Danıştay Kararı 10. Daire 2015/1588 E. 2020/4720 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/1588 E.  ,  2020/4720 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/1588
Karar No : 2020/4720

TEMYİZ EDEN (DAVALI):… Valiliği
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …
MÜDAHİL (DAVACI): …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … uyruklu olan davacının, 15 gün içerisinde Türkiye’den çıkış yapması aksi halde sınırdışı edileceğinin belirtilmesine ilişkin 13/08/2013 tarihinde bildirilen tarihli davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davalı idarece menfaat karşılığında anlaşmalı olarak evlenildiği veya evliliğin aile birliği içinde olmadığı hususlarına karar verilemeyeceği gibi davalı idarenin hükmen geçerli bir evliliğin geçerliliği hakkında kanaat belirtme hak ve yetkisi bulunmadığı, kaldı ki dosya kapsamına sunulan bilgi ve belgelerden, davacının evliliğinin hangi araştırma ve bilgi ve belge dayanak alınarak formalite olduğunun belirlendiğine dair somut hiçbir delilin yer almadığı, öte yandan 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un yabancıların hangi hallerde sınırdışı edileceğine ilişkin hususları düzenleyen 19. maddesinde belirtilen şartların dava konusu olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından, Türk vatandaşı ile evli olan davacının 15 gün içinde Türkiye’den çıkış yapması yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının Türk vatandaşı ile yapmış olduğu evliliğe yönelik yapılan tahkikat sonucunda; söz konusu evliliğin aile birliği içerisinde ve aynı çatı altında bulunmayan formalite bir evlilik olduğu kanaatine varıldığı, ayrıca buradaki amacın evliliğin geçerli olup olmadığını tespit etmek değil söz konusu evliliğin ikamet izni verilebilmesi için gerekli şartları taşıyıp taşımadığının tespitinin araştırılması olduğu belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davacı tarafından, yeterince inceleme ve araştırma yapılmadan gerçeğe aykırı tutulmuş tutanağın evliliğin formalite bir evlilik olduğunu tek başına ortaya koyabilecek nitelikte olmadığı, öte yandan, yargı yerlerince evliliğin sahteliğine ilişkin verilmiş bir karar olmadıkça idarece bu hususta bir değerlendirme yapılarak işlem tesis edilmesine hukuken olanak bulunmadığı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Türk vatandaşı ile 04/04/2013 tarihinde evlenen … vatandaşı davacı tarafından, bu evliliğine istinaden ikamet izni başvurusunda bulunulmuştur. Söz konusu başvuruya yönelik davalı idarece yapılan araştırma neticesinde davacının evliliğinin formalite bir evlilik olduğu tespit edildiğinden bahisle başvurusu reddedilmiş ve 15 gün süreli çıkış belgesi verilerek bu süre içinde çıkış yapması gerektiği, aksi takdirde sınır dışı edilecekler kapsamına alınacağı 13/08/2013 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
Uyuşmazlık konusu işlem evliliğin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de evliliğin geçersizliğine idarece karar verilemeyeceği ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiyede İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un yabancıların hangi hallerde sınırdışı edileceğine ilişkin hususları düzenleyen 19. maddesinde belirtilen şartların dava konusu olayda gerçekleşmediği gerekçeleriyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmadığından, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Öte yandan dosya içerisinde yer alan davacının evliliğine yönelik olarak ikamet adresi olarak beyan ettiği adreste yapılan tahkikatlar sonucu düzenlenen 02/08/2013 tarihli tutanak incelendiğinde; adres çevresinde yer alan komşular tarafından, fotoğrafı gösterilen şahıslardan davacıyı tanıdıkları ve bekar olarak bildikleri, Türk vatandaşı eşi ise tanımadıkları, davacının bahse konu yerde ikamet ettiği, ancak söz konusu ikamette isminini bilmedikleri bir erkek şahıs ile konuşmalarından yabancı uyruklu olduğu anlaşılan ismini bilmedikleri 30-35 yaşlarında bir bayan şahsın daha ikamet ettiğinin beyan edildiği; ayrıca davacı ve Türk vatandaşı eş ile ayrı ayrı yapılan mülakatlarda benzer sorulara tutarsız ve çelişkili cevaplar verdikleri, davacının, Türk vatandaşı eşinin anne ve babasını tanıdığını ve ailece görüştüklerini beyan etmesine rağmen Türk vatandaşı eşin ise anne ve babasının davacıyı tanımadığı ve görüşmedikleri yönünde beyanda bulunduğu hususlarının tespit edildiği dikkate alındığında; evlilik amacıyla ikamet izni başvurusunda bulunmasına rağmen ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşılan davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.