Danıştay Kararı 10. Daire 2015/1957 E. 2020/3398 K. 30.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/1957 E.  ,  2020/3398 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/1957
Karar No : 2020/3398

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … ili, … ilçesi, … köyü, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binasının yol yapım çalışması nedeniyle zarar gördüğünden bahisle … TL maddi zararın tazmin edilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; …–… yol yapım çalışmaları sırasında zarar gördüğü belirtilen … ili, … ilçesi, … Köyü, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın yapımı için fen ve sağlık kurallarına uygun yapıldığı hususunda proje hazırlanarak valiliğe sunulmadığı gibi muhtarlıktan yazılı izin belgesi alınmadığı, ayırca binanın can ve mal güvenliğinin sağlanması için asgari özelliklere uygun inşa edilip edilmediğinin yetkili idarece bilinmediği, dolayısıyla binanın inşası için gerekli yasal şartların oluşmadığı anlaşıldığından, davacıya ait binanın meşru, haklı ve hukuken korunmaya değer bir nitelik taşımadığı, tazminat ödenmesi için gerekli koşulların oluşmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, davaya konu yapının ruhsatsız olmasının idarenin hizmet kusurunu ortadan kaldırmadığı, binanın yasal olduğuna ilişkin muhtarlık kaydı bulunduğu, binanın ruhsatsız olmasının yaşam hakkının ihlal edildiği olgusunu ortadan kaldırmayacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava dosyasının incelenmesinden, … ili, … ilçesi, … köyü, , … parsel parsel sayılı taşınmazdaki binanın … – … yol yapım çalışmaları sırasında meydana gelen kayma nedeniyle zarar gördüğü, binada çatlaklar oluştuğu, davacı tarafından zarar miktarının belirlenmesi amacıyla … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan … Değişik İş sayılı tespit dosyasında yer alan bilirkişi raporunda; yol yapım çalışması nedeniyle zarar gören binanın oturulmaya müsait olmadığından bahisle, bina değerinin … TL olarak belirlendiği, bu miktarın davacıya ödenmesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davanın;
İdare Mahkemesince, binanın inşası için gerekli yasal şartların oluşmadığı anlaşıldığından, davacıya ait binanın meşru, haklı ve hukuken korunmaya değer bir nitelik taşımadığı, tazminat işlemi için gerekli koşulların oluşmadığı gerekçesiyle reddedildiği; davacının, kararın temyiz yoluyla incelenerek bozulması istemiyle başvurduğu anlaşılmıştır.
Olay ile ilgili olarak delil tespiti isteminde bulunmuş ve bilirkişi raporunda yol yapım çalışması nedeniyle zarar gören binanın, oturulmaya müsait olmadığı belirtilmiştir .
Kamu makamlarının şehir planlama ve imar uygulamaları ve bu kapsamda verecekleri izinler ve hizmetler çerçevesinde geniş takdir yetkileri bulunmaktadır. Ancak, kamu makamlarının bu takdir yetkilerini kullanırken bireylerin mülkiyet haklarının korunması için zamanında, makul ve tutarlı bir biçimde hareket etmeleri beklenmektedir.
Uyuşmazlıkta; davacının, mülkiyetinde bulunan tarla üzerinde oturmak amaçlı yapılan konut için muhtarlıktan izin alınmamış ise de; bu durum, kamu makamlarının gözetimi ve denetimi altında yürütülen bir yol yapım faaliyeti sırasında yaşanan toprak kayması sonucu konutunda zarar meydana geldiği gerçeğini değiştirmemektedir. İdarenin kusuru nedeniyle davacının konutu zarar görmüş, ancak buna rağmen başvurucuya hiçbir tazminat ödenmemiştir. Bu durumda davacının kamu hizmetlerinin yürütümü sırasında, şahsi olarak aşırı ve olağandışı bir külfet yüklendiği bu nedenle doğan zararın tazmini gerekirken, aksi yöndeki kararda hukuki isabet görülmemiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesinin benzer konudaki bir bireysel başvuruda verdiği kararda bu yöndedir. (Başvuru Numarası: … )
Öte yandan; tazmin edilecek miktara karar verilirken, davacının kusurunun da araştırılması gerekecektir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda belirtilen gerekçeyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum.