Danıştay Kararı 10. Daire 2015/1589 E. 2020/4718 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/1589 E.  ,  2020/4718 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/1589
Karar No : 2020/4718

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Müdürlüğü
VEKİLİ : …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Türk vatandaşı ile evli olan … uyruklu davacı tarafından, ikamet izni alabilmek amacıyla yapılan başvurunun, formalite evlilik yaptığı gerekçesiyle reddedilmesine ve 15 gün içerisinde Türkiye’den çıkış yapması gerektiğine ilişkin 04/11/2013 tarihinde bildirilen davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesinin ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğu, dava konusu işlem tarihinde bu konuda yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadığından idarenin, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yaparak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, ayrıca aile birliğinin korunmasının anayasal bir zorunluluk olduğu ve davacının Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadan ikamet izni verilmemesi yönünde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan davalı idareler tarafından davacının 2000 yılında fuhuş yaptığı gerekçesiyle sınır dışı edildiğine yönelik yapılan tespitin ise anılan olayın üzerinden yaklaşık 13 yıl geçtiği ve davacının bu olaydan sonra evlenerek ikamet izni talebinde bulunduğu göz önüne alındığında ikamet izni verilmemesine ilişkin işleme gerekçe oluşturamayacağı gerekçeleriyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı idareler tarafından, davacının Türk vatandaşı ile yapmış olduğu evliliğe yönelik yapılan tahkikatlar sonucu elde edilen tespitler dikkate alınarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Türk vatandaşı ile 15/03/2013 tarihinde evlenen … vatandaşı davacının söz konusu evliliğine yönelik yapılan tahkikatlar sonucunda tarafından, bu evliliğine istinaden ikamet izni başvurusunda bulunulmuştur. Söz konusu başvuruya yönelik davalı idarece yapılan araştırma neticesinde davacının evliliğinin formalite bir evlilik olduğu tespit edildiğinden bahisle başvurusu reddedilmiş ve 15 gün içerisinde Türkiye’den çıkış yapması gerektiği 04/11/2013 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
Uyuşmazlık konusu işlem evliliğin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verileceği ve aile birliğinin korunmasının anayasal bir zorunluluk olduğu belirtilerek davacının Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça ikamet süresinin kısaltılarak sınırdışı edilmesine ilişkin işlem tesis edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmadığından, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Öte yandan dosya içerisinde yer alan davacının evliliğine yönelik olarak yapılan tahkikatlar sonucu düzenlenen 09/09/2013 tarihli tutanakta; davacının belirttiği adres çevresinde yapılan araştırmada komşuları tarafından, adreste yaklaşık 4-5 bayanın ikamet ettiği, eve girip çıkanın belli olmadığı, ne iş yaptıklarının bilmediklerini beyan ettikleri, apartmanda yöneticilik yapan kişiler tarafından ise evde değişik bayanların ikamet ettiği, komşuluk ilişkilerinin bulunmadığı, apartman görevlisine bile kapıya açmadıkları, komşuların yüksek sesten rahatsız oldukları, araçla adrese gelen bir erkeğin aracına binip gittikleri, Türk vatandaşı eşi ise tanımadıklarının beyan edildiği; 23/09/2013 tarihli mülakat formları incelendiğinde; davacı ve Türk vatandaşı eşin benzer sorulara tutarsız cevaplar verdiklerinin görüldüğü; 26/09/2013 tarihli tutanakta; davacının ikamet ettiği binanın yöneticisi tarafından, davacının 4 yıldır bu adreste oturduğu, evli olmadığı, değişik bayan ve erkeklerin eve girip çıktığı, bu durumdan komşuların da rahatsızlık duyduğunun beyan edildiği; 11/10/2013 tarihli tutanakta; davacının ikamet ettiği evin sahibi ile yapılan görüşmede, bu kişi tarafından, evi 4 yıl önce davacının kiraladığı, M.G. isimli kişinin de kefil olduğu, Türk vatandaşı eş olan C.E. isimli kişiyi ise tanımadığının beyan edildiği, C.E. kişi tarafından ise evi 5 ay önce kiraladığının beyan edildiği, devamında ev sahibi ile bir gün sonra yapılan görüşmede evi C.E. isimli kişinin kiraladığının beyan edildiği, binanın apartman görevlisi tarafından, davacının 4 yıl önce evi kiraladığı, eve değişik bayanların ve erkeklerin girip çıktığı, düzensiz bir yaşantılarının olduğu ve bu durumdan komşuların da rahatsızlık duyduklarının beyan edildiği anlaşılmaktadır.
Bu haliyle yukarıda yer verilen tespitler göz önünde bulundurulduğunda; evlilik amacıyla ikamet izni başvurusunda bulunmasına rağmen ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı hususu değişik tarihlerde düzenlenen tutanaklardaki tespitler ile sabit olan davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.