Danıştay Kararı 10. Daire 2015/3096 E. 2020/3761 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/3096 E.  ,  2020/3761 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/3096
Karar No : 2020/3761

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Manastırı Vakfı
VEKİLLERİ : 1- Av. … 2- Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLLERİ : Av. …, Huk. Müş. … I. Huk. Müş. …

İSTEMİN_KONUSU : Mardin İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … köyü (günümüzde mahalle), … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın bir kısmının, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun geçici 11. maddesi uyarınca davacı vakıf adına tescil edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddini de içeren Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının anılan taşınmaz bakımından iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; davacı vakfın … Beyannamesinde açıkça yer almayan, kadastro çalışmaları sonucu orman vasfı ile Hazine adına tespitine karar verilen, davacı vakıf tarafından Hazine adına tespitine ilişkin kadastro uygulamasına karşı açılan dava reddedilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilen uyuşmazlık konusu taşınmazın, … Beyannamesinde kayıtlı olduğundan bahisle Vakıflar Kanunu’nun geçici 11. maddesi uyarınca davacı vakıf adına tescil edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Vakıflar Meclisi kararının ilgili kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, taşınmazın, vakfın 1936 Beyannamesinde belirtildiği, İdare Mahkemesince yeterince inceleme ve araştırma yapılmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usûl ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı vakıf tarafından, otuz adet taşınmazın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun geçici 11. maddesi uyarınca adlarına tescil edilmesi istemiyle … Vakıflar Bölge Müdürlüğüne başvurulmuştur.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile bu başvuru sonuçlandırılmıştır.
Bu kararın … maddesinde, karara ekli tablonun … sırasında yer alan taşınmazın tapuda başvuran vakıf adına kayıtlı olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına; … maddesinde, ekli tablonun .., .., .., .., .., .., .., .., .., .., .. ve .. sıra sayısında bulunan taşınmazların Kanun’un geçici 11. maddesinin (a) bendi gereğince vakıf adına tescilinin uygun bulunduğuna; 3. maddesinde ise ekli tablodaki diğer taşınmazlar Kanun’un geçici 11. maddesi kapsamında olmadığından tescil taleplerinin reddine karar verilmiştir.
… ili, … ilçesi, … köyü (günümüzde mahalle), … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz, tescil istemi reddedilen taşınmazlar arasında yer almıştır.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
27/02/2008 tarih ve 26800 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde; “… 1936 Beyannamesi: Cemaat vakıflarının 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince verdikleri beyannameyi, … Cemaat vakfı: Vakfiyeleri olup olmadığına bakılmaksızın 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince tüzel kişilik kazanmış, mensupları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Türkiye’deki gayrimüslim cemaatlere ait vakıfları, … ifade eder.” hükmüne yer verilmiştir.
5737 sayılı Kanun’a 27/08/2011 tarih ve 28038 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 651 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddede; “Cemaat vakıflarının;
a) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup malik hanesi açık olan taşınmazları,
b) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup kamulaştırma, satış ve trampa dışındaki nedenlerle Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediye ve il özel idaresi adına kayıtlı taşınmazları,
c) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup kamu kurumları adına tescilli olan mezarlıkları ve çeşmeleri,
tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren oniki ay içinde müracaat edilmesi halinde, Meclisin olumlu kararından sonra, ilgili tapu sicil müdürlüklerince cemaat vakıfları adına tescil edilir.
Cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde, mal edinememe gerekçesiyle Hazine veya Genel Müdürlük adına tapuda kayıt edilen taşınmazlardan üçüncü şahıslar adına kayıtlı olanların Maliye Bakanlığınca tespit edilen rayiç değeri Hazine veya Genel Müdürlük tarafından ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesince, dava konusu taşınmaz gibi tescil istemi reddedilen … ili, … ilçesi, … köyü (günümüzde mahalle), … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz yönünden inceleme yapılarak bir karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde ise … ili, … ilçesi, … köyü (günümüzde mahalle), … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz yönünden Vakıflar Meclisi kararının iptalinin istenildiği görülmektedir. İncelemenin bu taşınmaza yönelik olarak yapılması gerekmektedir.
Kanun’un geçici 11. maddesi kapsamında Vakıflar Meclisi tarafından verilen kararlara karşı açılan davalarda, araştırma ve inceleme yapılırken, her bent için taşınmaza yönelik mevcut hukuki durum ile taşınmazın ilgili vakıf adına tescil edilmesi gerektiğine yönelik iddianın eşleştirilmeye çalışılması gerekmektedir.
Dava konusu taşınmaz, 2008 yılında yapılan kadastro çalışmalarında orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, davalı olduğu için malik hanesi boş bırakılmıştır.
Taşınmazın malik hanesi açık olduğundan, başvurunun, Kanun’un geçici 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca incelenmesi gerekmektedir. Davacı vakıf tarafından, taşınmazın 1936 Beyannamesinde yer alan “20 parça susuz tarla, 2 bağ, 10 su kuyusu ve manastır müştemilatı ile manastır etrafında tapuya bağlanmamış arazi” içinde yer aldığı ileri sürülse de Beyannamede yer alan bu ifade ile güncel tapu bilgilerine sahip dava konusu taşınmazın eşleştirilmesi mümkün değildir.
Bu durumda, dava konusu taşınmazın bir kısmının Kanun’un geçici 11. maddesi kapsamında tescil edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, idare mahkemelerinin yargısal denetimi, Vakıflar Kanunu’nun geçici 11. maddesine uygun bir şekilde işlem tesis edilip edilmediği ile sınırlıdır. Anılan maddenin kapsamının ötesine geçen mülkiyet iddialarına yönelik hukuki incelemelerin yeri ise adli yargıdır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.