Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2735 E. 2020/6375 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2735 E.  ,  2020/6375 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2735
Karar No : 2020/6375

DAVACI : …. Vakfı
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- … Bakanlığı / …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
01/06/2015 tarih ve 29373 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ”Zonguldak ili, Çaycuma ilçesinde bulunan bazı alanların Filyos Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmesine” ilişkin 01/05/2015 tarih ve 2015/7691 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından, Filyos vadisinin 1994 yılında Serbest Bölge ilan edildiği, 1996 yılında sınırlarının değiştiği, 2006 yılında iptal edildiği, 2008 yılında tekrar Serbest Bölge ilan edildiği, 2009 ve 2010 yıllarında sınırlarının değiştiği, en son 2012 yılında Endüstri Bölgesi ilan edildiği, bu karara açılan davada yürütmenin durdurulması kararı verildiği, davalının küçük değişikliklerle aynı konuda yeni karar yayınladığı, davalı idarenin bu bölgeyle ilgili 2009 yılında onaylanan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının Danıştay Altıncı Dairesi tarafından iptal edildiği, bu planda dava konusu bölgenin serbest bölge olarak işlendiği, 2012 yılında plan tadilatı yapılarak bölgenin bu kez de “Bölgesel Çalışma Alanı” olarak planlandığı, bu plana da dava açıldığı, önce Serbest Bölge, 2012 yılında 4 ay ara ile Bölgesel Çalışma Alanı ve Endüstri Bölgesi ilan edilerek bir kaos yaratıldığı, Anayasanın 44, 45, 56, 63, 90, 166, 169. maddeleri, Uluslararası sözleşmeler, Çevre Kanunu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine aykırı olduğu, Filyos Nehri Vadisinin Zonguldak ilinin en önemli vadisi olduğu, uluslararası sözleşmeler kapsamında koruma altında olan birçok bitki ve hayvan türünün yaşadığı, ayrıca Amasra Önemli Kuş Alanı ve Amasra Kıyıları Önemli Doğa Alanı sınırları içinde yer aldığı, nesli tehlike altında türlerin yaşadığı, AB Su Çerçeve Direktifine göre su kitlelerinin iyi durumda olması için önlemler alınması gerekirken Endüstri Bölgesi ile bölgede sucul ekosistemin tahrip edildiği, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Plan kararlarında açıklama notunda Filyos Vadisinin karşı karşıya olduğu kirlilik ve akarsu rejimine müdahaleye yer verilmesine rağmen alınan serbest bölge kararının açılan dava sonucu iptal edildiği, kararda üstün kamu yararı olmadığı ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI :
Davalı idareler tarafından, öncelikle, usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılıp açılmadığının resen incelenmesi gerektiği, esasa ilişkin olarak ise; Filyos Endüstri Bölgesi ilanına yönelik 2013 tarihli karara karşı açılan davada Danıştay Onuncu Dairesince Endüstri Bölgeleri Yönetmeliğine göre fizibilite raporu hazırlanmadığı, doğanın korunması yönüyle alınması gereken tedbirleri içeren bilimsel raporun hazırlanmadığı ve bu rapora uygun olarak endüstri bölgesi ilan edilecek yerin belirlenmediği gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verildiği, bu çerçevede fizibilite raporu eksikliğinin Bakanlık uzmanlarınca, bilimsel rapor eksikliğinin de Ankara Üniversitesi tarafından hazırlanan raporlar ile giderildiği, bilimsel raporda bölge faaliyete geçtiği zaman çevre ve insan sağlına olası etkilerinin ulusal mevzuat ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde değerlendirildiği, Endüstri Bölgeleri Koordinasyon Kurulu’nun oy birliği ile alanı belirlediği, alana ilişkin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerinin alındığı, Tarım İl Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı tarafından uygun görüş bildirildiği, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün Karadenizin Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi kapsamında Filyos havzasının potansiyel sıcak nokta olması sebebi ile gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini bildirmesi üzerine bu durumla ilgili alınması gerekli önlemlere ilişkin Çevre ve Orman Bakanlığından yeniden görüş sorulduğu, ayrıca endüstri bölgelerinde yer alacak yatırımların ÇED sürecinden muaf olmadığı, yatırımcıların yatırımlara başlamadan önce ÇED süreci de dahil olmak üzere bütün çevresel yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğu, iddia edildiği gibi ekosistem, çevre ve insan sağlığına zarar verilmesinin söz konusu olmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 1/6/2015 tarih ve 29373 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ”Zonguldak İli, Çaycuma İlçesinde bulunan bazı alanların Filyos Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmesine” ilişkin 1/5/2015 tarih ve 2015/7691 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın iptali istemiyle açılmıştır.
4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 1/A maddesinde, “Endüstri bölgesi”: yatırımları teşvik etmek, yurt dışında çalışan Türk işçilerinin tasarruflarını Türkiye’de yatırıma yönlendirmek ve yabancı sermaye girişinin artırılmasını sağlamak üzere bu Kanun uyarınca kurulacak üretim bölgesi, olarak tanımlanmış; “Endüstri Bölgeleri Koordinasyon Kurulu” başlıklı 2. maddesi ile endüstri bölgeleri kurulacak alanları belirlemek ve bu Kanunla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere Bakanlık Müsteşarının başkanlığında; Maliye, Bayındırlık ve İskân, Tarım ve Köyişleri, Çevre ve Orman bakanlıkları, Hazine ve Devlet Plânlama Teşkilâtı müsteşarlıklarından en az genel müdür seviyesinde birer temsilci ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği temsilcisinden oluşan Endüstri Bölgeleri Koordinasyon Kurulu kurulmuş; bu Maddede, Kurul’un, gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine başvuracağı ve bunların temsilcilerini toplantıya davet edebileceği; Kurul’un sekretarya hizmetlerinin, Bakanlık tarafından yürütüleceği; “Endüstri Bölgelerinin Kuruluşu ve İlanı” başlıklı 3. maddesinde, ülke ekonomisinin gelişmesini ve teknoloji transferini sağlamak, üretim ve istihdamı artırmak, yatırımları teşvik etmek, yabancı sermaye girişini artırmak ve Türk işçilerinin tasarruflarını Türkiye’de yatırıma yönlendirmek amacıyla; Bakanlığın, kurum ve kuruluşların başvurusuna istinaden veya re’sen yer seçimi yapmak suretiyle endüstri bölgelerinin kurulması önerisinde bulunabileceği; Bakanlığın önerisi üzerine Kurulca belirlenen yerlerde, Bakanlar Kurulunca endüstri bölgelerinin kurulmasına izin verilebileceği; endüstri bölgelerinin kurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarının Resmî Gazetede yayımlanacağı; endüstri bölgesi olarak belirlenen arazilerin hiçbir şekilde başka amaçlarla kullanılamayacağı; bu hususun tapu kütüğüne şerh edileceği; “İhtisas Endüstri Bölgeleri” başlıklı 4/B maddesinde de, İleri teknoloji kullanılması ve araştırma geliştirmeye imkân tanınması şartıyla, bilişim teknolojisi, tıp teknolojisi ve tarımsal endüstri de dahil, ihtisas endüstri bölgeleri oluşturulabileceği; ihtisas endüstri bölgelerinin kuruluş ve işletilmesi ile yararlanılacak teşviklerin, diğer endüstri bölgelerinde uygulanan usul ve esaslara tâbi olduğu kurallarına yer verilmiştir.
Danıştay 10. Dairesinin ara kararı uyarınca, Filyos Endüstri Bölgesi için Bakanlıkça hazırlanan fizibilite raporunun bölgenin çevresel, ekonomik ve sosyal dokusunu yansıtıp yansıtmadığının, Ankara Üniversitesi tarafından hazırlanan Bilimsel Raporun gerçeklere uygun olup olmadığın, projenin orman alanları, sulak alanlar, kıyı şeridi, sit alanları ve tarımsal alanlar üzerindeki etkisinin neler olduğunun belirlenmesi amacıyla Naip Üye … tarafından re’sen seçilen Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Doç. Dr. …, Doç. Dr. …, Doç. Dr. …, Doç. Dr. …, Doç. Dr. …’un katılımıyla mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; söz konusu alanda taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, yörenin doğal ve kaynak değerleri, korunması gereken bitki ve hayvan türleri, projenin ekolojik ve çevresel etkileri, sanayi yerleşimi için jeolojik ve jeoteknik açıdan uygunluğu, alanın deniz, tarım toprakları, ormanlar ve akarsulara olan etkisi bakımından bilirkişi raporunda belirtilen önlemlere riayet edilmesi kaydıyla dava konusu alanın “Endüstri Bölgesi” olarak belirlenmesinin uygun olduğu kanatine varıldığı, yine bölgede Filyos Çayından kaynaklanacak taşkın, sel vb. afetlerin önlenebilmesi bakımından, yapılan seddelerin bilimsel ve teknik açıdan uygun bir yaklaşım olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Öte yandan, Endüstri Bölgesi kurulması planlanan alanın bünyesinde barındırdığı doğal değerler ile korunması gereken bitki ve hayvan türleri bakımından önem arz ettiği konusunda kuşku bulunmamaktadır.
Bu nedenle; dava dosyasında yer alan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Filyos Endüstri Bölgesi Fizibilite Raporunun, Ankara Üniversitesi tarafından hazırlanan Bilimsel İnceleme Raporunun ve mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda yer verilen önlemlerin gözetilmesi ve uygulanması gerektiği açıktır.
Bu durumda; karara esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılan mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda belirtilen gerekçelerle dava konusu Bakanlar Kurulu kararında, hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Bakılan dava, 01/06/2015 tarih ve 29373 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ”Zonguldak ili, Çaycuma ilçesinde bulunan bazı alanların Filyos Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmesine” ilişkin 01/05/2015 tarih ve 2015/7691 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın hukuka aykırı olduğu iddialarıyla iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idareler tarafından, davanın süresinde açılıp açılmadığının resen incelenmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Uyuşmazlık konusu olayda, davanın süresinde açıldığı sonucuna varılmaktadır.

ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 1/A maddesinde, “Endüstri bölgesi” yatırımları teşvik etmek, yurt dışında çalışan Türk işçilerinin tasarruflarını Türkiye’de yatırıma yönlendirmek ve yabancı sermaye girişinin artırılmasını sağlamak üzere bu Kanun uyarınca kurulacak üretim bölgesi, olarak tanımlanmış; “Endüstri Bölgeleri Koordinasyon Kurulu” başlıklı 2. maddesi ile endüstri bölgeleri kurulacak alanları belirlemek ve bu Kanunla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere Bakanlık Müsteşarının başkanlığında; Maliye, Bayındırlık ve İskân, Tarım ve Köyişleri, Çevre ve Orman bakanlıkları, Hazine ve Devlet Plânlama Teşkilâtı müsteşarlıklarından en az genel müdür seviyesinde birer temsilci ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği temsilcisinden oluşan Endüstri Bölgeleri Koordinasyon Kurulu kurulmuş; bu Maddede, Kurul’un, gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine başvuracağı ve bunların temsilcilerini toplantıya davet edebileceği; Kurul’un sekretarya hizmetlerinin, Bakanlık tarafından yürütüleceği; “Endüstri Bölgelerinin Kuruluşu ve İlanı” başlıklı 3. maddesinde, ülke ekonomisinin gelişmesini ve teknoloji transferini sağlamak, üretim ve istihdamı artırmak, yatırımları teşvik etmek, yabancı sermaye girişini artırmak ve Türk işçilerinin tasarruflarını Türkiye’de yatırıma yönlendirmek amacıyla; Bakanlığın, kurum ve kuruluşların başvurusuna istinaden veya re’sen yer seçimi yapmak suretiyle endüstri bölgelerinin kurulması önerisinde bulunabileceği; Bakanlığın önerisi üzerine Kurulca belirlenen yerlerde, Bakanlar Kurulunca endüstri bölgelerinin kurulmasına izin verilebileceği; endüstri bölgelerinin kurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarının Resmî Gazetede yayımlanacağı; endüstri bölgesi olarak belirlenen arazilerin hiçbir şekilde başka amaçlarla kullanılamayacağı; bu hususun tapu kütüğüne şerh edileceği; “İhtisas Endüstri Bölgeleri” başlıklı 4/B maddesinde de, İleri teknoloji kullanılması ve araştırma geliştirmeye imkân tanınması şartıyla, bilişim teknolojisi, tıp teknolojisi ve tarımsal endüstri de dahil, ihtisas endüstri bölgeleri oluşturulabileceği; ihtisas endüstri bölgelerinin kuruluş ve işletilmesi ile yararlanılacak teşviklerin, diğer endüstri bölgelerinde uygulanan usul ve esaslara tâbi olduğu kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Dava Konusu İşlemin İncelenmesi:
Dava konusu 01/06/2015 tarih ve 29373 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ”Zonguldak İli, Çaycuma İlçesinde bulunan bazı alanların Filyos Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmesine” ilişkin 01/05/2015 tarih ve 2015/7691 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın iptali istemiyle açılan bu davada, Filyos Endüstri Bölgesi için Bakanlıkça hazırlanan fizibilite raporunun bölgenin çevresel, ekonomik ve sosyal dokusunu yansıtıp yansıtmadığının, Ankara Üniversitesi tarafından hazırlanan Bilimsel Raporun gerçeklere uygun olup olmadığının, projenin orman alanları, sulak alanlar, kıyı şeridi, sit alanları ve tarımsal alanlar üzerindeki etkisinin neler olduğunun belirlenmesi amacıyla Naip Üye … tarafından re’sen seçilen Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Doç. Dr. …, Doç. Dr. …, Doç. Dr. …, Doç. Dr. …, Doç. Dr. …’un katılımıyla mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; söz konusu alanda taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, yörenin doğal ve kaynak değerleri, korunması gereken bitki ve hayvan türleri, projenin ekolojik ve çevresel etkileri, sanayi yerleşimi için jeolojik ve jeoteknik açıdan uygunluğu, alanın deniz, tarım toprakları, ormanlar ve akarsulara olan etkisi bakımından bilirkişi raporunda belirtilen önlemlere riayet edilmesi kaydıyla dava konusu alanın “Endüstri Bölgesi” olarak belirlenmesinin uygun olduğu kanatine varıldığı, yine bölgede Filyos Çayından kaynaklanacak taşkın, sel vb. afetlerin önlenebilmesi bakımından, yapılan seddelerin bilimsel ve teknik açıdan uygun bir yaklaşım olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Dava dosyasında yer alan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Filyos Endüstri Bölgesi Fizibilite Raporunun, Ankara Üniversitesi tarafından hazırlanan Bilimsel İnceleme Raporunun ve mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun bir bütün olarak incelenmesinden; Filyos Endüstri Bölgesi Alanının, Filyos Irmağının Karadenize döküldüğü deltada, Zonguldak ile Bartın İlleri arasında yer aldığı, Endüstri Bölgesi olarak seçilen yaklaşık 607 hektar büyüklüğündeki alan içinde sanayi alanı olarak kullanılması mümkün olmayan 4 km uzunluğunda, 300 m yatak genişliğinde sedde, 114 hektar büyüklüğünde sulak alan ve 36 hektar büyüklüğünde orman alanı bulunduğu, bölge içinde kurulması önerilen imalat sanayi tesislerinin özellikle potansiyelleri incelenerek yüksek düzeyde enerji tüketen ve kirletme potansiyeli yüksek olan termik santral ve demir çelik tesisi yatırımlarının faaliyet göstermesinin uygun bulunmadığı, çevresel açıdan hassas alanların korunarak orta ve yüksek teknoloji sanayilerin yer aldığı eko-endüstriyel bölge esasına dayalı planlama ve sektör seçimi geliştirildiği, bölgede gerçekleştirilecek faaliyetlerle ilgili olarak yaban hayatı bileşenleri ve habitatlarının olumsuz etkilenme olasılıklarına karşı gereken tedbirlerin alınması, uygulanması ve takip edilmesi halinde projenin hayata geçirilebileceği, dava konusu projenin çevresel açıdan risklerinin minimuma getirilmesinin, Endüstri Bölgesi içinde kurulması ve mümkün olduğunca kirletme potansiyeli düşük ar-ge niteliği ve teknolojik kapasitesi yüksek yatırımlara yer verilmesi ile mümkün olacağı ve yine Bilimsel Raporda belirtildiği şekilde seçilen sektörlerin olumsuz çevre etkilerinin asgari düzeye çekilmesi için inşaat ve işletme dönemlerine yönelik izleme çalışmalarının ana hatlarının ÇED sürecinde açıkça tanımlanması, üretim tesisleri kurulmadan önce izleme ve değerlendirme sürecinin başlatılması ve izleme sonuçları dikkate alınarak tesislerin özellikle hava ve su kalitesi açısından kümülatif etkilerinin ve alıcı ortamların taşıma kapasitelerinin ÇED sürecinde değerlendirilmesi ve kurulacak tesislerde çevre dostu temiz üretim teknik ve teknolojilerinin kullanılmasının zorunlu hale getirilmesinin gerektiği, öte yandan bölgede yaşanabilecek taşkın ve sel tehlikesine karşı projede barajlar, sel kapanları, hidroelektrik santraller ve 20.898 hektar araziyi kapsayan sulama tesisleri planlandığı, bölgede tarım alanı olarak tanımlanan arazilerin çok parçalı ve dağınık olduğu, çiftçilerin genel olarak kendi aile ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bahçe tarımı yaptığı, sanayi üretimine geçiş halinde 5403 sayılı Toprak Koruma Kanunu çerçevesinde değerlendirme ve çevresel etki değerlendirilmesi yapılarak karar verilmesi durumunda tarıma olumsuz bir durumun oluşmayacağı, ayrıca bölgede uygun teknolojiler kullanılması durumunda ormanlar üzerinde olumsuz bir durumun yaşanmayacağının belirtildiği görülmektedir.
Buna göre, Endüstri Bölgesi kurulması planlanan alanın bünyesinde barındırdığı doğal değerler ile korunması gereken bitki ve hayvan türleri bakımından önem arz ettiği konusunda kuşku bulunmamaktadır. Öte yandan bilirkişi raporunda, projenin hava, su, toprak ve doğal yaşam açısından bölgeye yapacağı etkilerin önceden planlanması, gerek proje aşamasında gerekse faaliyete geçildikten sonra çevreye olan etkilerinin izlenmesi ve değerlendirilmesi şartıyla dava konusu alanın “Endüstri Bölgesi” olarak belirlenmesinde sakınca bulunmadığının belirtildiği nazara alındığında, Filyos Endüstri Bölgesi için Bakanlıkça hazırlanan Fizibilite Raporu, Ankara Üniversitesi tarafından hazırlanan Bilimsel İnceleme Raporu ve yine mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda yer verilen önlemlerin gözetilmesi ve uygulanması gerektiği açıktır.
Bu nedenle, dava konusu ”Zonguldak ili, Çaycuma ilçesinde bulunan bazı alanların Filyos Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmesine” ilişkin 01/05/2015 tarih ve 2015/7691 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nda hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.