Danıştay Kararı 10. Daire 2015/3951 E. 2020/4072 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/3951 E.  ,  2020/4072 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/3951
Karar No : 2020/4072

DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. V. …

DAVANIN KONUSU : 31/08/2015 tarih ve 29461 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara Verilecek Ödül Hakkında Yönetmeliğin tamamının iptali istenilmektedir.

DAVACININ_İDDİALARI : Usuli eksiklik nedeniyle dava konusu edilen Yönetmeliğin iptal edilmesi gerektiği, Yönetmelik maddelerinin Anayasa’nın 2. ve 5. maddelerine aykırı olduğu, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri ile ters düştüğü, Yönetmelik kapsamında yapılan iş ve işlemlerin denetlenmediği iddia edilmektedir.

DAVALININ_SAVUNMASI : Davacının dava açmada menfaatinin bulunmadığı, Yönetmelik hükümlerinin Anayasa’nın 2. ve 5. maddelerine aykırı olmadığı aksine Anayasa’nın söz konusu hükümlerini gereğini yerine getirmek amacıyla alınan ve Kanunda öngörülen tedbirler olduğu savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı Derneğin 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 3. maddesinin 1/a bendi uyarınca kapatıldığı anlaşıldığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca dava dilekçesinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : Dava; 31/08/2015 tarih ve 29461 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara Verilecek Ödül Hakkında Yönetmeliğin tamamının iptali istemiyle açılmış olup, yönetmeliğin dayanağı olan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 19. maddesinin Anayasanın 2. ve 5. maddelerine aykırı olduğu, iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davacı Dernek tarafından ileri sürülen Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
T.C. Anayasasının 124. maddesinde, Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecekleri belirtilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından, Yönetmelikle yapılan düzenlemenin üst normlara ve hukuka uygun olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Buna göre;
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu, 5. maddesinde ise, Devletin temel amaç ve görevlerinin, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak olduğu, hükümlerine yer verilmiştir.
Öte yandan, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 19. maddesinde, “İşlenişine iştirak etmemiş olmak koşuluyla bu Kanun kapsamına giren suç faillerinin yakalanabilmesine yardımcı olanlara veya yerlerini yahut kimliklerini bildirenlere para ödülü verilir. Ödülün miktar, usûl ve esasları İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilir.” hükmüne dayanılarak İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31/08/2015 gün ve 29461 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara Verilecek Ödül Hakkında Yönetmelik ile, 3713 sayılı Kanun kapsamına giren suçların faillerinin yakalanmasında etkinliğin artırılması için, “terör” kapsamına giren suç faillerinin yakalanmasına yardımcı olanlara veya yerlerini yahut kimliklerini bildirenlere verilecek para ödülünün miktar, usul ve esaslarının düzenlenmesi amaçlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat çerçevesinde hazırlanan dava konusu Yönetmelik ile, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzenine ve genel güvenliğe dair önleyici ve koruyucu tedbirleri almak üzere, toplumdaki huzur ve barış ortamının korunması, buna yönelik ülke vatandaşlarının milli bilinç ve dayanışma içerisinde yaptıkları ihbarlar ile destek olmalarının sağlanmasına, yardımcı olanlara da komisyon tarafından verilen para ödülünün miktarı, usul ve esasları bir kurala bağlanmıştır.
Bu durumda, emniyet makamlarının, genel güvenliği tehdit eden suçların faillerinin yakalanmasında etkinliğin arttırılmasına yönelik usul ve esasları belirleyen Yönetmelikte, kamu yararına, üst norma ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacı Dernek tarafından ileri sürülen diğer iddialar da, dava konusu edilen düzenlemenin iptalini gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Dava; 31/08/2015 tarih ve 29461 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara Verilecek Ödül Hakkında Yönetmeliğin tamamının iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun, “Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik” başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği; dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararının kendiliğinden hükümsüz kalacağı; aynı maddenin ikinci fıkrasında da, yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçelerin iptal edileceği hükme bağlanmıştır.
Tüzel kişilerin davacı konumunda oldukları bir dava devam ederken, çeşitli sebeplerle (kapatılma, dağılma, birleşme, tür değiştirme, devir gibi) tüzel kişilikleri sona erebilmektedir. Dolayısıyla medeni haklardan yararlanma ehliyeti sona eren tüzel kişinin, taraf ehliyeti de sona ermektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
22/11/2016 tarihli, 29896 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Kapatılan ve kapsamdan çıkarılan kurum ve kuruluşlar” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan; Kanun Hükmündeki Kararnameye ekli (6) sayılı listede yer alan derneklerin kapatıldığı düzenlenmiş, sözü edilen (6) sayılı listede davacı Çağdaş Hukukçular Derneğine de yer verilmiş; aynı maddenin 2. fıkrasında ise, “Birinci fıkra kapsamında kapatılan derneklere ve basın-yayın kuruluşlarına ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda re’sen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilir. Bunların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden bir hak ve talepte bulunulamaz. Devire ilişkin işlemler ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirilir.” hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı Dernek tarafından, 31/08/2015 tarih ve 29461 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara Verilecek Ödül Hakkında Yönetmeliğin tamamının iptali istemiyle iş bu davanın açıldığı; ancak, dava esnasında, yukarıda yer verilen 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca anılan Derneğin kapatıldığı, Dairemizin 29/01/2020 ve 04/06/2020 tarih ve E:2015/3951 sayılı derneğin faaliyetinin ve tüzel kişiliğinin devam edip etmediğine ilişkin ara kararlarına verilen cevapta da davacı Derneğin kapatılan dernekler arasında yer aldığının ifade edilmiş olduğu, anlaşılmaktadır.
Ayrıca e-Devlet uygulaması dernek sorgulama ekranı üzerinden yapılan sorgulamada … kütük numaralı olan “… Derneği” adında bir dernek faal olarak görülmemektedir.
Yukarıya alınan 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinde yer alan “yalnız öleni ilgilendiren” ibaresinin lafzından gerçek kişiler için bir kural getirildiği anlaşılmakta ise de, bu hükmün tüzel kişiliği haiz olan ve kapatılmakla bu niteliğine son verilen davacı Dernek hakkında da kıyasen uygulanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVA DİLEKÇESİNİN İPTALİNE,
2. Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.