Danıştay Kararı 10. Daire 2015/3396 E. 2020/4408 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/3396 E.  ,  2020/4408 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/3396
Karar No : 2020/4408

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- … Genel Müdürlüğü / …
2- … Valiliği İzafeten İnsan Hakları Kurulu …
3- … İlçe Emniyet Müdürlüğü / …
4- … Kaymakamlığı / …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idarelerin eylem ve işlemleri nedeniyle davacının kişilik haklarına verilen zararların karşılığı olarak 100.000,00 TL manevi ve 50.000,00 TL maddi tazminatın ödenmesine ve basında özür mektubu yayınlanarak yazılı özür dilenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dilekçe ret kararı üzerine davalıların ve dava konusu tazminat miktarının değiştirilerek davanın yenilendiği, yenilenen davada; tazminat isteminin bir idari eylemden mi yoksa idari bir işlemden mi kaynaklandığı, davacının tazminat istemi idari bir eyleme dayanıyor ise sözkonusu eylemin davalı idarelerden hangi idarenin eylemi olduğu, dava açılmadan önce idareye ön başvuru yapılıp yapılmadığı, tazminat istemi idari bir işleme dayanıyor ise idari işlemin tarih ve sayısının belirtilmediği, maddi zararları doğuran olay ve maddi zararının nelerden ibaret olduğu, maddi manevi tazminat istemi dışında ayrıca iptal istemi var ise iptal istemine konu işlemin, hangi idarece tesis edildiği, konusu, tarih ve sayısı hususlarının açıklanmadığı, aynı dava dilekçesi ile birden fazla eylem veya işlemden dolayı uğranılan zararın tazmini istenilmesine rağmen, işlem ve eylemler arasında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisinin belirtilmediği, dolayısıyla dilekçe ret kararında tespit edilen eksikliklerin tekrarlandığı görüldüğünden, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrasında yer alan, “dilekçenin reddedilmesi üzerine, yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde dava reddedilir.” hükmü uyarınca davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarelerin eylem ve işlemleri nedeniyle kişilik haklarına zarar verildiği ve bu zararların tazmini gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI :Davalı idareler tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik” başlıklı 26. maddesinde; “1. Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik ve niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. 2. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir…” hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin “yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal olunur” hükmünden kastedilen; münhasıran ölenin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan, başkalarına devir ve temliki veya miras yoluyla intikali mümkün olmayan haklarla ilgili davalardır. Bunun dışında, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, ölene ait bulunan bütün haklar, mallar ve borçlar mirasçılara geçeceğinden, dava açılmakla mameleki niteliğe dönüşen haklar da ölenin malvarlığının bir bölümünü oluşturacağından, açılmış bulunan bu tür davaları ölenin mirasçılarının takip etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararından sonra 14/08/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, davacının vefat etmiş olması ve uyuşmazlığın yalnız öleni ilgilendiren bir dava niteliğinde bulunmadığı gözetilerek, 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinde, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar, gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar, dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği, yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçelerin iptal edileceği, dosyanın işlemden kaldırılmasına dair kararların diğer tarafa tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 14/08/2020 tarihinde vefat etmiş olması nedeniyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca varsa davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılması gerektiği kuşkusuz ise de, davacı tarafından temyiz istemi bulunulduktan ve dosyanın tekemmülü sağlandıktan, dolayısıyla dosya temyiz incelemesi yapılabilecek hale geldikten sonra davacının öldüğü, diğer yandan dosya işlemden kaldırıldıktan sonra varsa davayı takip hakları kendisine geçenin dosyanın işleme konulması talebiyle başvurması halinde yargılama safahatının geriye götürülmeyip kaldığı yerden devamının sağlanması, yargılama süresinin gereksiz uzatılmaması ve usul ekonomisi yönlerinden adil yargılanma hakkına daha uygun düşeceğinden Dairemizce bu aşamada temyiz incelemesi yapılarak gerekli olan kararın verilmesi ve davacı yönünden de 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesi hükümlerinin temyiz kararından sonraki safahata yönelik olarak uygulanmak üzere dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği oyuyla temyize konu Mahkeme Kararının salt davacının ölümü nedeniyle bozulması yönündeki Daire kararına katılmıyorum.