Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2674 E. 2020/3987 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2674 E.  ,  2020/3987 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2674
Karar No : 2020/3987

DAVACI : … Madencilik Dış Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … / …
VEKİLLERİ : Huk. Hiz. Baş. …
Huk. Müş. … / Aynı yerde

DAVANIN KONUSU : Davacı şirket tarafından yapılan maden arama ruhsatı başvurularının reddine ilişkin işlemlerin dayanağı olan ve 16/06/2012 tarih ve 28325 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, Genelge’nin kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğu, maden mevzuatında olmayan bir şartın Genelge ile getirildiği, anılan Genelge’nin iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Genelge’nin hukuka uygun olduğu, idarenin bütünlüğü ilkesi gereğince Genelge’de hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Genelge’nin (maden ruhsatları yönünden) iptal edilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : Dava, davacı şirket tarafından 3213 sayılı Maden Kanununun 16. maddesi uyarınca II-B grubu maden arama ruhsatı talebiyle yapılan başvurunun 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesi uyarınca reddedilmesi üzerine 16.6.2012 tarih ve 28325 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Taşınmazları ile İlgili Yapılacak İşlemler Hakkında 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dolayısıyla, maden arama ruhsat talebi dava konusu Genelge uyarınca reddedilen davacı tarafından, dava dilekçesinin konu ve istem kısımlarında belirtilen anılan Genelgenin iptali gerektiği yolundaki iddiaları değerlendirildiğinde, bakılan davada Başbakanlık Genelgesinin maden ruhsatlarına hasren incelenmesi gerekmektedir.
16.6.2012 tarih ve 28325 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan dava konusu Genelgede; “Kamu kurum ve kuruluşları (Belediyeler ve il özel idareleri hariç) ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait şirketlerin, kendi mülkiyetlerinde veya tasarruflarında bulunan taşınmazlarıyla ilgili olarak; kamu kurum ve kuruluşları, vakıf, dernek veya bunların şirketlerine, gerçek veya tüzel kişilere; satış, kira, irtifak, takas, tahsis, devir vb. her türlü tasarrufa yönelik işlemleri için Başbakanlıktan izin alınacaktır.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bu Genelge ile kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyetlerinde veya tasarruflarında bulunan taşınmazlarla ilgili olarak yapacakları her türlü tasarruf öncesinde Başbakanlıktan izin alınmasının zorunlu kılındığı görülmektedir.
Anılan Başbakanlık Genelgesi, “satış, kira, irtifak, takas, tahsis, devir vb. her türlü tasarruf” işlemleri için ön izin yetkisini Başbakanlığa vermiş ise de, bakılan davaya yol açan ancak bu dosyada dava konusu edilmeyen madencilik faaliyetlerine izin verme yetkisinin, öncelikle hangi kamu erkine verildiğinden ziyade hangi hukuksal düzenleme ile hangi kamu erkine verildiğinin ortaya konulması, uyuşmazlığın çözümü için gereklidir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Tabii servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesi” başlıklı 168. maddesinde, “Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.” kuralı getirilmiştir.
3154 sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, enerji ve tabii kaynakların değerlendirilmesine yönelik arama, tesis kurma, işletme ve faydalanma haklarını vermek, gerektiğinde bu hakların devir, intikal, iptal işlemlerini yapmak, ipotek, istimlak ve diğer takyit edici hakları tesis etmek, bunların sicillerini tutmak ve muhafaza etmek,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görevleri arasında sayılmış; 9. maddesinin (a) bendinde de, maden hakları ile ilgili ruhsatları vermek ve bu ruhsat sahalarındaki madencilik faaliyetlerini takip etmek görevi Maden İşleri Genel Müdürlüğüne verilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanununun 7. maddesinin birinci fıkrasında, “Madencilik faaliyetlerinin yapılması ve ruhsatlandırma işlemlerinin yürütülmesi ile ilgili olarak yeni verilecek ruhsat alanlarına maden işletme yöntemi, faaliyetin yapıldığı bölge, madenin cinsi, yapılacak yatırımın çevresel etkileri, şehirleşme ve benzeri hususlar dikkate alınarak, temdit talepleri dahil ruhsat verilen alanlarda kazanılmış haklar korunmak kaydıyla, ilgili kurumların görüşleri alınarak Bakanlık tarafından kısıtlama getirilebilir. İlk müracaat veya ihale yolu ile yapılacak ruhsatlandırmalarda müracaatın yapılacağı alanlar diğer kanunlar ile getirilen kısıtlamalar gözönüne alınarak Bakanlıkça ruhsat müracaatına kapatılabilir. Kısıtlama gerekçesi ortadan kalkan alanlar ihale yoluyla aramalara açılır. Bu Kanun dışında madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak yapılacak her türlü kısıtlama ancak kanun ile düzenlenir.” hükmüne ve değinilen 7. maddenin 14. fıkrasında da, maden arama faaliyetlerinin, bu Kanunda sayılanlar dışında herhangi bir izne tâbi olmadığı ve işletme faaliyetlerinin ise, bu Kanuna göre Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğe göre yürütüleceği hükmüne yer verilmiştir.

06.11.2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin 8. maddesinin 3. fıkrasında, I (b) ve II (a) Grubu madenlere işletme ruhsatı, II (b), III., IV. ve VI. Grup madenlere arama ruhsatı, V. Grup madenlere arama sertifikası almak için Genel Müdürlüğe müracaat yapılacağı, 14. maddesinin 1. fıkrasında da, müracaat sahibinin; ruhsat harcı, ruhsat teminatı ve Ek Form-2’deki diğer belgeler ile ön inceleme raporu, maden arama projesi ile mali yeterlilik belgelerini müracaat gününden itibaren iki ay içinde Genel Müdürlüğe vermek zorunda olduğu, belgelerin verilmesini müteakip ilk iş günü arama ruhsatı (Ek Form-5) veya arama sertifikası (Ek Form-6) düzenlenip sicile işlenerek yürürlüğe gireceği kurala bağlanmıştır.
Buna göre, 3213 Maden Kanununa göre işletme projesi ile II (b) grubu arama ruhsatı düzenleme yetkisinin, bu Kanunda işaret edilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına ait olduğu açıktır.
3213 sayılı Kanunun 16. maddenin 3. fıkrasıyla, madencilik faaliyetlerinde bulunmaya izin verme yetkisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına tanınmış olup normlar hiyerarşisinde (manzumesi) 3213 sayılı Kanundan daha alt sırada bulunan Başbakanlık Genelgesi ile (uyuşmazlık konusu olayda 2012/15 sayılı Genelge) bu yetkinin Başbakanlığa tanındığı görülmektedir. Madencilik faaliyetlerinde bulunmaya izin verme yetkisinin ilgili Bakanlığın yanında Başbakanlık ya da tek başına Başbakanlık tarafından kullanılmasına engel bir durum bulunmamakta ise de, anılan yetkinin hangi düzeydeki norm biçimiyle tanındığının ortaya konulması önem arz etmektedir. Eğer söz konusu faaliyetlerle ilgili olarak ilgili Bakanlığın yanında Başbakanlığa ya da tek başına Başbakanlığa izin verme yetkisi tanınması istenilmekte ise, davalı Bakanlığa Maden Kanunuyla yetki verildiği dikkate alındığında, bunun kanun, kanunun üzerinde anayasa ya da kanun gücündeki normlarla yapılması gerekmektedir.
O halde, 3213 sayılı Kanunla ilgili Bakanlığa tanınan izin verme yetkisinin, kanundan daha alt hukuk normu olan genelgeyle kaldırılması veya sınırlandırılmasına olanak tanıyan ve bu yetkinin Başbakanlığa yöneltilmesini öngören 2012/15 sayılı dava konusu Genelge, normlar hiyerarşisine aykırı olacaktır.
Esasen, Maden Kanunu’nun 7. maddesinde, bu kanun dışında madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak yapılacak her türlü kısıtlamanın ancak kanun ile düzenleneceği öngörülmüştür.
Yukarıda değinilen Kanun hükmünde, arama ruhsat süresi sonuna kadar işletme projesi ve talep harcının ödendiğine dair belge ile müracaatta bulunulması halinde işletme ruhsatı hakkı doğacağı ve projede eksiklik bulunması halinde ise, eksikliğin belirtilen sürede tamamlanacağı hükmüne yer verildiği, 16.06.2012 tarih ve 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesinde ise, Başbakanlıktan izin alınması şartının getirildiği görülmektedir.
İlgili Kanunda öngörülmeyen, kişilerin kanundan doğan haklarının Genelge ile sınırlandırılmasına olanak bulunmamaktadır.

Kaldı ki, maden arama ruhsatının verilmesi istemiyle bir başka davacı tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yapılan başvurunun, Başbakanlığın ilgili Genelgesi uyarınca izin verilmediğinden bahisle reddine dair işlemin ve anılan işlemin dayanağı olan 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesinin iptali ile yürütmenin durdurulması istemiyle açılan ve Danıştay Sekizinci Dairesinin E:2014/7883 sayılı dosyasında derdest olan bir davada; dava konusu Genelge ile maden mevzuatında öngörülmeyen ayrı bir izin müessesesi getirildiği, bu hali ile dava konusu Genelgenin, maden ruhsatları bakımından kısıtlayıcı hükümler içeren ve üst hukuk normu olan Maden Kanunu ve Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğine aykırı bir düzenleme olduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması isteminin bireysel ve düzenleyici işlemler yönünden kabulü yolunda anılan Dairenin 11.11.2015 tarih ve E:2014/7883 sayılı kararının verildiği görülmüştür.
Bu durumda, dava konusu Genelge ile maden mevzuatında öngörülmeyen ayrı bir izin müessesesinin getirildiği, maden ruhsatları bakımından kısıtlayıcı hükümler içerdiği, bu bağlamda üst hukuk normu olan Maden Kanunu ve Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğine, dolayısıyla eksik düzenleme nedeniyle hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesinin (ön izin koşulu aranan her türlü tasarruf sayılırken “maden ruhsatları hariç” ibaresini içermesi gerekirken) eksik düzenleme içerdiği yönünden iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince; Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve Danıştay Başkanlar Kurulunun 03/07/2015 tarih ve E:2015/75, K:2015/113 sayılı kararı uyarınca Dairemizin görevinde bulunduğuna karar verilen dava dosyasındaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava konusu Genelge ile “Kamu kurum ve kuruluşları (Belediyeler ve il özel idareleri hariç) ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait şirketlerin, kendi mülkiyetlerinde veya tasarruflarında bulunan taşınmazlarıyla ilgili olarak; kamu kurum ve kuruluşları, vakıf, dernek veya bunların şirketlerine, gerçek veya tüzel kişilere; satış, kira, irtifak, takas, tahsis, devir vb. her türlü tasarrufa yönelik işlemleri için Başbakanlıktan izin alınacaktır.” yönünde bir düzenleme getirilmiştir.
Yukarıda yer verilen dava konusu Genelge’nin lafzından, maden ruhsatları için Başbakanlıktan (Cumhurbaşkanlığından) izin alınması gibi bir zorunluluk getirilmediği değerlendirilebilir ise de uygulamada maden arama ve işletme ruhsatı taleplerinin tamamının Maden İşleri Genel Müdürlüğünce Genelge kapsamında izin alınmak üzere Başbakanlığa (Cumhurbaşkanlığına) gönderildiği ve Başbakanlık (Cumhurbaşkanlığı) tarafından da bu taleplerin değerlendirilerek bazı ruhsat taleplerinin uygun görülmediği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla, maden arama ruhsat talebi dava konusu Genelge uyarınca reddedilen davacı tarafından, dava dilekçesinin konu ve istem kısımlarında, Genelge’nin iptalinin istenildiği belirtilmiş ise de bakılan davada Genelge’nin maden ruhsatlarına yönelik olarak incelenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, idari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibarıyla hukuka ve mevzuata uygunluğunun değerlendirileceği, karar tarihi itibarıyla, başta Anayasa olmak üzere dava konusu işlemlerin değerlendirilmesine esas olan çok sayıda mevzuat hükmünde değişiklik meydana gelmiş olduğundan, aşağıda ilgili kısımlarına yer verilen mevzuatın uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan hâlinin esas alınacağı açıktır.

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Madencilik sektöründe faaliyet gösteren davacı şirket tarafından, Isparta ili sınırlarındaki maden sahası için 09/04/2013 tarihinde, Muğla ili sınırlarındaki maden sahası için 02/07/2013 tarihinde II. Grup (b) maden arama ruhsatı başvurularında bulunulmuştur.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünün … ve … tarihli işlemleri ile sırasıyla Isparta ve Muğla illerine yönelik maden arama ruhsatı başvurularının, Başbakanlığın 2012/15 sayılı Genelgesi’ne istinaden yine Başbakanlığın 07/03/2014 tarihli yazıları ile olumsuz değerlendirildiği bildirilmiştir.
Davacı şirket tarafından, bu işlemler üzerine anılan Genelge’nin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
İlgili Mevzuat:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 8. maddesinde; “Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.” hükmüne yer verilmiş, 112. maddesinde; Başbakanın, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlayacağı ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözeteceği, Bakanlar Kurulunun, bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumlu olduğu, her bakanın, Başbakana karşı sorumlu olduğu ve ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumlu olduğu, ayrıca Başbakanın, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlü olduğu, 113. maddesinin 1. fıkrasında da; bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatının kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan, Anayasa’nın “Tabii servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesi” başlıklı 168. maddesinde; “Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.” kuralı getirilmiştir.
3154 sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; enerji ve tabii kaynakların değerlendirilmesine yönelik arama, tesis kurma, işletme ve faydalanma haklarını vermek, gerektiğinde bu hakların devir, intikal, iptal işlemlerini yapmak, ipotek, istimlak ve diğer takyit edici hakları tesis etmek, bunların sicillerini tutmak ve muhafaza etmek,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görevleri arasında sayılmış, 9. maddesinin (a) bendinde de; maden hakları ile ilgili ruhsatları vermek ve bu ruhsat sahalarındaki madencilik faaliyetlerini takip etmek görevi Maden İşleri Genel Müdürlüğüne verilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde; Bakanlık: Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, Genel Müdürlük: Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü olarak tanımlanmış, 7. maddesinin 1. fıkrasında; “Madencilik faaliyetlerinin yapılması ve ruhsatlandırma işlemlerinin yürütülmesi ile ilgili olarak yeni verilecek ruhsat alanlarına maden işletme yöntemi, faaliyetin yapıldığı bölge, madenin cinsi, yapılacak yatırımın çevresel etkileri, şehirleşme ve benzeri hususlar dikkate alınarak, temdit talepleri dahil ruhsat verilen alanlarda kazanılmış haklar korunmak kaydıyla, ilgili kurumların görüşleri alınarak Bakanlık tarafından kısıtlama getirilebilir. İlk müracaat veya ihale yolu ile yapılacak ruhsatlandırmalarda müracaatın yapılacağı alanlar diğer kanunlar ile getirilen kısıtlamalar gözönüne alınarak Bakanlıkça ruhsat müracaatına kapatılabilir. Kısıtlama gerekçesi ortadan kalkan alanlar ihale yoluyla aramalara açılır. Bu Kanun dışında madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak yapılacak her türlü kısıtlama ancak kanun ile düzenlenir.” hükmüne ve 14. fıkrasında; maden arama faaliyetlerinin, bu Kanun’da sayılanlar dışında herhangi bir izne tâbi olmadığı ve işletme faaliyetlerinin ise bu Kanun’a göre Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğe göre yürütüleceği hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 16. maddesinde; II. Grup (b) bendi ve IV. Grup madenler dışındaki ruhsatların ihale ile verileceği, I. Grup, II. Grup (a) ve (c) bendi madenler için doğrudan işletme ruhsatı, II. Grup (b) bendi, III. Grup ve IV. Grup madenlerin arama ruhsatı, V. Grup madenlerin arama sertifikası ile aranacağı, II. Grup (b) bendi ve IV. Grup madenler için yapılan müracaatların işletme ruhsat taban bedeli ödenerek yapılmasının zorunlu olduğu ve müracaatlarda öncelik hakkının esas olduğu, I. Grup (a) bendi madenler için işletme ruhsatının il özel idarelerince verileceği, diğer grup madenlerle ilgili arama ruhsatının Maden İşleri Genel Müdürlüğünce düzenleneceği ve ruhsatların, sicile kaydedildiği tarihte yürürlüğe gireceği hükme bağlanmış, 24. maddesinin 1. fıkrasında; I. Grup (b) bendi ve II. Grup (a) ve (c) bendi madenler için ihale bedelinin yatırılmasından itibaren iki ay içinde, diğer maden grupları için arama ruhsat süresi sonuna kadar, yetkilendirilmiş tüzel kişilerce maden mühendisinin sorumluluğunda hazırlanmış işletme projesinin ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe verileceği, proje ile birlikte projenin uygulanabilmesi için gerekli olan mali yeterliliğine ilişkin belgeler ve genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili muhasebe birimi hesabına işletme ruhsat taban bedelinin yatırıldığına dair belgenin Genel Müdürlüğe verilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde talebin reddedileceği, 2. fıkrasında; projedeki teknik eksikliklerin, 6183 sayılı Kanun’un 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ve işletme ruhsat bedeli yapılan bildirimden itibaren üç ay içinde tamamlanacağı, eksikliklerini verilen sürede tamamlamayanlara 20.000 TL idari para cezası uygulanarak sürenin üç ay daha uzatılacağı, bu süre sonunda eksikliklerini tamamlamayanların taleplerinin kabul edilmeyeceği ve yatırılan işletme ruhsat bedelinin iade edileceği, taleplerin uygun görülmesi hâlinde bir ay içinde işletme ruhsatı düzenleneceği hükmü yer almaktadır.
06/11/2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 8. maddesinin 3. fıkrasında; I (b) ve II (a) Grubu madenlere işletme ruhsatı, II (b), III., IV. ve VI. Grup madenlere arama ruhsatı, V. Grup madenlere arama sertifikası almak için Genel Müdürlüğe müracaat yapılacağı, 14. maddesinin 1. fıkrasında da; müracaat sahibinin; ruhsat harcı, ruhsat teminatı ve Ek Form-2’deki diğer belgeler ile ön inceleme raporu, maden arama projesi ile mali yeterlilik belgelerini müracaat gününden itibaren iki ay içinde Genel Müdürlüğe vermek zorunda olduğu, belgelerin verilmesini müteakip ilk iş günü arama ruhsatı (Ek Form-5) veya arama sertifikası (Ek Form-6) düzenlenip sicile işlenerek yürürlüğe gireceği kurala bağlanmıştır.
Dava Konusu Genelge’nin (Maden Ruhsatları Yönünden) İncelenmesi:
Yetki kurallarının dar ve özel anlamda kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle, idarenin yetki kurallarına sıkı bir şekilde uyma zorunluluğu bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Kamu hukukunda yetki hiyerarşiden üstündür. Yani bir yetki kanun ile hangi makama verilmiş ise o makam tarafından kullanılmalıdır. Dar anlamda yetki unsuru denilen karar alma yeteneği, konu, yer ve zaman itibarıyla Anayasa ve yasalarla belli bir organ, makam ve kamu görevlilerine tanınmış bir güçtür. Yetkinin kimin tarafından kullanılacağını belirleyen kuralların varlığı hâlinde bu yetkinin devri ve paylaşımı konusunda da açık bir düzenlemenin bulunması gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, I. Grup (a) bendi madenler dışında, II. Grup (a) ve (c) bendi madenler için doğrudan işletme ruhsatı, II. Grup (b) bendi, III. Grup ve IV. Grup madenler için arama ruhsatı, V. Grup madenler için arama sertifikası ve sonrasında da işletme ruhsatı verme yetki ve görevinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne ait olduğu, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinde, bu Kanun dışında madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak yapılacak her türlü kısıtlamanın; ancak kanunla yapılabileceği, aynı maddenin 14. fıkrasında, maden arama faaliyetlerinin, bu Kanun’da sayılanlar dışında herhangi bir izne tâbi olmadığı, Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından maden ruhsatı düzenlenebilmesi için gerekli olan bilgi, belge ve izinlerin Maden Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde açıkça belirtildiği ve bunların arasında Başbakanlık (Cumhurbaşkanlığı) izninin gerekli olduğu yolunda bir hükmün yer almadığı görülmektedir.
Her ne kadar, davalı idare tarafından, idarenin bütünlüğü ilkesi ile Başbakanlığın (Cumhurbaşkanlığının) koordinasyon ve genel gözetim yetkisi gereği, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlara ilişkin herhangi bir tasarruf işlemi yapılmadan önce Başbakanlıktan (Cumhurbaşkanlığından) izin alınmasının, ilgili idarelerin yerine geçilerek işlem tesis edilmesi anlamına gelmeyeceği iddia edilmiş ise de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı imzalı Maden İşleri Genel Müdürlüğünce Başbakanlığa gönderilen … tarih ve … sayılı izin talep yazısında, yazıya ekli tabloda gösterilen yerler için davacı ve diğer başvuru sahiplerine maden arama ruhsatı verilmesinde maden mevzuatı açısından herhangi bir engel bulunmadığı, belirtilen kişilerin arama ruhsatı almaya hak kazandığı açıkça ifade edilmesine rağmen, Başbakanlık (Cumhurbaşkanlığı) tarafından izin verilmemesi nedeniyle davacı şirket adına Isparta ili sınırlarında yer alan maden sahası ve Muğla ili sınırlarında yer alan maden sahası için maden arama ruhsatı düzenlenmediği anlaşıldığından, dava konusu Genelge ile maden mevzuatında öngörülmeyen ayrı bir izin müessesesi getirildiği, bu hâli ile dava konusu Genelge’nin, maden ruhsatları bakımından kısıtlayıcı hükümler içeren ve üst hukuk normu olan Maden Kanunu ve Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’ne aykırı bir düzenleme olduğu sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, Başbakanlığın 04/05/2015 tarihinde kayda giren dilekçesi ile davacının maden arama ruhsatı izin talebinin uygun görüldüğü, bu nedenle, davacının düzenleyici işlem olan Genelge ile ilgili dava açma menfaatinin ortadan kalktığı belirtilmişse de dilekçenin ekleri incelendiğinde, izin talebinin kabulüne ilişkin olarak yalnızca Isparta ili sınırlarındaki maden sahasına yönelik bilgi ve belgelerin olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının menfaatinin bulunmadığı iddiası yerinde görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin (maden ruhsatları yönünden) İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 20/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.