Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2186 E. 2020/3793 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2186 E.  ,  2020/3793 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2186
Karar No : 2020/3793

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Yem Üretim Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, ithal ettiği eşyaya …Gümrük Müdürlüğünce el konulmasında hizmet kusuru bulunduğundan bahisle …-TL (…-Euro’nun TL karşılığı) ürün ve …-TL ardiye bedeli olmak üzere toplam …-TL maddi tazminat ve …-TL manevi tazminat olmak üzere toplam …-TL tazminatın ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; söz konusu eşyanın tahlile tabi eşya listesinde olması nedeniyle …Laboratuarına sevk edildiği, … Laboratuvarlığınca yapılan tahlil sonucu, söz konusu eşyanın 15.18.00.91.00.00 G.T.İ.P’de bulunduğu, eşyanın 2012/5 sayılı Tebliğ Ek:l/A kapsamında olduğundan uygunluk veya kontrol belgesinin ibrazı gerektiğinin tespit edildiği, davacı tarafından laboratuvar raporuna itiraz hakkının kullanılmadığı gibi söz konusu eşya için herhangi bir uygunluk yazısı veya kontrol belgesi ibraz edilmediği, 5607 sayılı Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet suçu kapsamında konunun yargıya intikal ettiği ve söz konusu eşya için el koyma kararı verildiği, yargıya intikal ettikten sonra davalı idarenin el konulan eşya üzerinde herhangi bir tasarrufunun söz konusu olmadığı, yasal mevzuatta yapılan değişiklik üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığının söz konusu eşya için para cezası uygulanmak üzere dosyanın …Müdürlüğüne iadesi üzerine davalı idarece …Sulh Ceza Mahkemesinden el koyma kararının kaldırılmasının talep edildiği, davacı tarafından kendisine tanınan laboratuvar raporuna itiraz, kontrol belgesi ibrazı ve teminat karşılığı el konulan malların iadesine karar verilmesi gibi yollara başvurulmadığı, dolayısıyla, adli tasarruf kapsamında el konulan eşya nedeniyle ve davacı tarafından yasal hakların kullanılmaması nedeniyle meydana gelen zararda idarenin kusuru bulunmadığından açılan davanın reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacı tarafından, idarenin, hukuka aykırı uygulamaları ile zarara sebep olduğu, kontrol belgesi alınmasına imkan verilmeden doğrudan kaçakçılık kovuşturmasına başladığı; hukuka aykırı uygulama nedeniyle ürünlerin son kullanma tarihlerinin dolduğu, hatalı el koyma ve kaçakçılık soruşturması kararının zararı doğurduğu, idarenin malın muayenesi sonucunda tarife değişikliği oluştuğundan önce kontrol belgesi alınması için olanak tanıması, alınmadığı takdirde el konulup kaçakçılık soruşturması başlatması bu kapsamda da eşyanın zarara uğramaması için gerekli tedbirleri alması gerektiğini ileri sürerek, mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

A) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Davanın Reddine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen davanın reddine dair karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

B) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Vekalet Ücretine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi;

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararın düzeltilerek onanacağı hükmüne yer verilmiştir.
28/12/2013 tarih ve 28865 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlıklı 12. maddesinde; ” Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde ise ” (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, toplam …-TL maddi ve …-TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan … TL, reddedilen manevi tazminat yönünden ise maktu olarak belirlenen … TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesinin, hakkaniyete daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, manevi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurularak davalı idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilirken; maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; reddedilen maddi tazminat talebi yönünden de davalı idare lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre … TL vekalet ücreti belirlenmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasındaki “maddi tazminat için hesaplanan … TL” ibaresinin “maddi tazminat için … TL” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının, reddedilen maddi tazminat yönünden aleyhine hükmedilen nispi vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin kabulüne, diğer temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan “maddi tazminat için hesaplanan … TL” ibaresinin “maddi tazminat için … TL” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamakta olup, bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyoruz.