Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2210 E. 2020/3869 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2210 E.  ,  2020/3869 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2210
Karar No : 2020/3869

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- Kendisine asaleten … ve …’a velayeten … ve …
2- …
3- …
4- …

VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların yakını olan …’ın 31/07/2011 tarihinde 6. Hudut Alayı, … 1. Hudut Tabur Komutanlığı emrinde görevli askerler tarafından İran İslam Cumhuriyeti’nden kaçak motorin getiren şahıslara yönelik yapılan takibat sırasında hayatını kaybetmesi nedeniyle davalı idarenin kusurlu eylemi bulunduğundan bahisle anne ve baba için toplam 100.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 10.000,00 TL cenaze ve defin masrafı olmak üzere 110.000,00 TL maddi ve anne, baba ve kardeşler için 650.000,00 TL manevi olmak üzere toplamda 760.000,00 TL zararın davalı idarece yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, Van ili, … ilçesi, … köyünde ot biçmekten döndüklerini iddia eden davacı …’ın ve oğlu müteveffa …’ın yolda karşılaştıkları askerler tarafından durduruldukları, davacıların yakınının P. Atğm. … tarafından sözde darp edilerek ürkütüldüğü iddia edilen attan düşerek sürüklenmesi ve başını kayalara çarpması neticesinde öldüğü, bu nedenle söz konusu ölüm olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddia edilerek tazminat istenilmiş ise de, dava dosyası ekinde yer bilgi ve belgeler ile olaya ilişkin alınan tanık ifadelerinden, birinci derece askeri yasak bölge içerisinde kalan alanda 5-6 kişilik atlı grubun tespit edildiği söz konusu grubun hudut ihlali yaptığı ve akaryakıt kaçakçılığı yaptığı ve bu hususun olaya karışanlar tarafından kabul edildiği, ayrıca davacılardan …’ın söz konusu olayda kaçakçılık yaptığı ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununa aykırılık suçundan … Asliye Ceza Mahkemesinde ceza yargılamasının yapıldığı ve …’ın anılan suçu işlediğinin sabit olması nedeniyle 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, ayrıca davacı …’ın ve olaya ilişkin tanık olarak ifadesi alınan …’in ve …’nin çelişkili ifadeler verdiği, müdahalede bulunan askerlerin ifadelerinde ise müdahale edilen grupla aralarında epey mesafenin bulunduğu, iddia edildiği gibi davacı yakının atına herhangi bir fiziki anlamda müdahalenin olmadığı, müdahale sırasında havaya ateş açılmadığı ve davacı yakının attan düşüp ölmesi olayını görmediklerini ifade ettiği görüldüğünden kaçakçılık yapan gruba askeri yasak bölge içerisinde müdahale edildiği ve askere verilen yetki ve kanun hükümleri çerçevesinde gerçekleştiğinin anlaşıldığı, dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler ile alınan tanık ifadeleri hepsi bir bütün olarak değerlendirildiğinde askeri yasak bölge içerisinde müdahale edilen kaçakçılık yapan gruba verilen yetki ve kanun hükümleri çerçevesinde müdahalede bulunulduğu, meydana gelen ölüm olayında davalı idare ajanına izafe edilecek herhangi bir kusurun olmadığı, bu nedenle meydana geldiği ileri sürülen zararın oluşumunda, davalı idarenin herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığından, maddi ve manevi tazminat istemlerinin yasal dayanağının bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, olayın meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusuru olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.