Danıştay Kararı 10. Daire 2015/3166 E. 2020/4241 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/3166 E.  ,  2020/4241 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/3166
Karar No : 2020/4241

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın … tarih ve … sayılı işlem yönünden incelenmeksizin reddi, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen de reddi yolundaki kararının taraflarca aleyhlerine ilişkin kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 08/03/2014 ve 09/03/2014 tarihlerinde İzmir ili, … ilçesi, … Caddesinde meydana gelen olaylar sırasında … nolu yerde bulunan bakkal dükkanının yakılması ve içeride bulunan malların yağmalanmasında, idarenin olay mahalline zamanında intikal etmemesi ve olayları önleyememesi nedeniyle ağır hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek oluşan zararın giderilmesi istemiyle İzmir Valiliğine yapılan 21/03/2014 tarihli başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı İzmir Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı kararının iptali ile 70.000,00 TL zararın tazminine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; tam yargı davasının ön koşulu olan işlemler idari davaya konu olamayacağından, anılan işlemlerin iptali isteminin incelenmesi olanağı bulunmadığı, bu nedenle davacının hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek oluşan zararın giderilmesi istemiyle idareye yaptığı 21/03/2014 tarihli başvurunun reddine ilişkin dava konusu Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali isteminin incelenmesinin mümkün olmadığı, maddi tazminat yönünden ise; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, tazminata konu olayın 08/03/2014 tarih ve saat 19:00 sıralarında … Caddesi No:… sayılı adreste meydana gelen adam öldürme olayı sonucu başladığı, cinayet olayına karışan E.T adlı kişinin davacının yeğeni olduğu, saat 19:30 sıralarında polis ekiplerinin gelerek davacıdan yeğeni E.T’nin nerede olduğunu sordukları, davacının bunun üzerine işyerini kapatıp evine gittiği, saat 20:00’dan itibaren davacının işyerinin bulunduğu … Caddesi ve ölen şahsın götürüldüğü hastane önünde 1000 kişiye varan kalabalık grupların toplandığı, dosyada yer alan polis telsiz kayıtlarının bant çözümünden, olayların başlangıcından itibaren polise vatandaşlar tarafından değişik zamanlarda birçok ihbarın yapıldığı ve polis ekiplerinin olay yerlerine intikal ettiği, olayların zaman içinde büyüdüğü ve vatandaşlara ait işyerlerine zarar verilmeye başlandığı, saat 23:00 sıralarında da davacıya ait tekel büfesinin yağmalandığı ve yakıldığı görülmekte olup, bakılan davada, meydana gelen zararın, bir kamu hizmeti olan kolluk görevinin, zarar doğurması kuvvetle muhtemel olaylardan idarenin önceden haberdar edilmesine veya bu gibi eylemlerin olabileceğine ilişkin ortada ciddi belirtiler bulunmasına rağmen idarenin Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile ve diğer Kanunlarla kendisine verilen emniyet ve asayişi sağlama görevini gereği gibi yerine getirmemesinden ve zamanında gerekli önlemleri yeteri kadar almamasından kaynaklandığı, kaldı ki davacının cinayet olayına karışan şahsın yakın akrabası olması ve polis ekiplerinin bu durumu (Saat 19:30 sıralarında polis ekiplerinin davacının işyerine gelerek davacıdan yeğeni E.T’nin nerede olduğunu sordukları anlaşılmaktadır.) önceden bilmelerine rağmen, meydana gelen olaylar sırasında saldırgan grupların hedefi konumunda olabilecek olan davacı ve bilinen diğer yakınları ile bunlara ait malların korunması hususunda gerekli önlemelerin tam olarak alındığından ve yürütülen kamu hizmetinin eksiksiz olarak yerine getirildiğinden bahsedilemeyeceği, bu kapsamda idarenin üstlendiği kamu hizmetini yerine getirirken yapması gerekeni tam olarak yapmadığı ve olayın oluş biçimine göre hizmetin kötü işlemesi sebebiyle meydana gelen zararın idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı sonucuna ulaşıldığı, davalı idarenin hizmet kusuru kapsamında meydana gelen zararın tazminiyle yükümlü tutulması gerekmekle birlikte, giderilecek zararın boyutunun gerçekleşmiş ve tüm unsurları ile birlikte ortaya konulabilir nitelikte olması gerektiği, her ne kadar davacı tarafından işyerinin, işyerinin içindeki mallarının ve yazar kasada bulunan paralarının yanması ve tahrip edilmesi sebebiyle 70.000,00 TL zarara uğranıldığı ileri sürülmekte ise de, dosyada yer alan CD kaydı ile diğer belgelerden, işyerinde bulunan bazı malların kullanılamaz hale geldiği görülmekle birlikte, bir kısmının hale kullanılabilir durumda olduğu ve muhafaza altına alınan bir kısım malların da teslim ve tesellüm tutanağı ile polis tarafından iade edildiğinin görüldüğü, yazar kasada olduğu ve yandığı belirtilen paranın ne kadar olduğu konusunda yapılmış bir tespit bulunmadığı gibi zararın boyutunun tespiti amacıyla yapılan ara kararı üzerine, davacı tarafından zarara ilişkin tüm unsurları ortaya koyabilen herhangi somut bir belgenin de dosyaya sunulamadığı, dava dosyasında sadece davacının işyerinde oluşan zararı ve hasar durumunu gösteren yangın raporunun bulunduğu, bu raporda davacıya ait büfe içinde bulunan muhtelif tekel ürünlerinin kısmen yanması, camlarının kırılması, büfenin içinin ıslanması ve islenmesi suretiyle meydana gelen tahmini zararın 5.000,00 TL olduğunun belirtildiği, bu durumda; dava dilekçesinde davacı tarafından yanan işyeri, içindeki mallar ve para nedeniyle uğranıldığı belirtilen ve tazmini istenilen 70.000,00 TL maddi zararın, 5.000,00 TL’lik kısmının davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği, fazlaya ilişkin maddi tazminat miktarlarının ise reddi gerektiği gerekçesiyle davanın … tarih ve … sayılı işleme yönelik bölümünün incelenmeksizin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL tazminatın davalı idarece davacıya ödenmesine, arta kalan 65.000,00 TL tazminat istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından; Ocak 2014 tarihi itibariyle dükkanın faaliyetinin kendisi tarafından devam ettirildiği, 2013 yılı kurumlar vergisi beyannamesine göre aylık ortalama 88.140,27 TL net satışının bulunduğu ve hükmedilen zararın gerçek zararına karşılık gelmediği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından; dava konusu olayın terör eylemi olmadığı bu nedenle de davalı idarenin kusursuz sorumluluğuna dayanılarak tazminata hükmedilemeyeceği, davalı idarenin kusurunun da bulunmadığı ve Mahkeme tarafından da bu hususun ortaya konulamadığı ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen incelenmeksizin reddi, kısmen kabulü ve kısmen reddi yolundaki …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.