Danıştay Kararı 10. Daire 2015/235 E. 2020/7071 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/235 E.  ,  2020/7071 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/235
Karar No : 2020/7071

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkmenistan vatandaşı olan davacı tarafından, Türk vatandaşı ile evli olduğundan bahisle 6 ay süreyle ikamet izni verilmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun 15 gün içinde yurt dışına çıkışını teminen 21/02/2014 tarihine kadar geçerli olmak üzere ikamet izni verilmek suretiyle reddine ilişkin 07/02/2014 tarihinde tebliğ edilen davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; durumu 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesindeki engel hallerden herhangi birine girmeyen ve başkaca bir olumsuz davranışı bulunmayan davacının, Türk vatandaşıyla olan evliliği dikkate alınarak kendisine ikamet izni verilmesi gerekirken, başvurusunun çıkışı teminen ikamet izni verilerek karşılanmasına ilişkin işlemde sebep ve amaç yönleriyle hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının insan ticareti suçuyla ilgili birçok ihbara konu olduğu, ismini ve doğum tarihini değiştirmek suretiyle ülkeye çok sayıda giriş çıkış yaptığı, ayrıca 28/11/2006 tarihinde insan ticareti suçu ile ilgili olarak yapılan aramada davacı ve Türk vatandaşı eşinin birlikte yakalandıkları, bunun dışında davacının çocukları fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek suçundan kaydının bulunduğu, Türk vatandaşı eşin ise yapılan UYAP sorgulamasında çok sayıda fuhşa aracılık etmek ve çocuğu fuhşa sürüklemekten kaydının bulunduğunun dosya içerisinde sabit olduğu belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, davalı idarece ileri sürülen iddiaların soyut nitelikte olduğu, Türkiye’de herhangi bir suça karışmadığı, ayrıca evliliğinin Türk örf ve adetlerine uygun olduğu, kaldı ki idarece bu durumun aksini ortaya koyabilecek hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi ve belgenin de dosya içerisine sunulmadığı, kamu düzenini bozan hiçbir davranışı bulunmadığı gibi hakkındaki iddiaların asılsız iddialar olduğu belirtilerek dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 05/10/2020 tarihli ara kararı cevabının geldiği görülmekle gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Vize ihlali nedeniyle daha önce sınır dışı edildikten sonra 2009 yılında tekrar Türkiye’ye gelen Türkmenistan vatandaşı olan davacı 29/08/2013 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenmiş ve evliliği dolayısıyla tarafına 6 ay süreyle ikamet izni verilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur. Anılan başvuru davacıya 15 gün içinde yurt dışına çıkışını teminen 21/02/2014 tarihine kadar geçerli olmak üzere ikamet izni verilmek suretiyle 07/02/2014 tarihinde tebliğ edilen davalı idare işlemiyle reddedilmiş, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümlere göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
Dosya içerisinde yer alan, davacının evliliğine yönelik olarak yapılan tahkikatlar sonucu düzenlenen 14/11/2013 tarihli tutanakta; davacının belirttiği adres çevresinde yapılan araştırmada komşusu tarafından, davacı ve eşinin 4 yıldır bu adreste oturdukları, herhangi bir olumsuz davranışlarının olmadığı, daha önceden komşular arasında Türk eşin davacıyı fuhşa teşvik ettiğini duyduğu ancak kendisinin herhangi bir şeylerini görmediğinin beyan edildiği, 22/11/2013 tarihli tutanakta; davacının Türk vatandaşı ile normal bir evlilik yaptığı, komşuluk ilişkilerinin olduğu, milli güvenlik, kamu düzeni ve genel ahlak açısından ikamet etmesinde sakınca olmadığı hususlarına yer verildiği, davacı ile yapılan mülakat sonucu düzenlenen 04/12/2013 tarihli ifade tutanağında ise; daha önce 2006 yılında sınır dışı edildiği, sınır dışı edildiğinde hakkında Türkiye’ye giriş yasağı konulduğunu bildiği için daha sonra adı ve doğum tarihini değiştirerek Türkiye’ye geldiği, ancak 2007 yılında … isimli kişinin evinde yakalanması üzerine tekrar sınır dışı edildiği, 2013 yılında tekrar Türkiye’ye geldiği ve 2006 yılında hakkında işlem yapıldığında yanında olan … isimli kişiyle evlendiği, bu evliliğine istinaden ikamet tezkeresi almak amacıyla başvuruda bulunduğu, yapılan bilgisayar sorgulamasında pasaportunu değiştirerek ülkeye giriş yaptığının tespit edildiği, ancak bütün ailesi Rusya’da yaşadığı için Rusya’da kendisine pasaport alma hakkı verildiği, bu yüzden Rusya pasaportu alarak ülkeye giriş yaptığı, artık Rusya’da yaşadığı beyan edilmiştir.
Uyuşmazlıkta; Dairemizin 05/10/2020 tarihli ara kararına cevaben davalı idarece gönderilen bilgi ve belgelerden, davacının evlendiği Türk vatandaşı … isimli kişi hakkında çok sayıda fuhşa aracılık etmek ve çocuğu fuhşa sürüklemekten kaydın olduğu anlaşılmakta; öte yandan davacının, hakkında sınır dışı etme kararı ile yurda giriş yasağı kararı verilmesine rağmen isim ve doğum tarihini değiştirmek suretiyle aldığı pasaport ile ülkeye giriş yaptığı ve Rusya’da yaşadığını beyan ettiği görülmektedir.
Bu haliyle davacı ve Türk vatandaşı eşi hakkında yukarıda yer verilen tespitler göz önünde bulundurulduğunda; idari icaplara aykırı davranışlarda bulunduğu ve evlilik amacıyla ikamet izni başvurusunda bulunmasına rağmen evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşılan davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk olmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.