Danıştay Kararı 10. Daire 2015/4035 E. 2020/5156 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/4035 E.  ,  2020/5156 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/4035
Karar No : 2020/5156

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Suriye uyruklu olan davacı tarafından, Türk vatandaşı olan babasından dolayı Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca Türk vatandaşlığını kazandığının tespit edilmesi istemiyle 22/05/2014 tarihinde yapılan başvurunun, doğduğu tarihte babasının Türk vatandaşlığı statüsünde bulunmaması sebebiyle reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının babası olan …’un 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 43. maddesi uyarınca 17/01/2011 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığına alındığı, bu kararla davacının babasının milli güvenliğe engel teşkil edecek bir halinin bulunmadığının anlaşıldığı, davacının abisi olan …’un ise babasının vatandaşlıktan çıkarıldığı tarihten önce 1980 yılında doğması sebebiyle yaptığı Türk vatandaşlığı talebinin kabul edildiği, bu durumun aynı anne ve babadan olan iki çocuğa farklı muamele yapılmasına yol açtığı ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği, ayrıca 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda vatandaşlığın soybağı ile kazanılmasında ilgilinin doğduğu tarihin değil anne ve babasının Türk olup olmasının esas alındığı, öte yandan vatandaşlıktan çıkarma kararlarının şahsi olduğu ve çocuklara sirayet etmeyeceği yönündeki mevzuat hükümleri ile davacının milli güvenliğe engel teşkil edecek bir halinin bulunmadığı hususu da dikkate alındığında; davacının Türk vatandaşlığına alınması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının doğduğu tarihte ana ve babasının Suriye vatandaşı oldukları, bu sebeple doğum yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmasının mümkün olmadığı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, davalı idarenin ileri sürdüğü temyiz sebeplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu ileri sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Suriye vatandaşı olan davacının, babası mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 25. maddesinin (ç) bendi uyarınca Bakanlar Kurulunun 02/02/1984 tarih ve 1984/7690 sayılı kararıyla Türk vatandaşlığını kaybetmiştir.
Daha sonra 5901 sayılı Türk vatandaşlığı Kanunu’nun 43. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 17/01/2011 tarih ve 2011/1325 sayılı kararıyla yeniden Türk vatandaşlığına alınmıştır.
21/06/1989 doğumlu olan davacı tarafından 22/05/2014 tarihinde babasına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yapılan başvuru üzerine, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile davacının doğduğu tarihte anne/babasının Türk vatandaşı olmadığı belirtilerek başvuru reddedilmiş, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın “Türk vatandaşlığı” başlıklı 66. maddesinde, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Mülga ikinci cümle: 3/10/2001-4709/23 md.)
Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.
Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.” kuralına yer verilmiştir.
Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 1. maddesinde; “Türkiye içinde veya dışında Türk babadan olan ya da Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşıdırlar.” hükmü yer almaktadır.
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Türk vatandaşlığının kazanılması halleri” başlıklı 5. maddesinde, “(1) Türk vatandaşlığı, doğumla veya sonradan kazanılır.” hükmü; “Doğumla kazanılan vatandaşlık” başlıklı 6. maddesinde, “(1) Doğumla kazanılan Türk vatandaşlığı, soy bağı veya doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılır. Doğumla kazanılan vatandaşlık doğum anından itibaren hüküm ifade eder.” hükmü; “Soy bağı” başlıklı 7. maddesinde, “(1) Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır.
(2) Türk vatandaşı ana ve yabancı babadan evlilik birliği dışında doğan çocuk Türk vatandaşıdır.
(3) Türk vatandaşı baba ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocuk ise soy bağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanır.
” hükmü yer almıştır.
06/04/2010 tarih ve 27544 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Onsekiz yaşını tamamladıktan sonra doğuma ilişkin yurt dışından yapılan bildirimler” başlıklı 8. maddesinde, “Yurt dışında yaşayan ve onsekiz yaşını tamamladığı halde doğumuna ilişkin bildirimde bulunulmayan kişilerin aile kütüğüne tescili, Türk vatandaşı ana veya babadan dolayı Türk vatandaşlığını kazandıklarının Bakanlıkça yapılacak inceleme sonucunda tespiti halinde mümkündür.” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinde, vatandaşlığın Kanun’un gösterdiği şartlarla kazanılacağı ve ancak Kanun’da belirtilen hallerde kaybedileceği düzenlemesine yer verilerek kanunilik ilkesinin benimsendiği, ayrıca Türk vatandaşlığının soy bağı esasına göre kazanılmasında kişinin doğduğu tarihte babası veya annesinin Türk vatandaşı olması şartına yer verildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta; davacının babasının 02/02/1984 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığını kaybettiği ve 17/01/2011 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığına alındığı hususları göz önünde bulundurulduğunda; babasına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazandığının tespiti istemiyle başvuruda bulunan davacının 21/06/1989 doğumlu olduğu ve doğum tarihi itibariyle babasının Türk vatandaşı olmadığı dikkate alındığında; Kanun’da öngörülen şartı sağlamadığı anlaşılan davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuca varılmıştır.
Öte yandan, yukarıda yer verilen Anayasa hükmü uyarınca vatandaşlığın sadece Kanun’un gösterdiği şartlarda kazanılacağı açık olup babasının vatandaşlıktan çıkarıldığı tarihten önce 1980 yılında doğan davacının abisi …’un Kanun’da öngörülen şartı sağladığından bahisle Türk vatandaşlığını kazanmasının, Kanun’da yer alan şartı sağlamayan davacının Türk vatandaşlığını kazanmasına etkisi olduğunu kabul etmek hukuken olanaklı değildir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.