Danıştay Kararı 10. Daire 2015/361 E. 2020/5445 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/361 E.  ,  2020/5445 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/361
Karar No : 2020/5445

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dava konusu istem: Davacı …’ın Ağrı … Polis Merkezi Amirliği’nde başka bir şahıs tarafından bıçaklanarak yaralanması olayında davalı idarenin hatalı ve kusurlu olduğundan bahisle uğranıldığı belirtilen davacı … için 20.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminat, eş … için 15.000,00 TL manevi tazminat, … için 5.000,00 TL ve … için de 5.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi ve 20.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek en yüksek yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Ağrı … Polis Merkezi Amirliği binası içerisinde davacının … isimli şahıs tarafından 21 cm uzunluğunda olan bir bıçakla yaralanması eyleminde, …’un üst aramasının eksiksiz olarak yapılmayarak bıçağın içeri sokulmasında ve buna bağlı olarak da davacının 10 gün iş göremez şekilde göğsünden yaralanmasında davalı idarenin denetim ve gözetimi altında bulunan personelin hizmet kusurunun bulunduğu, davacıların söz konusu eylem nedeniyle uğradığı maddi zararın idarece tazmini gerektiği, bu kapsamda davacıdan, yaralama olayından kaynaklandığını iddia ettiği 20.000,00 TL maddi tazminata yönelik somut bilgi ve belgeler ile olay tarihi itibariyle herhangi bir işte çalışıp çalışmadığına, çalışıyorsa aylık olarak kazandığı ücrete ilişkin ( SGK kaydı, maaş bordrosu, gelir vergisi beyannamesi vs…) tüm bilgi ve belgeler ile tedavi giderlerine yönelik belgelerin onaylı birer örneğinin istenildiği, ancak davacı tarafından gönderilen cevap yazısında, çoban olarak görev yaptığı, yöresel teamüller gereği maddi zararını gösteren somut belge sunamayacağının belirtilmesi nedeniyle, davacının 2013 yılında iş göremediği 10 günlük zararının tespitinde asgari ücret kriterinin esas alınmasının yerinde olacağının değerlendirildiği, 2013 yılı için asgari ücret net tutarının 773,01 TL olduğu ve bu tutarın esas alınması durumunda ise davacının 10 günlük zararının 257,00 TL olacağı, anılan tutarın davalı idarece davacının başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği, öte yandan davacıların manevi tazminat istemine gelince; manevi tazminat gerçek bir tazmin aracı olmayıp, doğrudan doğruya manevi bir tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de, tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilen miktarın aynı zamanda idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak bir oranda olması gerektiği, uyuşmazlık konusu olayda da, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ve bu hizmet kusuru nedeniyle davacıların manevi yönden zarar gördüğü anlaşıldığından, olayın şekli, idarenin kusuru ve zararın niteliği dikkate alınarak, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminat, eş … için 2.000,00 TL manevi tazminat, çocuklar … için 1.000,00 TL ve … için de 1.000,00 TL olmak üzere toplam 9.000,00 TL manevi tazminatın, davalı idarece tazmini gerektiği, bu nedenle maddi tazminat olarak 257,00 TL’nın, manevi tazminat olarak ise 9.000,00 TL’nın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesi, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI :
Davacılar tarafından, hükmedilen tazminat miktarlarının yetersiz olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, somut olayda idarelerinin hizmet kusuru bulunmadığı, ortaya çıkan zararla eylem arasındaki illiyet bağının üçüncü bir kişi tarafından kesildiği, ayrıca zararın ortaya çıkmasında davacının da kusurunun bulunduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacılarca temyiz dilekçesine karşı savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
28/12/2013 tarih ve 28865 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve temyize konu kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” kuralı yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdare Lehine Nispi Vekâlet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:
Dava, toplam 20.000,00 TL maddi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi’nce, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan 4.671,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, kabul edilen tazminat yönünden ise 1.080,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmektedir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden daha fazla bir meblağın vekâlet ücreti olarak hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, davacılar tarafından, toplam 40.000,00 TL manevi ve 20.000,00 TL maddi tazminat istemiyle açılan davada, ilk derece mahkemesince verilen kararın hüküm fıkrasında sehven 20.000,00 TL manevi ve 40.000,00 TL maddi tazminat isteminde bulunulmuş gibi değerlendirme yapıldığı görüldüğünden bu hususun da düzeltilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; kısmen reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçmemek üzere 750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan “reddedilen 39.743,00 TL maddi tazminat miktarı üzerinden nisbi olarak hesaplanan 4.671,00 TL vekalet ücreti ile reddedilen 11.000,00 TL manevi tazminat miktarı üzerinden A.A.Ü.T.nin 10/2 maddesi uyarınca belirlenen 1.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin “reddedilen 19.743,00 TL maddi tazminat miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçmemek üzere hesaplanan 750,00 TL vekalet ücreti ile reddedilen 31.000,00 TL manevi tazminat miktarı üzerinden A.A.Ü.T.nin 10/2 maddesi uyarınca belirlenen 1.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların esasa ilişkin temyiz isteminin reddine, davacıların aleyhlerine hükmedilen vekalet ücrete ilişkin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının düzeltilerek ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, kısmen reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçmemek üzere … TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.