Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2477 E. 2015/4449 K. 19.10.2015 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2477 E.  ,  2015/4449 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2477
Karar No : 2015/4449

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin_Özeti : … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E…., K….sayılı kararın 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Görevsiz yargı merciince verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görülmekle yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek, işin esası incelenip gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirket adına tescilli 2/9/2010 tarihli ve 5342 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı … şase numaralı binek otomobilin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine ilişkin olarak tesis edilen işleme yapılan itirazın reddine dair 5/3/2014 tarihli ve 476 sayılı İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü kararının iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince, dosyadaki bilgi ve belgeler ile mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, bahsedilen aracın Almanya’da tescil edildiği ve servis kaydının bulunduğu, anılan bu aracın ithalatının kullanılmış olması sebebiyle izne tabi olduğu, ancak herhangi bir izin alınmadan izne tabi değilmiş gibi ithal edildiği hususlarının sübuta erdiği anlaşıldığından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca İdare Mahkemesi Kararının temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un, vergi mahkemelerinin görevlerini düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunlara ilişkin zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaların; (b) bendinde ise, (a) bendinde sayılan konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davaların, vergi mahkemelerince çözümleneceği kurala bağlanmış; aynı Kanun’un 5. maddesiyle de, idare mahkemelerinin görevleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla, ilk derece Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki iptal ve tam yargı davaları, kamu hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar ve diğer kanunlarla verilen işlerin çözümlenmesi olarak belirlenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden ilk incelemeye tabi tutulacağı; 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde de, Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince 14. maddenin üçüncü fıkrasında yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülürse, 14. maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendine göre, idari yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Dava dosyası içeriği bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacı şirket adına tescilli 2/9/2010 tarihli ve 5342 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı … şase numaralı olup mülkiyeti halen davacıya ait aracın eski/kullanılmış olmasına rağmen izin alınmadan ithal edildiğinin yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen 24/5/2013 tarih ve 372-2 sayılı soruşturma raporu ile tespit edilmesi üzerine …. Sulh Ceza Mahkemesinin … tarih ve … Değişik İş nolu kararı ile, davacı şirket tarafından ithal edilen 92 adet araca el konulduğu, ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2011 yılından beri yürüttüğü soruşturma neticesinde araçların mülkiyetinin kamuya geçirilmesi konusunda gümrük idaresinin yetkili olduğu gerekçesiyle 19/6/2013 tarih ve S.N:…, K.N:.. sayılı kararla eşyaların mülkiyetinin kamuya geçirilmesi yönünden görevsizlik kararı verildiği, bu karar uyarınca davalı idareye intikal eden dosyaların incelenmesi sonucunda gümrük müfettişlerince düzenlenen 24/5/2013 tarih ve 372-2 sayılı soruşturma raporu esas alınarak aracın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verildiği, bu karara davacı tarafından yapılan itirazın reddi neticesinde bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde, “(1) Bu Kanunun;
a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır.” hükmüne; 16. maddesinde, “(1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımlar, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibarettir.
(2) İdari tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir.” hükmüne; 27. maddesinin sekizinci fıkrasında ise, “İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür.” hükmüne yer verilmiştir.
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin onbirinci fıkrasının 11/4/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 28/3/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 54. maddesi ile değiştirilmeden önceki halinde, “İthali, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tâbi olan eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla ithal eden kişiye, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idarî para cezası verilir. Eşyanın değersiz, artık veya atık madde olması durumunda, idarî para cezası; dökme halinde gelen eşya için ton başına beşbin Türk Lirası, ambalajlı gelmesi halinde kap başına yüz Türk Lirası olarak hesaplanır.” hükmü; aynı Kanun’un 14. maddesinin birinci fıkrasının 11/4/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 28/3/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 66. maddesi ile ilga edilen halinde ise, “3 üncü maddenin onuncu ve onbirinci fıkralarında tanımlanan kabahatlerin konusunu oluşturan eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu Kanunun arama ve elkoyma ile müsadereye ilişkin hükümleri, bu kabahatlerin işlenmesinde kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan eşya ve taşıma araçları ile ilgili olarak da uygulanır.” hükmü yer almıştır.
Diğer taraftan, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin beşinci fıkrasında, “Karar” deyimi, bağlayıcı tarife ve menşe bilgileri de dahil olmak üzere, gümrük idaresinin, gümrük mevzuatı ile ilgili olarak belirli bir konuda bir veya daha fazla kişi üzerinde hukuki sonuç doğuracak idari tasarruf olarak tanımlanmış; aynı Kanun’un 235. maddesinin birinci fıkrasının 11/4/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 28/3/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 12. maddesi ile değiştirilmeden önceki halinde, “Teminat alınmış olsa bile, gümrük işlemlerine başlanmadan veya bu işlemler bitirilip gümrük idaresinin izni alınmadan antrepolardan veya gümrük idaresince eşya konulmasına izin verilen yerlerden kısmen veya tamamen eşya çıkarılması halinde, çıkarılan eşyanın ithalat veya ihracat vergilerinin yanı sıra, bu vergilerin üç katı para cezası alınır.” hükmüne yer verilmiş iken, yapılan değişiklik sonucu 235. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, “Eşyanın ithali, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir.” hükmü; dördüncü fıkrasında, “Birinci fıkranın (a) ve (c) bentlerinde belirtilen eşyaya el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir ve eşya 177 ila 180 inci madde hükümlerine göre tasfiyeye tabi tutulur.” hükmü yer almış; yine aynı Kanun’un 242. maddesinde ise, yükümlülerin kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebileceği ve itirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Olayda, izin alınmadan kullanılmış eşyanın ithal edilemeyeceği yolundaki kuralın ihlal edildiğinden bahisle yukarıda aktarılan Gümrük Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca uyuşmazlık konusu eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, Gümrük Kanunu’nda tanımı yapılmış “Karar” kapsamında olan mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin dava konusu kararın iptali isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, Kabahatler Kanunu’nun 3. ve Gümrük Kanunu’nun 242. maddeleri uyarınca idari yargı mercilerinin görevli olduğu hususunda bir duraksama bulunmadığı; izin alınmadan kullanılmış eşyanın ithal edilemeyeceği yolundaki kuralın ihlal edildiğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca, bir başka ifade ile aynı maddi ve hukuki sebeplere dayanılarak ithale konu eşya ile ilgili olarak gümrük idaresince, gümrük vergisi alınabileceği gibi idari yaptırımlar kapsamında ise, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası ile dava konusu uyuşmazlıkta olduğu üzere eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine de karar verilebileceği dikkate alındığında, gümrük idarelerince, 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca gümrük vergisine bağlı ceza niteliğinde alınan mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesi uyarınca vergi mahkemesinin görevinde olup, idare mahkemesinde açılan iş bu davanın görev yönünden reddedilerek dosyanın vergi mahkemesine gönderilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca …. İdare Mahkemesinin .. tarih ve E…., K…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kullanılmayan 45,60.-TL temyiz yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine 19/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.