Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2583 E. 2020/3220 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2583 E.  ,  2020/3220 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2583
Karar No : 2020/3220

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLİ : …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından … nolu sigorta poliçesi kapsamında sigortalısı …’a 26/12/2012 tarihinde ödenen meblağın, rücuen ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı idareden tazmini istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idarenin 6200 sayılı Kanun uyarınca şehir ve kasabaların içme su ve kanalizasyon projelerini tetkik, tasdik ve murakabe etme görevi olduğu, bila tarihli … Acil İçme Suyu Projesi İçme Suyu Tesisleri ve İsale Hattı 1. Kısım İnşaatı İsale Hattı 3+720 km de meydana gelen boru patlaması tespit raporunda da patlama noktasında çıkarılan borunun incelenmesinden, borunun altındaki yastıklama tabakasının projedeki boyutlarda olmadığı hususunun tutanağa bağlandığı, tutanağın davalı idare elemanı, … Yarımadası Belediyeler Birliği Müdür Vekili tarafından imzalandığı ve fakat dava dışı yüklenici firma temsilcisince imzadan imtina edildiği görülmekle, boru patlamasının davalı idare gözetim, denetim ve sorumluluğu altında yapılan içme suyu projesindeki hizmet kusurundan kaynaklandığı açık olduğundan, davalı idarenin bu görevini 3. kişilere ihale etmesinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından sözü edilen hasar nedeniyle oluşan zarardan davalı idarenin hizmet kusuru ile sorumluluğu bulunduğunun açık olduğu, öte yandan; tam yargı davalarında, oluşan zararın ödenmesinde zarar görenin tüm zararı değil, haklı olarak korunabilecek gerçek zararının dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği Danıştayın yerleşik kararları ile sabit olduğu, davacı şirketin 2011-2012 dönemi için sigorta ettiği şahıstan … TL sigorta primi tahsilatı yaptığı açık olduğundan, davacı şirket elemanı olmayıp dava dışı bağımsız ekspertiz tarafından düzenlenen raporda belirtilen ve bu kapsamda davacı şirket tarafından ödenen … TL den bu tutarın çıkarılmak suretiyle elde edilen gerçek zararının … TL olduğu tespitiyle davacının isteminin … TL lik kısmının reddi, … TL lik kısmının kabulü gerektiği gerekçesiyle, bu tutara idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından; sigortalayanın 2 katlı evi, bahçesi, ev eşyaları, evde yaşadıkları yaşadığı yakınlarının ve kendi kişisel eşyaları hırsızlık, deprem, sel ve su baskını gibi birçok riske karşı sigorta teminatı sunduğu, sigorta poliçesi tek olay için değil, pek çok riske karşı sigortalıyı farklı zamanlarda korumak için yapıldığı, sigorta priminin sigortalıya tazminat öderken indirilmesinin mümkün olmadığı, zira davacı ile sigortalayan arasındaki aynı sigorta poliçesine bağlı aktin devam ettiği; davalı idare tarafından; tespit raporunda yapılan inceleme ile boruda meydana gelen patlamanın yüklenicinin uygulama sırasındaki imalat hatasından kaynaklandığının tespit edildiği, idare ile yüklenici firma arasında yapılan sözleşme gereği yüklenici firmanın sorumluluğunun olduğu, zararla idare arasında illiyet bağının kurulamayacağı, idareye husumetin düşmediği, bilirkişi incelemesi yapılmadan ekspertiz raporuna itibar ederek zarar tespitinin yerinde olmadığı, raporda yüksek değerlerin dikkate alındığı ileri sürülerek Mahkeme kararının bozulması istenilmiştir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ :…
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.