Danıştay Kararı 10. Daire 2015/1793 E. 2020/4275 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/1793 E.  ,  2020/4275 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2015/1793
Karar No: 2020/4275

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, evladı olduğu … Vakfının mazbut vakıflar arasına alınmasına ilişkin … Genel Müdürlüğü İdare Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ve bu kararın dayanağı olduğu belirtilen … tarih ve … sayılı karar kaldırılarak anılan vakfın mazbut vakıf statüsünden çıkartılması ve vakıftan doğan intifa, maaş, kira geliri ile diğer tüm haklarının tarafına ödenmesi istemiyle yapılan 01/04/2014 tarihli başvurunun reddine ilişkin … Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; davacının vakfın mazbut vakıf statüsünden çıkartılması ve vakıf senedi gereği vakıftan doğan intifa, maaş, kira geliri ve diğer tüm haklarının tanınmasına karar verilmesi şeklinde iki talebinin bulunduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın her iki talep açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, olayda, dava konusu vakfın mülga 2762 sayılı Vakıflar Kanunu uyarınca mazbut vakıflar arasına alındığı, anılan Kanun’un 39. maddesine göre on seneden beri mütevelliliği kimseye tevcih edilmemiş olan vakıflarda artık tevcih yapılamayacağının belirtildiği, 27/02/2008 tarih ve 26800 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 7. maddesi ile de belirtilen Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce mazbut vakıflar arasına alınan vakıflara bir daha yönetici seçimi ve ataması yapılamayacağının hüküm altına alındığı, buna göre, 5737 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce mazbut vakıflar arasına alınan ve bu nedenle bir daha yönetici ataması yapılamayacak dava konusu vakfın yönetiminin davalı idarece yerine getirilmesinin gerekeceği anlaşıldığından, vakfın mazbut vakıflar arasından çıkartılması talebinin yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, her ne kadar davacı tarafından, vakfın; ancak mahkeme kararı ile mazbut vakıflar arasına alınabileceği ileri sürülmekte ise de vakıfların Genel Müdürlükçe idare edilebilmeleri için mahkeme kararı gerektiğine yönelik hükmün 5737 sayılı Kanun ile getirildiği, dava konusu vakfın mazbut vakıflar arasına alındığı tarihte böyle bir yükümlülüğün bulunmadığı anlaşıldığından davacının bu iddiasının yerinde görülmediği, öte yandan, 5737 sayılı Kanun’un 75. maddesine göre mazbut vakıfların vakfiyelerindeki şartlar doğrultusunda ilgililerin haklarının saklı olduğu, Vakıflar Yönetmeliği’nin 53. maddesine göre vakıf evlatlarının dilekçe ile vakfiye şartı gereği vakıf evladı olduğunu ve galle fazlası almaya hak kazandığını gösteren mahkeme kararıyla başvuruda bulunarak galle fazlasını talep edebileceği, davacının …Vakfının evladı olduğunun … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile tespit edildiği; ancak anılan kararda davacının galle fazlası almaya hak kazandığı yönünde bir tespit yapılmadığı, vakıf evladı olunmasının vakfın galle fazlasından yararlanılması sonucunu doğurmayacağı, bu hususta esas olanın vakıf senedi olduğu, vakıf senedinin vakıf evladına galle fazlası açısından bir hak tanıyıp tanımadığının ise adli yargı mercii tarafından belirlenmesi gerektiği, bu husustaki değerlendirmenin Mahkemelerince yapılamayacağı, davacı tarafından sunulan mahkeme kararında da bu yönde bir belirleme yapılmaması sebebi ile davacının galle fazlasından yararlanma talebinin kabul edilemeyeceği, bu durumda, davacı tarafından … mazbut vakıf statüsünden çıkartılması ve vakıftan doğan intifa, maaş, kira geliri ve diğer tüm hakların tanınmasına karar verilmesi istemi ile yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacı tarafından, yapılan başvurunun Vakıflar Meclisi tarafından karara bağlanması gerektiği, işlemin yetki yönünden hukuka aykırı olduğu, mülhak bir vakfın mazbut vakıf statüsüne alınması için mahkeme kararı gerektiği, İdare Mahkemesince galle fazlasından yararlanıp yararlanılmayacağının adli yargı tarafından verilecek karar ile tespit edileceği belirtilmesine rağmen bu bakımdan davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usûl ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince; Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının duruşma istemi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usûl ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY:

Dava, davacı tarafından, evladı olduğu … Vakfının mazbut vakıflar arasına alınmasına ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğü İdare Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ve bu kararın dayanağı olduğu belirtilen … tarih ve … sayılı karar kaldırılarak anılan vakfın mazbut vakıf statüsünden çıkartılması ve vakıftan doğan intifa, maaş, kira geliri ile diğer tüm haklarının tarafına ödenmesi istemiyle yapılan 01/04/2014 tarihli başvurunun reddine ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
13/06/1935 tarih ve 3027 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan mülga 2762 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 3. maddesinde; “İdare meclisi: A – Her yıl için Umum Müdürlükçe yapılacak bütçe ve kat’î hesab kanun lâyihalarını inceler ve gereğine göre değiştirir ve tamamlar; B – Vakıf işlerine aid kanun ve nizamname lâyihalarını inceler veya hazırlar; C – Kanun ve nizamlarla verilen vazifeleri yapar; Ç – Umum Müdürlükçe lüzum gösterilen işlerde kararlar verir.”, 4. maddesinde; “Umum Müdürlük: A – Vakıfları idare ve temsil eder; B – Vakıf malları ve mimarî veya tarihî değeri olup idaresi vakfa aid olan eserleri muhafaza ve imar eder; C – Vakfa aid müesseseleri gayelerine göre yaşatır; Ç – Vakıf paraları nemalandırır; D – Mütevellileri tayin ve icabında azleder; E – Kanun ve nizamlarla kendisine verilen vazifeleri görür. Bu vazifelerin nasıl görüleceği bu kanunun tatbik sureti hakkında yapılacak nizamnamede gösterilir.”
hükümleri yer almaktayken, anılan hükümler 18/04/1984 tarih ve 18435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan mülga 227 sayılı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 33. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin “Vakıflar Meclisinin görevleri” başlıklı 5. maddesinde ise “Vakıflar Meclisinin görevleri şunlardır; a) Mazbut, mülhak ve yeni vakıflara ait gayri menkullerin alım, satımına karar vermek, b) Vazife ve şartlarının yerine getirilmesine maddeten imkan kalmayan vakıflarda bu vazife ve şartları değiştirmeye karar vermek, c) Vakıfların kütüğe tescili konusunda karar vermek, d) Akar toprak satış bedellerinden gayrimenkul satın alınmasına karar vermek, e) On yıl süre ile emaneten yönetilen vakıfların mazbut vakıflar arasına alınmasına karar vermek, f) Vakıflarla ilgili kanun, tüzük ve yönetmelik taslaklarını hazırlamak veya hazırlatmak ve karara bağlamak, g) Bütçe ve kesin hesapları inceleyerek karara bağlamak, h) Vakıflar Genel Müdürlüğünce lüzum gösterilen işlerde kararlar vermek.” hükmüne yer verilmiştir. Yine mülga 2762 sayılı Kanun’un 39. maddesinde; “Bu kanunun birinci maddesinde Umum Müdürlük tarafından idare edileceği gösterilen ve bu kanunun neşri tarihine kadar mazbutiyet altına alınmış olan vakıfların mazbutiyetleri kaldırılmaz. On seneden beri mütevelliliği kimseye tevcih edilmemiş olan vakıflarda artık tevcih yapılmaz. Ancak alakalıların vakfiyeye göre intifa hakları mahfuzdur.” hükmüne yer verilmiştir.
27/02/2008 tarih ve 26800 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve 2762 sayılı Kanun ile 227 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yi yürürlükten kaldıran 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde; “Bu Kanunun uygulanmasında; … Mazbut vakıf: Bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıfları, … ifade eder.”, “Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar” başlıklı 7. maddesinde; “On yıl süreyle yönetici atanamayan veya yönetim organı oluşturulamayan mülhak vakıflar, mahkeme kararıyla Genel Müdürlükçe yönetilir ve temsil edilir. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce mazbut vakıflar arasına alınan vakıflarla, bu Kanuna göre mazbut vakıflar arasına alınan vakıflara bir daha yönetici seçimi ve ataması yapılamaz. İlgililerin vakfiye şartlarına göre intifa hakları saklıdır. İntifa haklarına ilişkin talepler galle fazlası almaya hak kazanıldığını gösteren mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmekle düşer. Mazbut vakıflarda intifa hakları, galle fazlası almaya hak kazanıldığını gösteren mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren, vakfın son beş yıl içindeki malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlı olmak ve galle fazlasının mevcudiyeti şartıyla Genel Müdürlükçe belirlenir.”, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan “Meclisin oluşumu” başlıklı 41. maddesinde; “Meclis, Genel Müdürlüğün en üst seviyedeki karar organıdır… Meclisin çalışmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan “Meclisin görevleri” başlıklı 42. maddesinde; “Bu Kanunun diğer maddeleri ile belirlenen görevlerinin yanı sıra, Meclis aşağıdaki görevleri de yerine getirir: a) Genel Müdürlüğe, mazbut ve mülhak vakıflara ait akar ve hayrat taşınmazların tahsis, satış ve trampasına yönelik tasarruflarla, kamulaştırmalarda kamu yararı kararını vermek. b) Genel Müdürlük ve işletme müdürlüklerinin bütçelerini onaylamak. c) Genel Müdürlük ve vakıflarla ilgili tüzük ve yönetmelik taslaklarını karara bağlamak. d) Genel Müdürlükçe gerek görülen hususları karara bağlamak.” hükümlerine yer verilmiştir.
… Vakfının, Vakıflar Genel Müdürlüğü İdare Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile mazbut vakıflar arasına alınmasına karar verildiği, davacı tarafından da bu kararının kaldırılarak anılan vakfın mazbut vakıflar arasından çıkartılması ve vakıftan doğan intifa, maaş, kira geliri ile diğer tüm haklarının tarafına ödenmesi istemiyle davalı idareye müracaat edildiğine göre, davacının bu talebinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca Genel Müdürlüğün en üst seviyedeki karar organı olan Vakıflar Meclisince görüşülerek değerlendirme yapılması ve sonucuna göre istemin kabulü ya da reddi şeklinde bir karar verilmesi gerekirken, başvurunun daire başkanı vekili tarafından imzalanan işlem ile reddedilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, yetki yönünden dava konusu işlemin iptal edilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyoruz.