Danıştay Kararı 10. Daire 2015/1735 E. 2020/6878 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/1735 E.  ,  2020/6878 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/1735
Karar No : 2020/6878

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … / …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
2- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
3- … Birliği
VEKİLİ : Av. ….
DAVANIN KONUSU :
1- Davacının geçici itiraz hakem heyeti listesinden kaydının silinmesi nedeniyle yaptığı itiraz başvurusunun reddine dair Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … tarih ve … sayılı işleminin,
2- Herhangi bir sınava tabi tutulmaksızın itiraz hakem heyeti listesine kaydının yapılması talebini içeren başvurusunun reddi yönündeki Hazine Müsteşarlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin,
3- Bu işlemlerin dayanağı olan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 24/07/2013 tarih ve 28717 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değişik 13. maddesinin 1. fıkrasının ve aynı Yönetmelikle 13. maddesine eklenen 3. ve 4. fıkralarının iptali istenmektedir.

DAVACININ_İDDİALARI : Davacının isminin itiraz hakem heyeti listesinden çıkarılarak hakem listesine eklendiği yolundaki … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan itirazının Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından reddedildiği, yine davacının 15/11/2013 tarihinden itibaren yaptığı geçici itiraz hakemliği süresinin dolması nedeniyle sınava tabi tutulmaksızın yeniden itiraz hakemliği listesine kaydedilmesine ilişkin 07/04/2015 tarihli isteminin de davalı Müsteşarlık (Hazine ve Maliye Bakanlığı) tarafından, Yönetmelikte yapılan değişiklik ile sınav şartı getirildiği, yalnızca hukuk alanında doçent ve üzeri akademik unvana sahip olanlar ile adli yargı hakim emeklilerinin sınavdan muaf tutulduğu, davacının muafiyet gerektiren bir durumunun olmadığı gerekçesiyle reddedildiği ancak kendisinin hakemlik için gerekli deneyime sahip olduğu, 2009 yılından itibaren sigorta hakemliği yaptığı, 2013 yılından itibaren de geçici itiraz hakemliği yaptığı, hukuk alanında doçent ve üzeri akademik unvana sahip olanlar ile adli yargı hakim emeklilerine getirilen muafiyetin haksız olduğu, dava konusu işlemlerin dayanağı olan iptali istenen Yönetmelik maddesinin kanunu aşar nitelikte düzenlendiği ileri sürülmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI :
Davalı Cumhurbaşkanlığının Savunması: : 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 8. fıkrasının (c) bendinde yer alan “Sigorta hukukunda en az beş yıl veya sigortacılıkta en az on yıl deneyimi olması gerekir. Müsteşarlık bu fıkra uyarınca aranacak deneyim ve bu deneyime esas teşkil eden bilginin tespitine ilişkin ölçütleri belirlemeye yetkilidir.” hükmü gereğince Müsteşarlığa yetki verildiği, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte 24/07/2013 tarihinde yapılan değişiklikle eklenen geçici itiraz hakemliğini düzenleyen Geçici 1. madde uyarınca davacının atamasının yapıldığı, bu hüküm gereği asaleten atanan itiraz hakemlerinin göreve gelmesiyle geçici itiraz hakemlerinin görevlerinin sonlandırılacağının açık olduğu, kanunla verilen yetkinin kullanıldığı, savunulmaktadır.
Davalı Hazine ve Maliye Bakanlığının Savunması: Hazine Müsteşarlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin icrai nitelikte bir işlem olmadığı, işlem icrai olmadığından iptali istenen yönetmelik hükmü için dava açma süresinin geçtiği, Komisyon kararlarına itiraz müessesesinin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na 03/04/2013 tarihinde Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile getirildiği, asaleten itiraz hakemleri atanana kadar geçici itiraz hakemliği öngörüldüğü, Yönetmeliğe eklenen Geçici 1. madde ile bu hususun düzenlendiği, şartları taşıyan hakemler arasından seçildiği, asaleten göreve gelenlerle bu kişilerin görevinin sonlanacağının açıkça düzenlendiği, savunulmaktadır.
Davalı Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliğinin Savunması: İtiraz hakemlerinin belirlenmesi için sınav şartının getirildiği, sınav sürecinin tamamlanamaması nedeniyle sınavsız olarak hakemler arasından geçici olarak itiraz hakemi atandığı, davacının geçici itiraz hakemleri için belirlenen geçici itiraz hakemliği süresinin dolduğu, sınavdan muafiyeti de bulunmadığından sınava tabi olduğu, davacının yönetmeliğin geçici 1. maddesi kapsamında geçici olarak atandığını bildiğini, kazanılmış bir haktan söz edilemeyeceği, savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğni, … tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değişik 13. maddesinin 1. fıkrasının ve aynı Yönetmelikle eklenen 3. ve 4. fıkralarının, 18/04/2019 tarih ve 30749 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 4 üncü maddesi ile tamamıyla değiştirildiğinden, dava konusu edilen Yönetmelik hükmünün iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiği, dava konusu bireysel işlemler yönünden ise hakemlik yapan ve 2013 yılında yapılan değişiklik sonrası idarece geçici itiraz hakemi heyetine atanan davacının, görev süresi bitiminde itiraz hakemi olabilmesi için sınavdan muaf tutulmasını sağlayacak nitelikte yasal bir düzenleme bulunmadığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi gereğince bilgi ve deneyimin tespiti için yetki verilen Hazine Müsteşarlığı tarafından davacının sınav koşuluna bağlanan itiraz hakem heyeti listesine sınavsız olarak kaydının yapılmasına olanak bulunmadığı, sınav koşulunu taşımadığından bahisle hakkında tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, davacının Geçici İtiraz Hakem Heyeti listesinden kaydının silinmesi nedeniyle yaptığı itiraz başvurusunun reddine dair Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … tarihli, … sayılı işlemi ile herhangi bir sınava tabi tutulmayarak İtiraz Hakem Heyeti listesine kaydının yapılması talebini içeren başvurusunun reddi yönündeki Hazine Müsteşarlığı’nın … günlü, … sayılı işleminin ve bu işlemlerin dayanağı olan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 24.7.2013 tarihli ve 28717 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle değişik 13. maddesinin 1., 3. ve 4. fıkralarının iptali istemiyle açılmıştır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 2. maddesinde; “o) Sigorta hakemi: Sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkları çözen kişiyi,” ifade edeceği tanımı yapılmış, ancak itiraz hakemi ve diğer hakem ayrımı yapılmaksızın sigorta hakemlerinin nitelikleri Yasanın 30’uncu maddesinde belirlenmiştir.
5684 sayılı bu Kanunun 18.4.2013 tarih ve 28622 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6456 sayılı Kanunla yapılan değişikliği de içeren 30. maddesinin 1. fıkrasında; “Sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden veya Hesaptan faydalanacak kişiler ile Hesap arasında doğan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla Birlik nezdinde Sigorta Tahkim Komisyonu oluşturulur. Sigortacılık yapan kuruluşlardan, sigorta tahkim sistemine üye olmak isteyenler, durumu yazılı olarak Komisyona bildirmek zorundadır. Sigorta tahkim sistemine üye olan kuruluşlarla uyuşmazlığa düşen kişi, uyuşmazlık konusu sözleşmede özel bir hüküm olmasa bile tahkim usûlünden faydalanabilir. İlgili mevzuat ile zorunlu tutulan sigortalardan kaynaklanan bu fıkra kapsamındaki uyuşmazlıklar için ilgili kuruluş sigorta tahkim sistemine üye olmasa dahi hak sahipleri bu bölüm hükümlerine göre tahkim usulünden faydalanabilir. Sigorta tahkim sistemine üye olmayan kuruluşlar bakımından Sigorta Tahkim Komisyonu giderlerine katılım Hazine Müsteşarlığınca ayrıca belirlenir.” kuralı ile aynı maddenin 7. fıkrasında ise, “Uyuşmazlıklar, hayat ve hayat dışı sigorta gruplarının sadece birinde görev yapacak olan sigorta hakemleri ve raportörler aracılığıyla çözülür.” düzenlemesine yer verildikten sonra 8. fıkrasında; ”Sigorta hakemlerinin; a) Malî güç dışında sigorta şirketi ve reasürans şirketi kurucularında aranan nitelikleri taşıması, b) En az dört yıllık yüksek okul mezunu olması, c) Sigorta hukukunda en az beş yıl veya sigortacılıkta en az on yıl deneyimi olması, gerekir. (Ek cümle: 13/6/2012-6327/58 md.) Müsteşarlık bu fıkra uyarınca aranacak deneyim ve bu deneyime esas teşkil eden bilginin tespitine ilişkin ölçütleri belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almıştır.
Görüldüğü üzere Kanun koyucu, sigorta hakemlerinin, malî güç dışında sigorta şirketi ve reasürans şirketi kurucularında aranan nitelikleri taşımaları, en az dört yıllık yüksek okul mezunu olmaları ve sigorta hukukunda en az beş yıl veya sigortacılıkta en az on yıllık deneyimlerinin bulunması gerektiğini belirterek, bu kişilerde bulunması gereken niteliklerle ilgili asli düzenlemeyi yapmış, sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların sigorta hukukunda veya sigortacılıkta belirli bir bilgi birikimi ve deneyime sahip kişiler tarafından çözülmesini sağlamak amacıyla sigorta hakemlerinde aranacak deneyim ve bu deneyime esas teşkil eden bilginin tespitine ilişkin ölçütleri belirleme konusunda ise Hazine Müsteşarlığına yetki vermiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 13. maddesinin 8. fıkrasında öngörülen nitelikleri taşıdığından bahisle 13. maddenin 3. fıkrasında yer alan sınav şartından muaf olarak 2009 yılından itibaren hakem, anılan Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi gereğince de 15.11.2013 tarihinden itibaren geçici itiraz hakemi olarak görev yapmakta iken bahsi geçen Yönetmelikte 24.7.2013 tarihli, 28717 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle değişiklik yapılması üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … tarihli, … sayılı ve … tarihli, … sayılı yazıları gereğince sınavdan muaf olma talebiyle yaptığı itiraz başvurusuna cevaben tesis edilen … tarihli, … sayılı işlemin ve Hazine Müsteşarlığı tarafından; davacının haiz olduğu nitelik gereğince sınavdan muaf sayılanlar arasında yer almadığından bahisle 15.11.2013 tarihinden itibaren yaptığı geçici itiraz hakemliği sürecinin sona erdiği, sınava tabi tutulmaksızın itiraz hakemleri listesine tekrar kaydedilmesine olanak bulunmadığı yönünde tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin ve bu işlemlerin dayanağı olan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin; 24.7.2013 tarihli, 28717 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle değişik 13. maddesinin 1., 3. ve 4. fıkralarının, Sigortacılık Kanunu’nun 30/8 ve 30/10. maddelerine aykırı olarak sınav koşulu getirmesi nedeniyle hukuka aykırı olduğunu öne sürerek iptalini istediği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Yönetmelik değişikliğine dair düzenlemede, 19.1.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle belli yönlerden değişiklik yapıldığı görülmektedir.
Ancak, uyuşmazlık öncelikle Yönetmelik değişikliğinin iptali istemi yönünden ele alındığında, davacı itiraz hakemliği yapabilmek için kendisi yönünden sınav koşulunun aranmaması gerektiğini öne sürmekte ve bu nedenle dava konusu Yönetmelik değişikliği ile getirilen hükümlerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla iptali isteminde bulunmakta olup söz konusu düzenlemeler, davacının iddiasına yönelik olarak salt sınav koşulu yönünden üst hukuk normları irdelenerek incelenmiştir.
Bu bağlamda, her ne kadar 5684 sayılı Yasada doğrudan sınav koşulu getirilmemiş ise de, anılan Yasanın 30. maddesinin 8. fıkrasında yer alan “(Ek cümle: 13/6/2012-6327/58 md.) Müsteşarlık bu fıkra uyarınca aranacak deneyim ve bu deneyime esas teşkil eden bilginin tespitine ilişkin ölçütleri belirlemeye yetkilidir.” hükmü getirilmek suretiyle sigorta hakemi olmak isteyenlerin seçiminde adayların deneyim ve bilgisinin tespitini sağlamaya yönelik olarak Hazine Müsteşarlığı’na yetki verildiği açıktır.
Dava konusu işlem tarihi itibariyle yürürlükte olan ve uyuşmazlığa yol açan 24.7.2013 tarihli, 28717 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik değişikliğini içeren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde, itiraz hakem heyetinin, sigorta hakem kararlarına karşı yapılan itiraz talebini incelemek üzere Komisyon tarafından oluşturulan üç kişilik hakem heyetini ifade edeceği belirtilmiş ve bu Yönetmeliğin 13. maddesinin iptali istenen 1. fıkrasında, “Kanunun 30 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen niteliklere sahip olan ve sigorta hakemliği yapmak isteyen kişilerden; bu maddenin üçüncü fıkrasında öngörülen sınavdan muaf olanlar gerekli şartları taşıdığını gösterir belgelerle birlikte Listeye kaydolmak için Komisyona, sınava tabi olanlar ise sınavı yapacak kuruluşa başvurur.” kuralı ile birinci fıkrada atıfta bulunulan 3. fıkrasında, ”Müsteşarlıkça yapılacak veya yaptırılacak sınavda başarılı olanlar sigorta hakemliği için Komisyona başvurabilir. Hukuk alanında doçent ve üzeri akademik unvana sahip olanlar ile adli yargı hakim emeklileri sınavdan muaftır. Sınav, itiraz hakem heyetinde yer almak isteyenler ile diğer hakem adayları için ayrı ayrı yapılır. Ancak, itiraz hakem heyetinde yer alacaklar hariç olmak üzere, Müsteşarlık, gerek görülen hâllerde sigorta hakemleri için sınav mecburiyetini kaldırabilir. İtiraz hakem heyetinde yer alacaklarda aranacak deneyim süresi sigorta hukuku için en az on yıl sigortacılık için en az oniki yıl olarak uygulanır.” kuralı ve 4. fıkrasında ise ”İtiraz hakem heyeti için başvuru yapılmaması ya da sınav kazananın olmaması nedeniyle itiraz hakem heyetinin hiç ya da yeterli sayıda oluşturulamaması durumunda Komisyon tarafından itiraz hakem heyetinde yer alabilecek nitelikteki sigorta hakemleri arasından gönüllülük esasına göre Müsteşarlıkça yapılacak değerlendirme sonucunda yeterli sayıda atama yapılır. Bu şekilde geçici atanan itiraz hakem heyeti hakemlerinin görev süresi, asıl hakem atamasıyla son bulur. Atanan asıl hakemler nedeniyle hangi geçici hakemlerin görevinin biteceği Müsteşarlıkça yapılacak kura usulüyle belirlenir.” kuralı getirilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin 24.7.2013 tarihli, 28717 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile eklenen ve “Geçici itiraz hakem heyetinin atanması” başlığını taşıyan Geçici 1. maddesinde; “18/9/2013 tarihi itibarıyla sınav sürecinin sonuçlandırılamaması nedeniyle itiraz hakem heyetinin oluşturulamaması durumunda ihtiyaç hâlinde Komisyon tarafından itiraz hakem heyetinde yer alabilecek nitelikteki sigorta hakemleri arasından gönüllülük esasına göre Müsteşarlıkça yapılacak değerlendirme sonucunda yeterli sayıda atama yapılır. Bu şekilde geçici atanan hakemlerin görev süresi bir yılı aşmamak kaydıyla asıl hakemler atanana kadar devam eder. Atanan asıl hakemler nedeniyle hangi geçici hakemlerin görev süresinin biteceği Müsteşarlıkça yapılacak kura usulüyle belirlenir.” kuralının getirildiği görülmüştür.
Her ne kadar, yukarıda belirtilen ve uyuşmazlığa yol açan Yönetmeliğin 13. maddesinin 1, 3 ve 4. fıkralarının iptali istemiyle bakılan dava açıldıktan sonra 19.1.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle bahsi geçen 4. fıkra 5. fıkraya teselsül ettirilmiş, anılan maddenin 1 ve 3. fıkralarında değişikliğe gidilmiş ise de, bu fıkralarda yer verilen sınav koşulunu ortadan kaldırır nitelikte bir düzenleme yapılmadığı, Yönetmelik değişikliğinin hakem heyeti üyeliği için sınav koşulunu öngören kısmına yönelik yeni bir düzenleme içermediği görülmektedir.
Zira, dava konusu değişikliği içeren Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. ve 3. fıkralarında iş bu dava açıldıktan sonra 19.1.2016 tarihli, 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle; 1. fıkrada yer alan “hakemliği yapmak” ibaresi “hakemi olmak” şeklinde, “Hakemlik yapmak” ibaresi “Hakem olmak” şeklinde değiştirilmiş; üçüncü fıkrasındaki “Hukuk alanında doçent ve üzeri akademik unvana sahip olanlar ile adli yargı hâkim emeklileri sınavdan muaftır.” ibaresi ile “Ancak itiraz hakem heyetinde yer alacaklar hariç olmak üzere,” ibaresi yürürlükten kaldırılmış, aynı maddeye dördüncü fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiş olup, iptali istenilen 4. fıkra 5. fıkraya teselsül ettirildiğinden iptal iddiaları; yukarıda da değinildiği gibi 1. ve 3. fıkraların sınav koşulu yönünden aynen korunan kısımlarına ve lafzıyla birlikte aynen korunan 4. fıkradaki düzenlemelerin teselsül ederek taşınmış olduğu 5. fıkraya yönelik olarak irdelenmiştir.
O halde, yukarıda da açıklandığı üzere davalı idarelerden Müsteşarlığın 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile sigorta hakemlerinde aranacak deneyim ve bu deneyime esas teşkil eden bilginin tespitine ilişkin ölçütleri belirlemeye yetkili kılındığı hususu dikkate alındığında, sözü edilen bilginin tespit ve değerlendirmesinin objektif bir yöntem olan sınav ve başarı esasına göre yapılmasının öngörülmesine dair Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. ve 3. fıkralarında hukuka ve kamu yararı ile hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, uyuşmazlık itiraz hakem heyetine sınavla atanmaya yönelik olduğundan, salt hakem heyeti için öngörülen sınavdan muaf olma durumu, sözkonusu Yönetmelikle yürürlükten kaldırılmış ise de, itiraz hakem heyeti sınavında başarı sağlanamaması ya da başvuru olmaması veya yeterli sayıda oluşturulamamasına durumuna göre itiraz hakem heyetinin oluşturulma yönteminde, bu şekilde oluşturulan heyette yer alanların asıl hakem atamasıyla görev sürelerinin kura yöntemiyle sona erdirilmesine dair 5. fıkrada yer alan (değişiklikten önceki 4. fıkra) düzenlemede de hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bireysel işlemler yönünden davacının iptal istemine gelince;
Bilindiği üzere, kariyer gerektiren meslek grupları için ve/veya meslek içinde yükselme-ilerleme ya da belli bir görevin kazanılması, yürütülmesi bakımından deneyim, hizmet süresi gibi kriterlerin aranması ve idarece sınav koşulu getirilmesinde öncelikle çerçeve ve üst hukuk normlarının belirleyici olduğu, adayların seçimi konusunda ise Yönetmelikle idarelere yetki verilebileceği kuşkusuzdur.
Yukarıda alıntısı yapılan 5684 sayılı Kanunun 30. maddesinin 8. fıkrasının (c) bendine 13.6.2012 kabul tarihli, 6327 sayılı Kanunla eklenen “Müsteşarlık bu fıkra uyarınca aranacak deneyim ve bu deneyime esas teşkil eden bilginin tespitine ilişkin ölçütleri belirlemeye yetkilidir.” hükmüne tekraren değinildiğinde, davalı idarelerden Müsteşarlığa Sigorta hakemlerinin seçimi için deneyim ve bu deneyime esas teşkil eden bilginin tespiti için gereken ölçütleri belirleme konusunda yetki verildiği kuşkusuz olup, bu bağlamda objektif ölçütleri barındırdığı hususunda duraksama bulunmayan ve dava konusu bireysel işlemlerin tesisinde yargısal denetime de açık olan sınav koşulunun aranmasında eşitlik, hizmet gerekleri ilkeleri ile hukuka aykırılık bulunduğundan söz edilemeyecektir.
Zira, sınav; kişinin belirli bir konu hakkında edindiği bilgiyi ölçmek için kullanılan kişinin mesleğe uygun yeterliliğinin değerlendirilmesi ve birden çok aday arasında seçim yapılabilmesi için tercih edilen objektif ölçme ve değerlendirme teknikleri kullanılmasına olanak tanıyan bir yöntemdir.
Bu durumda, hakemlik yapan ve 2013 yılından itibaren oluşan koşullar bakımından idarece geçici itiraz hakemi heyetine atanan davacının, görev süresi bitiminde itiraz hakemi olabilmesi için sınavdan muaf tutulmasını sağlayacak nitelikte yasal bir düzenleme bulunmadığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi gereğince bilgi ve deneyimin tespiti için yetki verilen Hazine Müsteşarlığı tarafından davacının sınav koşuluna bağlanan itiraz hakem heyeti listesine sınavsız olarak kaydının yapılmasına olanak bulunmadığı anlaşıldığından, sınav koşulunu taşımadığından bahisle hakkında tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava;
1- Davacının geçici itiraz hakem heyeti listesinden kaydının silinmesi nedeniyle yaptığı itiraz başvurusunun reddine dair Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … tarih ve … sayılı işleminin,
2- Herhangi bir sınava tabi tutulmaksızın itiraz hakem heyeti listesine kaydının yapılması talebini içeren başvurusunun reddi yönündeki Hazine Müsteşarlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin,

3- Bu işlemlerin dayanağı olan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 24/07/2013 tarih ve 28717 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değişik 13. maddesinin 1. fıkrasının ve aynı Yönetmelikle 13. maddesine eklenen 3. ve 4. fıkralarının iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı Hazine ve Maliye Bakanlığının … tarih ve … sayılı işleminin icrai nitelikte bir işlem olmadığı, işlem icrai olmadığından iptali istenen yönetmelik hükmü için dava açma süresinin geçtiği yönündeki iddiası yerinde görülmemiştir.
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (o) bendinde; “Sigorta hakemi: Sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkları çözen kişi,” olarak tanımlanmış, itiraz hakemi ve diğer hakem ayrımı yapılmaksızın sigorta hakemlerinin nitelikleri Kanun’un 30’uncu maddesinde belirlenmiştir.
5684 sayılı Kanun’un 18/04/2013 tarih ve 28622 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6456 sayılı Kanunla yapılan değişikliği de içeren 30. maddesinin 1. fıkrasında; “Sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden veya Hesaptan faydalanacak kişiler ile Hesap arasında doğan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla Birlik nezdinde Sigorta Tahkim Komisyonu oluşturulur. Sigortacılık yapan kuruluşlardan, sigorta tahkim sistemine üye olmak isteyenler, durumu yazılı olarak Komisyona bildirmek zorundadır. Sigorta tahkim sistemine üye olan kuruluşlarla uyuşmazlığa düşen kişi, uyuşmazlık konusu sözleşmede özel bir hüküm olmasa bile tahkim usûlünden faydalanabilir. İlgili mevzuat ile zorunlu tutulan sigortalardan kaynaklanan bu fıkra kapsamındaki uyuşmazlıklar için ilgili kuruluş sigorta tahkim sistemine üye olmasa dahi hak sahipleri bu bölüm hükümlerine göre tahkim usulünden faydalanabilir. Sigorta tahkim sistemine üye olmayan kuruluşlar bakımından Sigorta Tahkim Komisyonu giderlerine katılım Hazine Müsteşarlığınca ayrıca belirlenir.” hükmüne, aynı maddenin 7. fıkrasında ise, “Uyuşmazlıklar, hayat ve hayat dışı sigorta gruplarının sadece birinde görev yapacak olan sigorta hakemleri ve raportörler aracılığıyla çözülür.” düzenlemesine yer verildikten sonra 8. fıkrasında; ”Sigorta hakemlerinin; a) Malî güç dışında sigorta şirketi ve reasürans şirketi kurucularında aranan nitelikleri taşıması, b) En az dört yıllık yüksek okul mezunu olması, c) Sigorta hukukunda en az beş yıl veya sigortacılıkta en az on yıl deneyimi olması, gerekir. (Ek cümle: 13/6/2012-6327/58 md.) Müsteşarlık bu fıkra uyarınca aranacak deneyim ve bu deneyime esas teşkil eden bilginin tespitine ilişkin ölçütleri belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almıştır.

Dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihler itibariyle yürürlükte olan ve uyuşmazlığa yol açan, 24/07/2013 tarih ve 28717 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliğini içeren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde, itiraz hakem heyetinin, sigorta hakem kararlarına karşı yapılan itiraz talebini incelemek üzere Komisyon tarafından oluşturulan üç kişilik hakem heyetini ifade edeceği belirtilmiş ve bu Yönetmeliğin 13. maddesinin iptali istenen 1. fıkrasında, “Kanunun 30 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen niteliklere sahip olan ve sigorta hakemliği yapmak isteyen kişilerden; bu maddenin üçüncü fıkrasında öngörülen sınavdan muaf olanlar gerekli şartları taşıdığını gösterir belgelerle birlikte Listeye kaydolmak için Komisyona, sınava tabi olanlar ise sınavı yapacak kuruluşa başvurur.” kuralı ile birinci fıkrada atıfta bulunulan 3. fıkrasında, ”Müsteşarlıkça yapılacak veya yaptırılacak sınavda başarılı olanlar sigorta hakemliği için Komisyona başvurabilir. Hukuk alanında doçent ve üzeri akademik unvana sahip olanlar ile adli yargı hakim emeklileri sınavdan muaftır. Sınav, itiraz hakem heyetinde yer almak isteyenler ile diğer hakem adayları için ayrı ayrı yapılır. Ancak, itiraz hakem heyetinde yer alacaklar hariç olmak üzere, Müsteşarlık, gerek görülen hâllerde sigorta hakemleri için sınav mecburiyetini kaldırabilir. İtiraz hakem heyetinde yer alacaklarda aranacak deneyim süresi sigorta hukuku için en az on yıl sigortacılık için en az oniki yıl olarak uygulanır.” kuralı ve 4. fıkrasında ise ”İtiraz hakem heyeti için başvuru yapılmaması ya da sınav kazananın olmaması nedeniyle itiraz hakem heyetinin hiç ya da yeterli sayıda oluşturulamaması durumunda Komisyon tarafından itiraz hakem heyetinde yer alabilecek nitelikteki sigorta hakemleri arasından gönüllülük esasına göre Müsteşarlıkça yapılacak değerlendirme sonucunda yeterli sayıda atama yapılır. Bu şekilde geçici atanan itiraz hakem heyeti hakemlerinin görev süresi, asıl hakem atamasıyla son bulur. Atanan asıl hakemler nedeniyle hangi geçici hakemlerin görevinin biteceği Müsteşarlıkça yapılacak kura usulüyle belirlenir.” kuralı getirilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 24/07/2013 tarih ve 28717 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile eklenen ve “Geçici itiraz hakem heyetinin atanması” başlığını taşıyan Geçici 1. maddesinde; “18/9/2013 tarihi itibarıyla sınav sürecinin sonuçlandırılamaması nedeniyle itiraz hakem heyetinin oluşturulamaması durumunda ihtiyaç hâlinde Komisyon tarafından itiraz hakem heyetinde yer alabilecek nitelikteki sigorta hakemleri arasından gönüllülük esasına göre Müsteşarlıkça yapılacak değerlendirme sonucunda yeterli sayıda atama yapılır. Bu şekilde geçici atanan hakemlerin görev süresi bir yılı aşmamak kaydıyla asıl hakemler atanana kadar devam eder. Atanan asıl hakemler nedeniyle hangi geçici hakemlerin görev süresinin biteceği Müsteşarlıkça yapılacak kura usulüyle belirlenir.” düzenlenmesine yer verilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin, 18/04/2019 tarih ve 30749 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesi ile “Sigorta hakemleri” başlıklı 13. maddesi değiştirilmiştir.

Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 24/07/2013 tarih ve 28717 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değişik 13. maddesinin 1. fıkrasının ve aynı Yönetmelikle eklenen 3. ve 4. fıkralarının iptali isteminin incelemesi;
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 13. maddesi 19/01/2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesi ve 18/04/2019 tarih ve 30749 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 4. maddesi ile tamamıyla değiştirilmiştir.
Anılan değişiklik ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 13. maddesinin dava konusu fıkralarının iptali istemi yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır.
09/04/2015 tarih ve 2015/18764 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu işlemi ile … tarih ve … sayılı Hazine Müsteşarlığı işleminin iptali isteminin incelenmesi:
5684 sayılı Kanun’da doğrudan sınav koşulu getirilmemiş ise de, anılan Kanun’un 30. maddesinin 8. fıkrasında yer alan Müsteşarlık bu fıkra uyarınca aranacak deneyim ve bu deneyime esas teşkil eden bilginin tespitine ilişkin ölçütleri belirlemeye yetkilidir.” hükmü uyarınca sigorta hakemi olmak isteyenlerin seçiminde adayların deneyim ve bilgisinin tespitini sağlamaya yönelik olarak Hazine Müsteşarlığı’na yetki verildiği açık olup, bu yetki kullanılırken de kişinin belirli bir konu hakkında edindiği bilgiyi ölçmek, mesleğe uygun yeterliliğin değerlendirilmesi ve birden çok aday arasında seçim yapılabilmesi için tercih edilen, objektif ölçme ve değerlendirme teknikleri kullanılmasına olanak tanıyan sınav koşulunun aranmasında eşitlik ilkesine, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasının 3. cümlesinde 03/04/2013 tarihinde yapılan değişiklikle “Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir.” hükmü getirilerek hakem kararlarına karşı itiraz hakkı tanınması üzerine, 24/07/2013 tarih ve 28717 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklik Yönetmeliği ile dava konusu Yönetmeliğe eklenen “Geçici itiraz hakem heyetinin atanması” başlığını taşıyan Geçici 1. maddesinde; “18/9/2013 tarihi itibarıyla sınav sürecinin sonuçlandırılamaması nedeniyle itiraz hakem heyetinin oluşturulamaması durumunda ihtiyaç hâlinde Komisyon tarafından itiraz hakem heyetinde yer alabilecek nitelikteki sigorta hakemleri arasından gönüllülük esasına göre Müsteşarlıkça yapılacak değerlendirme sonucunda yeterli sayıda atama yapılır. Bu şekilde geçici atanan hakemlerin görev süresi bir yılı aşmamak kaydıyla asıl hakemler atanana kadar devam eder. Atanan asıl hakemler nedeniyle hangi geçici hakemlerin görev süresinin biteceği Müsteşarlıkça yapılacak kura usulüyle belirlenir.” kuralı getirilmiştir.
Bu doğrultuda, 2013 yılından itibaren oluşan koşullar bakımından idarece dava konusu Yönetmeliğin geçici 1. maddesi kapsamında geçici itiraz hakemi heyetine atanan davacının, görev süresi bitiminde itiraz hakemi olabilmesi için sınavdan muaf tutulmasını sağlayacak nitelikte yasal bir düzenleme bulunmadığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi gereğince bilgi ve deneyimin tespiti için yetki verilen Hazine Müsteşarlığı tarafından davacının sınav koşuluna bağlanan itiraz hakem heyeti listesine sınavsız olarak kaydının yapılmasına olanak bulunmadığı anlaşıldığından, davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 24/07/2013 tarih ve 28717 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değişik dava konusu 13. maddesinin 1. fıkrası ve aynı Yönetmelikle eklenen 3. ve 4. fıkraları yönünden konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. … tarih ve … sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu’nun işlemi ile … tarih ve … sayılı Hazine Müsteşarlığı işleminin iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin haklılık oranına göre … TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, … TL’sinin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, … TL vekâlet ücretinin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.