Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2944 E. 2020/3719 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2944 E.  ,  2020/3719 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2944
Karar No : 2020/3719

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Huk. Müş. …
2- … Kaymakamlığı

KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- … Marina İşletmeciliği Turizm ve Ticaret A.Ş.
2- … İnşaat Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketler tarafından yapılan “Kaş Yat Limanı 2. Kısım İnşaatı” işine ait 25 yıllık kullanma süresinin 49 yıla çıkarılması amacıyla Kaş Kaymakamlığı Malmüdürlüğüne yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlem ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… kararda; 4706 sayılı Kanunun geçici 8. maddesinde yer alan ”…özel düzenlemeler hariç olmak üzere…” ibaresinden dolayı süresinde idareye başvuramayan davacı şirketlerin, söz konusu ibarenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle, bu iptal hükmünden yararlanmak amacıyla davalı idareye başvurabileceğinin kabulünün hukuk devleti ilkesinin gereği olduğu, davalı idare tarafından davacı şirketlerin söz konusu işletme süresi uzatma başvurusunu ilgili mevzuat hükümleri kapsamında değerlendirerek işlem tesis etmeleri gerekmekte iken, davacı şirketlerin süresinde başvurmadıklarından dolayı Anayasa Mahkemesinin söz konusu iptal hükmünden faydalanamayacağı gerekçesiyle reddine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Davalı idareler tarafından İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye …’un “2886 sayılı Kanun uyarınca imzalanan sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün Danıştay Onüçüncü Dairesinin görevinde olduğu” yönündeki usule ilişkin karşı oyuna karşılık oy çokluğu ile işin esasına geçilerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, davacı şirketler tarafından yapılan “Kaş Yat Limanı 2. Kısım İnşaatı” işine ait 25 yıllık kullanma süresinin 49 yıla çıkarılması amacıyla Kaş Kaymakamlığı Malmüdürlüğüne yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlem ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4706 sayılı Kanunun 24/07/2008 tarihinde yürürlüğe giren geçici 8.maddesinde, “Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde (kıyıda) bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler ve deniz, göl ve akarsularda doldurma veya kurutma yoluyla elde edilen alanlar üzerinde, tersane, yat limanı, kurvaziyer limanı, dolfen, iskele, dolgu, rıhtım, boru hattı, şamandıra, platform ve benzeri kıyı yapıları yapılmak amacıyla, özel düzenlemeler hariç olmak üzere (Anayasa Mahkemesinin 06/06/2013 tarih ve E:2013/22, K:2013/73 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.) lehlerine kırkdokuz yıldan az süreli olarak irtifak hakkı tesis edilen veya kullanma izni verilen yatırımcılar tarafından; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç dört ay içinde başvuruda bulunulması ve sözleşmeden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi, irtifak hakkından veya kullanma izninden dolayı Bakanlık aleyhine açılmış davalar var ise bu davalardan tüm yargılama giderleri üstlenilerek kayıtsız ve şartsız feragat edilmesi ve rayiç bedel esas alınarak tespit edilecek irtifak hakkı veya kullanma izni bedeli üzerinden yeni sözleşme düzenlenmesi şartıyla, irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşmelerinin süresi hakkın başlangıç tarihinden itibaren kırkdokuz yıl olarak değiştirilir
“hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan 14/10/2008 tarih ve 27024 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 319 sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 4. maddesinde; Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile kıyıda bulunan yerler ve deniz, göl ve akarsularda doldurma veya kurutma yoluyla elde edilen alanlar üzerinde tersane, liman, yat limanı, kurvaziyer limanı, dolfen, iskele, dolgu, rıhtım, boru hattı, şamandıra, platform ve benzeri kıyı yapıları yapılmak amacıyla, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu gibi özel düzenlemeler gereği yapılan işlemler hariç olmak üzere, kırk dokuz yıldan az süreli olarak tesis edilen irtifak hakkı ve verilen kullanma izinleri ile ilgili olarak bu Genel Tebliğin 1. maddesinde belirtilen koşulların yerine getirilmesi kaydıyla, rayiç bedel üzerinden yeni sözleşme düzenlenecek ve düzenlenecek bu sözleşmelerin süresinin, hakkın başlangıç tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kırkdokuz yıl olarak değiştirileceği öngörülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
4706 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen geçici 8. maddesinde yer alan “özel düzenlemeler hariç olmak üzere” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 06/06/2013 tarih ve E:2013/22, K:2013/73 sayılı kararı ile iptaline karar verilmişse de; anılan ibarenin iptal edilmiş olmasının Kanunda aranan diğer şartların yerine getirilmeyeceği anlamına gelmeyeceği, diğer bir ifade ile özel düzenlemeler kapsamında bulunan sözleşmelerin uzatılması başvurularında da maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç dört ay içinde başvuruda bulunulması ve sözleşmeden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi, irtifak hakkından veya kullanma izninden dolayı Bakanlık aleyhine açılmış davalar var ise bu davalardan tüm yargılama giderleri üstlenilerek kayıtsız ve şartsız feragat edilmesi ve rayiç bedel esas alınarak tespit edilecek irtifak hakkı veya kullanma izni bedeli üzerinden yeni sözleşme düzenlenmesi şartlarının sağlanması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta ise, 4706 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesinin yürürlüğe girdiği 24/07/2008 tarihinden itibaren en geç dört ay içinde anılan madde hükümlerinden yararlanmak üzere davalı idareye başvurmaları gereken davacıların, süresinde yapılmış ancak neticelendirilmemiş bir başvuruları olmadığı gibi, süresinde yapılmış bir başvurunun reddi nedeniyle açılmış derdest bir davalarının da bulunmadığı görüldüğünden; Anayasa Mahkemesince anılan kanunun başvuru süresine ilişkin kısmının iptal edilmemiş olması karşısında, davacılara herhangi bir şekilde uygulanmayan “özel düzenlemeler hariç olmak üzere” ibaresinin iptal edilmiş olmasının, davacılara yeni bir başvuru süresi tanıyacak nitelikte bir hukuki sonuç doğurmayacağı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, kanunda öngörülen süre içinde başvuruda bulunmayan davacılar hakkında tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık görülmediğinden davanın reddine kara verilmesi gerekirken, dava konusu işlemlerin iptali yönünde verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oy çokluğu karar verildi.

KARŞI OY :
Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum.