bu değişiklikler duyurudan on beş gün sonra geçerli olur.
Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlendiği il ve ilçelerde düzenleme kurulu, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih edebilir.” hükmü, 9. maddesinde; ”Bu Kanuna göre yapılacak toplantılar, fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan bir düzenleme kurulu tarafından düzenlenir. Bu kurul, kendi aralarından birini başkan seçer. Diplomatik dokunulmazlıkları bulunan kişiler, düzenleme kurulu başkan veya üyesi olamazlar.
Tüzel kişilerin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri, yetkili organlarının kararına bağlıdır.” hükmü, 17. maddesinde; ”Bölge valisi, vali veya kaymakam, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde yasaklayabilir.” hükmü, 19. maddesinde; “Bölge valisi, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla bölgeye dahil illerin birinde veya birkaçında ya da bir ilin bir veya birkaç ilçesinde bütün toplantıları bir ayı geçmemek üzere erteleyebilir. Valiler de aynı sebeplere dayalı olarak ve suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde; ile bağlı ilçelerin birinde veya birkaçında bütün toplantıları bir ayı geçmemek üzere yasaklayabilir.
Yasaklama kararı gerekçeli olarak verilir Kararın özeti yasaklamanın uygulanacağı yerlerde mutat vasıtalarla ilan edilir. Ayrıca, İçişleri Bakanlığına bilgi verilir.” hükmü ve dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 22. maddesinde de; “Genel yollar ile parklarda, mabetlerde, kamu hizmeti görülen bina ve tesislerde ve bunların eklentilerinde ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bir kilometre uzaklıktaki alan içinde toplantı yapılamaz ve şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez.
Genel meydanlardaki toplantılarda, halkın ve ulaşım araçlarının gelip geçmesini sağlamak üzere valilik ve kaymakamlıklarca yapılacak düzenlemelere uyulması zorunludur.” hükmü yer almıştır.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde, “Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.” hükmüne; 2. maddesinde, “Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır. A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak, B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Dava Konusu Yönetmeliğin İncelenmesi:
1) Yönetmeliğin 2. maddesinin 1. fıkrasının (e), (g) ve (j) bentlerinin incelenmesi;
08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin (e) bendinde, mahallin en büyük mülki amirinin; (g) bendinde Genel Kolluk kuvvetlerinin tanımının yapıldığı, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesi ile uyumlu olduğu, (j) bendinde, mahallin en büyük mülki amiri ile yetkili kolluk amiri ve düzenleme kurulu başkanı arasındaki irtibatı sağlamak görevi verilen “İrtibat Kurulunun; Mahallin güvenlik amirinin görevlendirdiği bir kolluk görevlisinin başkanlığında, düzenleme kurulu başkanının görevlendirdiği en az iki üyeden oluşan kurulu” ifade ettiği belirtilerek 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile düzenleme kuruluna verilen yetki kapsamında koordinasyon sağlamak amacıyla düzenleme kurulunun alt birimi olarak irtibat kurulunun Yönetmeliğe eklendiği dikkate alındığında, üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
2) Yönetmeliğin 3. maddesinin incelenmesi;
08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Toplantı Yeri ve Gösteri Yürüyüşü Güzergahının Belirlenmesi” başlıklı 3. maddesinde; ” Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, tüm il ve ilçe sınırları içerisinde aşağıdaki hükümlere uyulmak şartıyla her yerde yapılabilir.
a) İl ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde ve Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan sınırlamalara uyulması kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın geçeceği ilçe ve il belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin yazılı görüşleri alınarak her yıl Ocak ayında mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. Kamu düzeni ve genel asayişin temini bakımından zorunluluk olan hallerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yıl içerisinde aynı usulle değiştirilebilir. İl ve ilçenin büyüklüğü, gelişmişliği ve yerleşim özellikleri dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı belirlenebilir.
b) Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulur. Ayrıca, kuvvet talep edilecek askeri birlik komutanlığına da bildirilir.
c) Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yer ve güzergâhı hakkında sonradan yapılacak değişiklikler de aynı yöntemle yapılır. Bu değişiklikler duyurudan on beş gün sonra geçerli olur.
ç) Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlendiği il ve ilçelerde düzenleme kurulu, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu maddenin dayanağı 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinin, Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan başvuru sonucunda, Anayasa Mahkemesi’nin 28/09/2017 tarih ve E:2014/101, K:2017/142 sayılı kararıyla 06/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6529 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değiştirilen 6. maddesinin;
İkinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline,
Beşinci fıkrasında yer alan; “…ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Bu durumda, dava konusu edilen Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan ” ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibarelerinde hukuka uyarlık, bu ibareler dışındaki Yönetmeliğin dava konusu 3. maddesindeki diğer hükümleri yönünden ise dayanağı Kanuna paralel olarak düzenlendiği anlaşıldığından bu kısımlar yönünden hukuka ve üst normlara aykırılık bulunmamaktadır.
3) Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (f), (g), (h), (i) ve (j) bentlerinin incelenmesi;
(e), (f), (g) ve (j) benleri yönünden; 08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Düzenleme Kurulunun Görevleri” başlıklı 9. Maddesinde;
“e) Ateşli silahlar veya havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dahil patlayıcı maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve lastik çubuklar, boğma teli veya zinciri, demir bilye ve sapan gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeleri toplantı yerine sokmak isteyen kişileri önlemek, bu gibilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etmek, yakalanmalarına yardımcı olmak,”
“f) Yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşınarak veya bu işaret ve amblemleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyilerek veya kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılan ve kanunların suç saydığı nitelik taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses cihazları ile yayınlayarak, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak isteyen kişileri önlemek amacıyla, bu gibilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etmek, yakalanmalarına yardımcı olmak,”
“g) Halkı suç işlemeye özendirici konuşmaları önlemek,”
“j) Toplantının ve gösteri yürüyüşünün kanunlara uygun yürütülmesi amacı ile yetkili kolluk amirince istenen hususları yerine getirmek ve çalışmalarına yardımcı olmak.” hükümü bulunmaktadır.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 12. maddesinde, “Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir. Düzenleme kurulunun sorumluluğu, topluluk toplantı yerinden tamamen dağılıncaya kadar sürer.” hükmüne yer verilmiştir.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu uyarınca düzenleme kuruluna verilen yetki kapsamında düzenlenen dava konusu yönetmelik maddesinde, hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 12. maddesinde, “Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir. Düzenleme kurulunun sorumluluğu, topluluk toplantı yerinden tamamen dağılıncaya kadar sürer.” hükmüne yer verilmiştir.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu uyarınca düzenleme kuruluna verilen yetki kapsamında düzenlenen dava konusu yönetmelik maddesinde, hukuka ve üst normlara aykırılık bulunmamaktadır.
(d), (h) ve (i) bentleri yönünden;
Dava konusu yönetmeliğin 4. maddesi ile 08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (g) ve (j) bentleri değiştirilmiş olup, dava konusu yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (h) ve (i) bentlerinin yönetmeliğin 08/08/1985 tarihinde yayımlanan ilk halinde de mevcut olduğu, Yönetmelik hükümlerinin iptali istemiyle en geç Yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihini izleyen altmışıncı günün sonunda dava açılması gerektiği dikkate alındığında davanın bu bentler yönünden süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
4) Yönetmeliğin 16. maddesinin incelenmesi;
Yönetmeliğin “Güvenlik Kuvvetlerinin Görev, Yetki ve Sorumluluları” başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h) ve (l) bentleri değiştirilmiş, 2. fıkrasında yer alan ” O yerin yetkili” ibaresi “Mahallin” olarak değiştirilmiş ve maddeye 3. fıkra eklenmiştir.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun “Toplantı veya Gösteri Yürüyüşünün Dağıtılması” başlıklı 24. maddesinde, kanununa uygun başlayan toplantı veya gösteri yürüyüşünün daha sonra kanuna aykırı hale gelmesi durumunda yetkililer tarafından alınacak tedbirler ve yetkileri düzenlenmiş, Kanun’un 11. maddesinde de “Toplantı, 6 ncı madde hükümlerine uymak suretiyle bildirimde belirtilen yerde yapılır. Düzenleme kurulu, kendi üyelerinden başkan dahil en az yedi kişiyi toplantının yapıldığı yerde bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirildiğine dair tutulan tutanak, düzenleme kurulu tarafından hazırlanarak yetkili kolluk amirine teslim edilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından yapıldığı belli olacak şekilde kaydedilebilir. Elde edilen kayıt ve görüntüler şüphelilerin ve suç delillerinin tespiti dışında başka bir amaçla kullanılamaz.” hükmüne yer verilmiş olup bu maddeye dayanılarak düzenlenen dava konusu yönetmelik maddesinde, hukuka ve üst normlara aykırılık bulunmamaktadır.

5) Yönetmeliğin 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” düzenlemesinin incelenmesi;
Vali veya kaymakam;

“d) Düzenleme kurulu başkan ve üyelerinin tamamının veya başkan dahil en az yedisinin toplantı yerinde hazır bulunmadıklarının tespiti veya toplantı yerine gelmeyeceklerinin kesin olarak anlaşılması durumunda,
Gerektiğinde, alındı belgesi verilmiş olsa dahi, toplantı başlama saatinden geriye doğru 24 saatlik zaman içerisinde, tebligat şartı aranmaksızın, belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” şeklindeki düzenlemenin dayanağı olan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun “İl veya ilçelerde bütün toplantıların ertelenmesi veya yasaklanması” başlıklı 19. maddesinde; “Bölge valisi, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla bölgeye dahil illerin birinde veya birkaçında ya da bir ilin bir veya birkaç ilçesinde bütün toplantıları bir ayı geçmemek üzere erteleyebilir. Valiler de aynı sebeplere dayalı olarak ve suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde; ile bağlı ilçelerin birinde veya birkaçında bütün toplantıları bir ayı geçmemek üzere yasaklayabilir.
Yasaklama kararı gerekçeli olarak verilir Kararın özeti yasaklamanın uygulanacağı yerlerde mutat vasıtalarla ilan edilir. Ayrıca, İçişleri Bakanlığına bilgi verilir.” hükmünün bulunduğu, dava konusu Yönetmeliğin de dayanağı Kanuna paralel olarak düzenlendiği anlaşıldığından bu düzenlemede hukuka ve üst normlara aykırılık bulunmamaktadır.

6) Yönetmeliğin 25. maddesinin incelenmesi;
Yönetmeliğin “Kurum ve Kuruluşlardan Gelen Yardım Araçları” başlıklı 25. maddesinin, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun “Toplantı veya Gösteri Yürüyüşünün Dağıtılması” başlıklı 24. maddesinde, kanununa uygun başlayan toplantı veya gösteri yürüyüşünün daha sonra kanuna aykırı hale gelmesi durumunda yetkililer tarafından alınacak tedbir ve yetkileri düzenlenmiş olup, Valinin, kamu düzenini ve güvenliğini veya kişilerin can ve mal emniyetini sağlamak amacıyla aldığı tedbir ve kararların uygulanması için kamu kurum ve kuruluşlarının araç ve gereçlerinden yararlanarak gerekli güvenliği sağlamasında Kanuna aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Yönetmeliğin, 2. maddesinin 1. fıkrasının (e), (g) ve (j) bentlerinin; 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan “vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibareleri dışında kalan kısımlarının, 9. maddesinin 1. fıkrasının, (f), (g) ve (j) bentlerinin, 16. maddesinin, 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin ve 25. maddesinin iptali istemi yönünden oy birliğiyle, 9. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin iptali istemi yönünden oy çokluğuyla DAVANIN REDDİNE,
2. Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan “vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibarelerinin oy birliğiyle İPTALİNE,
3. Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (h) ve (i) bentlerinin iptali istemi yönünden oy birliğiyle DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin haklılık oranına göre … TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, … TL’sinin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, … TL vekâlet ücretinin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
6. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY:

Dava, 05/08/2015 tarih ve 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişiklik yapılan, 08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinin 1. fıkrasının (e), (g) ve (j) bentlerinin; 3. maddesinin; 9. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (f), (g), (h), (i) ve (j) bentlerinin 16. maddesinin ve 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin ve 25. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 1. maddesinde, “Bu Kanun; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller ile gerçek ve tüzel kişilerin düzenleyecekleri toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yerini, zamanını, usul ve şartlarını, düzenleme kurulunun görev ve sorumluluklarını, yetkili merciin yasaklama ve erteleme hallerini, güvenlik kuvvetlerinin görev ve yetkileri ile yasakları ve ceza hükümlerini düzenler.” hükmüne; 9. maddesinde, “Bu Kanuna göre yapılacak toplantılar, fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan bir düzenleme kurulu tarafından düzenlenir. Bu kurul, kendi aralarından birini başkan seçer. Diplomatik dokunulmazlıkları bulunan kişiler, düzenleme kurulu başkan veya üyesi olamazlar.Tüzel kişilerin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri, yetkili organlarının kararına bağlıdır.” hükmüne; 12. maddesinde, “Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir. Düzenleme kurulunun sorumluluğu, topluluk toplantı yerinden tamamen dağılıncaya kadar sürer.” hükmüne; 28. maddesinde, “Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılanlar, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 10 uncu madde gereğince verilecek bildirimde düzenleme kurulu üyesi olarak gösterilenlerden 9 uncu maddede belli edilen nitelikleri taşımayanlar, toplantı veya yürüyüşün yapılması hâlinde, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 11 ve 12 nci maddelerde yazılı görevleri yerine getirmeyen düzenleme kurulu üyeleri, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verilmiştir.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 1. maddesinde, “Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.” hükmüne; 2. maddesinde, “Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır. A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak, B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, suç işlenmesinin önlenmesi ve işlenmiş bir suç ile ilgili olarak yasal gereklerin yapılması hususunda polisin görevli ve yetkili olduğu tartışmasızdır. Bu anlamda, 2911 sayılı Yasa uyarınca fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan düzenleme kuruluna doğrudan kolluk gücünün görevi niteliğindeki suçun işlenmesini önleme sorumluluğu yüklenemeyeceği gibi bu konuda yetki de verilemez. Düzenleme kurulunun toplantının sükun ve düzeni için üzerine düşen tedbirleri alma yükümlülüğü bulunmakta, bu kapsamda da toplantı ve gösteri yürüyüşünün amacı dışında hareket eden kişileri suçun işlenmesinin önlenmesi amacıyla güvenlik kuvvetlerine bildirme ve gerektiğinde dağılma kararı alma görevi bulunmaktadır. Ancak düzenleme kuruluna “toplantı yerine bir kısım zarar verici maddeleri sokmak isteyen kişileri önlemek” olarak belirtilen ve kolluk gücünün münhasıran sahip olduğu doğrudan müdahale yetkisinin kullanılması anlamına gelebilecek şekilde bu tür kişileri önleme görev ve yetkisinin tanınması üst normlarla da uyum göstermemekte ve hukuki problemlere yol açabilecek bir nitelik taşımaktadır.
Nitekim, Yönetmeliğin dava konusu edilen 9. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde, “Ateşli silahlar veya havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dahil patlayıcı maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve lastik çubuklar, boğma teli veya zinciri, demir bilye ve sapan gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeleri toplantı yerine sokmak isteyen kişileri önlemek, bu gibilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etmek, yakalanmalarına yardımcı olmak” kuralına yer verilmiştir. Bu yönetmelik maddesi dava konusu değişiklikten önce “Suç teşkil eden silah ve patlayıcı maddeleri veya her türlü kesici delici aleti veya taş, sopa, demir, lastik çubuk, boğma teli ve zinciri gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı yaralayıcı ecza veya diğer her türlü zehir veya her türlü gaz ve benzeri maddeyi toplantı yerine sokmak isteyen kişileri önlemek amacıyla, bu gibilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etmek, yakalanmalarına yardımcı olmak” şeklinde olup; görüldüğü üzere düzenleme kuruluna daha önce suçun işlenmesini önlemek amacıyla, toplantı ve gösteri yürüyüşünün amacı dışında suç işlemeyi düşünen kişilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etme ve yardımcı olma hususunda sorumluluk yüklenmiş iken; dava konusu Yönetmelik hükmü ile bu defa düzenleme kuruluna toplantı yerine zarar verici bir kısım maddeleri sokmak isteyen kişileri önleme görev ve yetkisi verilmekte ve düzenlemede kolluk gücüne ait olan yakalama, müdahale etme gibi etkinlikleri çağrıştıran bir ifadeye yer verilmektedir.
Öte yandan, 2911 sayılı Yasanın yukarıda anılan 28. maddesinde görevlerini yerine getirmeyen düzenleme kurulu üyelerinin, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı kuralının bulunduğu göz önüne alındığında, belirtilen düzenlemenin bu haliyle uygulamada bir takım hukuki sorunlara yol açabileceği açıktır.
Bu itibarla, Daire kararının diğer kısımlarına iştirak etmekle birlikte, Yönetmeliğin 2559 ve 2911 sayılı Yasalarda belirtilen ilgili hükümlerle uyum göstermeyen dava konusu edilen 9. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde hukuka uyarlık bulunmadığından söz konusu bendin iptaline karar verilmesi gerektiği görüşüyle kararın bu kısmına katılmıyorum.