Danıştay Kararı 10. Daire 2015/2119 E. 2020/5383 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/2119 E.  ,  2020/5383 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/2119
Karar No : 2020/5383

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkmenistan uyruklu olan davacı tarafından, ikamet izin süresinin kısaltılarak 15 gün içinde yurt dışına çıkması gerektiği, aksi halde sınır dışı edileceğine ilişkin 06/08/2013 tarihinde tebliğ edilen İstanbul Valiliği işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesi ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğundan, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarenin, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yaparak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan, davacının evlendiği tarihten sonra Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça davacının ikamet izninin kısaltılarak on beş günlük süre içerisinde ülkeden çıkışının sağlanması ve davacı hakkında sınır dışı kararı verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının yapmış olduğu evliliğe yönelik tahkikat neticesinde, söz konusu evliliğin aile birliği içerisinde devam etmediği ve formalite evlilik olduğu kanaatine varılması üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği belirtilerek söz konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Türkmenistan vatandaşı olan ve 20/07/2010 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen davacıya bu evliliği dolayısıyla ikamet izni verilmiştir. Sonrasında söz konusu evliliğe yönelik yapılan tahkikat sonucunda, anılan evliliğin ikamet tezkeresi almaya yönelik formalite bir evlilik olduğu tespit edildiğinden bahisle ikamet izin süresinin kısaltıldığı ve 15 gün içinde yurt dışına çıkması gerektiği, aksi halde sınır dışı edileceğine ilişkin İstanbul Valiliği işlemi 06/08/2013 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilmez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise, İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
Dava konusu işlem evliliğin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verileceğine işaret edilerek bu gerekçeyle ve aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan davacının Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça davacının ikamet izninin kısaltılarak on beş günlük süre içerisinde ülkeden çıkışının sağlanması ve davacı hakkında sınır dışı kararı verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Uyuşmazlıkta; davacının Türk vatandaşı ile evliliğine ilişkin yapılan tahkikat sonucu düzenlenen 11/07/2013 tarihli tutanakta; söz konusu adreste kapıyı Türk vatandaşı eşin açtığı, bu kişi tarafından, bahse konu adreste tek başına yaşadığı, davacı ile görüşmedikleri, nerede ikamet ettiği ve ne yaptığı konusunda bilgisinin olmadığı, davacının ikamet izni alabilmek amacıyla kendisini kullandığı, bu sebeple ikamet izninin iptal edilmesini istediği, ayrıca komşularla yapılan görüşmede bu kişiler tarafından, Türk vatandaşı eşin söz konusu adreste tek başına yaşadığı, davacıyı 2 yıldır görmedikleri, nerede ikamet ettiği konusunda da herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarının beyan edildiği hususlarına yer verildiği görülmektedir.
Bu haliyle, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı sabit olan davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.