Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2183 E. 2020/4403 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2183 E.  ,  2020/4403 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2183
Karar No : 2020/4403

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
(… Komutanlığı) / …
VEKİLİ : Av. … / Aynı yerde

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. ….

İSTEMİN_KONUSU : … Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının Van İl Jandarma Komutanlığında emrinde görevli iken 10/09/2008 tarihinde Kaçakçılık Suçuna Muhalefet suçundan ele geçirilen malzemelerin Van Gümrük Müdürlüğüne teslimine müteakip dönüş esnasında Van-Bitlis karayolunda meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı ve bu olay nedeniyle %12 vücut fonksiyon kaybı olduğundan bahisle davalı idarenin kusursuz sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek 70.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat istenilmiş ise de ıslah talebi sonucu 106.544,25 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 116.544,25 TL zararın yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının Van İl Jandarma Komutanlığında emrinde jandarma … olarak görev yaptığı, 10/09/2008 tarihinde Kaçakçılık Suçuna Muhalefet suçundan ele geçirilen malzemelerin Van Gümrük Müdürlüğüne teslimine müteakip dönüş esnasında Van-Bitlis karayolunda meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı, Van-Bitlis karayolunda meydana gelen araç kazasında yaralanması olayının oluş şekli ve niteliği dikkate alındığında, zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağını kesecek nitelikte ve ağırlıkta davacının bir şahsi kusuru olmadığı, kamu görevlisi olan davacının, idari faaliyet ile uygun nedensellik bağı kurulabilen ve yürüttüğü kamu hizmetinin neden ve etkisiyle yaralanması sonucunda, davacının uğranılan özel ve olağandışı zararın, hizmetten yararlanan topluma pay etme esasına dayalı olan kusursuz sorumluluk ilkesine göre tazmin edilmesi gerektiği, davacının maddi tazminata yönelik taleplerine ilişkin ihtilafın çözümü bakımından dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 27/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda özet ve sonuç olarak; davacının gerçek maddi zararın 106.544,25 TL olarak hesaplandığının anlaşıldığı, bilirkişi raporuna davalı idarece yapılan itirazlarının raporu hukuki yönden sakatlayıcı mahiyette olmadığı, bilirkişi raporunun karara esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte görüldüğü, bilirkişi tarafından hesaplanan ve ıslah edilmesi sonucu talep edilen 106.544,25 TL olan sürekli iş gücü kaybı maddi zararının kusursuz sorumluluğu bulunan davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği, davacının, 10.000,00 TL manevi tazminat talebine gelince; olayın vuku buluş şekli ve davacının bundan sonraki yaşamı üzerindeki neticeleri, bu nedenle duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak düzeyde 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacının 106.544,25 TL maddi tazminat talebi ile 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 116.544,25 TL tazminat talebinin tamamının kabulüne, kabul edilen toplam 116.544,25 TL miktarın davalı idareye başvuru tarihi olan 03/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olayın meydana gelmesinde idarelerine atfedilebilecek bir kusur olmadığı, kazanın arızalanan kamyonun önlem alınmadan tamir edilmeye çalışılması nedeniyle davacının, olayda hayatını kaybeden köy korucularının ve kazaya karışan diğer kamyonun sürücüsünün kusurundan kaynaklandığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 24/02/2020 tarih ve E:2020/90, K:2020/118, 08/07/2009 tarih ve E:2019/415, K:2019/478 sayılı kararları uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı yerlerinin görevine girdiğinden temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının görev yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın kabulü yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.