Danıştay Kararı 10. Daire 2015/3306 E. 2020/3556 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/3306 E.  ,  2020/3556 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/3306
Karar No : 2020/3556

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü /…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi …Köyünde davacıya ait su kuyularının … Barajı altında kalması sonucu uğranıldığı ileri sürülen … TL zararın, davalı idarenin kusurundan kaynaklandığı, kuyuların kullanılamaması ve arazilerin verimsizleşmesi nedeniyle meydana geldiği iddia edilerek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyada mevcut bilgi ve belgelerle birlikte bilirkişi raporunun değerlendirilmesinden; … Köyü …, … ve … nolu parsellerde yer alan su kuyuları ile belirtilen parseller dışındaki dava konusu parsellerin gerek uzaklık gerekse de kuyuların kapasitelerinin sınırlı olması nedeniyle sulanmalarının mümkün olmadığı, dolayısıyla söz konusu kuyuların baraj gölü altında kalması nedeniyle oluşmuş bir zararın varlığından söz edilemeyeceğinden idarenin faaliyeti ile meydana geldiği ileri sürülen zarar arasında nedensellik bağının bulunmadığı, öte yandan … nolu parselin tamamen, … ve .. nolu parsellerin ise kısmen kamulaştırıldığı ve buna ilişkin bedellerin davacıya ödendiği, kamulaştırılmayan kısımların ise davacı tarafından kullanıldığının eski tarihli … görüntüleriyle sabit olduğu, kaldı ki su kuyularının kamulaştırılan alan içerisinde kaldıkları ve kamulaştırma aşamasında Çiftçi Kayıt Sisteminde bu araziler kuru tarım arazisi olarak görülmekte iken kamulaştırma bedeli hesaplanırken su kuyuları da hesaba katılarak arazinin sulu tarım arazisi olarak kabul edildiği ve davacıya buna göre ödeme yapıldığı anlaşılmış olup anılan parseller ile parseller üzerinde yer alan kuyulara ilişkin bir zararın oluştuğundan söz edilemeyeceği sonucuna ulaşıldığı, bu durumda, davacıya ait …Köyü …, … ve … nolu parseller ve bu parsellerde yer alan su kuyuları yönüyle idarenin sorumluluğunu doğuracak bir zararın varlığından söz edilemeyeceği, diğer parseller yönünden ise oluştuğu iddia edilen zararla idarenin faaliyeti arasında nedensellik bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacı tarafından, arazilerin kamulaştırma bedelinin artırılması davalarına konu olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesince parsellerin sulu tarım arazisi olduğunun tespit edildiği, buna göre kamulaştırma bedelinin artırıldığı, bu davaların esas numaraları kendilerinde bulunmadığı, …’nin arşivlerinde muhafaza edildiği, dosyaların celbinin daha önce de istenmesine rağmen celp olunmadığı, eksik inceleme ile karar veridliği ileri sürülerek Mahkeme kararının bozulması istenilmiştir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyize konu mahkeme kararının reddedilen maddi tazminat için davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

A) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Davanın Reddine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdare Lehine Nispi Vekalet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlıklı 13. maddesinde; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde ise ” (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, toplam … TL maddi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi’nce, davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan … TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücreti hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu olarak belirlenen … TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak belirlenen … TL avukatlık ücretinin” ibaresinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu olarak belirlenen … TL avukatlık ücretinin” olarak düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının esasa ilişkin temyiz isteminin reddine,
2. Davacının aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz isteminin kabulüne,
3. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak belirlenen … TL avukatlık ücretinin” ibaresinin “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu olarak belirlenen … TL avukatlık ücretinin” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi

(X) KARŞI OY :

Reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamakta olup, bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına bu yönden katılmıyoruz.