Danıştay Kararı 10. Daire 2015/3435 E. 2020/4061 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/3435 E.  ,  2020/4061 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/3435
Karar No : 2020/4061

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : …, …
ve …’a velayeten,
kendi adına asaleten …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın kısmen kabulü, kısmen de reddi yolundaki kararının kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından 18/10/2011 tarihinde murisleri …’ın tanık sıfatıyla Bitlis İli’nden … Cumhuriyet Başsavcılığına emniyet müdürlüğünün zırhlı aracıyla götürüldüğü sırada yola döşenen mayının patlaması sonucu vefat etmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru olduğundan bahisle davacılardan eş … için 100.000,00 TL (miktar artırımı sonrası 201.584,33 TL) maddi, 90.000,00 TL manevi, çocuklar …, … ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL maddi, 70.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 351.584,33 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda, dosya ekinde yer alan tüm bilgi ve belgelerin bir bütün olarak incelenmesinden; davalı idarenin söz konusu olayda saldırıyı önleyemediği gibi sivil vatandaşların güvenliğini sağlaması gerekirken sağlayamadığı hususu dikkate alındığında, davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ve davacıların uğradığı maddi zararların bu minvalde davalı idarece ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı, maddi tazminat yönünden; dava dosyasında bulunan … Belediyesi tarafından düzenlenen 16/04/2012 tarihli yazıda; görevli imam ücreti, Kuran okutma, yemek ve çay masrafları, cenaze yıkama, kefenleme, cenazenin mezara nakli, mezar kazıma ve kapama gibi masraflar için toplamda yaklaşık olarak 6.000,00-6.500,00 TL civarında masrafın olduğunun belirtildiği görülmüş olup taleple bağlı kalmak üzere 5.000,00 TL cenaze ve defin giderinin davalı idarece davacı …’a ödenmesi gerektiği, davacıların yoksun kaldıklarını iddia ettikleri destek miktarının tespiti ve hesaplanması için yapılan bilirkişi incelemesi sonucu dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, … için 196.584,33 TL, Eylül Eraslan için 14.489,28 TL, Irmak Eraslan için 19.371,22 TL, … için 20.355,77 TL olmak üzere toplamda 250.800,60 TL bilinen ve bilinmeyen maddi zararın hesaplandığı görülmüş olup, Bitlis Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’nca uyuşmazlık konusu olay nedeniyle davacı …’a ödenen 23.165,45 TL miktarın yarar kabul edilerek, bilirkişi tarafından … için hesaplanan 196.584,33 TL tazminattan düşülmesi sonucu kalan 173.418,88 TL, … için 14.489,28 TL, … için 19.371,22 TL, … için 20.355,77 TL olmak üzere toplamda 232.635,15 TL zararın tazmininin hizmet kusuru bulunan davalı idarece davacılara ödenmesi, davacılar tarafından talep edilen geriye kalan 118.949,18 TL yönünden davanın reddi gerektiği sonucuna varıldığı, manevi tazminat yönünden; olayın vuku buluş şekli ve davacıların babaları ve eşlerinin ölümü olayının bundan sonraki yaşamları üzerindeki neticeleri, bu nedenle duydukları elem ve ızdırabın karşılığı olarak sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak düzeyde olmak üzere takdiren davacı … için 50.000,00 TL, … için 40.000,00 TL, … için 40.000,00 TL, … için 40.000,00 TL olmak üzere toplamda 170.000,00 TL manevi tazminatın davacılara ödenmesi, talep edilen geriye kalan 130.000,00 TL manevi tazminat yönünden ise davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine 232.635,15 TL maddi tazminat ile 170.000,00 TL manevi tazminaın idareye başvuru tarihi olan 15/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu olayın terör olayı olduğu, kusurunun bulunmadığı, 5233 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik kapsamında maddi tazminatın hesaplanması gerektiği, manevi tazminatın ilgili Kanun’da düzenlenmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :İdare Mahkemesi kararının manevi tazminatın kabulüne ilişkin kısmının onanması, maddi tazminatın kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

A-) KARARIN MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİNİN KISMEN KABULÜNE İLİŞKİN KISMININ İNCELENMESİ:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davalı idarenin dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

B-) KARARIN MADDİ TAZMİNAT İSTEMİNİN KISMEN KABULÜNE İLİŞKİN KISMININ İNCELENMESİ:

MADDİ OLAY:
Davacılar tarafından 18/10/2011 tarihinde murisleri …’ın tanık sıfatıyla Bitlis İli’nden … İlçesi’ne emniyet müdürlüğünün zırhlı aracıyla götürüldüğü sırada yola döşenen mayının patlaması sonucu vefat etmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru olduğundan bahisle davacılardan eş … için 100.000,00 TL (miktar artırımı sonrası 201.584,33 TL) maddi, 90.000,00 TL manevi, çocuklar …, … ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL maddi, 70.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 351.584,33 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olaydan sonra davacılardan …’ın eşinin ölümünden dolayı oluşan zararlarının tazmini amacıyla 21/11/2011 tarihinde Bitlis Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonuna başvuruda bulunduğu, komisyonca … tarih ve … sayılı karar ile 23.165,45 TL ödenmesine karar verildiği, Mahkemenin 05/02/2015 tarihli ara kararına cevaben davacılar vekilinin 23/02/2015 tarihli dilekçesinde de 23.165,45 TL tazminat aldıklarının kabul edildiği ayrıca Bitlis Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısında da 5233 sayılı Kanun çerçevesinde …’a ödeme yapıldığının bildirildiği görülmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde “bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” hükmü, 12. maddesinde, “Komisyon, doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile yaptığı tespitten sonra 8’inci maddeye göre belirlenen zararı, 9’uncu maddeye göre hesaplanan yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerindeki nakdî ödeme tutarını, 10’uncu maddeye göre ifa tarzını ve 11’inci maddeye göre mahsup edilecek miktarları dikkate alarak, uğranılan zararı sulh yoluyla karşılayacak safi miktarı belirler. Komisyonca, bu esaslara göre hazırlanan sulhname tasarısının örneği davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilir. Davet yazısında hak sahibinin sulhname tasarısını imzalamak üzere otuz gün içinde gelmesi veya yetkili bir temsilcisini göndermesi gerektiği, aksi takdirde sulhname tasarısını kabul etmemiş sayılacağı ve yargı yoluna başvurarak zararının tazmin edilmesini talep etme hakkının saklı olduğu belirtilir. Davet üzerine gelen hak sahibi veya yetkili temsilcisi sulhname tasarısını kabul ettiği takdirde, bu tasarı kendisi veya yetkili temsilcisi ve komisyon başkanı tarafından imzalanır. Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya ikinci fıkraya göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenlenerek bir örneği ilgiliye gönderilir. Sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ilgililerin yargı yoluna başvurma hakları saklıdır.” hükümleri bulunmaktadır.
Anılan 12. maddenin gerekçesinde ise “… Hukukumuzda feragat, kabul ve sulh gibi işlemler, görülmekte olan davaları sona erdiren işlemlerdir. Sulh işlemi, dava öncesi yapılmışsa dava açılmasını engelleyici özelliktedir. Sulh işlemine rağmen dava açılırsa bu durum itiraz olarak ileri sürülebilir ve dava ortadan kaldırılır. Böylece dostane bir çözüm şekli olan sulh bağlayıcı niteliktedir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5233 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan amacının, gerekçesinin ve 12. madde metninin birlikte değerlendirilmesinden; terör eylemlerinden doğan maddi zararlar yönünden sulhnamenin imzalanmasından sonra maddi tazminat istemiyle dava açılmasına hukuki olanak bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacılardan …’ın söz konusu olaydan sonra Bitlis Valiliği Zarar Tespit Komisyonu’na başvurduğu, başvurusu neticesinde ölüm nedeniyle uğranılan zararın karşılığı olan miktar komisyonca tespit edilerek davacı …’a ödendiğinden, tazmin edilmek suretiyle maddi zararlara ilişkin uyuşmazlığın ortadan kalktığı, 5233 sayılı Kanun uyarınca davacıların maddi zararı tazmin edildiğinden bu uyuşmazlığın yargıya taşınmasının mümkün olamayacağı, zarara neden olan olayın da terör eylemi olduğunun açık olması karşısında, İdare Mahkemesince olayın meydana gelmesinde hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu ile tespit edilen zarardan 5233 sayılı kanun uyarınca ödenen tutarın mahsubu sonucu maddi tazminatın kısmen kabulü yönünde verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu manevi tazminatın kısmen kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA, maddi tazminatın kısmen kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.