Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2552 E. 2020/6926 K. 24.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2552 E.  ,  2020/6926 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2552
Karar No : 2020/6926

DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … / ..
VEKİLİ : Huk. Müş. …

2- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Huk. Müş. …

DAVANIN KONUSU : 09/08/2014 tarih ve 29083 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinin; 06/05/2015 tarih ve 29347 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği’nin “A.Tarife” bölümünün “Kapsama Giren Teminat Türleri” başlıklı 6. maddesinin ölüm teminatı ile ilgili (a) bendinde yer verilen “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde”, sakatlık teminatı ile ilgili (b) bendinde yer verilen “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibarelerinin ve “B.Talimat” bölümünün 12. maddesinin “Sigorta poliçesinin feshedildiği durumda ilgili mevzuatın ruhsat iptallerine yönelik hükümleri çerçevesinde işlem yapılarak ruhsatlar iptal edilir.” şeklindeki ilk cümlesinin ve 24/06/2015 tarih ve 29396 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 2. maddesinin 2. fıkrasının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda, sigorta poliçesinin düzenlenemediği veya sigorta poliçesinin feshi halinde veya faaliyetin durdurulması halinde diğer idarelerce verilmiş izin ve ruhsatların iptal edilmesine yönelik düzenleme bulunmadığı, 3213 sayılı Maden Kanunu’nda, sigorta poliçesinin düzenlenemediği veya sigorta poliçesinin feshi halinde veya faaliyetin durdurulması halinde maden ruhsatının iptal edilmesine yönelik düzenleme bulunmadığı, Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği’nde düzenlenen ölüm ve sakatlık teminatından yararlanmanın 2 yıllık süre ile sınırlandırılmasının hukuka aykırı olduğu belirtilerek dava konusu edilen düzenlemelerin iptali istenilmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI :
Davalı Başbakanlık tarafından, davacının dava açmakta hukuki menfaatinin olmadığı, davanın süre yönünden reddi gerektiği, maden sektörünün kendine özgü riskleri olduğu, sağlık ve güvenliğin sağlanması için Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği, Yönetmelikte madenlerde alınması gereken tedbirlerin yer aldığı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince, iş sağlığı ve güvenliği şartlarının uygun olmaması nedeniyle sigorta poliçesinin feshedilmesi ve ruhsat iptali yapılarak çalışmaya izin verilmemesi halinde, tehlike geçinceye kadar faaliyetin durdurulduğu, bu hükümle paralel düzenleme yapıldığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu gereği zorunlu sigorta ihdas edildiği, düzenlemenin Sigortacılık Kanunu ile Maden Kanunu’nu hükümlerinin sonucu olduğu, belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

Davalı Hazine Müsteşarlığı tarafından, düzenlemenin Sigortacılık Kanunu ile Maden Kanunu’nu hükümlerinin sonucu olduğu, ölüm ve sakatlık teminatının sigorta mevzuatında yer alan Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları ile Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Sigortası Genel Şartlarında yer aldığı, 2 yıllık sürenin kaza ile illiyet bağının tespitinde aranacak bir gösterge olarak getirildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinin iptali talebiyle açılan davanın süre yönünden reddi gerektiği; Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 2. maddesinin 2. fıkrasında iptali talep edilen ibare yönünden davanın reddi gerektiği; Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliğinin, A.Tarife 6/a maddesinde yer alan “Ölüm Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresi ile A.Tarife 6/b maddesi, “Sakatlık Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresinin iptali gerektiği, anılan tebliğin B.Talimat 12. maddesi birinci cümlesinde yer alan ibare yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 9.8.2014 gün ve 29083 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmeliğin 7’nci maddesinin 4’üncü fıkrasının son cümlesinin; 6.5.2015 gün ve 29347 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliğinin A.Tarife bölümünün “Kapsama Giren Teminat Türleri” başlıklı 6’ncı maddesinin ölüm teminatı ile ilgili a bendinde yer verilen “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde”, sakatlık teminatı ile ilgili b bendinde yer verilen “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibarelerinin ve B.Talimat bölümünün 12’nci maddesinin “Sigorta poliçesinin feshedildiği durumda ilgili mevzuatın ruhsat iptallerine yönelik hükümleri çerçevesinde işlem yapılarak ruhsatlar iptal edilir.” şeklindeki ilk cümlesinin ve 24.6.2015 gün ve 29396 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kararın 2’nci maddesinin iptali istemiyle davacı Dernek tarafından açılmıştır .
Davalı idarelerden Başbakanlık tarafından usüle ilişkin olarak ileri sürülen iddialarda isabet görülmemiştir.
Ülkemiz sigortacılığının geliştirilmesini sağlamak, sigorta sözleşmesinde yer alan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak ve sigortacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı bir ortamda etkin bir şekilde çalışmasını temin etmek üzere bu Kanuna tâbi kişi ve kuruluşların, faaliyete başlama, teşkilât, yönetim, çalışma esas ve usûlleri ile faaliyetlerinin sona ermesi ve denetlenmesine ilişkin hususlar ve sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan 5684 sayılı Kanunun “Zorunlu sigortalar” başlıklı 13’üncü maddesinde,
(1) Bakanlar Kurulu, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas edebilir. Sigorta şirketleri, 20’nci maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi ile üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla faaliyet gösterdiği sigorta branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortalı yapmaktan kaçınamaz.
(2) Müsteşarlık, zorunlu sigortaya konu teşkil eden menfaat üzerinde yapacakları iş ve işlemler nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerini alarak zorunlu sigorta denetimi yapabilecekleri belirlemeye yetkilidir.
(3) Bir faaliyetin icrası ya da bir şeyin kullanılması için izin veya ruhsat vermeye veya bunları denetlemeye yetkili merciler ile ikinci fıkra uyarınca belirlenen kurum ve kuruluşlar; yürütecekleri iş ve işlemlerde, yapılması zorunlu sigortaların geçerli teminat tutarları dâhilinde yaptırılıp yaptırılmadığını araştırmakla yükümlüdür. Bu kurum ve kuruluşlar ile izin veya ruhsat vermeye ve denetlemeye yetkili mercilerce, geçerli teminat tutarında sigorta yapılmamış olduğunun tespiti halinde işlem yapılmaz. Geçerli teminat alınana kadar sigortalının zorunlu sigortaya konu teşkil eden faaliyeti yetkili merciler tarafından durdurulur.”; “Güvence Hesabı” başlıklı 14’ncü maddesinde de;
(1) Bu Kanunun 13’üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı Oluşturulur.
(7) Hesabın kuruluşuna, işleyişine, fon varlıklarının nemalandırılmasına, Hesaptan yapılacak ödemelere, gerek ilgililere gerekse Türkiye Motorlu Taşıt Bürosuna yapılacak rücûlara, 24’üncü madde uyarınca oluşturulacak bilgi merkezine ve Komisyona yapılacak katkı payı ve diğer harcamalara ilişkin esaslar yönetmelikle düzenlenir.” hükümlerine yer verilmiş olup; söz konusu yetkiye dayanılarak, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından çıkarılan Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmelik, 9.8.2014 gün ve 29083 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Söz konusu Yönetmeliğin; 6’ncı maddesinde, zorunlu sigortalara konu teşkil eden menfaate ilişkin bir faaliyetin icrası ya da bir şeyin kullanılması için izin, lisans veya ruhsat talep edildiğinde, yetkili mercilerce Merkez nezdindeki veri tabanı üzerinden veya ibraz edilen sigorta poliçesinden ilgili zorunlu sigortaların geçerli teminat tutarları üzerinden yaptırılıp yaptırılmadığının kontrol edileceği, merkez nezdinde yapılan kontrol neticesinde ilgili zorunlu sigortaların geçerli teminat tutarları üzerinden yaptırılmadığının tespit edilmesi veya ruhsat talep edenlerce ilgili sigorta poliçesinin ibraz edilmemesi durumunda geçerli teminat alınana kadar yetkili mercilerce izin, lisans veya ruhsat verilemeyeceği, açıkça belirtilmiştir.
Öte yandan; 5684 sayılı Kanunun 13’üncü maddesiyle Bakanlar Kuruluna verilen yetki uyarınca kararlaştırılan ve 6.2.2015 gün ve 29259 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 26.1.2015 gün ve 2015/7249 sayılı “Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Karar”ın 1’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, yer altı ve yer üstü kömür madenciliği, kömürden gayri yer altı madenciliği faaliyetlerinde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin, söz konusu faaliyetlerinin icrası esnasında meydana gelebilecek kazalar sonucu tesislerinde istihdam ettikleri, üretim ve üretim hazırlığı faaliyetinde bulunan personeli için “Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası (Sigorta)” yaptırmak zorunda olduğu; 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, 1’inci madde kapsamında faaliyette bulunmak için ilgili kamu kurumlarına yapılan ruhsat başvurularında sigorta poliçesi aranacağı, 2’nci fıkrasında, 1’inci madde kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler sigorta poliçesi yaptırmadan veya yürürlükte bir sigorta poliçesi bulunmadan 1’inci madde kapsamında faaliyette bulunamayacağı, faaliyetlerine devam edemeyeceği, hükümlerine yer verilmiştir.
Yasaların uygulanmasını göstermek üzere çıkartılan tebliğ, tüzük ve yönetmeliklerin dayandıkları yasa kurallarına uygun düzenlemeler taşıyacakları idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Hazine Müsteşarlığı, Başbakanlığa bağlı idari ve mali özerkliğe sahip kamu hizmeti görmek üzere Anayasanın 123’üncü maddesine göre kurulmuş, denetim ve düzenleme görevi de üstlenebilen tüzel kişiliğe haiz bir kamu kurumudur. Bu haliyle, adı geçen kurumun, dava konusu düzenlemelerin dayanağı olan 5684 sayılı Kanunun gösterdiği çerçevede, sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörüne ilişkin bir takım kurallar koyarak düzenlemek, konulan kurallara uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemek yetkisine sahip olduğu kuşkusuzdur.

Bununla birlikte; yukarıda yer verilen 5684 sayılı Kanun uyarınca davalı idarenin kamu açısından gerekli görülmesi nedeniyle zorunlu sigorta ihdas edebileceği, bu alanda düzenleme yapılması yetkisi çerçevesinde; son yıllarda meydana gelen maden kazalarındaki can kaybı ve yaralanmalar dikkate alındığında; risk incelemesi yapılmak suretiyle asgari sigortalama şartlarını sağlayan yer altı ve yer üstü kömür madenciliği, kömürden başka yer altı madenciliği faaliyetlerinde bulunan işletmelerde istihdam edilen üretim ve üretim hazırlığı faaliyetinde bulunan personel için sigorta poliçesi düzenlenmesi işyerlerindeki iş güvenliği bakımından büyük önem arz etmektedir.
Sonuç itibarıyla; maden sektörü çalışanlarını ilgilendiren, gelecekte yaşanabilecek zarar ve masrafa sebeb olan kazalar karşısında, kişi ve kuruluşlara belli bir para tutarında teminat vermesi sebebiyle güven unsurunun ön plana çıktığı sigortacılık sektöründe; Avrupa Birliğine uyum süreci de göz önüne alınarak, maden işyerlerindeki sağlık ve güvenlikle ilgili risklerin tamamen kaldırılması veya en aza indirilmesi amacıyla sigorta poliçesi düzenlenmesini ve düzenlenen poliçenin hukuken geçerliliğinin devam etmesini öngören zorunlu kaza sigortasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca; Hazine Müsteşarlığı tarafından Bakanlar Kurulu Kararının açıklanması amacıyla yayımlanan kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatlarının belirlenmesine ilişkin Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliğinin davaya konu kısımlarında dayanağı üst norma, hukuka ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
Davacı dernek tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen diğer iddialarda yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı tarafından,
1) 24/06/2015 tarih ve 29396 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan 06/05/2015 tarih ve 2015/7707 sayılı Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 2. maddesinin 2. fıkrasında bulunan “Sigorta poliçesinin düzenlenemediği veya sigorta poliçesinin feshedildiği durumlarda … ve faaliyeti durdurulan sahalarda 3213 sayılı Maden Kanununun ruhsat iptallerine yönelik ilgili hükümleri çerçevesinde işlem yapılarak ruhsatlar iptal edilir” ibaresinin,
2) Başbakanlık Hazine Müsteşarlığınca 06/05/2015 tarih ve 29347 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği’nin,
“A.Tarife” başlıklı bölümünün 6/a maddesi, “Ölüm Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresi ile
6/b maddesi, “Sakatlık Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresinin ve
“B.Talimat” başlıklı bölümünün 12. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “Sigorta poliçesinin feshedildiği durumda ilgili mevzuatın ruhsat iptallerine yönelik hükümleri çerçevesinde işlem yapılarak ruhsatlar iptal edilir” hükmünün,
3) 09/08/2014 tarih ve 29083 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinde yer alan “Buna rağmen söz konusu sigortaların, izin, lisans veya ruhsat vermeye yetkili mercilerce bir ayı geçmemek üzere belirlenecek sürede yaptırılmadığının tespiti halinde söz konusu ruhsat, lisans ve izinler ilgili yetkili mercilerce iptal edilir” hükmünün iptali istenilmektedir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

USUL YÖNÜNDEN:

A) Davanın süre yönünden incelenmesi :
Davalı Başbakanlık tarafından, davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüştür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; 4. fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer tarafından, düzenleyici işlem veya uygulanan işlemi yahut her ikisi aleyhine birden dava açılabileceği; aynı Kanun’un “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı ve sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dava konusu edilen, 06/05/2015 tarih ve 2015/7707 sayılı Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı 24/06/2015 tarih ve 29396 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak,
Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği, 06/05/2015 tarih ve 29347 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girmiş olup, bakılmakta olan dava 06/07/2015 tarihinde açıldığından, davalı idarenin bu düzenlemeler yönünden davanın süresinde açılmadığına ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Ancak, Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmelik, 09/08/2014 tarih ve 29083 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olduğundan, 06/07/2015 tarihinde açılmış olan davanın süresinde açılmadığı ve davanın bu düzenleme yönünden süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin Daire Başkanı Yılmaz Akçil ile Daire Üyesi Lütfiye Akbulut’un karşı oylarına karşılık dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı, Tebliğ ve Yönetmeliğin bazı maddelerine karşı aynı dilekçe ile dava açılması, bu düzenlemelerin aralarında maddi ve hukuki bağlılık bulunması, düzenleyici işlemlerin birbirinin dayanağı olması gerekçeleriyle davalının süre yönündeki itirazları yerinde görülmeyerek işin esası incelenmiştir.

B) Davalı Başbakanlığın, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı yönündeki itirazının incelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; aynı Kanun’un 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçelerinin “ehliyet” yönünden inceleneceği öngörülmüş, 15. maddesinin birinci (b) bendinde ise, 14. maddenin 3/c fıkrasında yazılı hususta kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.
Maddede yer verilen ve iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan “menfaat ihlali” doktrin ve içtihatlarda dava konusu edilen işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Menfaatin kişisel ve meşru olması için hukuki bir durumdan ortaya çıkması gerekir. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olaya özgü olarak yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir. Bu itibarla; idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği açıktır.
Yukarıda yer verilen düzenlemeye göre; dernek statüsündeki davacının, üyelerinin ortak çıkarlarının ve menfaatlerinin korunması için idari yargıda dava açabileceği görüldüğünden, davalı Başbakanlığın bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:

1) Yönetmelik hükmünün iptali talebinin incelenmesi:
09/08/2014 tarih ve 29083 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinin “Buna rağmen söz konusu sigortaların, izin, lisans veya ruhsat vermeye yetkili mercilerce bir ayı geçmemek üzere belirlenecek sürede yaptırılmadığının tespiti halinde söz konusu ruhsat, lisans ve izinler ilgili yetkili mercilerce iptal edilir.” hükmünün iptali istenilmektedir.

Mezkur yönetmelik, 03/06/2007 tarih ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. ve 14. maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
5684 sayılı Kanun’un “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesi, “(1) Bu Kanunun amacı, ülkemiz sigortacılığının geliştirilmesini sağlamak, sigorta sözleşmesinde yer alan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak ve sigortacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı bir ortamda etkin bir şekilde çalışmasını temin etmek üzere bu Kanuna tâbi kişi ve kuruluşların, faaliyete başlama, teşkilât, yönetim, çalışma esas ve usûlleri ile faaliyetlerinin sona ermesi ve denetlenmesine ilişkin hususlar ve sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.” hükmünü,
Dava konusu düzenlemelerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle “Zorunlu sigortalar” başlığını taşıyan 13. maddesi ise; “(1) Bakanlar Kurulu, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas edebilir. Sigorta şirketleri, 20 nci maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi ile üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla faaliyet gösterdiği sigorta branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamaz.
(2) Müsteşarlık, zorunlu sigortaya konu teşkil eden menfaat üzerinde yapacakları iş ve işlemler nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerini alarak zorunlu sigorta denetimi yapabilecekleri belirlemeye yetkilidir.
(3) Bir faaliyetin icrası ya da bir şeyin kullanılması için izin veya ruhsat vermeye veya bunları denetlemeye yetkili merciler ile ikinci fıkra uyarınca belirlenen kurum ve kuruluşlar; yürütecekleri iş ve işlemlerde, yapılması zorunlu sigortaların geçerli teminat tutarları dâhilinde yaptırılıp yaptırılmadığını araştırmakla yükümlüdür. Bu kurum ve kuruluşlar ile izin veya ruhsat vermeye ve denetlemeye yetkili mercilerce, geçerli teminat tutarında sigorta yapılmamış olduğunun tespiti halinde işlem yapılmaz. Geçerli teminat alınana kadar sigortalının zorunlu sigortaya konu teşkil eden faaliyeti yetkili merciler tarafından durdurulur.” hükmünü amir bulunmaktadır.
Davacı tarafından, iptali istenilen yönetmelik hükmünün kanuni dayanağı olmadığı, Maden Kanunu’nda bu yönde hüküm bulunmadığı iddia edilmekte ise de, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, zorunlu sigorta yapılması yönünde genel kanun niteliği taşımakta olup, risk taşıyan faaliyet içeren tüm sektörlerde uygulanması zorunludur.
Maden sektörünün kendine özgü riskleri olduğu, sağlık ve güvenliğin sağlanması için zorunlu sigorta yaptırılması gerektiği açıktır.
Davacı tarafından iptali istenilen yönetmelik hükmü, dayanağı kanun hükmüne uygun olduğundan, mezkur hükümde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

2) Bakanlar Kurulu Kararının dava konusu kısmının iptali talebinin incelenmesi:
24/06/2015 tarih ve 29396 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan 06/05/2015 tarih ve 2015/7707 sayılı Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 2. maddesinin 2. fıkrasında bulunan “Sigorta poliçesinin düzenlenemediği veya sigorta poliçesinin feshedildiği durumlarda … ve faaliyeti durdurulan sahalarda 3213 sayılı Maden Kanununun ruhsat iptallerine yönelik ilgili hükümleri çerçevesinde işlem yapılarak ruhsatlar iptal edilir” ibaresinin iptali istenilmektedir.
Davacı tarafından, iptali istenilen Bakanlar Kurulu Kararındaki düzenleme yukarıda belirtilen yönetmelik hükmü ve yönetmeliğin dayanağı kanun hükmüne uygun olup, mezkur hükümde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

3) Tebliğin dava konusu hükümlerinin iptali talebinin incelenmesi:
Davacı tarafından, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığınca 06/05/2015 tarih ve 29347 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği’nin,
A.Tarife 6/a maddesi, “Ölüm Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresinin,
A.Tarife 6/b maddesi, “Sakatlık Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresinin,
B.Talimat 12 maddesinin birinci cümlesinde yer alan “Sigorta poliçesinin feshedildiği durumda ilgili mevzuatın ruhsat iptallerine yönelik hükümleri çerçevesinde işlem yapılarak ruhsatlar iptal edilir.” hükmünün, iptali istenilmektedir.
06/02/2015 tarih ve 29259 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak üç ay sonra yürürlüğe giren 26/01/2015 tarih ve 2015/7249 sayılı Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Karar’ın “Diğer Düzenlemeler” başlıklı 6. maddesi, “(1) Sigorta tarifesi, asgari teminat tutarları, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan tarafından, genel şartlar ve bu Kararın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığınca belirlenir…” hükmünü taşımaktadır.
Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği’nde, 26/01/2015 tarih ve 2015/7249 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Karar (Karar) çerçevesinde Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortasına (Sigorta) ilişkin olarak belirlenen tarife ve talimatların uygulanacağı düzenlenmiştir.
Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği’nin,
A.Tarife 6/a maddesinde yer alan “Ölüm Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresi ile
A.Tarife 6/b maddesinde yer alan “Sakatlık Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresinde, “iki yıllık süre” öngörülmüşse de, mezkur Tebliğ’in dayanağı üst normlar da bu şekilde bir süre sınırı getirilmediği, dayanak kanun, yönetmelik, bakanlar kurulu kararında bu şekilde bir süre mevcut olmadığından, üst hukuk normlarına aykırı olan düzenlemede hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği’nin, “B.Talimat” başlıklı bölümünün 12. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “Sigorta poliçesinin feshedildiği durumda ilgili mevzuatın ruhsat iptallerine yönelik hükümleri çerçevesinde işlem yapılarak ruhsatlar iptal edilir.” hükmü ise, üst hukuk normlarına, yukarıda belirtilen bakanlar kurulu kararı, yönetmelik hükmü ve yönetmeliğin dayanağı kanun hükmüne uygun olup, mezkur düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinde yer alan “Buna rağmen söz konusu sigortaların, izin, lisans veya ruhsat vermeye yetkili mercilerce bir ayı geçmemek üzere belirlenecek sürede yaptırılmadığının tespiti halinde söz konusu ruhsat, lisans ve izinler ilgili yetkili mercilerce iptal edilir.” hükmünün iptali istemi yönünden davanın REDDİNE,
2. 06/05/2015 tarih ve 2015/7707 sayılı Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 2. maddesinin 2. fıkrasında bulunan “Sigorta poliçesinin düzenlenemediği veya sigorta poliçesinin feshedildiği durumlarda … ve faaliyeti durdurulan sahalarda 3213 sayılı Maden Kanunun ruhsat iptallerine yönelik ilgili hükümleri çerçevesinde işlem yapılarak ruhsatlar iptal edilir” ibaresinin iptali istemi yönünden davanın REDDİNE,
3. Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği’nin,
A.Tarife 6/a maddesi, “Ölüm Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresinin ve
A.Tarife 6/b maddesi, “Sakatlık Teminatı” tanımı içinde bulunan “kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde” ibaresinin İPTALİNE,
4. Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Tarife ve Talimatı Tebliği’nin, B.Talimat 12. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “Sigorta poliçesinin feshedildiği durumda ilgili mevzuatın ruhsat iptallerine yönelik hükümleri çerçevesinde işlem yapılarak ruhsatlar iptal edilir.” ibaresinin iptali istemi yönünden davanın REDDİNE,
5. Davada kısmen iptal, kısmen ret kararı verildiğinden, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderlerinin haklılık oranında … TL’sinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
6. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
7. Posta giderleri avansından artan tutarın, kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8. Davacı tarafından yürütmenin durdurulması talebinde bulunulmadığı halde harcının yatırılması nedeniyle kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
9. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 24/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.