Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2781 E. 2020/3212 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2781 E.  ,  2020/3212 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2781
Karar No : 2020/3212

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

İSTEMİN_KONUSU :… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Gürcistan vatandaşı olan ve 13/11/2009 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacı tarafından, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurusunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16/1-b maddesi uyarınca reddedilmesine ilişkin, 11/02/2014 tarih ve 14363 sayılı işlem ile …Valiliğine bildirilen İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 27/01/2014 tarih ve 23 karar sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … İl Emniyet Müdürlüğü’nce yapılan tahkikat neticesinde; davacının 25/03/2001 tarihinde vizesiz seyahat etmek suçundan emniyet görevlilerince alınan ifadesinde fuhuş yaparak geçimini temin ettiğini bizzat beyan ettiği ve hakkında işlem yapılarak 02/04/2001 tarihinde sınır dışı edildiği görülmekte olup Türk vatandaşlığına geçmek için gerekli olan evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama şartını taşımadığı dikkate alındığında talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, kaldı ki vatandaşlığa kabulde idarenin takdir yetkisi bulunduğu, koşulları taşıyan herkesin isteği halinde Türk vatandaşlığına mutlak şekilde kabul edilebileceği yolunda mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, evlilik tarihinden önceki olay dikkate alınarak tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Dava; Gürcistan vatandaşı olan ve 13/11/2009 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacı tarafından, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurusunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16/1-b maddesi uyarınca reddedilmesine ilişkin, 11/02/2014 tarih ve 14363 sayılı işlem ile …Valiliğine bildirilen İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 27/01/2014 tarih ve 23 karar sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması” başlıklı 16. maddesinde, “Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.
(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.
(3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyiniyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler.” hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesi uyarınca başvuruda bulunan yabancılara yönelik olarak mevzuatta aranan asgari şartları taşıyıp taşımadıklarına ilişkin davalı idarece gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra karar verileceği açıktır.
Uyuşmazlıkta; davacının Türk vatandaşlığına alınmamasına dayanak eylem ve durumların 25/03/2001 tarihinde davacının evlilik tarihinden (13/11/2009) yıllar önce meydana geldiği, dolayısıyla davacının evlilik tarihinden sonra evlilik birliği ile bağdaşmayacak herhangi bir eyleminin bulunmadığı, evliliğin aynı çatı altında fiilen devam ettiği, müşterek çocuklarının bulunduğu, birbirlerini ve ailelerini iyi derecede tanıdıkları, davalı idare tarafından yapılan mülakat sonucu düzenlenen formda da davacının Türk vatandaşı ile yapmış olduğu söz konusu evliliğin iyi niyet ve aile birliği kurmaya yönelik olduğu yolunda değerlendirmelere yer verildiği dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka uyarlık; davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun’un, Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması” başlıklı 16. maddesinde” (1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama,
şartları aranır…” düzenlemesi yapılmıştır.
Türk vatandaşının, bir yabancı ile evlenmesi halinde, yabancı olan eşin evlilik yolu ile vatandaşlık talebinde bulunması durumunda, 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile yabancının, Türk vatandaşlığını kazanmak için başvurabilmesinin asgari koşulunun üç bent halinde sayıldığı, bunların birlikte aranacağının belirtildiği, “millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama” şartının bir mahkumiyete bağlanmadığı; idarece değerlendirme yapılırken özellikle; uyuşturucu, kaçakçılık, hırsızlık, fuhuş, terör ile ilgili vakaların dikkate alındığı görülmektedir.
Mutlak anlamda kişiye sıkı sıkıya bağlı olan evlenme kararı, Türk vatandaşlarının kişisel tercihi iken; Türk vatandaşı ile evlenen yabancının vatandaşlığa kabulü; kamu hizmetine girme, sosyal güvenlik kurumlarından yararlanma, seç seçilme hakkı kazanma gibi… kamusal sonuçlar doğurduğundan; başvuruda bulunan yabancının, mevzuatta aranan asgari şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin davalı idarece gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlık isteminin kabul edilip edilmeyeceği hususunda yapılacak değerlendirmede geniş bir takdir hakkı bulunduğu tartışmasızdır.
Dava dosyası incelendiğinde; davacının Türk vatandaşlığına alınması talebiyle yapmış olduğu başvurunun incelendiği ve istemin reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle, davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının, onanması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum.