Danıştay Kararı 10. Daire 2015/3258 E. 2020/5163 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/3258 E.  ,  2020/5163 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/3258
Karar No : 2020/5163

DAVACI : … Başkanılğı
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. …
2- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
3- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
05/08/2015 tarih ve 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin yetki yönünden tamamının esasa yönelik olarak ise söz konusu Yönetmelikle değişik 08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesinin, 9. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (g) ve (j) bentlerinin, 16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h), (l) bentleri ile 2. fıkrasında geçen “Mahallin” ibaresinin, 3. fıkrasının ve 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin iptali ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkralarının, 11. maddesinin 2. fıkrasının, 17., 23. 24 ve 25. maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılması istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Yetki yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun Yönetmelik Düzenlemesi başlıklı 37. maddesinde bulunan; “Düzenleme kurulunun güvenlik kuvvetlerinin ve görevli askeri birliklerin görev, yetki ve sorumluluklarının uygulanış biçimi ile bu Kanunun 10 ve 18 inci maddelerinde belirtilen hususlar ve Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Adalet, Milli Savunma ve İçişleri bakanlıklarınca bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde çıkarılacak ve Resmi Gazetede yayımlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” hükmü gereği, madde düzenlemesinde yönetmelik ve değişikliklerin Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığınca yapılmasının öngörülmesine rağmen dava konusu edilen yönetmeliğin sadece İçişleri Bakanlığınca yapıldığı dikkate alınarak YETKİ yönünden yönetmelik değişikliğinin tümünün iptal edilmesi gerektiği,
3. maddesi yönünden; düzenlemenin yasal dayanağının 2911 sayılı Kanun’un 6. maddesi olduğu, bu maddenin ise Anayasaya aykırı olduğu, Yönetmeliğin 3. maddesinin 2911 sayılı Kanun’un 6. maddesinin tekrarı niteliğinde olduğu, kamuya açık bazı yerlerde toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının yasaklanmasının toplum düzenine aykırı olduğu,
9. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (g) ve (j) bentleri yönünden; Düzenleme Kuruluna dayanak yasada yer almayan, kolluğa ait sorumluluğun verildiği,
16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h), (l) bentleri ile 2. fıkrasında geçen “Mahallin” ibaresi ve 3. fıkrası yönünden; Düzenlemenin dayanağı olan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 11. maddesinin 2. fıkrasının Anayasaya aykırı olduğu,
23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresi yönünden; düzenlemenin yasal dayanağının 2911 sayılı Kanun’un 17. maddesi olduğu, bu maddenin Anayasaya aykırı olduğu, ileri sürülmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI :
DAVALI İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ SAVUNMASI:
Yetki itirazı yönünden; Adalet ve Milli Savunma Bakanlığının katılımıyla 09/06/2015 tarihinde yapılan toplantıda yönetmeliğe son şeklinin verilmiş olduğu yetki yönünden yönetmeliğin iptalinin hukuka aykırı olduğu,
3. maddesi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinde yapılan değişiklikler çerçevesinde düzenlemenin yapıldığı,
9. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (g) ve (j) bentleri yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 33. maddesinde yapılan değişiklikler çerçevesinde yönetmelikte değişiklikler yapıldığı, amacın toplum düzeninin sağlanması olduğu,
16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h), (l) bentleri ile 2. fıkrasında geçen “Mahallin” ibaresi ve 3. fıkrası yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 11. maddesi çerçevesinde yönetmeliğe eklendiği, kolluğa verilen yetkinin yönetmelikte de aynen korunduğu,
23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. maddesinde yapılan değişiklik çerçevesinde düzenlendiği, savunulmaktadır.

DAVALI … BAKANLIĞININ SAVUNMASI:
Yetki itirazı yönünden; Yönetmelik taslak halindeyken Bakanlıkların görüşünün alındığı,
İptali istenen maddeler yönünden; Kanuna uygun olacak şekilde düzenleme yapıldığı, savunulmaktadır.

DAVALI … BAKANLIĞININ SAVUNMASI:
Yetki itirazı yönünden; Bakanlıklarının görüşü alınarak değişikliğin yapıldığı, yetki yönünden işlemin hukuka uygun olduğu,
3. maddesi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinde yapılan değişiklikler çerçevesinde düzenlemenin yapıldığı,
9. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (g) ve (j) bentleri yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 12. maddesiyle düzenleme kuruluna yükümlülük yüklenilmesi ve kurulun gerekli önemleri alma ve güvenlik kuvvetlerinden yardım istemesi gerektiği, bu önlemlerin alınmadığı ve toplantının amacı dışına çıkıldığı takdirde dağılma kararı alma yetkisinin verilmesi nedeniyle Kanun’un 37. maddesinde belirtilen kurulun görev, yetki ve sorumluluklarının uygulanış biçimini düzenleyen söz konusu yönetmelik hükümlerinin Kanuna uygun olduğu,
16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h), (l) bentleri ile 2. fıkrasında geçen “Mahallin” ibaresi ve 3. fıkrası yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 23. maddesinde sayılan kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünün tespiti, suç delillerinin toplanması kapsamında güvenlik kuvveti tarafından yerine getirilen görüntüye alma işleminin Kanun’un suç işleyenlerin yakalanmasını düzenleyen 25. maddesine uygun olduğu,
23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmam16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h), (l) bentleri ile 2. fıkrasında geçen “Mahallin” ibaresi ve 3. fıkrası yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 23. maddesinde sayılan kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünün tespiti, suç delillerinin toplanması kapsamında güvenlik kuvveti tarafından yerine getirilen görüntüye alma işleminin Kanun’un suç işleyenlerin yakalanmasını düzenleyen 25. maddesine uygun olduğu,
23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresi yönünden; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. maddelerine dayanılarak yapıldığı, Kanunla uyumlu olduğu, savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Yönetmeliğin, 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan “vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibareleri dışında kalan kısımları yönünden, 9. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (g) ve (j) bentlerinin 16. maddesinin ve 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin iptali talebi bakımından davanın reddine, 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan “vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibarelerinin iptaline, karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 5.8.2015 tarihli ve 29436 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişiklik yapılan, 8.8.1985 tarihli ve 18836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 2’nci maddesinin j bendinin; 3’üncü maddesinin; 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının e, f, g ve j bentlerinin; 16’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasının ve 23’üncü maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin iptali ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 6, 17, 19 ve 22’nci maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle açılmıştır.
Davacı tarafından ileri sürülen Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
T.C. Anayasasının 26’ncı maddesinde, herkesin, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğu; bu hürriyetin resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsayacağı; bu fıkra hükmünün, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel olmadığı; bu hürriyetlerin kullanılmasının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulûnce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabileceği, hükmüne yer verilmekle birlikte; Anayasa ile güvence altına alınan bir temel hakkın Kanunda belirtilen sebeplerle sınırlanabileceği tartışmasızdır.
Öte yandan, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller ile gerçek ve tüzelkişilerin düzenleyecekleri toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yerini, zamanını, usul ve şartlarını,düzenleme kurulunun görev ve sorumluluklarını, yetkili merciin yasaklama ve erteleme hallerini, güvenlik kuvvetlerinin görev ve yetkileri ile yasakları ve ceza hükümlerini düzenlemek amacıyla yürürlüğe giren 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun “Tanımlar” başlıklı 2’nci maddesinin “a” bendinde, toplantı; belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak suretiyle o konuyu benimsetmek için gerçek ve tüzel kişiler tarafından bu Kanun çerçevesinde düzenlenen açık ve kapalı yer toplantıları olarak tanımlanmış, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü” başlıklı 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında; herkesin önceden izin almaksızın bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu, “Düzenleme Kurulu” başlıklı 9’uncu maddesinde; bu Kanuna göre yapılacak toplantıların fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan bir düzenleme kurulu tarafından düzenleneceği, bu kurulun, kendi aralarından birini başkan seçeceği, “Toplantının Ertelenmesi ve Bazı Hallerde Yasaklanması” başlıklı 17’nci maddesinde; bölge valisi, vali veya kaymakamın, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebileceği veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabileceği belirtilmiş olup; 13.3.2014 gün ve 28940 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 16’ncı maddesinin c bendiyle, 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 13’üncü ve 36’ncı maddeleri ile 28’inci maddesinin 4’üncü fıkrasında yer alan “hükümet komiserine veya yardımcılarına veya hükümet komiseri tarafından” ibaresi ve 37’nci maddesinin 1’inci fıkrasında yer alan “, hükümet komiseri ve yardımcılarının” ibaresi, yürürlükten kaldırılmıştır.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 1’inci maddesinde, “Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.” hükmüne; 2’nci maddesinde, “Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır. A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak, B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümler değerlendirildiğinde; suç işlenmesinin önlenmesi ve işlenmiş bir suç ile ilgili olarak yasal gereklerin yapılması hususunda polisin görevli ve yetkili olduğu tartışmasızdır. Bu anlamda, 2911 sayılı Yasa uyarınca fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan düzenleme kuruluna doğrudan polisin görevi niteliğindeki suçun işlenmesini önleme sorumluluğu yüklenemeyeceği gibi bu konuda yetki de verilemez. Öte yandan, toplantı ve gösteri yürüyüşünün amacı dışında hareket eden kişileri suçun işlenmesinin önlenmesi amacıyla güvenlik kuvvetlerine bildirmenin ve gerektiğinde dağılma kararı almanın düzenleme kurulunun görevi olduğu da açıktır.
İdareler üstlenmiş oldukları görevlerini rasyonel bir şekilde yerine getirebilmesi bakımından her türlü planlama, organizasyon ve uygulama yetkisine sahip oldukları gibi; bu konuda Anayasa ve kanunlarla görevlendirilenlerin toplumun huzur ve güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla kurallar koyabilmeleri mümkündür.
Bu kapsamda; gerek uluslararası sözleşmelerde; gerekse Anayasa hükmüyle güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ortaya konulabilmesini sağlayan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının; bir başka ifadeyle, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti kapsamında bulunan, demokratik bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının; kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla, herkesin düşünce ve kanaatlerini açıklama ve yayma hakkının kullanılmasına ilişkin yöntemler yönünden Anayasanın 26’ncı maddesi ile getirilen özel sınırlama sebebleri göz önüne alınarak, kamu düzeni ve güvenliğini ihlal etmeden ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak kullanılmasını sağlamak amacıyla yukarıda anılan yasal yetki çerçevesinde uygulamaya konulan, 8.8.1985 tarihli ve 18836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının e bendinde hukuka uyarlık; dava konusu edilen diğer kısımlarda ise, kanun yararına, üst norma ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; 5.8.2015 tarihli ve 29436 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değiştirilen Yönetmeliğin 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının e bendinin iptaline; davanın diğer kısımlarının ise, reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı tarafından, 05/08/2015 tarih ve 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin yetki yönünden tamamının esasa yönelik olarak ise söz konusu Yönetmelikle değişik 08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesinin, 9. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (g) ve (j) bentlerinin, 16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h), (l) bentleri ile 2. fıkrasında geçen “Mahallin” ibaresinin, 3. fıkrasının ve 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin iptali ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkralarının, 11. maddesinin 2. fıkrasının 17., 23. 24 ve 25. maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılması istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
ESAS YÖNÜNDEN:
Anayasa’ya Aykırılık İddiasının İncelenmesi:
Dava konusu 3. maddenin dayanağı olan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinin, Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan başvuru sonucunda, Anayasa Mahkemesi’nin 28/09/2017 tarih ve E: 2014/101 , K: 2017/142 sayılı kararıyla 06/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun;
6. maddesinin; ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan; “…ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak…” ibaresinin ve beşinci fıkrasında yer alan “…ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, diğer kısımlar yönünden iptal taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesince iptal edilmeyen dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkralarının, 11. maddesinin 2. fıkrasının 17., 23. 24 ve 25. maddelerinin iptali için ileri sürülen iddialar ciddi görülmediğinden davacının Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılması istemi yerinde bulunmamıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 26. maddesinde, herkesin, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğu; bu hürriyetin resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsayacağı; bu fıkra hükmünün, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel olmadığı; bu hürriyetlerin kullanılmasının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulûnce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabileceği hüküm altına alınmıştır.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 37. maddesinde; ”Düzenleme kurulunun, güvenlik kuvvetlerinin ve görevli askeri birliklerin görev, yetki ve sorumluluklarının uygulanış biçimi ile bu Kanunun 10 ve 18 inci maddelerinde belirtilen hususlar ve Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Adalet, Milli Savunma ve İçişleri bakanlıklarınca bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde çıkarılacak ve Resmi Gazetede yayımlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanun 10. maddesinde; ”Toplantı yapılabilmesi için, düzenleme kurulu üyelerinin tamamının imzalayacakları bir bildirim, toplantının yapılmasından en az kırksekiz saat önce ve çalışma saatleri içinde, toplantının yapılacağı yerin bağlı bulunduğu valilik veya kaymakamlığa verilir.
Bu bildirimde;
a) Toplantının amacı,
b) Toplantının yapılacağı yer, gün, başlayış ve bitiş saatleri,
c) Düzenleme kurulunun başkan ile üyelerinin açık kimlikleri, meslekleri ikametgahları ve varsa çalışma yerleri,
Belirtilir ve bildirime yönetmelikte gösterilecek belgeler eklenir.
Bu bildirim karşılığında gün ve saati gösteren alındı belgesi verilmesi zorunludur.
Bu bildirim, valilik veya kaymakamlıkça kabul edilmez veya karşılığında alındı belgesi verilmez ise keyfiyet bir tutanakla tespit edilir. Bu halde noter vasıtasıyla ihbar yapılır. İhbar saati bildirimin verilme saati sayılır.
Aynı yerde, aynı gün toplantı yapmak üzere ayrı ayrı düzenleme kurullarınca bildirim verilmişse ilk verilen bildirim geçerlidir. Diğerlerine durum hemen yazılı olarak bildirilir.” hükmü, 18. maddesinde; ”Bölge valisi, Vali veya kaymakamlarca ertelenen veya yasaklanan veya İçişleri Bakanlığı tarafından ertelenen toplantılara ilişkin gerekçeli erteleme veya yasaklama kararı toplantının başlama saatinden enaz yirmidört saat önce bir yazı ile düzenleme kurulu başkanına veya bulunamadığı takdirde üyelerden birine tebliğ edilir. Vali veya kaymakamlarca ertelenen veya yasaklanan toplantılar hakkında bölge valiliğine ve İçişleri Bakanlığına, bölge valilerince ertelenen veya yasaklanan toplantılar için de İçişleri Bakanlığına bilgi verilir.
17 nci maddede belirtilen durumlarda; toplantının en az yirmidört saat önce tebliğ şartı aranmaksızın bölge valiliği, valilik veya kaymakamlıklarca ertelenebileceği veya yasaklanabileceği haller yönetmelikte gösterilir.
Toplantının ertelenen günden sonraki bir günde yapılabilmesi, düzenleme kurulunun 10 uncu maddeye göre yeni bildirimde bulunmasına bağlıdır.” hükmü,
Dava konusu Yönetmelik değişikliğinin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 6. maddesinde; ”Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, tüm il ve ilçe sınırları içerisinde aşağıdaki hükümlere uyulmak şartıyla her yerde yapılabilir.
İl ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde ve 22 nci maddenin birinci fıkrasında sayılan sınırlamalara uyulması kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın geçeceği ilçe ve il belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin görüşleri alınarak mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. İl ve ilçenin büyüklüğü, gelişmişliği ve yerleşim özellikleri dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı belirlenebilir.
Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulur.
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yer ve güzergâhı hakkında sonradan yapılacak değişiklikler de aynı yöntemle yapılır. Bu değişiklikler duyurudan on beş gün sonra geçerli olur.
Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlendiği il ve ilçelerde düzenleme kurulu, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih edebilir.” hükmü, 9. maddesinde; ”Bu Kanuna göre yapılacak toplantılar, fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan bir düzenleme kurulu tarafından düzenlenir. Bu kurul, kendi aralarından birini başkan seçer. Diplomatik dokunulmazlıkları bulunan kişiler, düzenleme kurulu başkan veya üyesi olamazlar.
Tüzel kişilerin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri, yetkili organlarının kararına bağlıdır.” hükmü, 17. maddesinde; ”Bölge valisi, vali veya kaymakam, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde yasaklayabilir.” hükmü, 19. maddesinde; “Bölge valisi, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla bölgeye dahil illerin birinde veya birkaçında ya da bir ilin bir veya birkaç ilçesinde bütün toplantıları bir ayı geçmemek üzere erteleyebilir. Valiler de aynı sebeplere dayalı olarak ve suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde; ile bağlı ilçelerin birinde veya birkaçında bütün toplantıları bir ayı geçmemek üzere yasaklayabilir.
Yasaklama kararı gerekçeli olarak verilir Kararın özeti yasaklamanın uygulanacağı yerlerde mutat vasıtalarla ilan edilir. Ayrıca, İçişleri Bakanlığına bilgi verilir.” hükmü ve dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 22. maddesinde de; “Genel yollar ile parklarda, mabetlerde, kamu hizmeti görülen bina ve tesislerde ve bunların eklentilerinde ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bir kilometre uzaklıktaki alan içinde toplantı yapılamaz ve şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez.
Genel meydanlardaki toplantılarda, halkın ve ulaşım araçlarının gelip geçmesini sağlamak üzere valilik ve kaymakamlıklarca yapılacak düzenlemelere uyulması zorunludur.” hükmü yer almıştır.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde, “Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.” hükmüne; 2. maddesinde, “Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır. A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak, B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Yetki itirazının incelenmesi; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun Yönetmelik Düzenlemesi başlıklı 37. maddesinde; “Düzenleme kurulunun güvenlik kuvvetlerinin ve görevli askeri birliklerin görev, yetki ve sorumluluklarının uygulanış biçimi ile bu Kanunun 10 ve 18 inci maddelerinde belirtilen hususlar ve Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Adalet, Milli Savunma ve İçişleri bakanlıklarınca bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde çıkarılacak ve Resmi Gazetede yayımlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” hükmü bulunduğu, bu hüküm gereği İçişleri, Adalet ve Milli Savunma Bakanlığının katılımıyla 09/06/2015 tarihinde yapılan toplantıda yönetmelik ile ilgili görüş ve düşüncelerin alındığı, bu görüş ve düşünceler doğrultusunda değişikliğin yapıldığı, yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
1) Yönetmeliğin 3. maddesinin incelenmesi;
08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Toplantı Yeri ve Gösteri Yürüyüşü Güzergahının Belirlenmesi” başlıklı 3. maddesinde; ” Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, tüm il ve ilçe sınırları içerisinde aşağıdaki hükümlere uyulmak şartıyla her yerde yapılabilir.
a) İl ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde ve Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan sınırlamalara uyulması kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın geçeceği ilçe ve il belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin yazılı görüşleri alınarak her yıl Ocak ayında mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. Kamu düzeni ve genel asayişin temini bakımından zorunluluk olan hallerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yıl içerisinde aynı usulle değiştirilebilir. İl ve ilçenin büyüklüğü, gelişmişliği ve yerleşim özellikleri dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı belirlenebilir.
b) Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulur. Ayrıca, kuvvet talep edilecek askeri birlik komutanlığına da bildirilir.
c) Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yer ve güzergâhı hakkında sonradan yapılacak değişiklikler de aynı yöntemle yapılır. Bu değişiklikler duyurudan on beş gün sonra geçerli olur.
ç) Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlendiği il ve ilçelerde düzenleme kurulu, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu maddenin dayanağı 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinin, Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan başvuru sonucunda, Anayasa Mahkemesi’nin 28/09/2017 tarih ve E:2014/101, K:2017/142 sayılı kararıyla 06/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6529 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değiştirilen 6. maddesinin;
İkinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline,
Beşinci fıkrasında yer alan; “…ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Bu durumda, dava konusu edilen Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan ” ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibarelerinde hukuka uyarlık, bu ibareler dışındaki Yönetmeliğin dava konusu 3. maddesindeki diğer hükümleri yönünden ise dayanağı Kanuna paralel olarak düzenlendiği anlaşıldığından bu kısımlar yönünden hukuka ve üst normlara aykırılık bulunmamaktadır.
2) Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (g) ve (j) bentlerinin incelenmesi;
08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Düzenleme Kurulunun Görevleri” başlıklı 9. Maddesinde;
“e) Ateşli silahlar veya havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dahil patlayıcı maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve lastik çubuklar, boğma teli veya zinciri, demir bilye ve sapan gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeleri toplantı yerine sokmak isteyen kişileri önlemek, bu gibilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etmek, yakalanmalarına yardımcı olmak,”
“f) Yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşınarak veya bu işaret ve amblemleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyilerek veya kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılan ve kanunların suç saydığı nitelik taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses cihazları ile yayınlayarak, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak isteyen kişileri önlemek amacıyla, bu gibilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etmek, yakalanmalarına yardımcı olmak,”
“g) Halkı suç işlemeye özendirici konuşmaları önlemek,”
“j) Toplantının ve gösteri yürüyüşünün kanunlara uygun yürütülmesi amacı ile yetkili kolluk amirince istenen hususları yerine getirmek ve çalışmalarına yardımcı olmak.” hükümü bulunmaktadır.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 12. maddesinde, “Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir. Düzenleme kurulunun sorumluluğu, topluluk toplantı yerinden tamamen dağılıncaya kadar sürer.” hükmüne yer verilmiştir.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu uyarınca düzenleme kuruluna verilen yetki kapsamında düzenlenen dava konusu yönetmelik maddesinde, hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
3) Yönetmeliğin 16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h), (l) bentleri ile 2. fıkrasında geçen “Mahallin” ibaresinin ve 3. fıkrasının incelenmesi;
Dava konusu yönetmeliğin 8. maddesi ile Yönetmeliğin “Güvenlik Kuvvetlerinin Görev, Yetki ve Sorumluluları” başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h) ve (l) bentleri değiştirilmiş, 2. fıkrasında yer alan ” O yerin yetkili” ibaresi “Mahallin” olarak değiştirilmiş ve maddeye 3. fıkra eklenmiştir.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun “Toplantı veya Gösteri Yürüyüşünün Dağıtılması” başlıklı 24. maddesinde, kanununa uygun başlayan toplantı veya gösteri yürüyüşünün daha sonra kanuna aykırı hale gelmesi durumunda yetkililer tarafından alınacak tedbirler ve yetkileri düzenlenmiş olup, Kanunu’nun 11. maddesinde de “Toplantı, 6 ncı madde hükümlerine uymak suretiyle bildirimde belirtilen yerde yapılır. Düzenleme kurulu, kendi üyelerinden başkan dahil en az yedi kişiyi toplantının yapıldığı yerde bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirildiğine dair tutulan tutanak, düzenleme kurulu tarafından hazırlanarak yetkili kolluk amirine teslim edilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından yapıldığı belli olacak şekilde kaydedilebilir. Elde edilen kayıt ve görüntüler şüphelilerin ve suç delillerinin tespiti dışında başka bir amaçla kullanılamaz.” hükmüne yer verilmiş olup bu maddeye dayanılarak düzenlenen dava konusu yönetmelik maddesinde, hukuka ve üst normlara aykırılık bulunmamaktadır.

4) Yönetmeliğin 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” düzenlemesinin incelenmesi;
Vali veya kaymakam;

“d) Düzenleme kurulu başkan ve üyelerinin tamamının veya başkan dahil en az yedisinin toplantı yerinde hazır bulunmadıklarının tespiti veya toplantı yerine gelmeyeceklerinin kesin olarak anlaşılması durumunda,
Gerektiğinde, alındı belgesi verilmiş olsa dahi, toplantı başlama saatinden geriye doğru 24 saatlik zaman içerisinde, tebligat şartı aranmaksızın, belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” şeklindeki düzenlemenin dayanağı olan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun “İl veya ilçelerde bütün toplantıların ertelenmesi veya yasaklanması” başlıklı 19. maddesinde; “Bölge valisi, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla bölgeye dahil illerin birinde veya birkaçında ya da bir ilin bir veya birkaç ilçesinde bütün toplantıları bir ayı geçmemek üzere erteleyebilir. Valiler de aynı sebeplere dayalı olarak ve suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde; ile bağlı ilçelerin birinde veya birkaçında bütün toplantıları bir ayı geçmemek üzere yasaklayabilir.
Yasaklama kararı gerekçeli olarak verilir Kararın özeti yasaklamanın uygulanacağı yerlerde mutat vasıtalarla ilan edilir. Ayrıca, İçişleri Bakanlığına bilgi verilir.” hükmü bulunduğu, dava konusu Yönetmeliğin de dayanağı Kanuna paralel olarak düzenlendiği anlaşıldığından bu düzenlemede hukuka ve üst normlara aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Yönetmeliğin yetki yönünden tamamının iptali istemi ile 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan “vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibareleri dışında kalan kısımlarının, 9. maddesinin 1. fıkrasının, (f), (g) ve (j) bentlerinin, 16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h), (l) bentleri ile 2. fıkrasında geçen “Mahallin” ibaresi ile 3. fıkrasının ve 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin iptali istemi yönünden oy birliğiyle, 9. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin iptali istemi yönünden oy çokluğuyla DAVANIN REDDİNE,
2. Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinde yer alan “vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibarelerinin oy birliğiyle İPTALİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin haklılık oranına göre … TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, … TL’sinin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, … TL vekâlet ücretinin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY:

Dava, 05/08/2015 tarih ve 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin yetki yönünden tamamının esasa yönelik olarak ise söz konusu Yönetmelikle değişik 08/08/1985 tarih ve 18836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesinin, 9. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (g) ve (j) bentlerinin, 16. maddesinin 1. fıkrasının (d), (e), (g), (h), (l) bentleri ile 2. fıkrasında geçen “Mahallin” ibaresinin, 3. fıkrasının ve 23. maddesinde yer alan “belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” ibaresinin iptali ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. Fıkralarının, 11. maddesinin 2. fıkrasının 17., 23. 24 ve 25. maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması istemiyle açılmıştır.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 1. maddesinde, “Bu Kanun; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller ile gerçek ve tüzel kişilerin düzenleyecekleri toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yerini, zamanını, usul ve şartlarını, düzenleme kurulunun görev ve sorumluluklarını, yetkili merciin yasaklama ve erteleme hallerini, güvenlik kuvvetlerinin görev ve yetkileri ile yasakları ve ceza hükümlerini düzenler.” hükmüne; 9. maddesinde, “Bu Kanuna göre yapılacak toplantılar, fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan bir düzenleme kurulu tarafından düzenlenir. Bu kurul, kendi aralarından birini başkan seçer. Diplomatik dokunulmazlıkları bulunan kişiler, düzenleme kurulu başkan veya üyesi olamazlar.Tüzel kişilerin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri, yetkili organlarının kararına bağlıdır.” hükmüne; 12. maddesinde, “Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir. Düzenleme kurulunun sorumluluğu, topluluk toplantı yerinden tamamen dağılıncaya kadar sürer.” hükmüne; 28. maddesinde, “Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılanlar, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 10 uncu madde gereğince verilecek bildirimde düzenleme kurulu üyesi olarak gösterilenlerden 9 uncu maddede belli edilen nitelikleri taşımayanlar, toplantı veya yürüyüşün yapılması hâlinde, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 11 ve 12 nci maddelerde yazılı görevleri yerine getirmeyen düzenleme kurulu üyeleri, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verilmiştir.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 1. maddesinde, “Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.” hükmüne; 2. maddesinde, “Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır. A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak, B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, suç işlenmesinin önlenmesi ve işlenmiş bir suç ile ilgili olarak yasal gereklerin yapılması hususunda polisin görevli ve yetkili olduğu tartışmasızdır. Bu anlamda, 2911 sayılı Yasa uyarınca fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan düzenleme kuruluna doğrudan kolluk gücünün görevi niteliğindeki suçun işlenmesini önleme sorumluluğu yüklenemeyeceği gibi bu konuda yetki de verilemez. Düzenleme kurulunun toplantının sükun ve düzeni için üzerine düşen tedbirleri alma yükümlülüğü bulunmakta, bu kapsamda da toplantı ve gösteri yürüyüşünün amacı dışında hareket eden kişileri suçun işlenmesinin önlenmesi amacıyla güvenlik kuvvetlerine bildirme ve gerektiğinde dağılma kararı alma görevi bulunmaktadır. Ancak düzenleme kuruluna “toplantı yerine bir kısım zarar verici maddeleri sokmak isteyen kişileri önlemek” olarak belirtilen ve kolluk gücünün münhasıran sahip olduğu doğrudan müdahale yetkisinin kullanılması anlamına gelebilecek şekilde bu tür kişileri önleme görev ve yetkisinin tanınması üst normlarla da uyum göstermemekte ve hukuki problemlere yol açabilecek bir nitelik taşımaktadır.
Nitekim, Yönetmeliğin dava konusu edilen 9. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde, “Ateşli silahlar veya havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dahil patlayıcı maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve lastik çubuklar, boğma teli veya zinciri, demir bilye ve sapan gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeleri toplantı yerine sokmak isteyen kişileri önlemek, bu gibilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etmek, yakalanmalarına yardımcı olmak” kuralına yer verilmiştir. Bu yönetmelik maddesi dava konusu değişiklikten önce “Suç teşkil eden silah ve patlayıcı maddeleri veya her türlü kesici delici aleti veya taş, sopa, demir, lastik çubuk, boğma teli ve zinciri gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı yaralayıcı ecza veya diğer her türlü zehir veya her türlü gaz ve benzeri maddeyi toplantı yerine sokmak isteyen kişileri önlemek amacıyla, bu gibilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etmek, yakalanmalarına yardımcı olmak” şeklinde olup; görüldüğü üzere düzenleme kuruluna daha önce suçun işlenmesini önlemek amacıyla, toplantı ve gösteri yürüyüşünün amacı dışında suç işlemeyi düşünen kişilerin varlığından güvenlik kuvvetlerini haberdar etme ve yardımcı olma hususunda sorumluluk yüklenmiş iken; dava konusu Yönetmelik hükmü ile bu defa düzenleme kuruluna toplantı yerine zarar verici bir kısım maddeleri sokmak isteyen kişileri önleme görev ve yetkisi verilmekte ve düzenlemede kolluk gücüne ait olan yakalama, müdahale etme gibi etkinlikleri çağrıştıran bir ifadeye yer verilmektedir.
Öte yandan, 2911 sayılı Yasanın yukarıda anılan 28. maddesinde görevlerini yerine getirmeyen düzenleme kurulu üyelerinin, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı kuralının bulunduğu göz önüne alındığında, belirtilen düzenlemenin bu haliyle uygulamada bir takım hukuki sorunlara yol açabileceği açıktır.
Bu itibarla, Daire kararının diğer kısımlarına iştirak etmekle birlikte, Yönetmeliğin 2559 ve 2911 sayılı Yasalarda belirtilen ilgili hükümlerle uyum göstermeyen dava konusu edilen 9. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde hukuka uyarlık bulunmadığından söz konusu bendin iptaline karar verilmesi gerektiği görüşüyle kararın bu kısmına katılmıyorum.