Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2754 E. 2020/3033 K. 16.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2754 E.  ,  2020/3033 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2754
Karar No : 2020/3033

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- … Kültür Sanat Gıda San. Tic. Ltd. Şti.
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Samsun ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan binanın maliki olan davacılar tarafından, Samsun-Ordu Devlet Yolu’nun … Belediyesi sınırları içerisinde Asarcık Köprülü Kavşağı ile Belediye Evleri arasında kalan kesimde inşa edilen katlı transit yol yapımı nedeniyle, taşınmazda değer kaybı karşılığı olarak meydana geldiği ileri sürülen maddi zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 3.000,00 TL (miktar arttırımı sonucu belirlenen 222.914,22-TL) değer kaybının, davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; değer kaybı miktarının tespit edilmesine ilişkin hususların teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle mahallinde gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelenmesi neticesi düzenlenen bilirkişi ve ek bilirkişi raporuna göre; “… ulaşım yönüden %2, etkin görünüm, prestij ve estetik görünüm yönünden %11, çevre emniyeti, doğal afetler, gürültü kirliliği yönüden ise %2 olmak üzere davacılara ait arsa ve binada toplam %15 oranında değer kaybı meydana geldiği, 2013 bayındırlık yapı yaklaşık birim fiyatlarına göre, söz konusu yapının da içinde bulunduğu 3. sınıf B grubu yapılar (Konutlar ve ticari bürolar) için m² birim fiyatının, 585 TL/m² olduğu, yapı ruhsatının 15/02/2006 tarihli olduğu, 2013 yılı itibariyle 7 yıllık yıpranma payının düşülmesi gerektiği, yıpranma payının ise, Emlak Vergisine Matrah Olacak Değerlerin Belirlenmesine İlişkin Tüzükte, 6-10 yaş arası betonarme binalarda %10 olarak verildiği, bu durumda yıpranma payı da dikkate alınarak yapı m² birim fiyatının 0,90×585 = 526,50 TL/m² şeklinde bulunduğu, %15’lik değer kaybının, 0,15x 526,50 = 78,975 TL/m² olacağı, söz konusu yapının (ruhsata göre) toplamda 1889 m² olduğundan, bina için toplam değer kaybının 1889x 78,975 =149.183,78 TL olarak hesaplandığı, yapılan piyasa araştırması sonucunda, … Mahallesi, … Bulvarı üzerinde 2014 yılı için arsa m² birim fiyatının 1.367,83 TL olarak belirlendiği, bu fiyatın Yİ-ÜFE ile 2013 yılına taşındığında 2013 yılı için m² birim fiyatının 1.254,56 TL olarak bulunduğu, bu durumda arsadaki %15’lik değer kaybının 0,15 X 1.254,56 = 188,18-TL/m² olacağı, söz konusu arsanın 391,80 m² olması nedeniyle de, arsa için toplam değer kaybının 391,80 X 188,18 = 73.730,44 TL olarak hesaplandığı, davacıya ait arsa ve binada 2013 yılı itibariyle toplam değer kaybının 222.914,22 TL” olarak hesaplandığı, anılan bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, bilirkişi raporundaki belirleme ve tespitler mevzuata uygun olarak taşınmazdaki gerçek değer kaybına yönelik olduğundan taraflarca yapılan itirazlarına itibar edilmeyerek raporun hükme esas alınabileceği anlaşıldığından, Samsun Ordu-Devlet Yolunun … Belediyesi sınırları içerisinde Asarcık Köprülü Kavşağı ile Belediye Evleri arasında kalan katlı yol yapımının plana işlendiği, katlı yol inşasının trafik akışının düzenli bir şekilde sağlanması, ulaşımın rahat ve verimli bir şekilde yürütülmesi amacıyla gerçekleştirildiği, yol projesinin yoğun trafiğin dağıtılarak akıcı hale getirilmesine ve toplumun ihtiyacının giderilmesine ilişkin olduğu, ancak davalı idare tarafından inşa edilen yolun görünüm, prestij, çevre emniyeti, gürültü kirliliği, ekonomik kazanım ve doğal afet yönlerinden taşınmazda değer kaybına sebebiyet verdiği, yol yapımı nedeniyle taşınmaz sahiplerinin katlandığı bu külfetinin karşılığı taşınmaz değer kaybının davacılara ödenmesi gerektiği, bu nedenle trafik akışının düzenli bir şekilde sağlanması, ulaşımın rahat ve verimli bir şekilde yürütülmesi için gerçekleştirilen katlı yol imalatının Samsun ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parselde yer alan arsa ve binada meydana getirdiği değer kaybı karşılığı 222.914,22-TL’nin keşif tarihinden (02/07/2014) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların karşılaştırılması esnasında söz konusu taşınmazların özelliklerinin ayrı ayrı tespit edilerek, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlara göre üstün veya eksik yönlerinin gerekçeleriyle birlikte tespit edilerek m² birim fiyatlarının belirlenmesi gerektiği, katlı yol yapımının ana yoldaki mevcut trafik yoğunluğunun azaltılması nedeniyle, gerek trafik güvenliğinin sağlanması gerekse gürültü kirliliğinin engellenmesi sayesinde taşınmazlarda değer artışına sebep olduğu ileri sürülerek, İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir. ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava konusu olayda, Samsun Şehir Geçişi ve Samsun Azot Ayr.-Ünye Yolları 9+400-29+040 kesiminin ikmal inşaatı kapsamında, Samsun-Ordu Devlet Karayolunun … Belediyesi sınırları içinden geçen Asarcık Köprülü Kavşağı ile Belediye Evleri arasında kalan kesiminde transit trafiğin güvenli ve kesintisiz akışını sağlamak ve yerel trafiğin ana yola katılımını düzenlemek amacı ile farklı seviyeli katlı yol imalat projesinin 2010 yılı Nisan ayında onaylandığı, bu proje kapsamında 04/01/2012 tarihinde katlı yolun imalat çalışmalarının başladığı ve 11/10/2013 tarihinde inşaat çalışmalarının tamamlanarak katlı yolun hizmete açıldığı, davacıların köprülü kavşağın yapılması nedeniyle taşınmazlarında meydana geldiğini ileri sürdükleri değer kaybının ödenmesi istemiyle davalı idareye başvuru yaptıkları ve söz konusu başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine temyize konu davayı açtıkları görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT:
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un görev ve yetkiler başlıklı 4. maddesinin (a) bendinde “Otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolları güzergâhları ile bunların değişikliklerine ilişkin planları hazırlamak veya hazırlatmak” Karayolları Genel Müdürlüğü’nün görevleri arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Ancak, idarenin kusursuz sorumluluğu, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür.
Kusursuz sorumluluk sebeplerinden olan “kamu külfetleri karşısında eşitlik” ya da diğer adıyla “fedakârlığın denkleştirilmesi” ilkesi, nimetlerinden tüm toplum tarafından yararlanılan idarenin eylem ve işlemlerinden doğan külfetlerin, sadece belli kişi veya kişilerin üstünde kalması durumunda, bu kişi veya kişilerin uğradığı zararların, kusuru olmasa dahi idarece tazminini öngörmektedir. Risk sorumluluğundan farklı olarak burada, kazalardan kaynaklanmayan, diğer bir deyişle arızi nitelikte olmayan, önceden öngörülebilen zararların tazmini söz konusudur. İdari faaliyetin doğal sonucu olan bu zarar, etki alanı bakımından sınırlı, özel ve olağan dışı nitelik arz etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesinde ise, “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” kuralına yer verilmiştir.
Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bilirkişi veya bilirkişilerce düzenlenen raporda, sorulara verilen cevapların şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, rapor içeriğinin ise hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 282. maddesinde; “Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmü yer aldığından; sunulan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek yeterlikte olmaması veya taraflarca yapılan itirazları karşılamaması halinde bilirkişilerden ek rapor istenilebileceği veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği gibi verilen rapor dikkate alınmadan uyuşmazlığın çözümüne engel bir düzenlemenin bulunmadığı açıktır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, Samsun – Ordu Devlet Karayolu’nun … Belediyesi sınırları içinden geçen Asarcık Köprülü Kavşağı ile Belediye Evleri arasında kalan kesimde transit trafiğin akışını güvenli ve kesintisiz olarak sağlamak ve yerel trafiğin ana yola katılımını düzenlemek amacı ile yapılan katlı yolun dava konusu taşınmazda meydana getirdiği ileri sürülen değer kaybının ödenmesi istemiyle davalı 22/04/1014 tarihinde idareye başvurulduğu, yapılan başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine, değer kaybının ödenmesi istemiyle açılan davada, Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapora göre; davacıların, dava konusu Samsun ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel parsel sayılı 391,80 m² yüzölçümlü, 15 adet bağımsız bölümünden oluşan taşınmaz üzerinde 1/3 hisse ile malik oldukları, anılan yapının … Belediyesi tarafından düzenlenen … tarihli yapı ruhsatı ile inşa edildiği, arsa ve yapı için ulaşım yönüden %2, etkin görünüm, prestij ve estetik görünüm yönünden %11, çevre emniyeti, doğal afetler, gürültü kirliliği yönüden ise %2 olmak üzere toplam %15 oranında değer kaybı meydana geldiği, sonuç olarak bina için toplam değer kaybının 149.183,78 – TL, arsa için toplam değer kaybının 73.730,44 TL olmak üzere davacıya ait arsa ve binada 2013 yılı itibariyle toplam değer kaybının 222.914,22 TL olarak hesaplandığı, davacının 29/12/2014 havale tarihli miktar artırım dilekçesi ile talebini 222.914,22-TL’ye yükselttiği ve İdare Mahkemesince söz konusu miktarın keşif tarihinden (02/07/2014) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine hükmedildiği görülmüştür.
… İdare Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararının incelenmesinden; davacı TMMOB Mimarlar Odası … Şubesi tarafından, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine “Samsun Şehir Geçişi ve Samsun Azot Ayrımı, Ünye Yolları km:9+400-29+040 kesiminin ikmal inşaatı” ihalesi kapsamı içinde yer alan ve halihazırda transit trafiğin işlediği … Bulvarı üzerine 20,50 metre genişlikte katlı transit yol yapım işlemine esas olan 07/05/2007 tarihli yatay ve düşey güzergah planı ve Nisan 2010 tarihli detay projelerinin iptali istemiyle açılan davada; katlı yol ile, Ankara-Tekkeköy istikametinde transit olarak geçiş yapacak araçların, herhangi bir kavşak alanına denk gelmeden inşa edilen viyadük yapısı üzerinden geçişinin, diğer kent içi trafiğin ise, viyadüğün altından akışının sağlanmasının amaçlandığı, önemli kavşak noktalarında planlanan rampalarla da viyadük yapısına iniş çıkışların gerçekleştirilebileceği, böylece güzergahta kent içi ulaşım sağlayan araçların viyadük yapısının tamamını ya da belli bir kısmını kullanmak suretiyle projeden yararlanabileceği, ayrıca hem kent içi hem de transit trafiğin akışının sağlandığı ve alternatifi bulunmayan mevcut yol güzergahında; meri planlarda belirlenmiş olan genişliği değiştirilmeksizin, üzerinde inşa edilecek viyadük sayesinde toplam şerit sayısı artırılarak hem üzerinden geçtiği kavşaklardaki yoğunluğu azaltmak hem de transit trafiğin daha hızlı ve güvenli akmasını sağlamak amacı ile hazırlanan dava konusu projeler ile bu projeler doğrultusunda onaylanan imar planı değişikliklerinin planlama hiyerarşisine, çevresel koşullara, planlama tekniklerine, şehircilik ilkelerine, imar mevzuatına, trafik güvenliği konforu ilkeleri ile kamu yararına uygun ve uygulanabilir olduğu anlaşıldığından; davaya konu 07/05/2007 tarihli yatay ve düşey güzergah planı ve Nisan 2010 tarihli detay projelerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay Altıncı Dairesinin 2019/16143 Esas sayılı dosyasında temyiz aşamasında olduğu görülmüştür.
Dosyada mevcut bilirkişi raporunun tetkikinden; emsal alınan taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın benzer ve farklı yönlerinin neler olduğu belirtilmeden m² birim fiyatları tespit edilerek dava konusu taşınmazların değer kaybının hesaplandığı, viyadüğün yapılmasından önce ve sonrasında o bölgede ki yapılarda viyadük yapılmasıyla birlikte herhangi bir değer artışı veya azalışı olup olmadığı hususu araştırılmaksızın zarar hesabı yapıldığı, dava konusu taşınmaz ile viyadük arasında ne kadar mesafa bulunduğu ve aradaki mesafenin dava konusu taşınmazların değer kaybının hesaplamasında esas alınan kriterlere etkisinin ne düzeyde olduğunun belirlenmediği, ayrıca taşınmazın alım satım işlemine tabi rayiç bedelleri belirlenirken daima arsa payı bedeli ile yapı bedeli toplamı olarak tek bir değer belirlenmesi gerekirken bağımsız bölümler için arsa payının ayrı yapı bedelinin ayrı hesaplanmasının taşınmazın serbest piyasa rayiçlerini yansıtmayacağı ve yapılacak olan bu değerlendirme ile bir ana taşınmazdaki farklı cephe, kat ve konumlardaki bağımsız bölümler arasında ki şerefiye farklarının değerlendirilmesininde mümkün olmayacağı tespit edilmiştir.
Yukarıda ki açıklamalar ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlık konusu olayda, davacıya ait Samsun ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel parsel sayılı taşınmazın bulunduğu Samsun-Ordu Devlet Karayolu’nun … Belediyesi sınırları içinden geçen Asarcık Köprülü Kavşağı ile Belediye Evleri arasında kalan kesimde, köprülü kavşak düzenlemesine ilişkin imar planı değişikliği ve bu plana göre de köprülü kavşak çalışmalarının yapıldığı anlaşıldığından, davacıların dava konusu taşınmazı edindiği tarih itibarıyla köprülü kavşak düzenlemesi ile ilgili imar planı ve notlarındaki durumun ne olduğunun tespit edilmesi, şayet imar düzenlemesinde söz konusu yapı (köprülü kavşak) öngörülmüş ve davacılar tarafından buna rağmen taşınmaz edinilmiş ise idarenin herhangi bir tazminat yükümlülüğünün doğmayacağı, aksi durumun geçerli olması halinde ise, taşınmazın meri imar planındaki kullanım fonksiyonu, üzerindeki yapının hukuki durumu ve köprülü kavşağın taşınmaz üzerindeki etkisi, taşınmazın kullanımı ve ulaşım olanaklarına göre değer kaybı tespit edilerek, ayrıca davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve herhangi bir zarar söz konusu ise, zararın özel ve olağan dışı bir zarar olup olmadığı hususları araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.